12 Kasım 2024 Salı

Memur-Sen, Hükümetin Zam Teklifini Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Önünde Protesto Etti: “Büyük Ve Güçlü Türkiye İçin Güçlü Memur, Güçlü Memur İçin De Refah Payı Şart”

Memur-Sen, hükümetin 7. Dönem Toplu Sözleşmesi için zam teklifini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde protesto etti. Sendika, “Sayın Cumhurbaşkanımızın 2023 Seçim Beyannamesi’ni açıklarken ifade ettiği ‘enflasyonun üzerinde en az büyüme oranı kadar refah payı vereceğiz’ vaadi masada hayata geçirilsin. Büyük ve güçlü Türkiye için güçlü memur, güçlü memur için de refah payı şart. Onun için Memur-Sen olarak bu meydandan bir kere daha haykırıyoruz: Alın terinden tasarruf olmaz. Emeğin karşılığı kısılarak bütçe büyümez” açıklamasını yaptı.

Memur ve memur emeklilerinin 2024-2025 yıllarını kapsayan 7. Dönem Kamu Toplu Sözleşmesi görüşmelerinde süreç devam ediyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ile toplu sözleşme masasında yetkili konfederasyon olarak yer alan Memur-Sen, dün üçüncü kez bir araya gelmişti. Bakan Işıkhan, toplantının öncesinde hükümetin ikinci teklifini açıklamıştı.

Hükümet ilk teklifinde; memur ve memur emeklileri için 2024’te ilk altı ay için yüzde 14, ikinci altı ay için yüzde 9 zam teklif etmişti. İkinci teklif ise 2024’te ilk altı ay için yüzde 15, ikinci altı ay için yüzde 10 zam şeklinde oldu. 2025 zam teklifi ilk altı ay için yüzde 6, ikinci altı ay için yüzde 5 oldu. Hükümet 2024 için teklifleri birer puan artırırken, 2025 için değişikliğe gitmedi. Dün yapılan görüşmelerin ardından Memur-Sen, bugün hükümetin sunduğu teklifini, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde protesto etti. Memur-Sen’in Bakanlık önünde konuya ilişkin yaptığı basın açıklaması şöyle:

“Aklıyla, fikriyle, emeğiyle bu ülkenin yükselmesi için ter akıtan, milletine hizmet için alın teri döken kamu görevlisi ve emeklisi kardeşlerim. Sorumluluğumuz bilinciyle, emeğimizin hakkını savunmak, sesimizi duyurmak için bugün burada olduğu gibi 81 ilimizde alanlarda, meydanlardayız.

Memur-Sen ve 11 yetkili sendikamızla 7. Dönem Toplu Sözleşme’de masaya sunduğumuz gerçekçi tekliflerimize karşı, kamu işvereninin verdiği yetersiz teklifleri protesto ediyoruz.

Kamu işvereninin, masanın emek tarafının sesini duymadığını düşündüğümüz için 81 ilden sesimizi yükseltmek üzere bugün buradayız. Buradan, ‘sorunların çözüleceği yer toplu sözleşme masasıdır’ sözümüzü bir kez daha tekrar ediyoruz. Biz; 2 yıldır toplu sözleşme masasının toplanmasını, masanın dışında yapılan eksik ve yanlış düzenlemelerle bozulan gelir dağılımı adaletsizliğinin düzeltilmesini, sorunun bütün olarak görülmesini bekliyoruz.  

“MAALESEF KAMU İŞVERENİ BİZİM BEKLENTİMİZİ VE TEKLİFİMİZİN HAKLILIĞINI HALA ANLAYABİLMİŞ DEĞİL”

Maalesef kamu işvereni bizim beklentimizi ve teklifimizin haklılığını hala anlayabilmiş değil. Kamu işvereni ilk teklifini 2 puan artırarak yüzde 25’e çıkarmıştır. Bu ne demektir? Sorunlarınız çözülmesin, enflasyon baskınız devam etsin, maaş artışlarınızı enflasyon farkı belirlesin demektir.

Teklif, bu haliyle, Merkez Bankası’nın 2024 enflasyon tahmininin 8 puan, 2025 için de enflasyon tahmininin 4 puan altında kalmıştır. Kamu işvereni diyor ki; 2023 yılında enflasyon yüzde 58 çıkacak. Kamu görevlisi yüzde 25 enflasyon farkı alacak. Peki 2024 yılı için beklenti olan yüzde 33 oranına ilişkin neden anlaşılır ya da hak verilir bir cümle kurulmuyor. Neden teklif hala beklentinin bile yakınına ulaşmıyor? Bu durum kamu işvereninin kendi verileriyle çelişmesi, kendi ifadeleriyle ters düşmesi ve kendi beklentilerini dahi görmemesi demektir. Kamu işvereninin bu teklifi ne rasyonel ve ne de gerçekçidir.

“MÜZAKERE, ZAMAN KAZANMA ZEMİNİ DEĞİLDİR”

Müzakere, zaman kazanma zemini değildir. Strateji uygulayarak çözümsüzlüğe sevk etmek değildir. Biz, kamu işvereninin ayakları yere basan teklifini, kamu görevlilerinin sesini ve piyasanın gerçeklerini gören teklifini duymak istiyoruz. Refah payı dedik, ses yok… En düşük memur maaşında hesap hatası var, düzeltilsin dedik, ses yok. Emekli maaşıyla ilgili feryatları dile getirdik, ses yok. Seyyanen yapılan zam emekliliğe yansıtılsın dedik, yine ses yok. Kira yardımı konusundaki teklifimiz, üstelik, siyasilerce ifade edilmesine rağmen o da yok. Bu hususların yanı sıra; şeflerin, müdürlerin ücret skalası bozuldu, düzeltilsin dedik, ses yok. Mühendisler büyük projelerle ülkeye katkısının karşılığını alamıyor dedik, ses yok. Akademisyenler bilgisinin, fikrinin, akademik kariyerinin karşılığını alamıyor dedik, ses yok.

Kamu personel sisteminin bütünlüğü bozuldu, bunu düzeltmenin en doğru yeri toplu sözleşme masasıdır dedik, yine ses yok. Diğer taraftan, akaryakıta gelen zamlar, ulaşıma gelen artışlar hepimizi zorluyor, emtia ürünlerindeki fiyat artışları, insaf sınırını aşan kiralar geçim sıkıntımızı büyütüyor. Sabit gelirliler olarak, alım gücümüz düştü, her geçen gün sosyal maliyet artıyor, psikolojik maliyet aklımızı, enerjimizi sömürüyor. 

“BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE İÇİN GÜÇLÜ MEMUR! GÜÇLÜ MEMUR İÇİN DE REFAH PAYI ŞART”

Bu verilerden hareketle açıkça deklare ediyoruz… Kamu işvereninin öngörüleri tutmuyor. Enflasyona ezilen değil, enflasyonu ezen bir adım için “refah payı” uygulaması artık şarttır. Onun için, sözü fazla dolaştırmadan, maliye söylemlerine sığınmadan, hazırladığımız gerçekçi ve rasyonel tekliflere kamu işvereninden gerçekçi revizeler bekliyor, memurun refahının yükseltilmesini istiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın 2023 Seçim Beyannamesi’ni açıklarken ifade ettiği ‘enflasyonun üzerinde en az büyüme oranı kadar refah payı vereceğiz’ vaadi masada hayata geçirilsin… Büyük ve Güçlü Türkiye için güçlü memur! Güçlü memur için de refah payı şart.  Onun için Memur-Sen olarak bu meydandan bir kere daha haykırıyoruz: Alın terinden tasarruf olmaz… Emeğin karşılığı kısılarak bütçe büyümez.

Gerçekçi ve akılcı rakamlarla teklif revize edilsin, refah payıyla memurun ve memur emeklisinin yüzü gülsün.  Bize bahaneler üretilmesin.  Memur-Sen ailesi olarak, sorumluluklarımızın bilincinde bir kitleyiz…  Biz ülkemiz, milletimiz, vatandaşımız, ne zaman zorda kalsa; yaşadığımız sorunlarda, doğal afetlerde, bu ülkenin ve aziz milletimizin hep yanında olduk, olmaya da devam edeceğiz. Toplu sözleşme masasında da bugün burada da sorumluluğumuzun gereğini yapıyoruz. Kamu işvereninin de sesimizi duymasını, gereğini yapmasını bekliyoruz.”

 

Memur ve memur emeklilerinin 2024-2025 yıllarını kapsayan 7. Dönem Kamu Toplu Sözleşmesi görüşmelerinde süreç devam ediyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ile toplu sözleşme masasında yetkili konfederasyon olarak yer alan Memur-Sen, dün üçüncü kez bir araya gelmişti. Bakan Işıkhan, toplantının öncesinde hükümetin ikinci teklifini açıklamıştı.

Hükümet ilk teklifinde; memur ve memur emeklileri için 2024’te ilk altı ay için yüzde 14, ikinci altı ay için yüzde 9 zam teklif etmişti. İkinci teklif ise 2024’te ilk altı ay için yüzde 15, ikinci altı ay için yüzde 10 zam şeklinde oldu. 2025 zam teklifi ilk altı ay için yüzde 6, ikinci altı ay için yüzde 5 oldu. Hükümet 2024 için teklifleri birer puan artırırken, 2025 için değişikliğe gitmedi. Dün yapılan görüşmelerin ardından Memur-Sen, bugün hükümetin sunduğu teklifini, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde protesto etti. Memur-Sen’in Bakanlık önünde konuya ilişkin yaptığı basın açıklaması şöyle:

“Aklıyla, fikriyle, emeğiyle bu ülkenin yükselmesi için ter akıtan, milletine hizmet için alın teri döken kamu görevlisi ve emeklisi kardeşlerim. Sorumluluğumuz bilinciyle, emeğimizin hakkını savunmak, sesimizi duyurmak için bugün burada olduğu gibi 81 ilimizde alanlarda, meydanlardayız.

Memur-Sen ve 11 yetkili sendikamızla 7. Dönem Toplu Sözleşme’de masaya sunduğumuz gerçekçi tekliflerimize karşı, kamu işvereninin verdiği yetersiz teklifleri protesto ediyoruz.

Kamu işvereninin, masanın emek tarafının sesini duymadığını düşündüğümüz için 81 ilden sesimizi yükseltmek üzere bugün buradayız. Buradan, ‘sorunların çözüleceği yer toplu sözleşme masasıdır’ sözümüzü bir kez daha tekrar ediyoruz. Biz; 2 yıldır toplu sözleşme masasının toplanmasını, masanın dışında yapılan eksik ve yanlış düzenlemelerle bozulan gelir dağılımı adaletsizliğinin düzeltilmesini, sorunun bütün olarak görülmesini bekliyoruz.  

“MAALESEF KAMU İŞVERENİ BİZİM BEKLENTİMİZİ VE TEKLİFİMİZİN HAKLILIĞINI HALA ANLAYABİLMİŞ DEĞİL”

Maalesef kamu işvereni bizim beklentimizi ve teklifimizin haklılığını hala anlayabilmiş değil. Kamu işvereni ilk teklifini 2 puan artırarak yüzde 25’e çıkarmıştır. Bu ne demektir? Sorunlarınız çözülmesin, enflasyon baskınız devam etsin, maaş artışlarınızı enflasyon farkı belirlesin demektir.

Teklif, bu haliyle, Merkez Bankası’nın 2024 enflasyon tahmininin 8 puan, 2025 için de enflasyon tahmininin 4 puan altında kalmıştır. Kamu işvereni diyor ki; 2023 yılında enflasyon yüzde 58 çıkacak. Kamu görevlisi yüzde 25 enflasyon farkı alacak. Peki 2024 yılı için beklenti olan yüzde 33 oranına ilişkin neden anlaşılır ya da hak verilir bir cümle kurulmuyor. Neden teklif hala beklentinin bile yakınına ulaşmıyor? Bu durum kamu işvereninin kendi verileriyle çelişmesi, kendi ifadeleriyle ters düşmesi ve kendi beklentilerini dahi görmemesi demektir. Kamu işvereninin bu teklifi ne rasyonel ve ne de gerçekçidir.

“MÜZAKERE, ZAMAN KAZANMA ZEMİNİ DEĞİLDİR”

Müzakere, zaman kazanma zemini değildir. Strateji uygulayarak çözümsüzlüğe sevk etmek değildir. Biz, kamu işvereninin ayakları yere basan teklifini, kamu görevlilerinin sesini ve piyasanın gerçeklerini gören teklifini duymak istiyoruz. Refah payı dedik, ses yok… En düşük memur maaşında hesap hatası var, düzeltilsin dedik, ses yok. Emekli maaşıyla ilgili feryatları dile getirdik, ses yok. Seyyanen yapılan zam emekliliğe yansıtılsın dedik, yine ses yok. Kira yardımı konusundaki teklifimiz, üstelik, siyasilerce ifade edilmesine rağmen o da yok. Bu hususların yanı sıra; şeflerin, müdürlerin ücret skalası bozuldu, düzeltilsin dedik, ses yok. Mühendisler büyük projelerle ülkeye katkısının karşılığını alamıyor dedik, ses yok. Akademisyenler bilgisinin, fikrinin, akademik kariyerinin karşılığını alamıyor dedik, ses yok.

Kamu personel sisteminin bütünlüğü bozuldu, bunu düzeltmenin en doğru yeri toplu sözleşme masasıdır dedik, yine ses yok. Diğer taraftan, akaryakıta gelen zamlar, ulaşıma gelen artışlar hepimizi zorluyor, emtia ürünlerindeki fiyat artışları, insaf sınırını aşan kiralar geçim sıkıntımızı büyütüyor. Sabit gelirliler olarak, alım gücümüz düştü, her geçen gün sosyal maliyet artıyor, psikolojik maliyet aklımızı, enerjimizi sömürüyor. 

“BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE İÇİN GÜÇLÜ MEMUR! GÜÇLÜ MEMUR İÇİN DE REFAH PAYI ŞART”

Bu verilerden hareketle açıkça deklare ediyoruz… Kamu işvereninin öngörüleri tutmuyor. Enflasyona ezilen değil, enflasyonu ezen bir adım için “refah payı” uygulaması artık şarttır. Onun için, sözü fazla dolaştırmadan, maliye söylemlerine sığınmadan, hazırladığımız gerçekçi ve rasyonel tekliflere kamu işvereninden gerçekçi revizeler bekliyor, memurun refahının yükseltilmesini istiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın 2023 Seçim Beyannamesi’ni açıklarken ifade ettiği ‘enflasyonun üzerinde en az büyüme oranı kadar refah payı vereceğiz’ vaadi masada hayata geçirilsin… Büyük ve Güçlü Türkiye için güçlü memur! Güçlü memur için de refah payı şart.  Onun için Memur-Sen olarak bu meydandan bir kere daha haykırıyoruz: Alın terinden tasarruf olmaz… Emeğin karşılığı kısılarak bütçe büyümez.

Gerçekçi ve akılcı rakamlarla teklif revize edilsin, refah payıyla memurun ve memur emeklisinin yüzü gülsün.  Bize bahaneler üretilmesin.  Memur-Sen ailesi olarak, sorumluluklarımızın bilincinde bir kitleyiz…  Biz ülkemiz, milletimiz, vatandaşımız, ne zaman zorda kalsa; yaşadığımız sorunlarda, doğal afetlerde, bu ülkenin ve aziz milletimizin hep yanında olduk, olmaya da devam edeceğiz. Toplu sözleşme masasında da bugün burada da sorumluluğumuzun gereğini yapıyoruz. Kamu işvereninin de sesimizi duymasını, gereğini yapmasını bekliyoruz.”

 

İlgili Haberler