İstanbul Otogarı’nda okul öncesi dönüş yoğunluğu!
PROF. DR. NACİ GÖRÜR: BİR BİLİM ADAMI OLARAK İSYAN EDİYORUM
Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, beklenen İstanbul sarsıntısı için vaktin çok daraldığını, fakat kentte hummalı bir çalışma görülmediğini belirterek, “Yani belediye ve hükümetin birlikte iş birliğiyle İstanbul’u zelzeleye hazırlaması lazım. Lakin daima başka telden çalınıyor maalesef. Bir bilim adamı olarak bunu görüyorum. İsyan da ediyorum, söylüyorum ancak yapacak bir şey yok” dedi.
39. TÜYAP Milletlerarası İstanbul Kitap Fuarı kapsamında Büyükçekmece Belediyesi’nce dün düzenlenen “Deprem Gerçeği ve Kentsel Dönüşüm” bahisli söyleşi vatandaşlardan büyük ilgi gördü.
Moderatörlüğünü Prof. Dr. İlhan Osmanşahin’in yaptığı söyleşinin konuşmacıları, Büyükçekmece Belediye Lideri Hasan Akgün ve yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür oldu.
Prof. Dr. Naci Görür, son vakitlerde yaşanan zelzeleler ve bu sarsıntıların beklenen İstanbul sarsıntısına tesirleri ve zelzeleye hazırlık çalışmaları hakkında görüşlerini aktardı.
“PEKİ BENİM HALKIM BUNA NASIL MÜSAADE EDER, NASIL BEĞENİLEN GÖRÜR BUNU”
Söyleşi sonunda Onur Erçağ isimli bir dinleyicinin sarsıntı sonrası yaşanacak güç erişim problemleri ve ulaşımla tasalarını lisana getirdiği soruya cevap veren Görür, Türkiye’de hiçbir kurumun sarsıntıya hazır olduğuna inanmadığını belirterek şöyle konuştu:
“Elektrik gücü ve İGDAŞ ile konuştuğunuz vakit ‘Bizim her şeyimiz tamam, biz hazırız’ diyorlar. Ben, Türkiye’de hiçbir kurumun zelzeleye hazır olduğunu görmedim. Hani bizim hayat yolları dediğimiz kanalizasyon, içme suyu, ulaşım, irtibat güya 99’dan beri hazır. Lakin son küçük bir zelzele oldu, tekrar telefonlar, bütün bağlantı sistemleri işe yaramadı. Ve ben onlardan öyle bilgi alamıyorum, bir şey de söylemiyorlar. Bir hükümetle belediye kol kola vermezse İstanbul’u zelzeleye hazırlayabilir misiniz? Çocuk musunuz ya? Böyle şey olabilir mi? Pekala benim halkım buna nasıl müsaade eder, nasıl güzel görür bunu? Yani belediye ve hükümetin birlikte iş birliğiyle İstanbul’u zelzeleye hazırlaması lazım. Ancak daima farklı telden çalınıyor maalesef. Bir bilim adamı olarak bunu görüyorum. İsyan da ediyorum, söylüyorum lakin yapacak bir şey yok. Artık münasebetiyle onu ben bilemiyorum. Büyük bir ihtimalle daha önce olduğu üzere elektrikler kesilecektir, umarım dedikleri üzere uzun sürmesin. Fakat birebir şey su için de geçerli. İstanbul’da mesela bugün İSKİ yüzde 90 kapasite ile su tedariki yapıyorsa Allah korusun yarın o yüzde 30’a düşse ne yapacağız? Ne yapacağız ya? Sarsıntı, sarsıntı bu. Yangını bir taraftan, kirliliği bir taraftan; inanılmaz şeyler olabilir. Su olmadığı vakit nasıl yaşanır?
“DEPREMİN ÖLDÜRMEDİĞİNİ SUSUZLUK, KİRLİLİK, SALGIN HASTALIKLAR YOK EDER”
Depremin öldürmediğini bu sefer susuzluk, kirlilik, salgın hastalıklar yok eder. Ya bu işi çocuk işi zannediyorlar, ciddiye almıyorlar. Yani böyle bir hummalı faaliyet görmüyoruz. Orta sıra bir bakan çıkıyor; ‘Onu da yapacağız, bunu da yapıyoruz’. Ya ne olacak yani filan yerde kentsel dönüşüm oluyor. Televizyonda tesadüfen duyuyoruz. Ya İstanbul’un tümünde ne oluyor? Yani bizi tatmin edecek, bizi cesaretlendirecek, umutlandıracak hummalı bir faaliyeti, lokal ve merkezi yönetimin 24 saat formunda çalışıldığını görmüyoruz. Yani bu açık. Onun için bilemiyorum. İstanbul’daki bugünkü yapıyla, trafikle, yolla falan bu iş çok güç.”
“40 BİN AİLEMİZİ KURTARDIK”
Büyükçekmece’de sürdürülen kentsel dönüşüm çalışmalarının bütün süratiyle devam ettiğini belirten Büyükçekmece Belediye Lideri Hasan Akgün ise her hafta yaklaşık 5 ila 11 ortasında bina yıktıklarını belirterek şunları söyledi:
“Kentsel dönüşümü yaparken ada bazında kentsel dönüşümü zorluyoruz. Büyükçekmece, İstanbul’un ayrıcalıklı bir ilçesidir. Şu ana kadar 40 bin yıkılacak binayı yeniledik, 40 binden fazla konutu. Bugün zelzele olursa altında kalıp ölecekti, 40 bin ailemizi kurtardık. Ve devam ediyoruz. Lakin zorluklarımız var. Sevgili Hocam, yalnızca konut yenilemiyoruz. Kentin siluetini değiştirdik. Dış cephe kaplaması, mimari estetik komitesi tarafından kabul edilen bir proje olmadığı müddetçe uygulamaya giremiyor. Çatısı yeşil yahut mavi örtü olacak. Park Bahçe Müdürlüğü tarafından belirlenen ağaç türü, en az bir daire başına 3 tane, 3 ila 6 metre uzunluğunda ağaç dikilecek. Otopark sorunu çözülmüş olacak. Onun dışında ruhsat ve iskan alması söz konusu değil. Bu, kentsel dönüşümün ismidir aslında. Binayı yıktım yaptım, bina sağlam oldu. Kente ne kazandırdın? Hayır, biz öyle yapmadık. Kentin tümünü Kazablanka, yani beyaz kent yapmaya karar verdik. Beyaz ve beyazın tonlarında olma mecburiyeti var. Akdeniz mimarisini yansıtan bir mimariyi benimsedik. Kentin peyzajını güçlendiriyoruz. Peyzaj projesi olmayan hiçbir yere ruhsat vermiyoruz. Peyzaj projesini, mimari estetik komitesi kabul ediyor.”
