Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı İnsan Hakları Ve Özgürlük Ödülü, Cumartesi Anneleri’nin
Rıfat Nalbantoğlu’ndan Cevdet Yılmaz’a: “‘Toplumsal Kredi Notu’ Sistemi, Önümüzdeki Yıllarda Temel Hak Ve Özgürlükleri De Kapsayacak Bir Şekilde ‘Sosyal Kredi Sistemi’ne Geçişin Ön Hazırlığı Mıdır”
CHP İzmir Milletvekili Rıfat Nalbantoğlu, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a “Merkez Bankası’nın Bankalar Birliği’yle birlikte yürüttüğü bu uygulamanın yasal sınırları nedir? Uygulanmaya başlanacak olan ‘Toplumsal Kredi Notu’ sistemi, önümüzdeki yıllarda temel hak ve özgürlükleri de kapsayacak bir şekilde ‘Sosyal Kredi Sistemi’ne geçişin ön hazırlığı mıdır? Toplumsal kredi sistemiyle vatandaşların para harcama alışkanlıkları, sosyal medya kullanımı, kurallara uyup uymadığına ilişkin bilgilerin yapay zekâ ve algoritmalarla takibinin yapılması ve puanlama yöntemiyle ödüllendirilmesi ya da cezalandırılması da uygulama kapsamında yer alacak mıdır? Uygulamanın toplumu fişleme, baskı altında tutma ve kitleleri tek bir elden yönetme amacına hizmet edeceği yönündeki eleştiri ve endişelere karşı hangi önlemler alınacaktır? Toplumsal kredi notu sistemiyle Çin’in yıllardır uygulamaya çalıştığı ‘Sosyal Kredi Sistemi’ arasındaki benzerlik ve farklılıklar nelerdir” diye sordu.
CHP İzmir Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Rıfat Nalbantoğlu, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın Merkez Bankası’nın üzerinde çalıştığını duyurduğu “Toplumsal Kredi Notu”na ilişkin açıklamalarda bulunarak konuyla ilgili Yılmaz’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi verdi. Nalbantoğlu, şunları söyledi:
“İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ SÜREÇ, DİJİTAL TOTALİTARİZMLE TOPLUMSAL KÖLELEŞTİRMENİN PROVASININ YAPILMAKTA OLDUĞU BİR SÜREÇ”
“Çin Hükümeti, 2014 yılından beri vatandaşlarının davranışlarını ‘Sosyal Kredi Sistemi’ adı altında puanlayarak ödül ve cezaya dayalı bir sistemi yaşama geçirme aşamasında. Ülkemiz de benzer bir süreçle karşı karşıya kalabilir. Çin’de başlatılan ve temelinde kişilerin olumlu ve olumsuz davranışlarına göre toplumsal yaşamı biçimlendirmeyi amaçlayan ‘Sosyal Kredi Sistemi’nin uygulaması, otokratik yönetimlerin elinde güçlü bir kontrol mekanizmasına dönüşerek toplumu köleleştireceğine yönelik büyük tartışmalara neden oldu. İçinde bulunduğumuz süreç, dijital totalitarizmle toplumsal köleleştirmenin provasının yapılmakta olduğu bir süreç. George Orwell’in ‘1984’ adlı romanında yer aldığı gibi birileri sürekli sizi gözetleyecek. Giyiminize, yeme içme alışkanlıklarınıza, davranışlarınıza, yediğiniz trafik cezasına, vergi borcunuza, kural ihlalinize, sosyal medyanıza, dünya görüşünüze, politik duruşunuza göre puan verecek. Belli bir puanın altında olanlarınsa hizmete erişiminde çeşitli kısıtlama ve engellemeler söz konusu olacak. Örneğin seyahat özgürlüğü engellenecek ya da sağlık hizmetlerinden yararlanması kısıtlanacak.
“‘TOPLUMSAL KREDİ NOTU’ SİSTEMİNİN AMACININ, KAPSAMININ, YÖNTEM VE YASAL SINIRININ NET OLARAK ORTAYA KONULMASI GEREKMEKTEDİR”
Nitekim, Dünya Ekonomi Forumu Başkanı Klaus Schwab’ın yakın zamanda yaptığı, ‘Tüm seyahatler yakında kişisel karbon ayak izine göre kısıtlanacak’ açıklaması, bu düşüncenin en yüksek perdeden açık bir itirafıdır. Sonuçta ya sistemin koyduğu kurallar içinde kalarak yaşamanıza müsaade edilecek ya da sağlıklı bir ortamda yaşama, barınma, düşünme, okuma, seyahat etme gibi doğuştan gelen temel hak ve özgürlüklerinize müdahale edilecek. Bir anlamda ya sistemin kölesi olacaksınız ya da yaşamayacaksınız. Bu anlamda, uygulamaya geçilecek olan ‘Toplumsal Kredi Notu’ sisteminin amacının, kapsamının, yöntem ve yasal sınırının net olarak ortaya konulması ve kamuoyuyla paylaşılması gerekmektedir. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın açıklamaları, muğlak ifadeler ve belirsizlikler içermektedir.”
Nalbantoğlu’nun önergesinde şu ifadeler yer aldı:
“28 Kasım tarihinde, yazılı ve görsel medyada yer alan açıklamanızda ‘Toplumsal Kredi Notu’ döneminin başlayacağını belirterek ‘Bu çalışmayı Merkez Bankamız, Bankacılar Birliği ile, bankalarla birlikte yürütüyor. Ben bunu çok önemli görüyorum. Bu ‘Toplumsal Kredi Notu’ dediğimiz hadise tasarrufların doğru alanlara kanalize edilmesinde önemli bir mekanizma olarak görev yapacaktır. Bunlar sabit alanlar olmak zorunda da değil. Dönemsel olarak da yapılabiliyor. Bu yıl için ‘şu şu konular’ diyebilirsiniz. Gelecek yıl bunu revize edip başka konuları gündeme getirebilirsiniz. Böyle hani ilelebet bir alan belirledim, hep bu alan gibi de bakmayın’ ifadelerini kullanıyorsunuz.
“‘TOPLUMSAL KREDİ NOTU’ SİSTEMİ, ÖNÜMÜZDEKİ YILLARDA TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİ DE KAPSAYACAK BİR ŞEKİLDE ‘SOSYAL KREDİ SİSTEMİ’NE GEÇİŞİN ÖN HAZIRLIĞI MIDIR”
Açıklamanızda, ‘Toplumsal Kredi Notu’ olarak belirttiğiniz uygulamanın finansal anlamda tasarrufların doğru alanlara kanalize edilmesinde önemli bir mekanizma olacağını belirttikten sonra bunun dönemsel olarak değişebileceğini ve farklı alanlarda da uygulanabileceğini ifade ediyorsunuz. Buradaki ‘farklı alanlardan’ kastınız nedir? Merkez Bankası’nın bankalar birliğiyle birlikte yürüttüğü bu uygulamanın yasal sınırları nedir? Uygulanmaya başlanacak olan ‘Toplumsal Kredi Notu’ sistemi, önümüzdeki yıllarda temel hak ve özgürlükleri de kapsayacak bir şekilde ‘Sosyal Kredi Sistemi’ne geçişin ön hazırlığı mıdır? Toplumsal kredi sistemiyle vatandaşların para harcama alışkanlıkları, sosyal medya kullanımı, kurallara uyup uymadığına ilişkin bilgilerin yapay zekâ ve algoritmalarla takibinin yapılması ve puanlama yöntemiyle ödüllendirilmesi ya da cezalandırılması da uygulama kapsamında yer alacak mıdır? Uygulamanın toplumu fişleme, baskı altında tutma ve kitleleri tek bir elden yönetme amacına hizmet edeceği yönündeki eleştiri ve endişelere karşı hangi önlemler alınacaktır? Toplumsal kredi notu sistemiyle Çin’in yıllardır uygulamaya çalıştığı ‘Sosyal Kredi Sistemi’ arasındaki benzerlik ve farklılıklar nelerdir?”