AİHM’den Selahattin Demirtaş Kararı!
Kobani Davası Kararına Tepkiler!
Selahattin Demirtaş ve Figen Yükseldağ’ın da yargılandığı Kobani Davası’nda karar açıklandı.Davada Ahmet Türk’e 10 yıl hapis cezası verilirken, Altan Tan, Ayhan Bilgen, Aysel Tuğluk ve Bircan Yorulmaz hakkında beraate hükmedildi. Eski HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ hakkında 30 yıl 3 ay hapis cezası ve tutukluluk halinin devamı yönünde, Selahattin Demirtaş hakkında ise ağırlaştırılmış müebbet kararında indirim yapılarak 42 yıl hapis cezası verildi. Gültan Kışanak ve Sebahat Tuncel’e 12’şer yıl hapis cezası ile birlikte tahliye edilmeleri yönünde karar çıktı.
Kararın ardından iktidar kanadından ilk yorum, İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan’dan geldi.İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan, siyasetçilere verilen cezalar için, “Hesabı sorulur demiştik!” yorumunu yaptı.
Turan’ın sosyal medya paylaşımı şu şekilde:
”Hesabı sorulur demiştik! Bugünkü karar; Hapishaneden atılan romantik tweetlerle, hukuku ve adaletin sulandırılamayacağını, Kimsenin siyasi emelleri için sokağı tahrik edemeyeceğini; Kendisi veya bağlı olduğu bir örgütün menfaati için kamu düzenini istismar edemeyeceğini; Toplumda infiale, tahribata, can kayıplarına sebep olan bir olayı teşvik etmenin “kim olursa olsun” bedeli olacağını; gösterdi. Birilerini memnun etmese de adalet yerini buldu, beraatta var ceza da var. Hayırlı olsun.”
Kobanî Davası’nda açıklanan cezalar siyasiler, hukukçular, akademisyenler, gazeteciler, sivil toplum temsilcileri, kısaca toplumun her kesiminden tepki çekti:
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti): Kobanî Kumpas Davasında rehin tutulan arkadaşlarımıza verilen cezalar bizleri yıldıramaz. Demokratik siyasete darbe vuranlar şunu bilsin ki kumpaslarınızı çökerteceğiz, bizler kazanacağız, halklar kazanacak!
Ahmet Türk (Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı): Biz bir vahşet örgütüne karşı düşüncelerimizi ifade ettiğimiz için böyle bir dava açıldı. Aslında bu, bir kesimin toplumsal barışı bozmaya yönelik bir kararıdır. Bu mahkemenin verdiği bir karar değil, siyasilerin verdiği bir karardır. Üzüntülerimiz cezalara için değil, bu ülkenin toplumsal barışa ihtiyaca var. Bizler senelerce halkların ortaklaştığı bir sürecin arayışı içerisindeydik, bizim mücadelemiz bu. Ama maalesef bazı kesimler ötekileştirme siyasetini sürdürme anlayışıyla hareket ediyor. Bunu aslında demokratik geleceğe, halkların kardeşliğine vurulan bir darbe olarak değerlendirmek lazım. Bizim Kobanê olaylarında devlete karşı bir şeyimiz yok, IŞİD’e karşı tepkimiz olmuştu. Elimizden geldiğince bu ülkenin barışı için mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu sürecin nasıl yürüyeceğini tahmin ediyorduk. Bir kesimin harekete geçtiğini ve bu normalleşme sürecini baltalamaya çalıştığını görüyoruz.
Sezgin Tanrıkulu (CHP Diyarbakır Milletvekili): Bu davanın kendisi siyasi bir davadır. Siyasi kan davasıdır. AKP’nin kendi siyasi gündemine ve siyasi ihtiyaçlarına göre başlatılmıştır, Şimdi de sonlandırılıyor. Adil bir karar bir yana, adil bir görüntünün bile ortaya çıkmasını istemediler.
Sırrı Süreyya Önder (DEM Parti İstanbul Milletvekili): Kobanî davasında yağdırılan cezalar, bu cezaya muhatap olan arkadaşlarımın hiçbiri tarafından hak edilmiş bir şey değil. Olan memleketin barış umuduna ve birlikte yaşam umuduna yöneliktir. Maalesef bütün uyarılarımıza rağmen AK Parti cenahı bunun farkına varmadı ama gün be gün ortaya çıkan şeylerle görüyoruz, bu da AK Parti’nin ilerideki yargılanmasının ön iddianamesidir. Çünkü çözüm sürecine ait tüm şeyler kreminilize edilmiştir. Cezanın konusu yapılmıştır. Zindandaki bütün arkadaşlarımı selamlıyorum.
Cengiz Çiçek (DEM Parti İstanbul Milletvekili) Burada yargılanması gerekenler, o gün IŞİD ile pazarlık yapan, Kürt halkına soykırımcı ve sömürgeci sistemi dayatanlardır. Bugün burada yargılanması gerekenler bizi yargılayamazlar. Yumuşama ve müzakere sürecinden bahsedenlere sesleniyoruz; bugün yargılanan arkadaşlarımızın dokunulmazlığını kaldıran sizlersiniz. Eğer gerçekten bir yumuşama olacaksa önce bu tarihsel vebalin altından kalkacaksınız. Siyaseti bu kumpas, soykırım alanından kurtarmak zorundayız. Türkiye’de gerçekten demokratik bir zemine ulaşmak istiyorsak; Kürt halkının özgürlük mücadelesini, statü talebini, Türkiye’deki emekçi halkların demokrasi talebini tanımadan yürüyemezsiniz. Gezi ve Kobanî kardeşliğini siyaseten savunamayan hiçbir akıl bu ülkede demokratik dönüşümü sağlayamaz.
Eren Keskin (İHD Eş Genel Başkanı): İstiklal Mahkemesi kararını okuyor. Bu devletin değişmesini beklemek boşuna bir çabadır. O değişmez ama bizim de mücadele azmimiz değişmez. Bekliyorduk zaten. O zaman bir kez daha #kobaneonurumuzdur
Ceren Sözeri (Akademisyen): Ne Gültan Kışanak’ın tahliyesine, ne beraatlere sevinebiliyoruz, kapkara bir karar, ülkenin geleceğini kararttılar.
SOL Parti: Kobani davası sonuçları hukuksuzluğun resmidir! Tek adam rejimini yenip; özgür, demokratik, kardeşçe ve barış içinde bir ülkeyi hep birlikte mücadele ederek kuracağız.
Gökhan Günaydın (CHP İstanbul Milletvekili): Kobani kumpas davası kararları, bir taraftan Türkiye’nin çağdaş hukuk devletinden ne denli uzaklaştığını diğer taraftan da AKP ve normalleşme sözcüklerinin birbirine mesafesini göstermesi bakımından tarihidir.
Kaynak: BİRGÜN