İZMİR’DE, MHP İLÇE BAŞKANINI TUTUKLATAN SAVCI VE HAKİM EŞİNİN SİVEREK’E SÜRÜLDÜĞÜ İDDİA EDİLDİ. DENİZ YÜCEL: “HAKİMLERİ, SAVCILARI GÖREVLERİNİ YAPTIKLARI İÇİN CEZALANDIRMAK HANGİ VİCDANA UYAR”
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU: “SİYASİ MAHKUMLARA İMAJLI GÖRÜŞME HAKKI ‘TEKNİK ALTYAPI HAZIR DEĞİL’ DENİLEREK VERİLMİYOR”
TAMER ARDA ERŞİN
HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, cezaevlerinde siyasi hükümlülere yeni uygulamaya konulan görüntülü görüşme hakkının “pilot uygulama olduğu ve henüz tanımlanmadığı” gerekçesiyle verilmediğini belirtti. Kendisine mektup gönderen Trabzon Beşikdüzü T Tipi Cezaevi’nden Ramazan Altın’ın Yönetim ve Gözlem Kurulu’na yaptığı müracaata verilen karşılığı örnek gösteren Gergerlioğlu, “Gözlem Konseyi yanıtında ‘Teknik altyapı hazır olmadığı için biz istesek de Adalet Bakanlığı sistemi buna müsaade vermiyor’ diyerek, buna yanıt veriyor. Demek ki bakanlık gerçek söylemiyor yahut gözlem şurası yanlışsız söylemiyor” dedi.
Trabzon Beşikdüzü T Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu’ndan HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’na mektup yazan Ramazan Altın, siyasi hükümlülere görüntülü telefon görüşmesi hakkının verilmediğini ileri sürdü. Cezaevi Yönetim ve Gözlem Kurulu’nun değerlendirmesinin akabinde hükümlülere tanınan bu hakla ilgili kendisinin de müracaat yaptığını aktaran Altın, “Maalesef keyfi gerekçelerle talebim reddedildi. Yönetim ve Gözlem Konseyi Başkanlığı verdiği kararda inisiyatifin bakanlıkta olduğunu, sistemin yeni olduğunu, yazılım sürecinin devam ettiğini, buranın pilot bölge olduğunu vs. lisana getiriyor. Ne ilginçtir ki bu gerekçelerin hiçbiri isimli mahkumlar için geçerli değil. Çünkü isimli mahkumlar bu sistem cezaevine geldiğinden beri haftalık 30 dakika ve ziyaretçileri gelmediğinde ilaveten 30 dakika daha konuşuyorlar” dedi.
“PİLOT UYGULAMA, UYAP’TA KIYMETLENDİRME EKRANI TANIMLANMADI”
Altın, görüntülü telefon görüşmesi hakkının kendilerine de tanınarak mağduriyetlerinin giderilmesini istedi. Altın’ın mektubunda bahsettiği 23 Eylül 2022 tarihli Beşikdüzü T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü Yönetim ve Gözlem Şurası Başkanlığı’nın cevabında şöyle dendi:
“Hali hazırda oda, koğuşlarda yer alan ACEP Sistemi uygulama kabinleri ve MMC aygıtları büsbütün UYAP sistemi üzerinde yer alan bilgiler doğrultusunda entegreli olarak çalışmakta olması münasebetiyle örgütlü suçlar hakkında görüntülü görüşme yapabilmesi açısından Yönetim ve Gözlem Şurası Başkanlığımız tarafından kıymetlendirme yapabilme imkanı tanınan ekranların pilot uygulama olması hasebiyle da henüz tanımlanması yapılmaması nedeniyle olumlu ya da olumsuz kıymetlendirme yapılamadığı konuları ile, talebe istinaden olumlu ya da olumsuz kıymetlendirme yapılabilmesi açısından gerekli ekranların UYAP sistemine tanımlanması sonucunda talep hakkında Yönetim ve Gözlem Heyeti Başkanlığımız tarafından olumlu ya da olumsuz bir kıymetlendirme yapılabileceği anlaşıldığından aşağıdaki formda karar verilmiştir. Hükümlü Ramazan Altın’ın görüntülü görüşme talebi hakkında üstte gerekçesi açıklandığı üzere UYAP’la entegre sisteminde teknik alt yapının henüz heyeti olmadığı, yazılım çalışmalarının devam ettiği, mevcut imkanlar dahilinde olumlu ya da olumsuz bir kıymetlendirme yapılamayacağından hükümlünün talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildi.”
HDP’li Gergerlioğlu ise Altın ve benzeri durumda olan hükümlülerin meselelerini çözülmesini isteyerek, şunları söyledi:
“Cezaevlerindeki mahpusların görüntülü görüşmesiyle ilgili bir yönetmelik var. Bu yönetmelik mahpusları isimli yahut siyasi olmak üzere ikiye ayırıyor. Siyasi mahpusların cezaevi gözlem şurasının müsaadesi olursa lakin görüntülü görüşme yapabileceklerini söylüyor. Biz de bu müsaade tek bir cezaevinde bile tek bir mahpusa verilmiyor diye tekraren soruyoruz, imza kampanyaları yapıyoruz. Bize bir yanıt verilmiyor. Buna ait ilginç bir gelişmeyi bize gelen bir mektuptan öğrendik. Trabzon Beşikdüzü’ndeki bir siyasi mahpus, bu mevzuda bir müracaat yapıyor. Cezaevi Gözlem Konseyi da yanıtında ‘Teknik altyapı hazır olmadığı için biz istesek de Adalet Bakanlığı sistemi buna müsaade vermiyor’ diyerek, buna yanıt veriyor. Demek ki bakanlık yanlışsız söylemiyor yahut gözlem şurası hakikat söylemiyor. Bize bu hususta belliliğe kavuşturacak yanıtı bekliyoruz. Kim gerçek söylüyor, kim palavra söylüyor? Bu hususta kaygı ve merak içindeyiz. Binlerce mahkumu ilgilendiren böyle bir durumda bakanlık ve gözlem şurasının iki farklı görüşü söylemesini gerçekten trajik ve komik buluyoruz. Yetkililerden bu hususta bir açıklama bekliyoruz” dedi.
