Türkiye Bayan Dernekleri Federasyonu (TKDF), siyasi parti genel liderleri ve milletvekillerine mektup göndererek başörtüsüyle ilgili anayasa değişikliğine ‘hayır’ demeleri çağrısında bulundu. Mektupta, “Ülkemizde hukuk kuralları referanslarını bir din yahut inançtan değil, seküler prensiplerden, taraf olduğu insan hakları sözleşmelerinden ve anayasalarının bütününden almaktadır. Artık sizlerden yarın yaşayacağımız yıllarımızı ve buna ait yol haritalarına ait korkularımızı belirleyecek olan tarihi ve vicdani sorumluluğunuzun gereği olarak bu değişiklik talebine hayır demenizi bekliyoruz” denildi.

TKDF, başörtüsüyle ilgili anayasa değişikliği teklifine karşı siyasi parti genel liderleri ve milletvekillerine mektup gönderildiğini açıkladı. TKDF’nin mevzuyla ilgili mektubu şöyle:

“9 Aralık 2022’de TBMM’ye sunulan Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun teklifinde yer alan 41. Husus; evlilik yaşının belirtilmemesiyle çocuk evliliklerine, bir kadın-bir erkek şartının yazılmamasıyla erkekler için çok eşliliğe, resmi nikah tabirinin yer almamasıyla yalnızca dini nikaha dayalı evliliklere yol açma ihtimali olan bu düzenlemelere asla evet dememenizi bekliyor ve istiyoruz.

Aynı teklifte yer alan 24. Hususa eklenen paragrafta yapılan düzenleme ise; Anayasa’nın başlangıç bölümüne ve 2. hususundaki laiklik prensibine, Anayasa’nın 14/2. Unsuruna, Anayasa’nın 24. Hususuna ve 3 Aralık 1934 tarih 2596 sayılı İhtilal Yasası’na ve İhtilal Maddelerini koruyan Anayasa’nın 174. unsuruna karşıttır.

“ANAYASA’YA KARŞIT ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ YAPILAMAZ”

Bu nedenle diyoruz ki; Anayasa’ya ters Anayasa değişikliği yapılamaz. Evet demeyiniz.

Anayasa’ya uymayanlarla Anayasa görüşmesi yapılmaz. Evet demeyiniz.

3-4 ay sonra TBMM’de olamayacak milletvekillerinin, Türkiye’nin siyasal sistemini ve geleceğini etkileyecek kararlar almasına evet demeyiniz.

Maddenin gerekçesinde ‘Artık Türkiye’de başörtüsü yasağı yoktur’ tabiri yer almaktadır. Yasak olmayan bir şeyin hür bırakılması Anayasal hak ve özgürlükleri tartışılır hale getirmektedir. Bu anlayışa evet demeyiniz.

Her hakkın sınırlanabilirliği memleketler arası bir hukuk kuralı olmasına rağmen, burada sınırsız ve mutlak müdafaa, ‘Güvenlik içinde özgürlük’ unsuruna de karşıt olduğu için bu düzenlemeye evet demeyiniz.

Ülkemizde hukuk kuralları referanslarını bir din yahut inançtan değil, seküler prensiplerden, taraf olduğu insan hakları sözleşmelerinden ve anayasalarının bütününden almaktadır. Artık sizlerden yarın yaşayacağımız yıllarımızı ve buna ait yol haritalarına ait telaşlarımızı belirleyecek olan tarihi ve vicdani sorumluluğunuzun gereği olarak bu değişiklik talebine hayır demenizi bekliyoruz.”

İlgili Haberler

Ali Mahir Başarır: “13. Ağır Ceza Mahkemesı Başkanı, Heyeti Hakkında Soruşturma Açılmalı”

Deniz Yücel, A Milli Kadın Voleybol Takımı’nı Hedef Gösterdiği İddia Edilen İmam Hakkında Suç Duyurusunda Bulundu

Can Atalay İçin İstanbul Barosu Önünde Açıklama… İbrahim Kaboğlu: “Yargıtay, Kendini Yasa Koyucu Yerine Koymuştur. Anayasa Mahkemesi, Bu Büyük Skandala Son Noktayı Koyacaktır”