12 Kasım 2024 Salı

İmamoğlu’ndan Murat Kurum’a ‘Kent Lokantası’ Tepkisi: “Halktan Uzaklaşmasını Garipsedim”

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Esenyurt Belediye Başkan adayı Prof. Dr. Ahmet Özer’in adaylık tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, Cumhur İttifakı adayı Murat Kurum’un, Kent Lokantaları’nı küçümseyen sözlerine sert yanıtlar verdi: “Dün aynen şunu söylemiş: ‘Kent Lokantaları’nı bir projeymiş gibi sunmak beni hayrete düşürüyor.’ Akşam geldim, izledim tamamını bir kanalda. O kadar ağırıma gitti ki. Vallahi akşam uyuyamadım. Canım sıkıldı. Benim bu yaptığım hizmeti eleştirdiği için ağırıma gitmedi; milyonlarca insanın çektiği hayat pahalılığını, geçim sıkıntısının bir belediye başkan adayı nasıl hissedemez, diye ağırıma gitti. Ve de gelmiş İstanbul’a aday olacak. Hadi işine bak sen. Milletin bu soğukta neden dört kap yemek sırası beklediğini anlayamaması ağırıma gitti. Bir yanıyla da halktan uzaklaşmasını çok garipsedim. İçim yandı. İstanbul’a aday çünkü. Ama en baştaki uzaklaşmış zaten. Karşımızdaki, geçim sıkıntısı çeken İstanbullulara, ‘Ekmek bulamıyorsanız, pasta yeyin’ diyecek kadar vicdan yoksunu bir adaydır kardeşim. Onun için 31 Mart akşamı millete, ‘Ekmek bulamıyorsanız, pasta yeyin’ diyenleri, milletin fakirliğiyle dalga geçenleri ne yapacağız biliyor musunuz? Paldır küldür evine yollayacağız, paldır küldür. Öyle kuvvetli yollayacağız ki, öyle bir evlerine yollayacağız ki, bir daha sokağa çıkamayacaklar” 

CHP Esenyurt Belediye Başkan adayı Prof. Dr. Ahmet Özer’in adaylık tanıtım toplantısı; CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP milletvekilleri Zeynel Emre, Engin Altay, Beylükdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli ve vatandaşların katılımıyla gerçekleştirdi. Prof. Özer’in Esenyurt için projelerini anlattığı sunumun ardından konuşan İmamoğlu, rakibi Murat Kurum’un Kent Lokantalarını küçümseyen sözlerine çarpıcı yanıtlar verdi. Esenyurt’a 2 Kent Lokantası açacaklarının müjdesini veren İmamoğlu, şunları söyledi:  

MURAT KURUM ADINA UTANDIĞIM BİR GÜN OLDU”

“Dün, Cumhur İttifakı adayı Murat Kurum adına, inanın benim utandığım bir gün oldu. Utandım. Canım sıkıldı. Böyle yüreğim ezildi yani. Bunu rakibin de dese; hani burkulursun, hani bu insanı mutsuz eder. Çünkü artık gördüm ki, bunların yüzü kızarmıyor. Hani her yol mübah oy için, oy almak için; şaşırmışlar. Bazen kızarak ‘acemi aday’ diye söylüyorum ama hani dersini çalışmamış bir aday kimliğiyle bunu söylüyorum. Meğer bence dertlenen bir insan da değil. Vicdan sahibi olduğu konusunda da endişelerim var. Bakın bu kadar net. Dün aynen şunu söylemiş: ‘Kent Lokantalarını bir projeymiş gibi sunmak beni hayrete düşürüyor.’ Bir de devam etmiş… Gün içinde, kalabalığın içinde basın geldi, bana sordu; işte kent lokantaları için böyle böyle dedi. Yok efendim işte, ‘Küçücük bir çay bardağıyla su vermek, süt dağıtmak, projeymiş gibi anlatıyor’ dedi, siz ne dersiniz’ diye. Ben de o kalabalığın içinde, ‘Bunları mı dedi’ dedim. ‘Aman, dedim böyle, hani biraz da ‘Allah akıl versin’ dedim otobüse bindim.”

“O KADAR AĞIRIMA GİTTİ Kİ, VALLAHİ AKŞAM UYUYAMADIM

“Akşam geldim, izledim tamamını bir kanalda. O kadar ağırıma gitti ki. Vallahi akşam uyuyamadım. Canım sıkıldı yani. Benim bu yaptığım hizmeti eleştirdiği için, ağırıma gitmedi. Milyonlarca insanın çektiği hayat pahalılığını, geçim sıkıntısının bir belediye başkan adayı nasıl hissedemez, diye ağırıma gitti. Ve de gelmiş İstanbul’a aday olacak. Hadi işine bak sen. Milletine nasıl bu kadar yabancılaşır belediye başkanı adayı? 70-80 yaşındaki emeklilerin, öğrencilerin, polislerin, akademisyenlerin, işçilerin, milletin bu soğukta, Boğaziçi Üniversitesi’nin karşısında, Üsküdar’da Mimar Sinan Meydanı’nın altında… Sultangazi’de emekli bana dedi ki, ‘Başkanım, ben buradan otobüse biniyorum. Kart verdiniz ya ücretsiz, biniyorum, gidiyorum Çapa’ya. Kuyruğa giriyorum, öğle yemeği yiyorum. Allah senden razı olsun Sultangazi’de ayağımıza getirdin’ dedi. Milletin bu soğukta neden dört kap yemek sırası beklediğini anlayamaması ağırıma gitti. Bir yanıyla da halktan onun uzaklaşmasını çok garipsedim. İçim yandı. İstanbul’a aday çünkü. Ama en baştaki uzaklaşmış zaten.”

KENT LOKANTALARINI AÇTIĞINIZ YARAYA, UFACIK BİR DERMAN OLALIM DİYE AÇTIK”

“Yahu bu şehirde, bu memlekette herkesi fakirleştirdiniz. Hocamın dediği gibi; orta direkmiş, yok ettiniz. Hani bunların bir bakanı, ‘2021’de, göreceksiniz uçuracağız ekonomiyi’ demişti. Evet, doğru; uçurumdan aşağı uçurdunuz bizi. Öbürü de ‘Gözümüzün ışıltısını görüyor musunuz’ demişti. ‘6-7 ayda uçacağız’ demişti. Ne kendi kaldı ne gözün ışıltısını görebildi. Karşımızdaki, geçim sıkıntısı çeken İstanbullulara, ‘Ekmek bulamıyorsanız, pasta yeyin’ diyecek kadar vicdan yoksunu bir adaydır kardeşim. Bu kadar net. Ve tabii temsil ettiği yapı var, ben açık söyleyeyim. O yapı, işte o ‘pasta yeyin’ diyen akıl, Allah sana akıl versin kardeşim. İnşallah 31 Mart’ı çıkarırsın. Ben endişeliyim. Allah sana vicdan versin. Bak bu sözlerimi dinle. Dinle ve iyi düşün. Bu Kent Lokantaları’nı neden açtık? Yarattığınız ekonomik buhran ve hayat pahalılığı milleti nasıl perişan etmiş, bir bakın, düşünün. Milleti perişan ettiği için açtık. Sizin açtığınız yaraya, ufacık bir derman olalım diye açtık.” 

UTANMA DUYGUSU DA YOK, YÜZLERİ DE KIZARMIYOR” 

“Kent Lokantaları, bir yılı aşkın süredir hizmette. Sayısı 13-14 olacak. Dört kap yemeğe, 40 lira veriyor. Ve şu ana kadar 2 milyon 800 bin vatandaşımız, 11 şubede, bu hizmetten faydalandı. 2 milyon 800 bin öğün. Yani bu millet, spor olsun diye mi orada kuyruğa giriyor? Utanmazlık bu, utanmazlık. Utanmazlık bu, başka bir şey değil. Utanma duygusu da yok, yüzleri de kızarmıyor. Buradan ifade de ediyorum. Bu utanmazlığının hesabını vereceksin. Milletin fakirliği, senin alay konun değil kardeşim. 16 milyondan özür dileyene kadar, bunu sana hatırlatacağım. Biraz daha dua edeyim. Allah sana akıl versin. Allah sana akıl versin. Benden değil bu arada, milletten özür dileyecek. Ben, İstanbul’da bu kadar seçim gördüm. Bir sürü şey de yaşadım. Açık söyleyeyim, bir sürü hakaret edildi bana 2019’da, hatırlayın. Bu kadar ağır bir başka ifade ben duymadım. Ben Kent Lokantaları’nı görünce içim burkuluyor. Üzülüyorum. 40’a yakın Kent Lokantası açacağız. 40 değil, yani bir tane açmaya ihtiyacımız olmasa keşke.” 

MİLLETİN FAKİRLİĞİYLE DALGA GEÇENLERİ PALDIR KÜLDÜR EVİNE YOLLAYACAĞIZ”

 Halk Süt’le dalga geçiyorsun sen. 27 milyon litre süt dağıttık 250 bine yakın çocuğa. Bunu küçümsüyorsun sen. Bir anne benim koluma yakışıyor pazarda, daha dün Sultanbeyli’de.

‘Çocuğuma süt çıkmadı.’ Bir de böyle bağırdı bana. ‘Ben senden süt istiyorum’ dedi. Bu kadarcık bir anne. Gencecik bir kadın. ‘Dur kardeşim’ dedim, ‘Bir eksiklik vardır. Olur mu? Hemen hemen notunuzu alsınlar, yarın gidecek’ dedim kadının evine. Ben şanslıydım. Annemin vardı 9-10 tane ineği. Sabah sıcak süt, akşam sıcak süt. Ben şanslıydım. Allah razı olsun anneciğimden. Ama şehirler öyle değil. Şehrin yoksulluğu başka. Yani burada bir binada 700 daire yaptık. Böyle yerleşim olmaz. 700 dairenin kaçında yoksulluk var, tespit bile edemezsin. Bu vahşi şehirleşmeyle, yoksulluğun bile tespit edilemediği bir hale getirdiniz. Onun için 31 Mart akşamı millete, ‘Ekmek bulamıyorsanız, pasta yeyin’ diyenleri, milletin fakirliğiyle dalga geçenleri ne yapacağız biliyor musunuz? Paldır küldür evine yollayacağız, paldır küldür. Öyle kuvvetli yollayacağız ki, öyle bir evlerine yollayacağız ki, bir daha sokağa çıkamayacaklar. 

DAHA BİR TANE PAZARDA GÖRMEDİM ONLARI; GİDEMEZLER” 

“Daha bir tane pazarda görmedim onları. Gidemezler. Gidemezler. Esnafa gidemezler. Ben buradan söylüyorum. Ben dahil, sokaklardan bana diyorlar ki, ‘Bu pazarda seni ilk defa görüyorum.’ Kardeşim 3 bin tane pazar var İstanbul’da. Kurban olayım, ben her pazara geldim demiyorum, ama Allah şahittir, her ay en az 3-4 defa pazara gittim. Niye biliyor musun? Milletine en güzel vereceğin sınav yeri orası. Hocam, çok sınava tabi tuttun öğrencileri ama bak bu bir milyon insan seni nasıl sınava tabi tutacak? Söyleyeyim. Hani hocamın notu biraz fazlaymış, öyle duyuyorum öğrencilerinden rastladığımda, ama milletin notu biraz kıt haberin olsun. Kolay beğenmiyorlar. Çok çalışacağız. Milletimizin arasından asla ayrılmayacağız.” 

BU VİCDAN YOKSUNU, DERSİNE HİÇ ÇALIŞMAMIŞ ADAY VAR YA…”

“Bu vicdan yoksunu, dersine hiç çalışmamış aday var ya; bana bir de şey demiş, benim yerimde olsa istifa edeceğini söylemiş. Ben kötü yöneticiymişim. Kent Lokantasıyla milleti aldatıyormuşum. Allah’ım ya, Rabb’im ya. Allah akıl versin. Yani Kent Lokantaları’nı, burada yemek yiyen insanları da aşağılayan arkadaşa şunu söyleyeyim. Bu arada utanma duygusunun olduğunu ifade etti yani. Benim yerimde olsa utanırmış. En azından o duygu var. Ne kadar var, bilmiyorum. Sen, Gümüşhane’de definecilere izin vererek, 12 bin yıllık gölü yok ettirdin. Ondan sonra da betonla gölet yapıp, ‘Orayı yaptık’ dedin. Yahu TOKİ mağdurları Tuzla’da, her gün bir yerde gösteri yapıyor. Türkiye’nin her yerinde evsiz bıraktığın insanlar var. Yaptığın evlerin çürüdüğünü, insanlar görüntülerden görüyorlar. Bunları yaptın. İliç’te, daha dokuz vatandaşımızın cansız bedenine ulaşılamadı. Senin 50 defa daha istifa etmen gerekirdi. Ama ben bazen diyorum ki; acaba istifa etmesine gerek bırakmadan, ‘Ekrem’e karşı bunu aday yapalım da kestirmeden bunu yollayalım mı’ dediler. Onu düşünmüyor değilim. Neyse, en azından benimle ilgili kurduğu bu cümlelerde bir tek şu faydalı; utanma duygusu varmış. Bakalım özür dilemeyle ilgili bir duygusu da gelişecek mi?”

YAŞAR KEMAL NE GÜZEL DEMİŞ: ‘SEN, BEN, O VARIZ DİYE, GÜZEL BİR BAHÇE BU BAHÇE.’ 

“Sevgili dostlar, Yaşar Kemal ne güzel demiş: ‘Sen, ben, o varız diye, güzel bir bahçe bu bahçe.’ Bu bahçede hep beraber büyüyeceğiz. Bu bahçede bir aradayız. Canız, kanız, biriz, birlikteyiz. Biri oraya çekiyor, biri buraya. Bu seçim ayrışmanın değil, bir arada olmanın seçimi. Bu seçim kutuplaşmanın değil, birleşmenin seçimi. Bu seçim bir kişiden talimat alanların değil, milletinden talimat alanların seçimi. İşte bu duyguyla yola çıkıyoruz. Ve bu yolculuk, büyük bir yolculuktur. Bu yolculuk bir demokratikleşme, özgürleşme, özgünleşme, çocuklarımızın mutluluğunun pekiştiği, gençlerimizin umutlarının yükseldiği bir seçim olacak. Bu seçim de çok inandığım Esenyurt’ta da çok güvendiğim Prof. Dr. Ahmet Özer’in başkanlığı çok güçlü bir şekilde kazanacağı bir seçim olacak. Ben Ahmet Özer Başkanıma, değerli projelerinde başarılar diliyorum. Yolumuz açık, yolumuz aydınlık olsun. Hepimize tam yol ileri diyorum.”

İlgili Haberler