22 Kasım 2024 Cuma

Naci Cinisli’den “Yerel Seçim” Açıklaması: “22 Senedir İktidarda Bulunan Ak Parti’nin Alternatifi Chp Değil, İyi Parti’dir. Chp İle Birlikteliğimizden En Çok Mutlu Olan Da Ak Partililerdi”

Haber: ÇAĞATAN AKYOL – Kamera: SADIK KARAKULOĞLU

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Naci Cinisli, yaklaşan yerel seçimlere ilişkin, “Türkiye’de şu andaki iktidarın, 22 senedir iktidarda bulunan AK Parti’nin alternatifi CHP değildir. AK Parti’nin alternatifi bugün İYİ Parti’dir. İYİ Parti’nin alternatif olabilme özelliği gerek AK Parti için gerek de CHP için tabii ki bir risktir fakat bu riski milletimize bir türlü yapılan ittifaklar sonucunda anlatamadık. Türkiye’nin dört bir yanına kucağını açan parti, İYİ Parti’dir. 2028’de en geç yapılacak genel seçimlerde iktidar adayı İYİ Parti’dir. CHP ile olan birlikteliğimizden en çok mutlu olan da AK Partililerdi” açıklamasını yaptı.

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Naci Cinisli, İstanbul İl Başkanı Coşkun Yıldırım, İl Başkan Yardımcısı Serkan Akkirman ve Uluslararası İlişkiler Başkanlığı Komisyon Başkanı avukat Tuba Altun ile bugün basın toplantısı düzenledi. Partinin İstanbul İl Başkanlığı’nda yapılan toplantıda konuşan Cinisli, yaklaşan yerel seçimlere ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı:

“GENEL SEÇİMLERDE İKTİDARA GİDEN YOLDAKİ İLK ADIMIMIZI ATTIK: İç siyasette de dış siyasette de çok yoğun bir gündemden geçiyoruz. Özellikle geçtiğimiz günlerde partimiz kurumsal olarak tarihi bir karar verdi. Bu kararla birlikte Sayın İl Başkanımın da duyurdukları gibi 2028’de olacak en geç genel seçimlerdeki iktidara giden yoldaki ilk adımımızı atmış bulunuyoruz. Bizim bu kararımıza kimse şaşırmasın. Neden, çünkü bizler, İYİ Partililer, İYİ Parti’yi bir parti kuralım, bir çatı atalım da altında kafamızı sokup siyaset yapalım diye kurmadık. Biz İYİ Parti’yi iktidar olalım diye kurduk. Allah nasip ederse inşallah, Allah rızası, millet için yaptığımız siyaset yolculuğumuzun sonunda da İYİ Parti iktidar olacaktır ve bu iktidarımızı da milletimize nasıl iktidar olduğunu göstererek, dünya çapında da göstererek, ulusal manada da göstererek hakiki bir Türk iktidarının nasıl olduğunu herkese göstereceğiz Allah’ın izniyle.

İYİ PARTİ AİLESİ OLARAK BİR RİSK ALDIK: Bu kararımızı verirken biz evet, bir risk aldık. Hep birlikte İYİ Parti ailesi olarak bir risk aldık ama bu riski neden alındı? Bugün bir Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi diye bir garabet içinde ülke savrulup duruyor. Bu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi içinde de iki duvar arasında Türk siyaseti sıkışmış durumda. Bundan önceki sistemde, parlamenter sistemde seçimler sonrasında eğer ki bir parti çoğunluğu elde edemezse normal olarak koalisyon görüşmeleri olurdu ve bu koalisyon görüşmeler de teknik bazda yapılırdı. Bakanlıklar paylaşımı veya önemli bürokratik yerlerin paylaşımı olarak teknik bazda yapılırdı ve teknik tavizler verirdi partiler fakat ne yazık ki bu yeni sistemde, bu tarzın adı koalisyon değil ama ittifak görüşmeleri ve pazarlıkları teknik bazda yapılmıyor. Maalesef ilkesel bazda tavizler verilerek teknik tavizler değil, ilkesel tavizler verilerek pazarlıklar yapılıyor.

TÜRK SİYASETİNDE OYNANAN TİYATROYA SON VERMEK İSTİYORUZ: Hiçbir parti kendisini yüzde 100 olarak halkına gösteremiyor. Halka biz kendi fikirlerimizi, ilkelerimizi, düşüncelerimizi yüzde 100 manada bir türlü aksettiremiyoruz. Neden, çünkü bu ittifak garabetinden dolayı herkes bir başka partinin günahına, yanlışına ortak olmak zorunda kalıyor veya o gölgede mecburen siyaset yapmak zorunda kalıyor. Bu sadece Millet İttifakı için geçerli değil, Cumhur İttifakı için de aynı şeyler geçerli. Bizim bu kararımızın tarihi olmasının sebebi, bu tiyatroya bir son vermek nedeniyledir. Bu Türk siyasetinde oynanan tiyatroya biz artık son vermek istiyoruz. Bu tiyatronun bir parçası olmak istemiyoruz. Türkiye’de şu andaki iktidarın, 22 senedir iktidarda bulunan AK Parti’nin alternatifi CHP değildir. AK Parti’nin alternatifi bugün İYİ Parti’dir.

BUNDAN SONRA YOLUMUZA TEK BAŞIMIZA DEVAM EDECEĞİZ: İYİ Parti’nin alternatif olabilme özelliği gerek AK Parti için gerek de CHP  için tabii ki bir risktir fakat bu riski milletimize, bir türlü yapılan ittifaklar sonucunda anlatamadık. Bu gerçeği anlatamadık. Türkiye’nin dört bir yanına kucağını açan parti, İYİ Parti’dir. 2028’de en geç yapılacak genel seçimlerde iktidar adayı İYİ Parti’dir. O yüzden de bundan sonra yolumuza tek başımıza ve kendi kararlarımızı kendimiz vererek devam edeceğiz inşallah. Bugünkü bu kararın birinci derecedeki hedefi de zaten bu seçimlerde kazanmak olmakla birlikte ama asıl hedefin genel seçimler olduğunu hepimizin bilmesi lazım. Türk milletimizin de bunu bilmesini rica ediyorum. Biz bu kararı kendimiz için değil, Türk siyasetinin rengini daha fazla açmak, daha farklı görüşleri Türk siyasetine katabilmek ve halkın siyasete katılımını, seçimden seçime değil; devamlılığını sağlamak için yaptık. 2028’de en geç yapılacak seçimlerde de iktidar olabilmenin yolunun, İYİ Parti’nin artık kendini yüzde 100 şekilde, kendi karakterini, kendi ilkelerini, inançlarını Türk milletine yüzde 100 bir şekilde gösterebilmekten geçtiğini düşündüğümüz için bu kararı verdik ve Türkiye için hayırlı bir karar olduğundan ben kendi açımdan, kendi düşünceme göre eminim. İnşallah bu kararımızda mahcup olmayız. Allah yardımcımız olsun.”

Toplantının konusu olan uluslararası siyasetle ilgili de Cinisli, şöyle konuştu:

“KÜÇÜK BİR DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI GİBİ ÇALIŞIYORUZ: Lütfen şundan emin olun ki küçük bir Dışişleri Bakanlığı gibi çalışıyoruz. Genel merkezimizde gündemi hep yakından takip ediyoruz. Hatta gündemi önceden tahmin edip ona göre ülkenin faydasına uyarılarda bulunuyoruz. İYİ Parti’nin her zaman yaptığı gibi hiçbir zaman yıkıcı eleştiri de yapmıyoruz. Ülkenin faydasına eleştiriler yapıyoruz ki bir milli mesele olan dış politikada hele bizim bir yıkıcı politika yapmamız söz konusu değildir. Biz her zaman için Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ebed müddet yaşaması uğruna doğru ve yapıcı politikalar ve muhalefet şimdilik yapıyoruz. İnşallah iktidarımızda da bunun çok daha iyisini daha yapıcı halde milletimize hizmet etmek yolunda da inşallah biz siyaset yapacağız.

AZERBAYCAN’DAKİ TÜRK KARDEŞLERİME BAŞARILAR DİLERİM: Bugün dış politikada tabii çok önemli gündemler var. Komşularımızda büyük problemler var. Ukrayna-Rusya savaşı malumunuz. Azerbaycan-Ermenistan arasında tekrar alevlenen bir konu var. Onu da çok yakından takip ediyoruz. Bu vesileyle tabii Azerbaycan’daki Türk kardeşlerimize başarılar dilerim. Onların devletlerinde edeb müddet yaşayacağından da eminiz ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak, Türk halkı olarak da onların arkasındayız. Geçtiğimiz günlerde Azerbaycan Büyükelçiliği’ne yaptığımız ziyarette de partimizin kurumsal desteğini ve Sayın Genel Başkanımızın desteklerini kendilerine ilettik ve bundan da çok büyük mutluluk duydular.

AK PARTİ, DIŞ POLİTİKAYI ÖN YARGILARIYLA YAPIYOR: Bunun yanında Suriye’deki meseleler var. Artık Suriye’de iki farklı komşumuz da var: Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya; Türkiye’nin iki güney komşusu halindeler. Bu sorunun çıkmasında maalesef AK Parti hükümetinin çok büyük payı var. Neden payı var, çünkü AK Parti hükümetleri dış politikayı ön yargılarıyla yapıyorlar. Bu ön yargılar, sağlıklı karar almalarını engelliyor. Diyeceksiniz ki yalnızca dış politikada mı, hayır. Ekonomide de aynı şey geçerli. Gördüğünüz gibi şu anda ekonomide bu ön yargılarla, yanlış bilgi ve ön yargılarla atılan adımların toparlanması için yine kendileri çalışmalar yapıyorlar fakat akıl değişmedikçe, kafa değişmedikçe teknik olarak yapılan hiçbir şeyin faydası olacağını ben düşünmüyorum. Türkiye’de, dünyanın en pahalı ekonomik deneyi yapılmıştır, laboratuvar patlamıştır. Laboratuvar patlarken bütün binayı da patlatmıştı. O yüzden bugün tekrar ekonomiyi toparlayarak hasarı gidermeye çalışıyoruz ama bu hasar bu anlayış değişmedikçe giderilmez.

MISIR’LA ATILAN YANLIŞ ADIMLAR, BİZİ DOĞU AKDENİZ’DE NEGATİF POZİSYONA İTTİ: Dış politikada da aynı şekilde. Bu anlayış değişmedikçe dış politikada atılan yanlış adımların hasarını gidermek imkânsızdır. Bugün bizim Doğu Akdeniz’deki yaşadığımız büyük sorunların temelinde yine bu ön yargılardan ötürü Mısır’la senelerce düşmanlık hukuku içinde kalmış olmamız yatıyor. Mısır’la yapılan, atılan yanlış adımlar, onlarla girilen didişme bizi Doğu Akdeniz’de, Akdeniz’de çok negatif bir pozisyona itmiştir. Bugün hâlâ bunun sorunlarını yaşıyoruz, keza İsrail de. AK Partili yetkililer bazı ülkelerin kendilerinden ibaret olduğunu zannediyorlar. Mesela Suriye’yi Suriye’den, İsrail’i İsrail’den ibaret zannediyorlar. Hatta Ermenistan’ı Ermenistan, Yunanistan’ı Yunanistan’dan ibaret zannediyorlar fakat bu ülkelerin arka kulislerindeki diğer dahili devletlerin oynadıkları rollerden haberleri yok. Bu ilişkileri yürütürken sadece karşınızda mesela Suriye’de, Esad olduğunu varsayamayacaksınız. Sizin karşınızda Rusya var, İran var, farklı farklı güçler var. İsrail’le keza, Yunanistan’la, Ermenistan’la keza. Bir diğer maharetleri de haklıyken haksız duruma düşürebiliyorlar ülkemizi. Bu da Avrupa Birliği’yle olan ilişkilerde maalesef çok bariz bir şekilde görülüyor.

VATANDAŞIMIZIN EN YAKİNEN YAŞADIĞI SORUN VİZE MESELESİ: Şu anda vatandaşımızın en yakinen yaşadığı sorun vize meselesi. Uzun zamandır bir ‘vize muafiyeti’ masalı anlatılıyor Türk halkına. Vize muafiyetinden bugün, yani vize serbestisinden bugün gelinen nokta, vizede kolaylaştırma kelimesi türedi son birkaç gündür. Nerede vize muafiyeti, vize serbestiyeti, nerede vizede kolaylaştırma? Nedir bu kolaylaştırma? Belli meslek gruplarına daha rahat vize verilmesi meselesi gündemde şu anda. Halbuki Türkiye Cumhuriyeti devleti vatandaşlarının hepsi birbirinden kıymetli, hepsi de eşit. Avrupa’nın yanı başında hatta içindeki bir ülkenin Avrupa’da dolaşabilmesi için aylarca, yıllarca ve de bu kadar pahalı, bu kadar masraflar yaparak vize alamamasının söz konusu olmaması lazım. Hem parasını veriyor hem aylarca, yıllarca bekliyor hem de son derece gayri insani bir muameleye tabi tutuluyor ve bundan sonra deniyor ki ‘Hayır, maalesef gelemezsin’.

TÜRKİYE’NİN AVRUPA BİRLİĞİ YOLCULUĞU BÖYLE SONLANMAMALIYDI: Biz İYİ Parti olarak, vatanseverler olarak, milliyetçiler olarak bu tavrı kabul edemeyiz. Kabul edemediğimizi de partimizi ziyaret eden dış temsilciliklerin sorumlularına, diplomatlara, büyükelçilere bunları çok açıklıkla anlatıyoruz. Daha dün yine partimize Avrupa Birliği Delegasyonu Siyasi İşler Başkanı gelmişti. Ona da bu konuyu açtım ve buradaki sitemlerimizi ilettim. İki gün önce Avrupa Parlamentosu’nun aldığı karar, hazırlanan raporun kabul edilmesi son derece onur kırıcıdır ve geçtiğimiz yıllara yazık denecek kadar kötü bir karardır. Türkiye Cumhuriyet devletinin yıllardır süren Avrupa Birliği yolculuğunun böyle sonlanmaması lazımdı. Bugün görüyoruz ki maalesef, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri yalnızca bir sığınmacı sorununa indirgenmiş durumdadır.

TÜRKİYE, AVRUPALILAR İÇİN SIĞINMACILARIN NÖBETÇİSİ DURUMUNA İNDİRGENMİŞTİR: Türkiye Cumhuriyeti devleti, Avrupalılar için sığınmacıların nöbetçisi durumuna indirgenmiştir. Yazıktır, günahtır, ayıptır. Bunu protesto ediyorum, reddediyorum ve bizi bu duruma düşüren AK Parti hükümetine de buradan eleştirilerimizin en ağırını göndermek bizlerin hakkı. Onları protesto ediyorum. Türkiye Cumhuriyeti devletini ve Türk vatandaşlığını bu duruma düşürmek hiç kimsenin hakkı değildir. Sığınmacı sorunları tabii ki bambaşka bir mesele ama bizim yine çokk üstünde durmamız gereken bir başka meselemiz; Türkiye ve Avrupa Birliği’nin üyelik meselesi, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üye olması meselesi. Avrupa Parlamentosu’nun aldığı bu karardan da görüyoruz ki Avrupalıların böyle bir niyetleri hiç yok.

TÜRKİYE’NİN ONURUNU KORUYAMAYAN BİR İKTİDARIN ARTIK DEĞİŞMESİ LAZIMDIR: Bizim üyelik statümüzü bambaşka yerlere çekiyorlar ve Türkiye’ye ‘Sen bu hayali kurma kardeşim’ diyorlar aslında. Yine o raporda çok gündemde olmayan başka hususlar var, çok onur kırıcı. İsveç’in NATO’ya üyeliğiyle ilgili kararda bir baskı var orada aslında. Bir başka maddede de Türkiye’ye diyor ki, ‘İsveç’in NATO’ya girmesine engel olamazsın. Akıllı ol. Onu alacaksın’ diyor. Şimdi Türkiye’nin bu raporlarda bu şekilde anılmasına sebep olan bir anlayışın değişmesi, hakikaten elzemdir. Türkiye’ye yakışmayan bir iktidarın, Türkiye’nin onurunu koruyamayan bir iktidarın artık değişmesi lazımdır. İşte bu da bizim bu son aldığımız karar için çok çok yeterli bir sebeptir.”

Naci Cinisli, tekrar yerel seçimler konusuna değinerek sözlerini şöyle tamamladı:

“ALTERNATİF OLMA HALİMİZİN ORTAYA ÇIKMASINDAN EN ÇOK RAHATSIZ OLACAK KESİM AK PARTİ’DİR: İYİ Parti’mizin dediğim gibi iktidar yürüyüşüne hep birlikte çalışacağız. Önümüzde tabii bir yerel seçimler var. Bu yerel seçimlerde bizim en büyük amacımız, partimizin oylarını en yüksek seviyeye çıkarabilmek. Biz oylarımızı yükselttiğimiz zaman belediyeler de kazanacağız. Ondan hiçbir şüphemiz yok. Burada tek başımıza hareket ettiğimizden dolayı rahatsız olan çevreler var. Bu çevreler görüyoruz ki, her iki taraftan da sesler geliyor. Bu çevreler gerek iktidar çevreleri gerekse muhalefetin bir kısmı ama zannederim iktidarı daha çok rahatsız ettik bu kararımızla. Çünkü alternatif olma halimizin ortaya çıkmasından en çok rahatsız olacak kesim AK Parti’dir, iktidardır. Bizim böyle bir onlara alternatif olabilecek şekilde ortaya çıkmamızı bugüne kadar istemiyorlardı.

MİLLETİMİZİN ANLAYIŞIYLA EN ÇOK UYUM SAĞLAYAN PARTİ, İYİ PARTİ’DİR: Cumhuriyet Halk Partisi ile olan birlikteliğimizden en çok mutlu olan da AK Partililerdi. Çünkü onlar da çok iyi biliyorlar ki milletimizi vicdanı, milletimizin anlayışıyla en çok uyum sağlayan parti, İYİ Parti’dir. İktidara da en çok yakışan, insan kaynağı en kaliteli ve en zengin olan parti de İYİ Parti’dir. O yüzden de ben bu kararımızın çok hayırlı olduğuna inanıyorum. İktidar yürüyüşümüze de bu kararımızla başladığımızı da buradan ilan etmek isterim.”

İlgili Haberler