TÜRK-İŞ LİDERİ ATALAY: EMEKÇİNİN MUTLU OLMAYACAĞI BİR SAYIYA NE İMZA ATARIZ NE DE O MASAYA OTURURUZ
Kesk Eş Genel Başkanı Kablan Yeşil: “Vergi Adaletsizliği Ortadan Kalkmadan, Vergi Dilimleri Belli Bir Oranda Sabitlenmeden Yüzde 100’Lük Artış Dahi Yapılsa Hiçbir Şey İfade Etmez”
Memur ve memur emeklilerinin 2024-2025 yıllarını kapsayan 7. Dönem Kamu Toplu Sözleşmesi görüşmelerinin üçüncüsün yapılmasının ardından Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil, “Bu enflasyonist ortamda iğneden ipliğe her gün yeni zamların, vergi artışlarının altında kamu emekçileri ve emeklileri yaşam mücadelesi vermeye çalışırken mevcut olan vergi adaletsizliği ortadan kalkmadan, vergi dilimleri belli bir oranda sabitlenmeden yüzde 100’lük artış dahi yapılsa hiçbir şey ifade etmeyeceğini bir kez daha buradan belirtmek istiyoruz” açıklamasını yaptı.
Memur ve memur emeklilerinin 2024-2025 yıllarını kapsayan 7. Dönem Kamu Toplu Sözleşmesi görüşmelerinde süreç devam ediyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ile toplu sözleşme masasında yetkili konfederasyon olarak yer alan Memur-Sen üçüncü kez bir araya geldi. Bakan Işıkhan, toplantının öncesinde hükümetin ikinci teklifini açıkladı.
Hükümet ilk teklifinde; memur ve memur emeklileri için 2024’te ilk altı ay için yüzde 14, ikinci altı ay için yüzde 9 zam teklif etmişti. İkinci teklif ise 2024’te ilk altı ay için yüzde 15, ikinci altı ay için yüzde 10 zam şeklinde oldu. 2025 zam teklifi ilk altı ay için yüzde 6, ikinci altı ay için yüzde 5 oldu. Hükümet 2024 için teklifleri birer puan artırırken, 2025 için değişikliğe gitmedi.
Görüşmenin ardından konfederasyonun görüşünü açıklayan Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil, şunları söyledi:
“14 Ağustos’ta hükümet 2024-2025 yıllarını kapsayan yedinci dönem TİS görüşmelerinde ilk teklifini açıklamıştı. Bugün, ikinci teklifini açıkladı. Tabii bütün kamuoyu ve milyonlarca kamu emekçisi ve emeklisi üç gün sonra hükümetin açıkladığı yeni teklifte yeni olarak ne olduğunu merak ediyor. Biz size buradan söyleyelim. Bu teklifte yeni hiçbir şey yok. Yüzde 1’lik bir revizeyle zaten ilk baştan itibaren hedeflenen enflasyon oranlarındaki artışların bu ülkede TÜİK’in gerçekçi olmayan enflasyon rakamlarına göre yapılan zam artışlarının bir geçerliliği olmadığını söylemiştik. Bugün buradan bir kez daha tekrar etmek istiyoruz.
“SEYYANEN ZAMLARIN TABAN AYLIĞA ARTIRILARAK EMEKLİLERİN DE BUNLARDAN YARARLANMASI VE ARTIŞLARI BUNDAN SONRA KONUŞMAYA BAŞLAMAK GEREKTİĞİNE DAİR TEK BİR SÖZ KURULMAMIŞTIR”
Teklifimizde sunduğumuz seyyanen zamların taban aylığa artırılarak emeklilerin de bunlardan yararlanması ve artışları bundan sonra konuşmaya başlamak gerektiğine dair tek bir söz kurulmamıştır. Yıllar içerisinde geçtiğimiz altı dönem boyunca hedeflenen enflasyon oranlarının tutmadığı bu ülkede defalarca deneyerek, yoksullaşarak görmüş olduk.
“BUGÜN BU MASA BİR KEZ DAHA İFLAS ETMİŞTİR”
2022 yılına baktığımız zaman hedeflenen enflasyonu 9.6 diye açıklanan enflasyon, yıl sonunda altı buçuk kat artarak son 21 yılın en yüksek enflasyonu olan yüzde 64.6 ile kapattı. Kaldı ki her fırsatta dile getirdiğimiz gibi bugün çarşıda, pazarda gerçek anlamdaki enflasyon oranlarının TÜİK’in bu açıkladığı enflasyon oranlarının iki hatta üç katı olduğu bütün halk, bütün toplum tarafından açık ve net bir şekilde bilinmesine rağmen.
Bugün bu masa bir kez daha iflas etmiştir. Çünkü, önümüze getirilen bu teklif, hedeflenen enflasyon oranlarının dahi çok çok gerisinde ve altında kalmıştır. Merkez Bankası’nın 2024 yılı için açıklamış olduğu hedeflenen enflasyon oranlarına yaklaşmayan bu teklifi, kabul etmemizi nasıl bekliyor? Biz buradan bir kez daha soruyoruz. Ayrıca mali anlamda bütün bu kayıplarımız dururken bugün temmuz ayı itibariyle yoksulluk sınırı 38 bin lira civarındayken yapılan zam teklifi değil 2025 yılı sonunda dört yıl sonra bile en düşük kamu emekçisinin maaşını bu noktaya, bu seviyeye getirmemektedir.
“MEVCUT OLAN VERGİ ADALETSİZLİĞİ ORTADAN KALKMADAN, VERGİ DİLİMLERİ BELLİ BİR ORANDA SABİTLENMEDEN YÜZDE 100’LÜK ARTIŞ DAHİ YAPILSA HİÇBİR ŞEY İFADE ETMEZ”
Bugün bir kez daha yeniliyoruz. Aralık ayı itibarıyla 45 bin lirayı geçmesini öngördüğümüz yoksulluk sınırı üzerine çıkartılmayan en düşük kamu emekçisi maaşı teklifi KESK tarafından kabul edilebilir değildir. Büyümeden ve refahtan kamu emekçilerine ve emeklilerine yansıtılmayan ücret artışı, bizim tarafımızdan kabul edilebilir değildir. Bu enflasyonist ortamda iğneden ipliğe her gün yeni zamların, vergi artışlarının altında kamu emekçileri ve emeklileri yaşam mücadelesi vermeye çalışırken mevcut olan vergi adaletsizliği ortadan kalkmadan, vergi dilimleri belli bir oranda sabitlenmeden yüzde 100’lük artış dahi yapılsa hiçbir şey ifade etmeyeceğini bir kez daha buradan belirtmek istiyoruz.
“GÜN, BİZE DAYATILAN BU SEFALET, BU YOKSULLUK ÜCRETLERİNE KARŞI, BU DEMOKRATİK OLMAYAN ÇALIŞMA YAŞAMINA KARŞI BİRLİKTE, OMUZ OMUZA MÜCADELE ETME VE BİRLİKTE DEĞİŞTİRME GÜNÜDÜR”
Sadece ekonomik anlamda kayıplarımızın artmasına neden olan bir teklifle karşılaşmadık. Seçim dönemlerinde vaatleri olan kira yardımı, mülakatın kaldırılması gibi birçok özlük hakkımızla ilgili tek bir cümlenin edilmediği bu teklif, bir kez daha TİS masasının toplu sözleşme gerçekliğinin olmadığını ortaya koymuş oldu. Bizler, dün bütün Türkiye’de KESK olarak bir günlük ilk uyarı eylemimizi gerçekleştirdik. Burada müzakere süreci devam ederken gerçek anlamda bir teklifle masaya gelinmesini bekliyorduk. 22 Ağustos’ta hükümeti üçüncü teklifini gerçekleştirecek. Bu yapılan tüm Türkiye’de tüm iş yerlerinde sokağa inen iş yerlerinde hizmet üretmeyen kamu emekçilerinin ve emeklilerinin sesine kulak daha fazla kapatılamaz. Taleplerimiz açık ve nettir. Bütün kayıplarımız giderilmeden ortaya konulacak bir teklifi kabul etmemiz mümkün değil. Buradan elbette bir çağrı yapıyoruz: Ortak mücadele için bu mücadeleyi büyütmek için önümüzdeki günlerde yeni eylem ve birlikteliği örmek için kamuda örgütlü olan bütün kamu emekçilerine bütün sendikalara çağrı yapıyoruz: Gün, bize dayatılan bu sefalet, bu yoksulluk ücretlerine karşı, bu demokratik olmayan çalışma yaşamına karşı birlikte, omuz omuza mücadele etme ve birlikte değiştirme günüdür. Biz şu anda KESK olarak bağlı bütün iş kollarımızın yürütme kurulu üyeleriyle bir toplantı gerçekleştirecek ve önümüzdeki dönemin eylem ve etkinlik programını planlayacağız.”