Disk Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu: ”10 Milyon Emeklinin 7 Bin 500 Liraya Mahkum Bırakıldığı Ülkemizde, Başta Kök Maaş Olmak Üzere Yükseltilip Düzeltilmesi Gerekirken Bir Takım Küçük Çözümler Bulunmaya Çalışılıyor”
Kesk Heyetinden Grevin Beşinci Gününde Sputnik Çalışanlarına Ziyaret… Bozgeyik: “Kamu İşveren Heyetinin Bizlere Teklif Edeceği Rakama Karşı Genel Grevin Örgütlenmesini İş Yerlerinden Başlatmış Bulunuyoruz”
Haber: CEYLAN SAĞLAM- Kamera: DURSUN ALKAYA
KESK Ankara Şubeler Platformu üyeleri, uluslararası haber ajansı Sputnik Türkiye’de süren grevin beşince gününde gazetecilere destek ziyaretinde bulundu. KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, “Bugün Türkiye’nin 81 ilinde iş yerlerinde KESK olarak grev sandıkları açarak yarın kamu işveren heyetinin yeniden bizlere teklif edeceği rakama karşı yürüteceğimiz mücadeleyi, genel grevin örgütlenmesi noktasında da bir grev oylamasını da iş yerlerinden başlatmış bulunuyoruz. Toplu sözleşme hakkımıza, örgütlenme özgürlüğümüze, sendikalarımıza sahip çıkarsak işverenin önümüze koymuş olduğu bu bariyerleri aşarak taleplerimizin yerine gelmesinde daha hızlı bir yol alacağız” dedi.
TGS, Sputnik Türkiye yönetimi ile sürdürdüğü toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine grev kararı almıştı. Kararın ilanından sonra Sputnik Türkiye, TGS üyesi 24 çalışanını işten çıkarmıştı.
KESK Ankara Şubeler Platfomu üyeleri, grevin beşinci gününde gazetecileri ziyaret etti. Burada dayanışma mesajı veren KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, şunları söyledi:
“ÇOK KÖTÜ KOŞULLARDA OLDUĞUMUZU İFADE ETMEK İSTİYORUM”
“Bugün hem Ankara’da hem İstanbul’da grevde olan Sputnik çalışanı emekçi dostlarımızın bu onurlu direnişini selamlıyoruz. Öncelikle şunu ifade etmemiz gerekiyor; Türkiye’de uzun süreden beri sendikal hak ve özgürlükler noktasında toplu sözleşmeler yapma, grev hakkını kullanma noktasında çok kötü koşullarda olduğumuzu ifade etmek istiyorum.
Geçtiğimiz günlerde yayınlanan küresel işçi hakları endeksine de baktığımızda Türkiye’deki işçiler açısından yine biz kamu emekçileri açısından da gerçek bir toplu sözleşme yapma, grev hakkını kullanma, örgütlenme özgürlüğü açısından da değerlendirdiğimizde dünyada en kötü 10 ülke arasına Türkiye’nin geldiğini ifade edebilirim. Bugün yine Türkiye’de işçilerin yüzde 85’inini örgütsüz olduğu, yüzde 15’inden sadece yüzde 7’sinin toplu sözleşme yapma hakkı yetkisinin olduğu, adil olmayan, demokratik olmayan bir çalışma yaşamını, demokratikleşme mücadelesini de aynı zamanda yürüttüğümüzü buradan ifade etmek isterim.
“OKSULLUK SINIRININ YARISINA DENK GELEN BİR ÜCRET BİZLERE DAYATILIYOR”
Biliyorsunuz 1 Ağustos’ta da kamu emekçileri açısından 7 milyonu ilgilendiren; emeklisiyle, kamu emekçisiyle bir toplu sözleşme sürecine bizler de yaşıyoruz. Yine bu enflasyonist ortamda her gün yaşanan ekonomik kriz süreci yine ağır bir vergi yükü ile mücadele ettiğimiz bir dönemde kamu emekçilerine, emeklilerine; reva görülen ücrette de baktığımızda yoksulluk sınırının yarısına denk gelen bir ücret bizlere dayatılıyor. Biz bunu başından beri kabul etmediğimize yönelik 1 Ağustos’tan bu yana çok yoğun bir mücadele yürütüyoruz.
“KESK OLARAK BİZLER DE DESTEKLEDİĞİMİZİ İFADE ETMEK İSTİYORUM”
Bugün burada Sputnik emekçileri açısından da değerlendirdiğimizde sendikal örgütlenme haklarını kullanan arkadaşlarımız hem insanca yaşayacak bir ücret talepleri, toplu sözleşme taleplerinin karşılanmaması nedeni ile de arkadaşlarımız en doğal demokratik, anayasal ve uluslararası sözleşmelerden kaynaklı olarak grev hakkını kullanarak mücadelelerini yükseltiyorlar. TGS’nin muhataplığında bu toplu sözleşme sürecini başlatarak taleplerin karşılanmasını KESK olarak bizler de desteklediğimizi ifade etmek istiyorum.
“GENEL GREVİN ÖRGÜTLENMESİ NOKTASINDA DA BİR GREV OYLAMASINI DA İŞ YERLERİNDEN BAŞLATMIŞ BULUNUYORUZ”
Bugün Türkiye’nin 81 ilinde iş yerlerinde KESK olarak grev sandıkları açarak yarın kamu işveren heyetinin yeniden bizlere teklif edeceği rakama karşı yürüteceğimiz mücadeleyi, genel grevin örgütlenmesi noktasında da bir grev oylamasını da iş yerlerinden başlatmış bulunuyoruz. Toplu sözleşme hakkımıza, örgütlenme özgürlüğümüze, sendikalarımıza sahip çıkarsak, mücadeleyi büyütürsek hem iktidarın hem de işverenin önümüze koymuş olduğu bu bariyerleri aşarak taleplerimizin yerine gelmesi noktasında daha hızlı bir yol alacağımızı ifade ediyorum.”