T24 YILLIK BULUŞMALARI… DARON ACEMOĞLU: “DARBELERİN YERİNE DİĞER BİR TEHDİT TÜREDİ DEMOKRASİLERE; SEÇİMLE GELEN BAŞKANLARIN KENDİLERİNİ KISITLAYAN HUKUK DEVLETİNİ ORTADAN KALDIRMALARI”
İlhan Uzgel: Erdoğan’ın Gücü İsrail’e, Amerika’ya, Putin’e Yetmiyor. Erdoğan’ın Gücü Gazetecilere, Kadınlara, Can Atalay’a Yetiyor
CHP Genel Başkan Yardımcısı İlhan Uzgel; “Erdoğan’ın gücü İsrail’e yetmiyor, Erdoğan’ın gücü Amerika’ya yetmiyor, Erdoğan’ın gücü Putin’e de yetmiyor. Erdoğan’ın gücü gazetecilere yetiyor, milletvekillerine yetiyor, sokağa çıkan kadınlara yetiyor. Erdoğan’ın gücü Can Atalay’a yetiyor. Türkiye ödün verdikçe, itibar kaybettikçe içeride sertleşiyor” dedi.
Dışişleri Bakanlığı’ndan Sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı İlhan Uzgel, bugün Genel Merkez’de basın toplantısı düzenledi. Uzgel özetle şöyle konuştu:
“OTORİTERLİĞE GİDİŞ YOLUNDA BİR EŞİK DAHA AŞILDI”
“TBMM, Hatay halkının oylarıyla seçilmiş olan Can Atalay’ın milletvekilliğini düşürdü. Türkiye’de otoriterliğe gidiş yolunda bir eşik daha aşıldı. Hukuksuzlaşma, anayasasızlaşma yolunda bir adım daha atıldı. Bu yalnızca iç politika ile ilgili bir durum da değil. Bu aynı zamanda bir dış politika konusu. Bir, Türkiye’nin dünyadan nasıl algılandığı ile ilgili, Türkiye’nin dünyada nerede olmak istediğiyle ilgili bir konu bu. İkincisi ise şöyle bir nokta var; bu, AKP iktidarının 20 yıllık oyunudur arkadaşlar. İçeride kurt, dışarıda kuzudur diktatörler. Dışarıda ödün verdikçe içeride sertleşirler.
Erdoğan’ın gücü İsrail’e yetmiyor, Erdoğan’ın gücü Amerika’ya yetmiyor, Erdoğan’ın gücü Putin’e de yetmiyor. Erdoğan’ın gücü gazetecilere yetiyor, milletvekillerine yetiyor, sokağa çıkan kadınlara yetiyor. Erdoğan’ın gücü Can Atalay’a yetiyor. Türkiye ödün verdikçe, itibar kaybettikçe içeride sertleşiyor.
Dünyada en çok büyükelçiliği olan ülke sıralamasında beşinci sıradayız. Büyük hastane var, doktor yok, randevu yok. Büyük adliye sarayı var, hukuk yok. Çok büyükelçilik var, diplomasi yok. Çok sayıda gezi var, dış politika yok ortada. Siz büyükelçilik açtıkça dış politika da diplomasi de bakanlık da kurum olarak zayıfladı. Siz çok ziyaret yaptıkça, saygınlığımız artmadı, bilakis azaldı.
Erdoğan’a yarayan şeyler artık Türkiye’ye zarar veriyor, bunun farkındayız. Bu yaptığınızı takip ediyoruz, görüyoruz. Bence oturun ekibiniz ile ciddi bir dış politika vizyonu üzerine çalışın. Bu ülke için Dışişleri Bakanlığı olarak bir dış politika belgesi hazırlayın. Gerekirse biz gölge bakanlık olarak elimizden gelen yardımı, desteği de size sağlarız. Amacımız yapıcı bir muhalefet yapmak.
“SAYIN İBRAHİM KALIN DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI İÇİNİZDE UHDE Mİ KALDI?”
Dış politika bir istihbarat faaliyeti değildir. MİT Başkanı da Dışişleri Bakanı gibi davranıyor. Sayın İbrahim Kalın Dışişleri Bakanlığı içinizde uhde mi kaldı? Dışişleri Bakanı gibi mi davranmak istiyorsunuz? Dışişleri Bakanı’ndan rol mü çalmaya çalışıyorsunuz, karşılıklı birbirinizden rol mü çalmaya çalışıyorsunuz? Buna bir çekidüzen verilmesi gerekiyor.
“KİMSE ERDOĞAN’I ARABULUCU OLARAK GÖRMEK İSTEMİYOR”
Türkiye dış politikasında giderek etkisizleşiyor. Türkiye’de liderler gelir gider, ama Türkiye sahip olduğu ağırlığın çok altında bir dış politika yürütüyor. Çevremizdeki çatışmalara baktığımızda ne Ukrayna çatışmasında ne Gazze savaşında Türkiye’nin herhangi bir etkisi var. Uzun süredir Tahıl Koridoru gibi bir anlaşma, bir arabuluculuk yapamıyor Türkiye, istenmiyor. Bunu daha önce de söyledim. Bölgede, dünyada kimse Erdoğan’ı arabulucu olarak görmek istemiyor. Erdoğan’ı Gazze savaşında da arabulucu olarak görmek istemiyor. Mısır ile Katar ile çalışıyorlar.
“İSVEÇ’İN NATO’YA ÜYELİĞİ KONUSUNDA AKP HÜKÜMETİ DİPLOMASİ TARİHİNE GEÇECEK BİR BECERİKSİZLİK ÖRNEĞİ GÖSTERDİ”
İsveç’in NATO’ya üyeliği konusunda AKP hükümeti diplomasi tarihine geçecek bir beceriksizlik örneği gösterdi. 20 ay boyunca hem Türkiye kamuoyunu hem de muhataplarını oyalayıp durdu. Ortada yine bir şey yok. F-35 projesinden atıldın, ki onun üretim sürecinde yer alıyordu Türkiye, büyük kayıptır bana sorarsanız. Yalnız uçak olsaydı, vallahi bu kadar dert etmezdik. Ondan sonra tuttunuz, F-16 savaş uçağı almak için, Hava Kuvvetleri ‘Buna ihtiyaç var’ diyor. Birisi İsveç NATO üyeliği olacak, birisi Amerika’dan parayla silah sistemi satın alma. İkisi arasında bir ilişki yok ki. Bu ilişkiyi kurdular. Dünyada Amerika’dan savaş uçağı alan tek ülke Türkiye mi? NATO üyesi olmayanlar veto kozu mu kullanıyorlar? Tayvan ne yapıyor ya, Amerika ile pazarlık mı yapıyor? Neyin pazarlığını yapacaksınız, parasıyla silah alıyorsunuz. Bir bunu beceremedi bu hükümet. Bunun İsveç’in NATO üyeliği ile ne ilgisi var?
En sonunda Amerikan yönetimi Kongre’yi ikna etmeye çalışıyor. Kongre de ‘Aman, Türk-Yunan dengesini koruyalım’ diye Ege’deki dengeyi bozan bir karar aldı. Yunanistan’a da en az 20 tane F-35 uçağı. Bütün bu pazarlık bu muydu?
“NİCELİKSİZLERİN GİRMESİ, NİTELİKLİLERİN ÇIKMASI BİR MİLLİ GÜVENLİK SORUNU UZUN VADEDE”
Dünyada bir göç dalgası var, bunun farkındayız. Bundan en çok etkilenen ülke olmayı başardınız, Türkiye’yi bu hâle getirdiniz. Ama bütün bu denklem ‘kaybet-kaybet’ şeması üzerine dayalı. Açık kapı politikası izlediniz, Türkiye’ye niceliksiz insan yığını, güruhu girişi serbest, Türkiye’den Batılı ülkelere vatandaşların gitmesinde sıkıntı var ama en nitelikli, doktor, mühendis gibi kamu kaynaklarını harcayarak yetiştirdiğimiz insanları da kaçırıyoruz.
Bu ters denklem, yani, niceliksizlerin girmesi niteliklilerin çıkması bir milli güvenlik sorunu uzun vadede. Buna dair hiçbir şey yok, bunu dert etmiyor. Hiçbir önlemi yok, hiçbir kaygısı yok. ‘Giderse gitsin’ diyor. Vize meselesi çok önemli. Öğrencisi, hastası, iş insanı, insani amaçla, akrabası olan gidemiyor insanlar. Aylarca randevu için bekliyorsunuz.
Erasmus programı, öğrenciler kabul alıyor üniversitelerden, vize alamıyorlar. Ret oranları en iyi ihtimalle yüzde 15’e ulaştı. Çok üzülerek söylüyorum ki bazı Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleriyle yarışır duruma geldik.”