Chp Genel Başkanı Özel, Anayasa Mahkemesi Önünde: “Bu, Bir Darbe Girişimi. Bu, Anayasayı Askıya Alma Girişimi. Tayyip Erdoğan’ı Uyarıyorum. Kendi Meşruiyetini Tartışmaya Açma”
ÖZGÜR ÖZEL: “MANİSA’DA KÖYE YOL, KANALİZYASYON YAPIYORLAR, TEPEDEKİ ARAZİYİ EKO TURİZME AÇIYORLAR; ARAZİNİN SAHİBİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI CENGİZ BEY’İN KIZI”
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP’li belediyeler hakkında iddialarda bulunan MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’a, “Manisa Yunus Emre ilçesinde Karakoca köyünde önce İller Bankası’nda gelen para ile köyün yolu, kanalizasyonu yapılıyor. Köyün tepesinde bir arsa; imar değişikliği yapılarak, eko turizme açılıyor. Bizim belediye meclis üyelerimiz ağaç kesilecek diye itiraz edip mahkemeye başvuruyor. O sırada buranın sahibi de Talha Ferruh Güvenir diye bir kardeşimiz… Mahkeme, çağrı yapacak ya, arsa sahibi Talha Bey değil de Merve Ergün. Cengiz Bey’in (Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı MHP’li Cengiz Ergün) kızı çıktı” dedi. Ayrıca Bursa-İzmir Otoyolu üzerinde Ergün’e ait arazilerin bulunduğu yerde imar planı değişikliği yapan kişinin de MHP’den 2009 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı, halen de BengüTürk TV Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Turgut olduğunu söyledi.
Özgür Özel, TBMM’de bugün basın toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Özel, dün AKP Aydın Milletvekili Metin Yavuz’un Onursal Genel Başkanlığı’nı yaptığı Tarım, Hayvancılık ve Arıcılık Platformu (TAHAP) tarafından 81 ilde arıcılardan ‘ucuza şeker alacağız’ denilerek para toplanıldığını söylemişti.
Özel, açıklamalarının ardından çok sayıda teşekkür telefonu geldiğini; ayrıca parasını alamayan arıcılardan da yeni şikayetlerin geldiğini aktardı. Özel, “TAHAP Başkanı… Doğrudan kendini suçlamadık… Dün akşam bir canlı yayın açıp derdini anlatamaya çalışmış… Öyle bir şey diyor ki ‘Efendim, bu dış güçlerin işidir, bu arıcıların 15 Temmuz’udur. Göklerden gelen sese engel olamazsınız.’ İnsan izlerken kahkahaya boğuluyor. Deli misin nesin. Ne 15 Temmuz’u. FETÖ mü yaptı bunu. Parayı toplayan siz, vermeyen siz. Kusur bende değil bürokratlarda. O bürokratların adını da açıkla. O bürokratları atayan da Recep Tayyip Erdoğan. Arkaya bir tane bayrak asmış. Nerede yalan yanlış bir iş yapan var, ‘Bayrak inmez’ diyor. Biz bayrak insin demiyoruz ki. Biz parayı ver diyoruz. Arıcıların parasını, şekerini ver diyoruz” dedi.
“ÇALKALANIYOR ALMANYA, BİZDE TIK YOK. FİLM DEĞİL, GERÇEK. ADAMLAR TÜRKİYE’DE RÜŞVET DAĞITTIK DİYOR”
Almanya’da Türkiye ile ilgili bir rüşvet skandalının ortaya çıktığına vurgu yapan Özel, “TCDD Yüksek Hızlı Tren ihalesindeki rüşvet skandalı ile çalkalanıyor. Siemens bunun raporunu yazmış. Tabii Almanya’da öyle açıktan paralar, çantalar, ‘sen yolla hallederiz’ler olmadığı için Siemens, ortaklarına ve kamuya hesap verecek. Hesaplarda 10 milyon avro fark var, kayıp. Yazmış, ‘ben bunu Türkiye’deki yüksek hızlı trende rüşvet diye dağıttım.’ Alman kamu otoritesine de bu rapor gitmiş. Çalkalanıyor Almanya, bizde tık yok. Film değil, gerçek. Adamlar ‘Türkiye’de rüşvet dağıttık’ diyor. Aracılara, TCDD’ye, Kolin’e ne vermiş yazmış. Kolin, beşli çetenin Kolin’i. Siemens Türkiye’ye ne vermişler… Bir de ne diyor, ‘3 milyon avroyu da Türk devlet görevlilerine verdim.’ Kim bu üst düzey Türk devlet görevlileri. Kimse merak etmez mi?” diye eleştirdi.
Özgür Özel’in konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“NEYMİŞ, ZEHRA TAŞKESENLİOĞLU DA BİR DAHA MİLLETVEKİLİ YAPILMAYACAKMIŞ: AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, rüşvet iddialarının odağındaki danışmanları Serkan Taranoğlu ve Korkmaz Karaca için ‘gereğini yaptık’ demiş. Nedir gereği, danışmanlık görevinden almışlar. Yahu haklarında yenilir, yutulur iddialar olmayan bu kişiler hakkında Cumhurbaşkanlığı danışmanlığından alınınca gereği yapılmış mı oluyor. Neymiş, Zehra Taşkesenlioğlu da bir daha milletvekili yapılmayacakmış. Bu yaptığınız işin hukuk neresinde? Zehra Taşkesenlioğlu, kardeşi ve kocası, 3 yıllık bir evliliğin ardından boşanma davasında, daha sonra gizlilik kararı getirip kimse görmesin diye Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir boşanma davasına haber yasağı geldi.
HER ŞEYİN PARA İLE BİRİLERİNİN YÜZDESİNİ VERMEYLE HALLOLDUĞU BİR TUHAF DÜZENİN İÇİNDEYİZ: Kendi dilekçe yazmış. 70 milyon TL, benim sayemde kazandık, hakkımı ver diyor kocasına. Ve 2,5 milyon dolarlık bir parayı da nakden verdiğini söylüyor. Bunlar öyle küçük paralar değil. Bir memurun ömrü boyunca çalışıp da aldığı emekli ikramiyesinin 200 katı. 200 memurun 25, 30 sene çalışıp aldığı emekli ikramiyesi 2 senede kazanmış. Anadolu’da kimsenin adını, sanını bilmediği bir milletvekili. Çünkü kardeşi, geçmişte Bank Asya’da görevli, sonra gelmiş Halkbank’a, Vakıfbank’a, Sermaye Piyasası Kurulu’na (SPK) gelmiş. SPK’da şirketlerin tahtalarını kapıyor, cezalar yazıyorlar. Araya girmeler, randevu almalar… Karşılığında çil çil dolarlar. Orası tıkandıysa buraya gidelim deyince orada sarayın başka bir danışmanı para istiyor. Erdoğan’dan randevu ayarlayacağım diye bir başka danışman para istiyor. Her taraftan kuşatılmış, kim kimi tutarsa dolar, avro istediği bir saray düzeni kurulmuş. Bu aslında herkesin bildiği, konuştuğu; AKP’nin içerisinde bugün erdemliler hareketine inanmış insanların da rahatsızlıklarını dile getirdikleri, her şeyin para ile birilerinin yüzdesini vermeyle hallolduğu bir tuhaf düzenin içindeyiz. Ve diyor ki ben iki danışmanı görevden aldım, halloldu.
BU KİŞİLER HAKKINDA BİR YOLSUZLUK, BİR TERÖR ÖRGÜTÜ İRTİBATI VARSA AÇIKLAYIN GEREĞİNİ YAPIN: Ben o danışmanların savcılık soruşturması haberini okumadım. Ben o danışmaların, gözaltı sürelerinin uzatıldığını okumadım. Onların verdiği bilgilerle genişleyen bir operasyon, kelepçeler, gözaltılar, polis arabasına bindirmeler görmedik. Adalet sistemi öyle işliyor. Daha önce de bir sürü danışmanı aldın, sonra arka kapıdan tıpış tıpış geri aldın. Ayrıca şunu hatırlayalım, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 6 tane, 4’ü büyükşehir, Bursa, Balıkesir, İstanbul, Ankara ve Düzce, Niğde belediye başkanlarını zorla istifa ettirdi. Kimi güle oynaya istedi, reis istiyor diye, kimi ağlaya ağlaya gitti. Bu kişiler için şöyle diyordunuz, kendileri istifa ederlerse ederler, etmezlerse biz gereğini yaparız. Bunun hukuk sistemindeki karşılığı şu. Bir terör, o zaman FETÖ çok konuşuluyordu. Terör varsa görevden alırsın, yerine kayyum atarsın. Öbürü de yolsuzluk, savcı gider, gözaltına alır, tutuklar. Peki bu kişiler istifa ettikten sonra hangisi hakkında savcılığa suç duyurusu hangisi FETÖ’cüymüş, hangisi yolsuzluk yapmış? Bu kişilerden kahrından ölenler oldu. Pişkin pişkin tweet atmaya devam edenler var. Ne olacak peki? Bu kişiler hakkında bir yolsuzluk, bir terör örgütü irtibatı varsa açıklayın gereğini yapın. Yoksa neden istifa ettirdiniz, onu bir açıklayın.
HABER OLUNCA ÖNCE SUSUYORLAR, AYYUKA ÇIKINCA SEN O GÖREVİ BIRAK: Bu şartlarda AKP kendi hukukunu yaratmış. Gazeteye, televizyona haber olana kadar hiçbir sorun yok. Bu kirli çarklar tıkır tıkır işliyor. Haber olunca önce susuyorlar, ayyuka çıkınca sen o görevi bırak. Bu mu ceza. Bu mu bunun karşılığı. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyorsunuz. Rüşvet paralarını istifliyorsunuz, ondan sonra biz gereğini yaptık. Böyle bir şey olması mümkün değil. Böyle bir hukuk düzeni olmak. Ama ittifak ortaklarınca da kabul görmüş. Çünkü birlikte yapıyorlar bu işi.
CUMHURİYET SAVCISI İLE KANUNU UYGULAYAN ASLİYE CEZA HAKİMİNİ ŞANLIURFA’YA SÜRDÜLER: MHP’nin Karaburun İlçe Başkanı Erkan Özer, bir tanıkla kavga ediyor. Gözaltı kararı yapıyorlar ve tutukluyorlar. Cumhuriyet savcısı ile kanunu uygulayan asliye ceza hakimini Şanlıurfa’ya sürdüler. Neden? Nasıl sen MHP’nin Karaburun İlçe Başkanını tutuklarsın kardeşim. Böyle bir düzen tutturmuşlar. Dün de çıkmış, MHP’nin Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, dünya kadar hakaret, iftira, terör örgütü falan… Efendim altılı masa terör örgütleri ile berabermiş, CHP teröristlerle berabermiş falan… Bunu da şeye dayandırıyor, Demirtaş ile Kavala’ya özgürlük demişiz diye. İkisi ile ilgili yüksek mahkeme kararları, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları var. Mahkeme kararının üstünde olan kim ki. Suçsuzluklarına üst mahkemeler karar vermiş. Ama hala ‘ben burada oldukça onları salmam’ diyor.
İSMET BÜYÜKATAMAN, SEN BİR MÜFTERİSİN: Bunun üzerinden CHP terör örgütleri ile berabermiş. Yetmiyor, diyor ki bu kirli ittifakın Türkiye’yi yönetme provasını ortak adaylarla kazandıkları, Mersin, Adana, İstanbul, İzmir gibi büyükşehirlerde terör örgütü mensuplarının kadrolaşmalarını görüyormuş. Bu belediyeler adeta terör örgütünün propaganda merkeziymiş. Bu iddiaları ispatlamayan müfteridir. İsmet Büyükataman, sen bir müfterisin. Mersin, Adana, İstanbul ve İzmir’deki terör örgütü üyelerinin orada istihdam edildiğini iddia ediyorsun ama ispatlayamıyorsunuz. Soylu da dedi bunu, 500 bilmem kaç dedi, ama yok. Müfterisiniz. İsmet Büyükataman, sen bu sözleri söyleyecek kadar basitsin de diğer taraftan şunu söyleyelim, yolsuzluk var diyemediğin için PKK, HDP, FETÖ diyorsun. İsmet Büyükataman, şimdi sözünün eriysen, mertsen, yiğitsen çıkacaksın, bunlara cevap vereceksin.
ARSA SAHİBİ TALHA BEY DEĞİL DE MERVE ERGÜN, CENGİZ BEY’İN KIZI: Bir tane büyükşehriniz var. Manisa Büyükşehir Belediyesi… Belediye başkanı Cengiz Ergün. Bak kardeşim, Manisa Yunus Emre ilçesinde Karakoca köyünde önce İller Bankası’nda gelen para ile köyün yolu, kanalizasyonu falan yapılıyor. Ama emsal köylerde yok. Karakoca’ya talih kuşu kondu. Keşke bütün köylere yapılsa. Hemen ardından bu köyün tepesinde dağın ortasında bir arsa. Bu arsa için imar değişikliği yapılarak, dağın ortasındaki arsa eko turizme açılıyor. Ve bizim belediye meclis üyeleri diyor ki her tarafı orman. Burası eko turizm olması için dünya ağaç kesilecek. Mahkemeye başvuruyorlar. O sırada buranın sahibi de Talha Ferruh Güvenir diye bir kardeşimiz… Talha Bey burayı aldığında 2 Şubat tarihi. Almış burayı. Bizimkiler de doğaya yazık diyerek itiraz ediyorlar. Mahkeme, çağrı yapacak ya, arsa sahibi Talha Bey değil de Merve Ergün. Cengiz Bey’in kızı. Nasıl oluyor bu iş. Meğer Talha Bey de yakın arkadaşıymış. Bir anda Büyükşehir Belediyesinin kanalizasyonunu, yolunu yaptığı, en tepesinde arsa açıp, eko turizme açtığı yer, Cengiz Bey’in kızına ait çıktı.
TERÖRÖRÖ DİYORSUN DA YOLSUZLUK?: Mahkemenin bilirkişi raporu da dün geldi. Rapor diyor ki kamu yararına uygunluk yoktur. İsmet Bey, bir tanecik büyükşehriniz var. Bizim 11 tane var, dünya belediye var… Terörörö diyorsun da yolsuzluk… Bir belediyeden var. Başkasına yapmış. Ama biz mahkemeye başvurup tesadüfen ya iptal edin ağaçlar kesilmesin deyince bir bakmışız belediye başkanının kızı. Bu bir. İsmet Bey bununla kalsa neyse. İki; Bursa- İzmir sürat yolu geçer Manisa’nın ortasından. O yol bu yol. Bu yolun üzerindeki 3 bin metrekare üzerindeki arsaların imar planları 5 kattan 15 kata çıkarılıyor. İki buçuk emsal veriliyor. Belediye başkanımızın da orada arsası olamaz mı? Olabilir. Bu arsa tam 4 bin 876 metrekare. 5 kattan 15 kata çıkacak. İsmet Bey, bakın bakın. Bu parsel Cengiz Bey’in, bu parsel Cengiz Bey’in, bu parsel Cengiz Bey’in. Diğer parselleriyle birleştiriyorlar ve 4 bin 800 metrekarelik yer, çıkıyor 22 bin metrekareye. Hepsinin yola kenarı var. İsmet Bey, biraz utanmak olur mu acaba? Cengiz Bey utanmadı siz utanır mısınız acaba?
HALEN DAHA BENGÜTÜRK TV’NİN YÖNETİM KURULU BAŞKANI: Bu imar planını İsmet Bey, Ahmet Turgut yapmış. Tanıdık geliyor mu? 2009 MHP İstanbul Büyükşehir Belediyesi adayı. Şehir plancısı. 2015 milletvekili adayınız. Halen daha BengüTürk TV’nin Yönetim Kurulu Başkanı. Ben size ne diyeyim İsmet Bey. Bu millet, milliyetçi muhafazakâr partisiniz diye oy vermiş, böyle mi milli değerlere bağlısınız.
HARİKA EVLENDİRME DAİRESİNİ TÜGVA’YA VERDİ: AK Parti niye sustu ya, AK Parti şöyle sustu. Bu işlemler yapılırken hepimizin evlendiği, Fatih Sultan Mehmet’in koştuğu, büyüdüğü, ata bindiği parkı gören harika evlendirme dairesini TÜGVA’ya verdi bunlar. Bizim belediye meclis üyelerimiz başvurdu. Geçtiğimiz günlerde belediyeye iade edildi. TÜGVA’ya verilmesinde nasıl bir kamu yararı var.
GEÇEN SENE 4 KİŞİ KALAN BU SENE 8 KİŞİ KALIYOR. KAPASİTE ÖYLE ARTTI: Yurt kapasitesi 700 binden 800 bine şöyle çıktı. Tayyip Bey ne diyordu, ‘Yurtlarımızda iki bilemediğiniz üç kişilik kapasitelerle öğrencilerimizi yatırıyoruz, öyle altı, sekiz kişi kalmadı.’ Şimdi o ikililere ranzayı koydular, altı kişi, sekiz kişi yaptılar. Şu anda devlet yurtlarında geçen sene 4 kişi kalan bu sene 8 kişi kalıyor. Kapasite öyle arttı.
BAŞÖĞRETMENİN GAZİ ATATÜRK OLDUĞUNU, BÜTÜN ÖĞRETMENLERİN BAŞIMIZIN TACI OLDUĞUNU DÜŞÜNENLERDENİZ: Öğretmenleri bir sınava girmeye zorladılar, mesleği kademelendiriyorlar. Biz öğretmenlikte ikinci bir kalite olmayacağını düşünenlerdeniz. Başöğretmenin Gazi Atatürk olduğunu, bütün öğretmenlerin başımızın tacı olduğunu düşünenlerdeniz. Maalesef kariyer basamakları ile son derece yanlış bir işin içindeler. Öğretmenleri yarıştıran, ayrıştıran, yandaş sendika üzerinden bir sürü haksızlığı bir kez daha gündeme getiren bir yapı ile karşı karşıyayız. 100 bin öğretmen atanması gerekirken bu atama yapılmadı. Öğrenciler öğretmensiz, öğretmenler de evde öğrencisiz oturuyorlar. Bu çok büyük bir eksikliktir.
SEN PARAYI TOPLADIĞINDA DOLAR 8 TL, ŞİMDİ 18 TL: Dün burada, Giresun’da karşımıza çıkan arıcıların sorunlarını dile getirmiştik. 40’tan fazla ilden başvuru vardı. Açıklamamızdan sonra dünya kadar memnuniyet telefonu ve yeni şikayetler alırken TAHAP Başkanı, doğrudan kendini suçlamadık… Dün akşam bir canlı yayın açıp derdini anlatama çalışmış. Çok da iyi yapmış. Kendi hatalarının, kusurlarının hepsini ifşa etmiş. Diyor ki ‘sözlerimizi yerine getiremediklerimiz kişilere karşı sözlerimizi yakında yerine getireceğiz.’ Getirince biz susarız. Ama diyor ki ‘biz isteyenlere para verdik.’ Parasını alamayan dünya başvuru var. ‘Giresun’dan para talebi yok’ diyor. Sen parayı topladığında dolar 8 TL, şimdi 18 TL. Sen al paranı diyorsun, insanlar o parayla o gün şeker alsaydı çok daha fazla bugünden şeker alırlardı. Sen parayı aldın, şekeri vermedin. Duman ettin. Şimdi şeker isteyene o günkü fiyattan al paranı diyorsun. Dünya kadar kişi de paramı istedim alamadım diyor.
NEREDE YALAN YANLIŞ BİR İŞ YAPAN VAR, ‘BAYRAK İNMEZ’ DİYOR: Öyle bir şey diyor ki ‘Efendim, bu dış güçlerin işidir, bu arıcıların 15 Temmuz’udur. Göklerden gelen sese engel olamazsınız.’ İnsan izlerken kahkahaya boğuluyor. Deli misin nesin. Ne 15 Temmuz’u. FETÖ mü yaptı bunu. Parayı toplayan siz, vermeyen siz. Kusur bende değil bürokratlarda. O bürokratların adını da açıkla. O bürokratları atayan da Recep Tayyip Erdoğan. Arkaya bir tane bayrak asmış. Nerede yalan yanlış bir iş yapan var, ‘Bayrak inmez’ diyor. Biz bayrak insin demiyoruz ki. Biz parayı ver diyoruz. Arıcıların parasını, şekerini ver diyoruz.
ÇALKALANIYOR ALMANYA, BİZDE TIK YOK; ADAMLAR ‘TÜRKİYE’DE RÜŞVET DAĞITTIK’ DİYOR: TCDD Yüksek Hızlı Tren ihalesindeki rüşvet skandalı ile çalkalanıyor. Siemens bunu raporunu yazmış. Tabi Almanya’da öyle açıktan paralar, çantalar, ‘sen yolla hallederiz’ler olmadığı için Siemens, ortaklarına ve kamuya hesap verecek. Hesaplarda 10 milyon avro fark var, kayıp. Yazmış, ‘ben bunu Türkiye’deki yüksek hızlı trende rüşvet diye dağıttım.’ Alman kamu otoritesine de bu rapor gitmiş. Çalkalanıyor Almanya, bizde tık yok. Film değil, gerçek. Adamlar Türkiye’de rüşvet dağıttık diyor. Aracılara, TCDD’ye, Kolin’e ne vermiş yazmış. Kolin, beşli çetenin Kolin’i. Siemens Türkiye’ye ne vermişler… Bir de ne diyor, ‘3 milyon avroyu da Türk devlet görevlilerine verdim.’ Kim bu üst düzey Türk devlet görevlileri. Kimse merak etmez mi?
SEN KENDİNİ BİLİYORSUN, YAPTIRIYORSUN YA SENEYE SEN GÖRECEKSİNİZ GÜNÜNÜ: NATO görevindeki Türk uçakları, Yunanistan’a ait S-300 füze sistemi tarafından radar kilidi atılarak taciz edildi. Bu olay nedeniyle Yunanistan’ı defalarca kınadık bir kez daha kınıyoruz. Ama şu A Haber’i yöneten aklı da kınıyoruz. Dün ne dedim ben burada? Dedim ki Yunan adaları silahlanırken biz defalarca yazdık. Soru önergeleri verdik. AK Parti kulağının üzerine yattı. Duymuyor numarası yaptı. 10 yıl sonra, seçim yılında adaların silahlandığı akla geldi dedim. Sen ‘bir gece ansızın gelebiliriz’ diyorsun bu, üçüncü genel başkanımız, Karaoğlan, Ecevit’in lafıdır dedim. Uyardı, uyardı diplomasi yaptı, sonuç alamayınca adaya uçtu, barış götürdü dedim. Sen de var mı o yürek dedim. Ama almış sadece diplomasiyi kesmiş, bilmem neyi kesmiş, CHP’den Yunanistan’a tepki gelmedi, diplomasi dedi, barış dedi. Elbette barış. Atatürk dedi diye, elbette diplomasi. Ama burnumuzun dibindeki adalar silahlandırılıyor, 10 yıldır diyoruz, 10 yıldır susuyorsunuz. Şimdi gelmişler efelik taslıyorlar. A Haber’i yöneten akıl da kırp kırp kırp. O zaman harfleri kesin. Konuşmayı baştan siz yazın. Hiç utanma, sıkılma yok mu kardeşim. Montajdaki kardeşim sözüm sana da değil. Böyle montajla diyen o tepedeki şuursuza. Ne kameramanıyla ne muhabiriyle ne montajcısıyla bir derdimiz yok. Ama bu yalanları yapan, sen kendini biliyorsun, yaptırıyorsun ya seneye sen göreceksiniz gününü. Seneye bunların hepsinin hesabı bağımsız yargı önünde verilecek. Dezenformasyon, bundan ötesi var mı ya. Biraz ahlak, insaf olur ya. Bunu sana özel yapıyorum, sen izle.”