BİRLİK SIHHAT SEN’DEN MHRS’DE EK RANDEVU UYGULAMASINA REAKSİYON: “SAĞLIKTA ŞİDDET HADİSELERİ DAHA DA ARTACAK”
Kayıhan Pala, Kanser Tehlikesi İçin Uyardı: Hava Kirliliği, Sağlık Açısından Başta Çocuklar, Yaşlılar Ve Yoksullar Olmak Üzere Herkesi Etkileyen En Önemli Çevresel Risklerden Birini Oluşturuyor.
CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, Türkiye’nin havada kansere neden olan ve Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği partikül madde düzeyine (PM2.5) ilişkin sınır değeri hâlâ belirlememesinin halk sağlığını tehlikeye attığını belirterek, “Hava kirliliği, sağlık açısından başta çocuklar, yaşlılar ve yoksullar olmak üzere herkesi etkileyen en önemli çevresel risklerden birini oluşturuyor. Yapılan bir araştırmada, Türkiye’de 2018 yılında yüksek düzeyde PM2.5’e uzun süreli maruz kalmanın 44 bin 617 kişinin erken ölümüne neden olduğunu ortaya çıkardı. Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından belirlenen PM2.5 sınır değerine uymak halkın sağlığı açısından yaşamsal” dedi. Konuya ilişkin Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na verdiği soru önergesine 40 gündür yanıt alamadığını da belirten Pala, “Bakanlığın cevap vermemiş olması, hava kalitesinin izlenmesi ve önlem alınmasıyla ilgili işlerin gerektiği gibi yapılmadığına dair kaygılarımızı arttırıyor” ifadelerini kullandı.
CHP Bursa Milletvekili ve Halk Sağlığı Profesörü Dr. Kayıhan Pala, Türkiye’nin hava kirliliği ve havada kansere neden olan partikül miktarıyla ilgili bir sınır belirlememesinin halk sağlığı açısından tehlike oluşturduğunu ifade etti. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) 2013 yılında partikül maddeyi (PM) kanserojen ilan ettiğini ve sağlığın korunması açısından havadaki PM2.5 düzeyi için sınır değer önerdiğini hatırlatan Pala, “Ülkemizde halen PM2.5 için ulusal sınır değer belirlenmemiştir” dedi. Konuya ilişkin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına verdiği soru önergesinin aradan 40 gün geçmesine karşın hâlâ cevaplanmadığını kaydeden Pala yaptığı yazılı açıklamada şunları söyledi:
“DİOKSİN VE FURAN GİBİ SAĞLIĞI TEHDİT EDEN BİRÇOK HAVA KİRLETİCİSİ RUTİN OLARAK ÖLÇÜLMÜYOR VE RAPORLANMIYOR”
“Hava kirliliği, sağlık açısından başta çocuklar, yaşlılar ve yoksullar olmak üzere herkesi etkileyen en önemli çevresel risklerden birini oluşturuyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hava kalitesinin ülkemiz genelinde izlenmesi amacıyla 81 ilde toplam 360 hava kalitesi ölçüm istasyonu kuruldu. Bu istasyonlardan 340 adedinde Partikül Madde (PM10), 305 adedinde Kükürt dioksit (SO2), 302 adedinde Azot oksitler (NOx), 206 adetinde Ozon (O3), 190 adedinde Karbonmonoksit (CO) ve 173 adedinde Partikül Madde (PM2.5) parametreleri ölçülüyor. Dioksin ve furan gibi sağlığı tehdit eden birçok hava kirleticisi ise maalesef rutin olarak ölçülmüyor ve raporlanmıyor.
“ÜLKEMİZDE PM2.5 İÇİN ULUSAL SINIR DEĞER BELİRLENMEMİŞTİR”
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 2013 yılında partikül maddeyi (PM) kanserojen ilan etmiş ve sağlığın korunması açısından havadaki PM2.5 düzeyi için sınır değer önermiştir. PM2.5 düzeyinin izlenmesi ve sağlığı etkileyecek düzeyde artış göstermemesi için önlem alınması halkın sağlığının korunması açısından bir zorunluluk olduğu halde, ülkemizde halen PM2.5 için ulusal sınır değer belirlenmemiştir. ‘Neden bugüne kadar PM2.5 için ulusal sınır değer belirlenilmesinden kaçınılıyor’ sorusu dahil toplam 17 soruyu Bakan Özhaseki’ye yönelttim. Hava kirliliğiyle baş edebilmek için atılması gereken ilk adım, hava kirleticilerinin bilimsel yöntemlerle ve süreklilik gösterecek biçimde ölçülmesi olmalı. Bakana yöneltmiş olduğum sorular tamamen bilimsel bir raporlamayla verilecek yanıtlar. Bakanlığın cevap vermemiş olması, hava kalitesinin izlenmesi ve önlem alınmasıyla ilgili işlerin gerektiği gibi yapılmadığına dair kaygılarımızı arttırıyor.
“PM2.5’E UZUN SÜRELİ MARUZ KALMANIN 44 BİN 617 KİŞİNİN ERKEN ÖLÜMÜNE NEDEN OLDUĞUNU ORTAYA ÇIKARDI”
Yapılan bir araştırmada, Türkiye’de 2018 yılında yüksek düzeyde PM2.5’e uzun süreli maruz kalmanın 44 bin 617 kişinin erken ölümüne neden olduğunu ortaya çıkardı. Bu nedenle DSÖ tarafından belirlenen PM2.5 sınır değerine uymak halkın sağlığı açısından yaşamsal.