
Küçükçekmece’de Bina Çöktü: Enkaz Altında Kalanlar Var!
İstanbul’un güneybatısında Marmara Denizi açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, kent genelinde paniğe neden olurken, uzmanlar bu sarsıntının daha büyük bir depremin habercisi olabileceğini vurguluyor. İstanbul Kültür Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Erdal Coşkun, bu tür orta büyüklükteki depremlerin “büyük felaket öncesi bir prova” olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
HER SARSINTI CİDDİYETLE EL ALINMALI
Depremin Modified Mercalli Şiddet Ölçeği’ne göre 8 şiddetinde hissedildiğini aktaran Coşkun, yıkımın yaşanmamış olmasının tehlikenin geçmediği anlamına gelmediğine dikkat çekti. “Yapı tasarımı, zemin etkileşimi, denetim ve afet hazırlıkları alanlarında ciddi bir reform ihtiyacı var” diyen Coşkun, mevcut yapı stoğunun durumu göz önüne alındığında, her sarsıntının ciddiyetle ele alınması gerektiğini ifade etti.
HER BİNANIN SAĞLIK KARNESİ OLMALI
“Vatandaşlar, yaşadıkları binaların depreme karşı dayanıklılığı hakkında bilgi sahibi olmalı” diyen Coşkun, belediyeler ve meslek odalarının bu konuda aktif rol üstlenmesi gerektiğini söyledi. Basit tarama yöntemleriyle yapılacak saha analizlerinin toplum genelinde farkındalık yaratabileceğine değinen Coşkun, her bina için düzenli olarak güncellenen bir “yapı sağlık karnesi” sistemi oluşturulması gerektiğini belirtti.
MÜTEAHHİTLİKTE KALİTE ŞART
Yetersiz teknik bilgiye sahip müteahhitlerin, yapı güvenliği açısından en büyük tehditlerden biri olduğunu vurgulayan Coşkun, “Müteahhitlik hâlâ kolay ulaşılabilen bir meslek. Teknik yeterlilik şartı getirilmeli ve sıkı denetim uygulanmalıdır” dedi. Ayrıca, kentsel dönüşüm projelerinde sadece imar kazanımının değil, çevresel ve ekonomik sürdürülebilirlik ilkelerinin de dikkate alınması gerektiğini sözlerine ekledi.
BİNASINDAN ŞÜPHE DENLER NE YAPMALI?
Deprem sonrası binasında anormallikler fark eden vatandaşların izlemesi gereken adımları da açıklayan Coşkun, gözleme dayalı ön değerlendirmelerin ilk adım olduğunu belirtti. Derin yapısal çatlaklar, eğilmeler, kapı ve pencere sıkışmaları gibi belirtiler ciddiye alınmalı ve uzman görüşü alınmalıdır. İkinci adım olarak, teknik analizler için belediyelerin yapı kontrol birimlerine ya da lisanslı mühendislik firmalarına başvurulması gerektiğini söyledi.
PERFORMANS ANALİZİ İLE GERÇEK DURUM ORTAYA ÇIKIYOR
Binaların gerçek durumunu ortaya koyan performans analizinin; rölöve, beton dayanımı, donatı tespiti, zemin etüdü ve yapı bilgi modeli gibi aşamaları içerdiğini anlatan Coşkun, bu analizlerin sonucuna göre riskli yapıların güçlendirilmesi ya da yıkılarak yeniden yapılması gerektiğini belirtti. Bu durumda, 6306 sayılı yasa kapsamında devlet destekli kentsel dönüşüm süreci başlatılabiliyor.
KOMŞULUK BİLİNCİYLE ORTAK KARAR ŞART
Kentsel dönüşüm sürecinde komşuların birlikte hareket etmesinin süreci hızlandıracağını ifade eden Coşkun, “Toplumsal bilinç, bireysel güvenlik kadar önemlidir. Kararlı bir tutum, daha güvenli şehirler inşa etmemizi sağlayacaktır” dedi.
Kaynak: DHA