Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek: İstihdam yaklaşık 600 kişi arttı
On İkinci Kalkınma Planı… Cevdet Yılmaz’dan, 2053 Hedeflerinin “İnanılır Olmadığı” Eleştirisine Yanıt: “Model Çalışmaları, Varsayımlar, Teknik Çalışmalar Yapılmış Durumda”
On İkinci Kalkınma Planı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülüyor. CHP İzmir Milletvekili ve komisyonun CHP Grubu sözcüsü Rahmi Aşkın Türeli, “iktidarın 2053 hedeflerinin inandırıcı olmadığını” söyledi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Elbette bunun arkasında bir takım model çalışmaları, belli varsayımlar, belli teknik çalışmalar yapılmış durumda… Ama bir dokümana dönüşmüş değil. Strateji Bütçe Başkanlığımız modeller çerçevesinde, Türkiye’nin büyümesine ilişkin birtakım varsayımlarla sonuçlar elde etmiş durumdalar. Çok uzun vadeli tahminler yapılırken detaylı bir şeylere girmek mümkün değil. Temel varsayımın şu olduğunu ifade edebilirim: İlk dönemlerde daha hızlı bir büyüme; giderek olgunlaştıkça ekonomimiz, bu büyüme hızının gelişmiş ülkelere benzer bir şekilde biraz daha yavaşlaması şeklinde bir varsayım var, bu rakamların arkasında” karşılığını verdi.
On İkinci Kalkınma Planı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülüyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın sunduğu planın ilk bölümü bugün görüşüldü. CHP İzmir Milletvekili ve komisyonun CHP Grubu Sözcüsü Rahmi Aşkın Türeli, 2053 hedeflerine ilişkin şunları söyledi:
“Burada On İkinci Kalkınma Planı’nı görüşüyoruz. Ama aynı zamanda 2053 yılına ilişkin uzun vadeli stratejiyi de görüşüyoruz. Orada çok özet var. Yani eğer gerçekten 2053 yılı hedeflerini de konuşacaksak ona ilişkin olarak temel varsayımlarımız nelerdir, nasıl bir hazırlık yapıldı?… Bunu eğer toplantımızın öncesinde Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerine dağıtırsanız çok daha sağlıklı biçimde konuşuruz. Çünkü orada işte ‘İlk 10’a gireceğiz.’, ‘İlk 5’e gireceğiz’, ‘İlk 10’a girecek şirketler…’ gibi daha çok sıralama üzerinden giden bir yaklaşım var. Daha önceki perspektiflerde, uzun vadeli stratejilerde böyle değil. Sanıyorum böyle bir çalışma var. O çalışmanın da bizim yapacağımız planın bir parçası olduğunu düşündüğümüzde -daha doğrusu plan onun bir dilimini oluşturacak- bunu paylaşmanızı talep ediyoruz.
Buradaki 2053 hedeflerinin inanırlığı açısından da bu önemli. Mesela Sekizinci Plan’da da uzun vadeli strateji vardı, ama orada bir kısım daha somut hedefler vardı. Mesela diyordu ki: ‘2021-2023 döneminde yıllık ortalama yüzde 7’lik büyüme’ gibi. Buralarda hiç buna ilişkin bir şeyler yok, sadece bir kısım rakamlar var. O zaman bunun inanırlığı kalmıyor. Yani nereden çıktı bu rakamlar? Bunun için söyledim yani sonuçta bu bir ekiyse daha ayrıntılı, en azından çok ayrıntısı olmasa bile temel varsayımlar neler, bunlar söylenebilir; ya da ne zaman hızlanacak, hangi döneme kadar nasıl gidecek; ilk on yılda mı, ikinci on yılda mı? Otuz yıllık bir şey söylüyorsunuz. Üçüncü on yılda mı, nasıl hızlanacak? Buna ilişkin bir geçiş periyodu anlamında söyledim bunları.”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz ise Türeli’ye şu karşılığı verdi:
“Elbette bunun arkasında bir takım model çalışmaları, belli varsayımlar, belli teknik çalışmalar yapılmış durumda. Ama bir dokümana dönüşmüş değil. Strateji Bütçe Başkanlığımız modeller çerçevesinde, Türkiye’nin büyümesine ilişkin birtakım varsayımlarla sonuçlar elde etmiş durumdalar. Çok uzun vadeli tahminler yapılırken detaylı bir şeylere girmek mümkün değil. Temel varsayımın şu olduğunu ifade edebilirim: İlk dönemlerde daha hızlı bir büyüme, giderek olgunlaştıkça ekonomimiz bu büyüme hızının gelişmiş ülkelere benzer bir şekilde biraz daha yavaşlaması şeklinde bir varsayım var, bu rakamların arkasında.”
“2023’ÜN YARISINA ULAŞILABİLDİ”
Türeli, iktidarın 2023 hedeflerini tutturamadığını ve Türkiye’nin hedeflerinin sadece yarısına ulaşabildiğini vurguladı, şunları söyledi:
“(Plandaki) Buradaki analizlere bakıyorum, anlamış değilim. Statik durumları yaşamıyoruz. İlk 10 ekonomi arasına gireceğiz, iyi de; bu sadece bize bağlı bir şey değil ki. Sonuç burada ilk 10 içinde başka ülkeler de var. Bu ülkelerin ne yapacağını, nasıl bir yol izleyeceklerini nereden biliyoruz? İlk 10- 5’e girmek, ilk 100 içinde 5 firmanın girmesi, 10 içine girmesi. Bunun gibi sıralamaların bir anlamı yok. Sadece bize bağlı bir iş değil. Arabayla 100’le gidiyoruz, 110 ile gidenlerin hepsi bizi geçer. Hangi ülkelerin yavaşlayacağı düşünülüyor. Biz nasıl öne çıkacağız, geçeceğiz onları. Çünkü baktığınız zaman arada ciddi farklar var. Biz ilk 20’nin içindeyiz ama ilk 10’luk ülke ile çok büyük kesinti var. Çok büyük bir fark var arada. Böyle sıralamaların bir anlamı yok, bir şey ifade etmiyor, inanırlığı yok. İddia koymak güzel bir şey tabii ki konulabilir fakat bunun altı nasıl doldurulacak?
2023 hedeflerinin ancak yarısına ulaşabilmişiz. 2 trilyon dediğimiz milli gelir, 1 trilyon dolar. 25 bin dediğimiz kişi başına milli gelir yarısı kadar. 500 milyar dediğimiz ihracat yarısı kadar. Tek haneli seviyedeki işsizlik oranları 2 katı. Düşük enflasyon dediğimiz şey, çok üstünde bunun. Neden tutmamış? Bunun sonuçlarına açıkçası baktığınız zaman bu planda hiçbir şey göremedik… Nerelerde yanlış yaptık? Yeni bir plan yapıyorsak, kaynakları ona göre kullanma sözü veriyorsak o zaman nerede yanlış yaptığımızı konuşmaya ihtiyaç yok mu?
“NE ZAMAN TUTTURACAKSINIZ, BUNU GÖREMEDİK”
10’uncu Kalkınma Planı -2014-2018, 11’inci Kalkınma Planı 2019-2023 son derece başarısız görünüyor. Sonuç ortada, bizim söylediğimiz bir şey değil. Ne oldu; 10’uncu Kalkınma Planı’nda, 25 öncelikli dönüşüm programı vardı. Ne oldu? Hiçbir hayata geçmedi. Şimdi burada 12’nci Planda söylediğiniz şeylerin hemen hemen hepsi 10’uncu Kalkınma Planı’nda vardı. Hatta özel olarak bölüm ayrılmıştı, üçüncü bölüm. Genellikle planlar iki bölüm oluyor son dönem. Orada 25 öncelikli dönüşüm programı tanımlanmıştı… Hiçbiri olmadı. Arkadan 11’inci Kalkınma Planı geldi. Gene aynı şekilde hedeflerin hiçbirini gerçekleştiremedik, yarısında kaldık. 2023 hedeflerini gerçekleştiremedik, şimdi siz 2053 hedefi diyorsunuz. Önce bir 2023 hedeflerini tutturun, ne zaman tutturacaksınız, bunu göremedik.
Ortada samimi olmayan bir plan var. Gerçekten olanları, neden sonuç ilişkisi ortaya koymayan bir plan ile karşı karşıyayız. Bu hem samimiyetini planın, hem güvenirliğini, inanırlığını ciddi alamda zedeliyor.”
HEDEP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç, demokrasi ve özgürlükler olmadan adil bir ekonominin kurulamayacağını kaydederek, “Bu kalkınma planındaki rakamların ciddiyeti de ortada kalmaz” dedi. Oluç, kalkınmanın sadece ekonomik büyümeyi ilgilendirmediğini ve bir toplum modeli olduğunu belirterek, “Kalkınma saf ekonomik bir mesele olarak ele alınacak olursa, anti demokratik rejimlerin ve yönetimlerin de aklanması riski açığa çıkar” diye vurguladı. Oluç, Türkiye’de demokrasi ve özgürlükler konusunda iç açıcı tablo olmadığını ekleyerek, “Türkiye’de demokrasi açığına çözüm bulmak şarttır” diye dikkat çekti.
“SORULAR CEVAPSIZ BIRAKILMIŞ”
Oluç, ekonomik göstergelerde kamu kurumlarının kendi aralarında anlaşamadığını kaydederek, şunları söyledi:
“Kalkınma Planı ile Orta Vadeli Plan arasında bir uyum olması gerekirken, açıklanan rakamlar bunun böyle olmadığını bize gösteriyor. Hazine ve Maliye Bakanlığının hazırladığı, OVP’ye göre işsizlik oranları 2024’te yüzde 10,3’e yükselecek, peyder pey düşerek 2026’ta yüzde 9,3’e gerileyecek. Cumhurbaşkanlığına bağlı olan kurumun hazırladığı 2024-2028 arasını kapsayan 5 yıllık plana göre, 5 yıllık planın sonunda işsizlik oranı yüzde 7,5’e düşüyor. 2027 ve 2028’de büyüme oranı yüzde 5 olmasına rağmen işsizlik oranı 2 puan birden düşecek gibi görünüyor… Yani özetle 5 yıllık plan ile OVP arasında uyum yok. Ayrıca planda 5 yıllık dönemde her yıl için yüzde 5 büyüme öngörülmekte, ancak Türkiye büyümesini dış kaynaklar ile finansa eden ekonomi olmasına rağmen 2028 cari açık hedefinin sadece 2,8 milyar dolar olacağı var sayılmaktadır. Keşke olsa ama günümüzde bir yıllık cari açığın 55 milyar dolar civarında olduğunu, bir yandan ekonomik büyüme hedeflenirken diğer yandan daha az dış kaynak kullanmanın nasıl mümkün olacağına ilişkin sorular, bu planda cevapsız bırakılmıştır.”
Oluç, “12’inci Planı değerlendirirken, sanki 22 yıllık iktidar değilsiniz, yeni bir iktidarsınız ve böyle bir planla muhalefetin karşısına çıkıyorsunuz. Yani vaatlerinin gerçeklikle bağı olmadığını düşünüyorum. Bu iktidar son iki bütçede de iki kez ek bütçe yapmak zorunda kaldı bu öngörüsüzlük yüzünden” dedi.
“35 YILDIR AYNI ŞEYLER”
İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta, yeni kalkınma planının eskilerinin benzeri olduğunu kaydederek, “12’nci planın diğerlerinden çok fazla farkı yok. Olmaması da normal. Çünkü sorunlar çözülmedi. 1989’da kayıt dışı ekonomi ile etkin mücadele edilecektir dedik. ‘89- 2023’ derseniz, şimdi ortaya çıkıyor. 35 yıl. Bu kadar aynı şeyleri söylüyoruz. Niye çünkü, sorunların temeline inmiyorsunuz. Bu sorunlara inme iradesi yok. Ondan sonra yazıyoruz, yazıyoruz aynı şeyleri söylüyoruz” dedi.
“2023’TÜ, 2053’E ERTELEDİNİZ”
Usta, yeşil dönüşüm ifadesinin planda 68 kez geçtiğini vurgulayarak, “Sadece yeşil ifadesi 174 defa geçiyor. Dijital dönüşüm 85 defa, sadece dijital 281 defa geçiyor. Yapay zeka biraz geçiyor. Trend kavramlar iyi yakalanıyor, burada sorun yok. Yazılıyor ama hiçbir şey yok. 200-300 defa geçirdiğiniz kavramlarla ilgili şu anda ne kadar kaynak ayrıldı” diye sordu.
Usta, 2053 hedeflerine ilişkin de “1 yılda enflasyonu 4 defa değiştirirseniz, 2053 hedeflerinize kusura bakmayın kimse inanmaz… Türkiye’nin 10’uncu büyük ekonomi hedefi 2023’tü, şimdi 2053’e ertelediniz” diye vurguladı.
Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Selim Temurci ise planı şöyle eleştirdi:
“Türkiye’nin kalkınma anlamındaki kızıl gelmesini 2053 tarihi olarak anlamlandırıyoruz. Aslında bu plan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemimizin ikinci planı. AK Parti, 2007’de kendi bağımsız planını yaptığından bu yana dördüncü plan olacak her halde. Dolayısıyla bu planlarla ilgili olarak, iki temel konunun altını çizmemiz gerekiyor. Bir kalkınma planlarımızın içselleştirilmesi lazım. Kalkınma planları yazmak için değil, uygulamak ve takip etmek için iktidarlara çok büyük sorumluluk yüklüyor… İkinci konu çok daha önemli. Programların performansı. Sadece pozitif yönlü olarak sunan arkadaşlar tarafından anlatılması, programın bence en dikkat çekici alanı olan beşinci döneme uymuyor. Ya da adaleti esas alan, demokratik iyi bir yönetişim diye bir başlık var. Kim olursa olsun iktidar, artıları ve eksileri ile her şeyi bu masaya koymamız gerekiyor. Çünkü ülke, devlet bizim. Planın hiçbir yerinde ‘Rasyonel olmayan ekonomi politikaların Türkiye ekonomisinin bu hale gelmesinde, bunun da etkisi var’ denseydi. Plan son bölümdeki adalet anlayışına daha uygun olur.”