Ato Başkanı Baran’dan Vedat Bilgin’e Ziyaret: “İşverenlerin Prim Ödeme Gün Sayısının 7 Bin 200 Güne Çekilmesi Konusundaki Müjde Bizi Çok Mutlu Etti”
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca: “Hıfzıssıhha Aşı Ve Biyoteknolojik Ürün Üretim Merkezimizin İnşaatını Tamamlayarak Pilot Üretimlere 2025 Yılında Başlayacağız. 2028’De Tüm Aşılar Yüzde 100 Türkıye’de Üretılıyor Olacak”
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, TBMM Genel Kurulu’ndaki bütçe görüşmelerinde; “Hıfzıssıhha Aşı ve Biyoteknolojik Ürün Üretim Merkezimizin inşaatını tamamlayarak pilot üretimlere 2025 yılında başlayabileceğiz. Hedefimiz, ülkemizin ihtiyacı olan aşıların tamamının Türkiye’de üretilmesi. Çocukluk çağı bağışıklama programımızdaki 3 aşımız (Kuduz, Hepatit A ve Suçiçeği) teknoloji transferi ile ülkemizde üretilecek. Bağışıklama programındaki diğer tüm aşılar Hıfzıssıhha’da üretilecek. 2028’de tüm aşılar yüzde 100 Türkiye’de üretiliyor olacak. Tip 1 diyabet hastaları başta olmak üzere tüm diyabet hastalarımızın kullanımına sunmak üzere sürekli glukoz ölçüm sistemlerini tamamen yerlileştiriyoruz. Molekülden itibaren ülkemizde geliştirilmiş en az üç biyoteknolojik ilacın klinik araştırmasını başlatacağız” dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor. Genel Kurul’da bugün Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçe üzerinde milletvekillerinin konuşmalarının tamamlanmasının ardından Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, hükümet adına söz alarak bakanlığının bütçesi üzerine konuştu. Bakan Koca, şunları söyledi:
“HER İHTİYACA YETİŞEMEDİĞİM, HER SORUMLULUĞA YETEMEDİĞİM ZAMANLAR DA OLDU. BUNLAR İÇİN VATANDAŞLARIMIZDAN HELALLİK İSTERİM”
“10 ilimizde yıkımlara, çok büyük can kayıplarına yol açan, birbirini izleyen iki büyük depremde milletçe kardeşlerimizin imdadına koştuk. Eşi görülmemiş bir dayanışma sergiledik. Devletimiz bütün imkânlarıyla yaraları sarmaya çalıştı. Bu çaba devam ediyor. Milletimiz, devletinin yanında dağ gibi durdu. Bu süreçte eksiklerimiz, noksanlarımız olmadı mı? İster istemez oldu. Daha iyisi yapılamaz mıydı? Daha iyisini de yapabilirdik. Fakat şu unutulmamalı. Felaketlerin eli ayağı bağlayıcı tarafları vardır. İmkânlarınız size yetmeyebileceği gibi, o şok içinde mevcut imkânları en rasyonel şekilde kullanamayabilirsiniz. Sağlık Bakanı olarak, elimden gelen ne varsa, kaybedilen canların, yıkılmış şehirlerin acısını içime gömerek, gece gündüz demeden yapmaya çalıştım. Elbette, her ihtiyaca yetişemediğim, her sorumluluğa yetemediğim zamanlar da oldu. Bunlar için sizlerin huzurunda vatandaşlarımızdan helallik isterim. 50 bini aşkın yaralıyı deprem bölgesinden hava, kara ve deniz yoluyla güvenli alanlardaki hastanelerimize sevk ettik. Bu operasyon, dünyada ikinci bir örneği olmayan bir acil sağlık müdahalesi operasyonuydu. Dünya Sağlık Teşkilatı Genel Direktörü Sayın Tedros’un deprem bölgesini ziyaretinde hayretini ve şaşkınlığını saklayamadığı bir konuydu.
“60 GÜNDE HASTANE YAPILAMAZ, BU BİR GÖZ BOYAMADIR’ PROPAGANDASI YAPILDI. DEFNE DEVLET HASTANESI 57. GÜNÜNDE HASTA KABULÜNE BAŞLADI”
Acil ihtiyaçlar için giriştiğimiz işlere ‘göz boyama’ yaftası vuruldu. Kimlerin göz boyamaya çalıştığı ise iki ayı bulmadan ortaya çıktı. ‘İmkânsız’ diyenlerle, ‘Biz yaparız’ diyenler de bir kez daha ayrıştı. Omuz vermek varken, yükün altına gireni töhmet altında bırakmak hiç vicdana sığar mı? Felaket üzerinden siyaset yapmayı akıl kabul eder mi? Defne Devlet Hastanesinin yapımı başlarken ’60 günde hastane yapılamaz, bu bir göz boyamadır’ propagandası yapıldı. Defne Devlet Hastanesi 60 gün dolmadan, 57. gününde hasta kabulüne başladı. İddia ve itham sahipleri hastaneyi ziyaret ettiler mi? Sözlerinden utandılar mı?
“SAĞLIKTA ŞİDDET YASASINI ÇIKARARAK BİZ SAĞLIK ÇALIŞANLARINA KANUNİ EN GÜÇLÜ KORUMAYI SİZLER GETİRDİNİZ”
Sağlıkta bir reform gerçekleştirdik. Beyaz Reform adını verdiğimiz bu değişim, hekimlerin kamuya geçişini sağladı. Dünya’da eşi görülmemiş bir yasa çıkararak, Malpraktis davalarına ilişkin düzenleme ile bu Meclis, sorunu kökten çözdü. Sağlıkta şiddet yasasını çıkararak biz sağlık çalışanlarına kanuni en güçlü korumayı sizler getirdiniz. Yükseköğretim mezunu tüm sağlık çalışanlarının 3.600 ek göstergeden faydalanması sağlandı. Hekimlerimizin emekliliklerine dair özlük haklarında önemli iyileştirmeler yapıldı. İntörn hekimlerle Diş Hekimliği Fakültesi son sınıf öğrencilerine yapılan ödemeler asgari ücret düzeyine çıkarıldı. Yapılan her hizmetin karşılığının olduğu bir teşvik sistemine geçildi. Deprem bölgesinde 6 devlet hastanemizi hizmete açmış durumdayız. Bunlar; Defne, Samandağ, Arsuz, Hassa, İskenderun, Belen Devlet Hastaneleridir. Antakya, Erzin, Altınözü, Payas, Oğuzeli, Nurdağı, Kahramanmaraş, Nurhak, Türkoğlu ve Çelikhan’da toplam 1.588 yatak kapasiteli 10 Acil Durum Hastanemiz yaklaşık dört ay sonra hizmete açılacak.
“TÜM KAYNAKLARIMIZIN YAKLAŞIK ÜÇTE BİRİNİ KORUYUCU HEKİMLİK İÇİN KULLANDIK”
Hatay, Kahramanmaraş, Malatya Şehir Hastanelerinin proje çalışmaları başladı. Acil Sağlık İstasyonlarının sayısı 3.393’e ulaştı. Ambulans sayısını 5.986’ya çıkardık. Görevi medikal kurtarma olan UMKE çatısı altında, UMKE ATAK adını taşıyan yeni bir birim kurduk. Bu ekipler, medikal arama kurtarma çalışması yapıyor. Beyaz Kod uygulamasının yanında Gri Kod uygulamasını da pilot olarak başlattık. Çalışmalarımız sonucunda Beyaz Kod sayısı 1 milyonda 23’ten bir milyonda 12’ye indi. Tüm kaynaklarımızın yaklaşık üçte birini koruyucu hekimlik için kullandık. Bebek ve anne ölümlerini önemli ölçüde azalttık. Aile hekimliklerinde yapılan muayene sayısını yüzde 31, tüm muayenelerin sayısını yüzde 20 artırdık. Kısa adı YAŞAM olan Sağlıklı Yaş Alma Merkezlerimizi hayata geçirdik. Uygulamaya 80 yaş üzeri vatandaşlarımızdan başladık. İlk üç ayda 68 bin 849 vatandaşımıza ulaşıp, 35 bin 836’sını evlerinde ziyaret ederek hizmet götürdük. Evlilik öncesi SMA Taşıyıcı Tarama Programı kapsamında 1 milyon 100 binden fazla çifti taradık. Yeni Doğan SMA Tarama Programında 1 milyon 400 binden fazla bebeğimizi taradık. Erken tanı, tedavi başarımızın yüzde 90’ın üzerine çıkmasını sağladı.
“KULLANILAN HER YÜZ KUTU İLACIN 91’İ, DEĞER BAZINDA İSE 57’Sİ ARTIK ÜLKEMİZDE ÜRETİLİYOR”
Aile Diş Hekimliği uygulamasını 3 ilimizde pilot olarak başlattık. 42 Aile Diş Hekimliği biriminde 10 bini aşkın çocuğumuza ve ailelerine ulaştık. Bakanlığımıza bağlı hastanelerimizde toplam yatak kapasitesi 171 bin 932’ye yükseldi. Nitelikli yatak kapasitemiz 13 kat arttı. Kocaeli, İzmir ve Gaziantep Şehir Hastaneleri tamamlandı ve hasta kabulüne başladı. 17 Şehir Hastanemizde toplam 28 bin yatak kapasitesi ile hizmet veriyoruz. Toplam yatak kapasitesi 6 bine ulaşan 5 şehir hastanemizi Genel Bütçe kaynakları ile inşa ettik. Yatak kapasitesi 15 bini bulacak olan 12 Şehir Hastanemizin yapımı devam etmektedir. Kullanılan her yüz kutu ilacın 91’i, değer bazında ise 57’si artık ülkemizde üretiliyor. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumumuzun hizmet nitelik seviyesi Dünya Sağlık Teşkilatı tarafından 3’e yükseltildi. Böylece, verdiğimiz ruhsatların uluslararası tanınırlığını en yüksek seviyeye çıkardık. Hepsi görevimizdi. Görevlerimiz için gayret sarf ettik. Eksiklerimiz olabilir, onları en kısa sürede tamamlayacağız.
“ŞEHİR HASTANELERİMİZİN AKADEMİK YAPILANMASI İÇİN SAĞLIK AKADEMİSİ KURMA ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDİYOR”
Yeni görevlerimizden bazılarını sıralıyorum; Sağlık Vadisini kurma çalışmalarını başlattık. Yeni nesil sağlık teknolojileri ülkemizde geliştirilerek tüm Dünya’ya ihraç edilecek. Nadir hastalıklar için Hücre ve Gen Terapisi Hastanesini kuruyoruz. Böylece en güncel tedaviyi kendimiz geliştirerek uygulayacağız. Şehir Hastanelerimizin akademik yapılanması için Sağlık Akademisi kurma çalışmalarımız devam ediyor. Şehir Hastanelerimiz eğitim ve araştırma üssü olacak. Aile Diş Hekimliği uygulamasını 81 ilimize yaygınlaştıracağız. Bağımlılıkla mücadele için Rehabilitasyon amaçlı BAHAR merkezlerini hayata geçiriyoruz. İnşaatı devam eden yeni nesil Bahar merkezimizin ilki 6 ay sonra Sancaktepe’de hizmete başlayacak. Bu yıl için 10 büyük şehirdeki merkezlerimiz yatırım planına alında. Çok kısa sürede tüm büyükşehirlerimiz bu merkezlere sahip olacak.
“HIFZISSIHHA AŞI VE BİYOTEKNOLOJİK ÜRÜN ÜRETİM MERKEZİMİZİN İNŞAATINI TAMAMLAYARAK PİLOT ÜRETİMLERE 2025 YILINDA BAŞLAYACAĞIZ. 2028’DE TÜM AŞILAR YÜZDE 100 TÜRKIYE’DE ÜRETILIYOR OLACAK”
Ankara’da 480 diş ünitli Ağız ve Diş Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi bu yıl hizmete alınacak. Hıfzıssıhha Aşı ve Biyoteknolojik Ürün Üretim Merkezimizin inşaatını tamamlayarak pilot üretimlere 2025 yılında başlayabileceğiz. Hedefimiz, ülkemizin ihtiyacı olan aşıların tamamının Türkiye’de üretilmesi. Çocukluk çağı bağışıklama programımızdaki 3 aşımız (Kuduz, Hepatit A ve Suçiçeği) teknoloji transferi ile ülkemizde üretilecek. Bağışıklama programındaki diğer tüm aşılar Hıfzıssıhha’da üretilecek. 2028’de tüm aşılar yüzde 100 Türkiye’de üretiliyor olacak. Sağlık turizminde Health Türkiye markasını tüm dünyaya tanıtacağız. Tip 1 diyabet hastaları başta olmak üzere tüm diyabet hastalarımızın kullanımına sunmak üzere sürekli glukoz ölçüm sistemlerini tamamen yerlileştiriyoruz. Molekülden itibaren ülkemizde geliştirilmiş en az üç biyoteknolojik ilacın klinik araştırmasını başlatacağız.
“İNSANLIĞIN ONURUNU TEK BAŞIMIZA KORUYAMAYIZ AMA YAPABİLECEĞİMİZ NE VARSA YAPMAKTA ÇOK KARARLIYIZ”
Tüm dünyanın gözleri önünde, Gazze’de bir insanlık dramı yaşanıyor. Dillerin sustuğu, kulakların tıkandığı, gözlerin kapatıldığı bir katliamla karşı karşıyayız. Hiç kimse ‘Katliam bizi ilgilendirmez’ diyemez. Ve hiç kimse fosfor bombaları atılırken sessizliğe bürünemez, uykusunun karanlığına çekilemez. Kayıtsızlık, sessizce zalimin safına geçmektir. Bugüne kadar Gazze’ye 13 uçak ve iki gemi dolusu yardım malzemesi ulaştırdık. İsrail ve Mısır sağlık bakanları ile yaptığımız görüşmeler sonucu kurmaya karar verdiğimiz üçlü koordinasyon ekibi ile Gazze’den öncelikle hasta çocuklarla kanser hastalarını ülkemize getirmeye başladık. Daha çok yara sarabiliriz. Bunun için, taraflarla olan diyaloğumuzu canlı tutarak erişebildiğimiz kadar mazluma erişip, onları tedavi etmeye çalışıyoruz. Evet, insanlığın onurunu tek başımıza koruyamayız ama yapabileceğimiz ne varsa yapmakta çok kararlıyız.”