Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Seçimi Yapıldı: Adaylardan Birini Cumhurbaşkanı Erdoğan Seçecek
BTP Lideri Hüseyin Baş: “Bu İktidar 23 Yıldır 28 Şubat’ın Üzerinde Hala Tepiniyor”
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, “28 Şubat’tan sonra 2002 seçimleri ile birlikte Türkiye 23 yıldır bu iktidarın yönetimi altında ve bu iktidar 23 yıldır 28 Şubat’ın üzerinde hala tepiniyor. Benim oradaki eleştirim şu: Biz gençler olarak öyle bir durumdayız ki hala siyasi hesaplaşmaların, hala siyasi kavgaların göbeğinde dayak yiyoruz. Bakın ben 28 Şubat’ı hatırlamıyorum bile. Bütün Türk gençliği böyle biz hala dayak yiyoruz. Sen haklıydın sen haksızdın vs. Hani oturup, birbirimize nasihat ederek, birbirimize anlatarak bu meseleleri çözemedik mi? Niye hala tarihte kalıyoruz” dedi.
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, Sözcü TV’de Ece Üner’in sunduğu Sözün Gücü programına konuk oldu. BTP lideri, Uğur Dündar ve Ahmet Yavuz’un da yer aldığı programda soruları yanıtlayarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“BİZ GENÇLER YAŞAMADIĞIMIZ OLAYLARIN DAYAĞINI YİYORUZ”
28 Şubat’ın yıl dönümünü değerlendiren Hüseyin Baş, “28 Şubat’tan sonra 2002 seçimleri ile birlikte Türkiye 23 yıldır bu iktidarın yönetimi altında ve bu iktidar 23 yıldır 28 Şubat’ın üzerinde hala tepiniyor. Benim oradaki eleştirim şu: Biz gençler olarak öyle bir durumdayız ki hala siyasi hesaplaşmaların, hala siyasi kavgaların göbeğinde dayak yiyoruz. Bakın ben 28 Şubat’ı hatırlamıyorum bile. Ben yaşamadığım bir 80’in, yaşamadığım bir 60’ın hala 32- 33 yaşında bir genç olarak, iki çocuk babası bir kardeşiniz olarak dayağını yiyorum ve bütün Türk gençliği böyle biz hala dayak yiyoruz. Sen haklıydın sen haksızdın vs. Hani oturup, birbirimize nasihat ederek, birbirimize anlatarak bu meseleleri çözemedik mi? Niye hala tarihte kalıyoruz” dedi.
“ATATÜRK’E SALDIRANLARIN AJAN OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”
Hoca kılığındaki kişilerin Atatürk’e yönelik artan saldırılarına da değinen Hüseyin Baş, şunları söyledi:
“Ben bunlara ajanlar diyorum, kesinlikle de ajan olduklarını düşünüyorum. Buna ilişkin tarihi ispatlarım da var. İspatım derken tarihin bize gösterdiği gerçeklikler var. Biz analiz edebilsek, hiç kimse – ben o isimleri anmıyorum – Atatürk’le kavga eden, Cumhuriyetle kavga eden, kılıç kuşanan, kendince enteresan havalara giren tiplere hiç kimse prim vermeyecek. Hatırlayın 1–1,5 ay kadar önce tutuklanan MOSSAD ajanları vardı. Bir bakıyorsunuz bizim mahalledeki ‘Ayşe teyze’ tırnak içinde söylüyorum veya işte bizim camideki Ahmet Hoca’nın aynısı, fırıncı, kasap vs. Ama genel itibarıyla bu MOSSAD ajanları, tutuklananlar – bunu devlet deklare etti – bunlar muhafazakar kimliklere bürünmüş insanlar, tutuklandı götürüldü. Şunu öğrendik biz, tam İsrail’in Gazze katliamı sırasında, İsrail’in başkenti Tel Aviv’de İslam Üniversitesi olduğu bütün haberlere düştü. Bu İslam Üniversitesi’nden eğitim görenlerin İslam dünyasında, belki Türkiye’de hoca olarak camilerde yer aldığı, kimilerinin cemaatler kurduğu İsrail tarafından servis edildi, bilgisi verildi.”
“İÇERDE BİR KAVGA ÇIKARACAK İNSANLAR ÜLKEYE DOLDURULDU”
Türkiye’ye sığınmacı akınıyla ilgili sorular üzerine Baş, şöyle konuştu:
“Birinci Dünya Savaşı’nda da öncesinde de sonrasında da her zaman bu bölgede birilerinin gözü oldu. Vatan topraklarımız her zaman tehdit altında. Bizim içimize sokulanlar bölgesinden savaşarak gelmiş insanlar, mesela Afganlar diyoruz. Taliban iktidara gelince bir sürü genç buraya geldi. Bunlar orada okula gitmiyordu, iş güç sahibi değildi, ne yapıyordu? Taliban’la savaş halindeydi. Taliban iktidar olunca hepsi bu tarafa gelmiş oldu, dolayısıyla her şeyi yapma potansiyeline sahip bir grup ülkemize dolduruldu. Avrupa da sürekli olarak, ‘Bunları tut, para veririm. Bunları tut şunu yaparım vs.’ diyerek bir sürü teşvikler veriyor. Dolayısıyla büyük bir tehlike bu. Tehlikenin sonunda her an bizi birbirimize düşürecek veya içeride bir kavga oluşturabilecek ortam hazırlanmış oluyor amaç ülkeyi güçleştirerek bir alan açmak.”
“TÜRKİYE SÖMÜRÜLMEK İSTENEN BİR ÜLKE”
“İşgal dediğimiz şey bizim gibi ortamlarda kolay kolay gerçekleşecek bir şey değil. Atatürk’ün bize en büyük armağanı da bu” diyen BTP lideri Hüseyin Baş, “Biz hiçbir zaman Iraklaşmayabiliriz, Suriyelileşmeyebiliriz ama biz çok kolay sömürülen bir hale gelebiliyoruz. Ülkemizde ciddi bir yoksulluk var. Bizim altın madenimiz yok diye mi yoksuluz? Erzincan’da İliç’te gördük altın madeni var ve Kanadalı firma alıp götürüyor aynı şekilde Kazdağları’nda gördük altın var ve Kanadalı firma götürüyor. Ordu Fatsa’da gördük maden sahası yeni kapatıldı. Maden kapatıldı diye seviniyoruz ama hiç demiyoruz ki ya bu altın kimin? Bugün bir kitap okuyorum diyor ki; Hindistan 1,5 milyar nüfuslu ülke enerji ihtiyacının yüzde 40’ını 2050’ye kadar toryum reaktörü ile karşılayacak. Toryumun dünyada en zengin olduğu ülkeyiz. Biz enerji ithalatımızı durdursak cari açımızı kapatıyoruz. Biz gıda ithalatımızı durdursak gıda üretebilen bir ülkeyiz. Şu anda buğday bekliyoruz, Ukrayna’dan ayçiçek yağı gemilerini davulla karşıladık bundan bir sene önce. Böyle bir duruma geldik, kendi gıdamız üretsek cari açımızı kapatıyoruz yani şunu demek istiyorum; biz sömürülmek istenen bir milletiz” dedi.
“ANKARA’DA MANSUR YAVAŞ’I DESTEKLİYORUZ O’NUN DIŞINDA HER YERDE VARIZ”
Partisinin yerel seçim çalışmaları hakkında da bilgi veren Hüseyin Baş, “Bağımsız Türkiye Partisi olarak 80 il ve 922 ilçenin tamamında adaylarımızı çıkardık. Bir tek Ankara’da Mansur Bey’i destekleme kararı aldık. Mansur Bey’i bugüne kadar hep takdir ettik dolayısıyla destekleme kararı aldık. Kendisi de bu ricada da bulundu zaten. Bunun dışında Türkiye’nin her yerinde adaylarımızı çıkardık ve seçime giriyoruz” dedi.
“BİZE SÖZ VERİLEN OYLARIN TAHSİLAT GÜNÜ GELDİ”
Altılı masa süreci ve genel seçimlere girmeme kararına ilişkin açıklama yapan Hüseyin Baş, “O gün biz dedik ki yine samimi düşündük ve şöyle baktık olaya biz; seçime girdik yüzde bir oy alalım, çok önemli değil ki kaç oy aldığımız. O yüzde bir sonuç olarak muhalefete gidecek bir oyun bana gelmesi anlamına geliyor ve anayasa değişikliği ciddi tehlike. Ben o günden beri bunu anlatırım, bu anayasa değişikliğinin önünde durabilmek için referandum sayısına ulaşmaması gerekiyor hükümet tarafının. ‘Biz yüzde bir alırsak muhalefetin vekil sayısı düşecek’ dedik ve bir fedakarlık yaptık, seçime girmedik. Bugün bu seçime giriyoruz, o gün bana çok insan, ‘öyle bir delikanlılık yaptınız ki bir dahaki seçim oyum sizin’ dedi. Şimdi o oyun tahsilat günü geldi, biz oyları bekliyoruz” ifadelerini kullandı.