12 Kasım 2024 Salı

KAFTANCIOĞLU’NDAN GÜLŞEN’İN TUTUKLANMASINA TEPKİ: “İŞTE VATANDAŞ, YARGIYA OLAN GÜVENİNİ GÜLŞEN’İN BU ŞEKİLDE HUKUKSUZ TUTUKLANMASINA TEPKİ GÖSTERDİĞİ İÇİN DE KAYBEDİYOR”

Haber: EDDA SÖNMEZ- Kamera: SADIK KARAKULOĞLU 

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, şarkıcı Gülşen’in tutuklanmasıyla ilgili “Vatandaş artık yargıya olan güveni de o kadar kaybetmiş ki sohbetlerde bu da karşımıza çıkıyordu. İşte vatandaş yargıya olan güvenini Gülşen’in bu şekilde hukuksuz tutuklanmasına tepki gösterdiği için de kaybediyor… Bir sanatçının aylar öncesinden söylediği ve niyetini de kendisini çok açıkça ifade ettiği, oradaki bir kesimi incittiğini hissederek özür dilediği, ki çok kıymetli ve samimi bir özürdür bu, özür dilediği bir durumdan dolayı tutuklanıyor olmasının halkta hiçbir karşılığı yok. ‘Hiçbir karşılığı yok’ derken bu şekilde tutuklanıyor olmasının yüreklerinde yarattığı haksızlık ya da adaletsizlik duygusu dışında” dedi.

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, “80 Günde Devr-i Alem” başlıklı saha çalışması ile ilgili açıklamalarda bulundu. Kaftancıoğlu, basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

“SAHADA İKTİDAR PARTİSİ YETKİLİLERİ YOK’’

Kaftancıoğlu, sahada diğer partilerin görülüp görülmediğine ilişkin yöneltilen soruya karşılık şunları söyledi:

“CHP İstanbul Örgütü olarak biz görmüyoruz. Ancak vatandaş da görmediğini bize zaten ifade ediyor. Vatandaşla buluşmak değil. Ama -mış gibi iş yapmak için kendi aralarında birkaç kişi bir ara geliyorlardır. Vatandaşla, sokakta biz hiçbir şekilde en azından ben kendi adıma hiçbir saha çalışmasına denk gelmedim. İlçe başkanlarımız burada, kendilerine özellikle bu konuda takip de ediyorlar. Sahada ne yazık ki iktidar partisi yetkilileri yok.

“ÇIKIP VATANDAŞI DİNLEMEYE TAHAMMÜLLERİ YOK”

Çünkü, çıkıp vatandaşı dinlemeye tahammülleri yok. Eleştirileri göğüslemeye de ne yazık ki neyi yok? Takdirini kendilerine bırakıyoruz. İstanbul’u kazanan il başkanı değil, İstanbul seçimlerini İstanbul örgütü kazandı. İşte tam da bu çalışmayı yapan İstanbul Örgütü. İstanbul seçimlerini ya da bu çalışmanın farkı neydi? Şuydu: Biz kapılara ‘Umut kapıda’ diye gittik. Sokakta öfkeyi var olan öfkeyi öfkenin kaynağına yönlendirip evlerde umudu besleyecek, o umutsuzluğun içinde umudu besleyecektik. Bunun için bugüne kadar olandan farkı ne? CHP örgütü, çok kıymetli bir örgüt. Yüzyıla yaklaşmış bir partide CHP örgütüne siz o inancı verirsiniz. O motivasyonu verirseniz, işi nasıl yapacağını tarif ederseniz ve CHP örgütü, eğer o yaptığı işle bu ülkenin, İstanbul’un geleceğine katkısı olduğunu hissettiği an bunu yapar. Ben sadece bunu yaptım. Ben sadece CHP örgütüne güvendim, işi tarif ettim. Ve hepsine de bir kez daha teşekkür ediyorum, burada olan arkadaşlarımızı vesilesiyle. Arkadaşlarımız bunu yaptılar. Çünkü inandılar. Çünkü aydınlık bir Türkiye’nin bu yapacakları çalışmayla birlikte olduğuna inandılar. O sayede yaptık.”

“KİMİN SANATÇI OLUP OLMADIĞINI HALK KARAR VERİR”

Şarkıcı Gülşen’in bir konserindeki sözleri nedeniyle tutuklanmasıyla ilgili soru üzerine Kaftancıoğlu, şu yanıtı verdi:

“Bir kere vatandaş hakikaten kimin ne giydiğiyle hiç ilgilenmiyor ama sahada karşılaştığımız bir şey vardı. Vatandaş artık yargıya olan güveni de o kadar kaybetmiş ki sohbetlerde bu da karşımıza çıkıyordu. Sokakta belki de adliyeyle hiç işi olmamış, olmayacak bir kadın ya da bir erkek evde niye yargıya güvenini kaybetsin? Sadece Canan Kaftancıoğlu’na hukuksuz yere 10 yıl ceza verildiği için olmasa gerek. İşte vatandaş yargıya olan güvenini Gülşen’in bu şekilde hukuksuz tutuklanmasına tepki gösterdiği için de kaybediyor. Bu arada, Gülşen Hanım’ın tutuklanması da ‘Sanatçı Gülşen’ diyorum. Çünkü kimin sanatçı olup olmadığına halk karar verir. Halk sanatçıya sanatçı unvanını verir. Beğenir, dinler, beğenmez, dinlemez, ayrı tartışma konusudur. Ama bir sanatçının aylar öncesinden söylediği ve niyetini de kendisini çok açıkça ifade ettiği, oradaki bir kesimi incittiğini hissederek özür dilediği, ki çok kıymetli ve samimi bir özürdür bu, özür dilediği bir durumdan dolayı tutuklanıyor olmasının halkta hiçbir karşılığı yok. ‘Hiçbir karşılığı yok’ derken bu şekilde tutuklanıyor olmasının yüreklerinde yarattığı haksızlık ya da adaletsizlik duygusu dışında.’’ 

GENEL BAŞKANIMIZIN SINIRLARINI GENİŞ ÇİZDİĞİ BU TARLADA TOHUM EKİYOR VE FİLİZ ALIYORUZ”

Kaftancıoğlu, 1994’te Refah Partisi’nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘kapı kapı siyaseti’ni bugün CHP’nin yürüttüğüne işaret eden bir gazetecinin, “CHP mi yoksa Refah Partisi geleneğinin temsilcisi AKP mi değişti” sorusu üzerine, şunları söyledi:

“CHP, 100. yılına gelen; ilkeleri, programı, tüzüğü belli olan bir partidir. Partimizdeki çalışma şekli partiye özel değil. Değişen siyasetin doğası gereği çalışma şekli değişti ama bu sadece CHP değil. Bu arada Refah Partisi dediğimiz şu eklemeyi de yapmak isterim. Yani örgütlenme konusunda azıcık ilgili birisi olarak Refah Partisi, vakti zamanında incelediğim ve okuduğum kadarıyla bu ‘üzüm salkımı’ denilen çok kıymetli bir çalışma yapmıştı. Örneğin; İstanbul’da uygulamaya çalıştığım, örgütlerimizle birlikte piramit tarzı örgütlenme yapıyoruz. Yani biz yukarıdan tariflenen, hedef kitlesi belirlenen, o hedef kitleye gitmek sadece gitmek değil, aile destekleriyle, politikalarımızı anlatmak, ama sonrasında da o piramide dahil ederek o duygu ve düşünce bağını ortaklaştırarak yaptığımız bir çalışma. CHP’nin geçmişte farklı kesimlere ulaşma konusundaki buna değişme denilemez, o günün koşulları denilebilir. Bugün Genel Başkanımızın bize sınırlarını çok geniş çizdiği bir tarlada gittiğimiz her yerde bir hani tarlaya tohum ekersiniz filiz verir ya. Böylesi bir atmosferde gittiğimizde, bunun hem sonuç alıcı olduğunu görüyoruz hem de daha çok gerektiğini hissediyoruz. Değişen bir şey yok. Yöntemler ve zamanın ve siyasetin ruhu değişmiş olabilir. Daha çok çalışıyor olabiliriz.

“HER GÜN İFADEYE ÇAĞRILSAM BİLE BU ÖRGÜT, EVLERİ ZİYARET ETMEYE DEVAM EDECEK’’

Geçtiğimiz günlerde partili Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında söylemleri sebebiyle Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla soruşturma açılmasına ilişkin de CHP İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu, “Pazartesi onunla ilgili ifadeye çağrıldım. Gidip vereceğim. Şimdi seksen günümüzü 100 güne, 120 güne çıkarmak istiyorlar. Ama her gün ifadeye çağrılsam bile bu örgüt, evleri ziyaret etmeye devam edecek” dedi.

“CHP’Lİ BELEDİYLERİN OLDUĞU YERLERDE ‘BELEDİYE BANA HİZMET VERİYOR’ DENİYOR”

Kaftancıoğlu, bir başka soru üzerine de CHP İstanbul Örgütü’nün pek çok komisyon aracılığıyla turizmden, sağlığa her alanda çalışma yürüttüğünü belirterek, şöyle konuştu:

“CHP’li belediye sınırlarında yaşayan vatandaş, belediyenin kendisine ulaştığında, siyasi düşüncesi nedeniyle ulaşmadığı konusunda 100’de yüz kanaat getirmiş durumda. Yani CHP’li belediyelerin olduğu yerde yaşayan vatandaşlar siyasi düşüncesi ne olursa olsun, bakışı ne olur olsun, giyimi kuşamı ne olursa olsun, nereli olursa olsun ‘Belediye bana hizmet veriyor’ diyor. AKP’li ilçe belediye sınırlarında yaşayan kişiler ne yazık ki ‘Ben AKP’yi desteklediğim zaman bana hizmet veriyorlar. Şimdi destekliyorum, ona rağmen vermiyorlar’ diyorlar. Ama kendilerine oy vermemiş, kendileri gibi düşünmeyen ya da kendileri gibi yaşamayan hiç kimseye AKP’li ilçe belediye sınırları içinde, aynen iktidarın bakışında olduğu gibi bir ayrımcılık var.” 

“GENEL BAŞKANIMIZIN HELALLEŞME ÇAĞRISININ TOPLUMDA İNANILMAZ BİR KARŞILIĞI VAR”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı helalleşme çağrısının hane ziyaretlerindeki geri bildiriminin nasıl olduğu sorusuna ise Kaftancıoğlu, “İnanılmaz karşılığı olduğunu görüyoruz. Hatta ben evlere gidinceye kadar evet bu helalleşme çağrısını toplumda bir karşılaşacağını hissediyordum, bekliyordum ama görmek apayrı bir şey. Tahmin ettiğimden çok daha fazla karşılığı var. Onu da şöyle ifade edeyim. Örneğin; kimi çalışma yaptığımız özel sosyal gruplarda, sosyal sınıflarda partimizin kimi söylemleri, kimi mesajları, kimi vaatleri o seçmene ya da o kişiye ulaşmamış olabiliyor. Hiçbir fikri olmayabiliyor. Bir şekilde ulaştıramamışız. Şaşırtıcı derecede genel başkanın helalleşme çağrısı toplumun bütün kesimlerine ulaşmış. Yani bunu hem ölçümle, veriye dayalı söyleyebilirim hem de saha gözlemlerinden söyleyebilirim” yanıtını verdi.

“VATANDAŞIN GÜNDEMİ GÜNDEMLERİNDE OLMASIN DİYE TELEVİZYONLARDA CUMHURBAŞKANI ADAYI KONUŞULUYOR’’

Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sürekli “Adayınız nerede” sorusuna karşılık 6’lı masadan henüz cumhurbaşkanı adaylığı konusunda açıklama gelmemesiyle ilgili bir soruya da Kaftancıoğlu, şu sözleriyle yanıt verdi:

“Bir kere zaten benim bugünkü basın açıklaması yapma amaçlarımdan biri de buydu. Vatandaşın bu derdi varken televizyonlarda çıkıp birileri ‘Adayınız kim niye açıklamadın’ diyor. İşte tam da bu, vatandaşın gündemi gündemlerinde olmasın diye televizyonlarda konuşulan konu. Dolayısıyla aday, CHP ve 6’lı masa karar verdiği zaman stratejik bir şekilde doğru zamanda açıklanacaktır. Sahada elbette zaman zaman oluyor, vatandaşlarımızdan, bu kişi aday olsun, o kişi aday olsun ya da olmasın diye. Hani ‘Siz aday olun’ diyen bile oluyor. Sahada, vatandaşın bu tip dilek temennileri oluyor. Orada asıl mesele, vatandaşın, kimin aday olacağından ziyade bu dertlerimi kim aday olursa olsun doğru bir bakışla, seçimi kazansın ve benim derdimi çözsün önceliği var. Yani sahada şöyle bir tartışma yok. Ortada seçim belli değil. Yok. Tarih verilmemiş. Seçim belli olmadan ya da tarih verilmeden niye acaba bugünün iktidardakileri sürekli ‘Adayınız kim, adayınız adayımız kim’ diyor. Siyaset biraz inanma, sahada çalışma, biraz da strateji işidir. O konuda 6’lı masa da CHP de en doğru adayı, en doğru zamanda açıklayacak ve emin olun bu ülkenin 13’üncü cumhurbaşkanı olacak o aday.’’

 

İlgili Haberler