Özgür Özel Saraybosna’da: “Bilge Kral’ın Bir Sözünü Anımsatmak İsterim: ‘Unutulan Katliamlar Tekrarlanır.’ 90-95 Arası Sessizliğini Unutan Avrupa Ve Dünya, Şu Anda İsrail’in Filistin’de Yaptığı Katliamın Sorumlusu”
Özgür Özel’den Milli Savunma Bakanı Güler’e “Tuzla Piyade Okulu” Tepkisi: “Ya Aklını Başına Alacak Ya Da Biz Onun Aklını Başına Getireceğiz”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in Tuzla Piyade Okulu’nda düzenlenen 10 Kasım törenlerinde bazı teğmenlerin yakasına Mustafa Kemal Atatürk’ün fotoğraf takmaması ile ilgili “Bir tane öğrenci subayımız, ‘toplu iğnem yok onun için takamadım’ gibi bir gerekçe ortaya sürüyor” açıklamasına tepki gösterdi. Özel, “Atatürk fotoğrafından rahatsızlık duyanlara yine yüz vermeye, yine onları bir şekilde şımartmaya, yine onları pohpohlamaya başladınız. Buna izin vermeyeceğiz. Bu meseleyi çok yakından takip ediyorum. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, yapmış olduğu görevlerden, üstlendiği görevden, kendisine bağlı olan kuvvetlerden dolayı sakındığımız, saygı duyduğumuz birisinin bunu yapmasına tahammülümüz yoktur. Ya aklını başına alacak ya da biz onun aklını başına getireceğiz” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bugün; sosyal medya hesabında “Siz 15 Temmuz’dan hiç mi ders almadınız?” notuyla, video açıklama paylaştı.
Özel, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in, Tuzla Piyade Okulu’nda 10 Kasım törenlerinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün resmini takmayı reddedenler hakkındaki, “Bir tane öğrenci subayımız, yakasına takması gereken fotoğrafı takmıyor ve ‘toplu iğnem yok onun için takamadım’ gibi bir gerekçe ortaya sürüyor” açıklamasına tepki gösterdi.
“ONLARIN AVUKATLIĞINI YAPMAK SİZE Mİ DÜŞTÜ?”
Özel, açıklamasında şunları söyledi:
“10 Kasım günü Tuzla Piyade Okulu’nda, yaşananları dikkatle takip ediyorum. O gün yakalarına Atatürk rozeti takmayı reddeden üç teğmen ve bu üç teğmene itiraz eden dört tane arkadaşının yaşadıkları gündeme gelmişti. Bir soruşturma açıldığını duymuştum ve meseleyi o günden beri yakından takip ediyorum. Öğrendim ki, yedisi birden; amirleri ile birlikte açığa alınmışlar. Üç teğmenin, yakalarına Atatürk’ün rozetini takmayı reddedenlerin mazeretini beyan etmek, alenileştirmek ve savunmak da Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’e düşmüş. Diyor ki ‘Yakalarına takmaları gereken resmi…’ Ne resmi? Niye söylemiyorsun, Atatürk resmi diye de sadece ‘resmi’ diyorsun. ‘Toplu iğne olmadığı için takmayan’ savunmasını yapmak onların avukatlığını yapmak size mi düştü?
“TOPLU İĞNENİN YOKLUĞUNDAN OLSA, ONU HERKES BİLİR”
‘Ve onları itiraz edenleri de…’ Onlara itiraz eden dört teğmen, Atatürk’ün ocağında, Atatürk’ün resmini yakasını takmayan tarikatçılara itiraz ediyor. Öyle toplu iğnenin yokluğundan olsa onu herkes bilir ve o ihtiyaç hemen giderilir. Onların ne niyette oldukları, niye takmadıkları ve esas olarak neyi amaçladıklarını elbette biliyorlar.
İşin daha pis kokan tarafı da ne biliyor musunuz? Bu açıklamadan 4-5 gün önce Yeni Şafak Gazetesi, ‘teğmenler cuntası’ diye haber yaparak, yakalarına Atatürk resmi takmayanları değil de onlara tepki gösterenleri ‘cunta’ diye yaftalayarak, FETÖ taktiklerine başvurmuş ve bugün ortaya çıkacak olan bu haberlerin psikolojik altyapısını hazırlamıştı.
“SİZ ,15 TEMMUZ’DAN HİÇ Mİ DERS ALMADINIZ?”
Tam da sorun burada işte. Siz bu tarikatlara, bu cemaatlere Atatürk’ün ordusunu açarsanız, onların orada yerleşmesine, onların orada yapılanmasına izin verirseniz, günü geldiğinde bunlar, Atatürk’ün resmini takmayacak hadsizliği gösterirler.
Siz ,15 Temmuz’dan hiç mi ders almadınız? 15 Temmuz’da Atatürk’ün resmini savunanlar değil Atatürk’ün resmini takmak istemeyenler, Atatürk’e husumet duyanlar, Atatürk’ten nefret edenler darbeye kalkıştı. Sonra ne oldu? Hepimiz apar topar Atatürk resimlerine sarıldınız. İktidar partisi bile hiç asmadığı resmi balkonlarından sallandırmaya başladı.
Şimdi Atatürk fotoğrafından rahatsızlık duyanlara yine yüz vermeye, yine onları bir şekilde şımartmaya, yine onları pohpohlamaya başladınız. Buna izin vermeyeceğiz. Bu meseleyi çok yakından takip ediyorum. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, yapmış olduğu görevlerden, üstlendiği görevden, kendisine bağlı olan kuvvetlerden dolayı sakındığımız, saygı duyduğumuz birisinin bunu yapmasına tahammülümüz yoktur. Ya aklını başına alacak ya da biz onun aklını başına getireceğiz.”