‘TARİH VE KÜLTÜR ÜZERİNE BORNOVA SOHBETLERİ’NİN BİRİNCİSİ YAPILDI
Hedep’li Sevilay Çelenk: “Rtük Tümüyle Partizanlaşmıştır. Yetkisini Siyaset Alanını Dizayn Etmek İçin Kullanmaktadır”
HEDEP Diyarbakır Milletvekili Sevilay Çelenk, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bütçesine ilişkin görüşmelerde; “Bu ülkenin kazanımlarını elinden alan ve yakın tarihli gelişmelerin önemli bir kısmında ve nefret suçlarında maalesef bakanlığınızın ya da bakanlığınıza bağlı kurumlarından önemli bir payı var. Bunların başında da RTÜK geliyor. RTÜK tümüyle partizanlaşmıştır. Yetkisini kurumun tarihinde hiç görülmemiş biçimde agresiflikle siyaset alanını dizayn etmek için kullanmaktadır. RTÜK, LGBTİ karşıtı nefret mitinglerine çağıran kamu spotlarının yayınlanmasına onay veriyor, suç işliyor” dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, 2024 yılı bütçe görüşmeleri devam ediyor. Komisyonda bugün Kültür ve Turizm Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçe, kesin hesap ve Sayıştay raporları görüşülüyor. Görüşmeler Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un sunumuyla başladı. Komisyonda konuşan HEDEP Diyarbakır Milletvekili Sevilay Çelenk özetle şunları söyledi:
“SİYASET ALANINDA EN YETKİLİ POZİSYONLARDA BU ÖZELLİKLERE SAHİP İSİMLERİN, KABADAYILARIN YER ALMASININ KÜLTÜR VE DİL ALANINDAKİ ÇÖLLEŞMEYLE BİR İLİŞKİSİ VAR”
“Binlerce yıllık medeniyetlerin ev sahipliğini yapmış bir ülkenin bakanısınız. Böyle bir ülkenin Kültür ve Turizm Bakanının en temel sorunu başka kültürlere, inançlara ve dillere birlikte bir arada eşit yurttaşlar olarak yaşamak kabiliyetine bir alan açmaktır. Türkiye binlerce yıllık halk kültürlerine ev sahipliği yapmış bir ülkedir. Halk kültürleri zihin dünyasının beslendiği, adaletin, vicdanın, ev yurt ve dünyanın geri kalanı arasındaki ilişkinin farkına varıldığı anlatılarla doludur. Bugün karşı karşıya olduğumuz ve çoğumuza toplum hayatının çökmekte olduğu kaygısını veren açgözlü, bozuk ağızlı, mafyatik ağlara dolanmış, çeteleşmiş insan tipi, bu insan tipinin neredeyse muteber olması, siyaset alanında en yetkili pozisyonlarda bu özelliklere sahip isimlerin, kabadayıların yer almasının kültür ve dil alanındaki çölleşmeyle bir ilişkisi var.
Hakim olandan farklı kimlikler ya da diller bu kadim topraklara bir türlü sığdırılamıyor. Oysa her dil bir dünyadır. Anadil için Kürtlerin on yıllardır verdiği mücadele yani baskı ve tehlike altında olmadan kendi dilini konuşma ve bu dilde eğitim alma mücadelesi kendini bu ülkede eşit bir yurttaş olarak evinde hissetme mücadelesidir. Başını sokabileceği bir ev olduğunu hissetme mücadelesidir.
“TEKÇİLİK ÖLDÜRÜCÜ BİR ŞEYDİR. BÜTÜN YAŞANANLARIN BU ÜLKENİN KÜLTÜR HAYATIYLA, DİL VE KÜLTÜR POLİTİKALARIYLA BİR İLİŞKİSİ VAR”
Bugün 21. yüzyılda sadece bu mücadelesi nedeniyle Kürt yurttaşlar katlediliyor. Kendi aralarında Kürtçe konuşan inşaat işçileri, mevsimlik işçiler, sokakta yürürken evladıyla Kürtçe konuşan baba katlediliyor. Bunların her biri yaşanmış gerçek vakalardır. Tekçilik öldürücü bir şeydir. Bütün yaşananların bu ülkenin kültür hayatıyla, dil ve kültür politikalarıyla bir ilişkisi var.
Cemevi sayısı 81 ilin 58’inde toplam bin 586’dır. Alevilerin cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesine ilişkin yürüttüğü hukuk mücadelesi uzun yıllardır sürüyor. AİHM’in cemevleri ibadethanedir kararına rağmen bu statü kabul görmüyor. Bu ülkenin vatandaşları olarak vergi ödüyorlar ve cemevlerinin ibadethane olduğunu bile kabul etmekte güçlük çekiyorlar. Sayın Bakan Alevilerin ve aslında tüm kamuoyunun isteği olan Madımak Hafıza ve Utanç Müzesi’nin hayata geçirilmesi için ne yapmayı düşünüyorsunuz?
“RTÜK TÜMÜYLE PARTİZANLAŞMIŞTIR”
Bu ülkenin kazanımlarını elinden alan ve yakın tarihli gelişmelerin önemli bir kısmında ve nefret suçlarında maalesef bakanlığınızın ya da bakanlığınıza bağlı kurumlarından önemli bir payı var. Bunların başında da RTÜK geliyor. RTÜK tümüyle partizanlaşmıştır. Yetkisini kurumun tarihinde hiç görülmemiş biçimde agresiflikle siyaset alanını dizayn etmek için kullanmaktadır. RTÜK, LGBTİ artı karşıtı nefret mitinglerine çağıran kamu spotlarının yayınlanmasına onay veriyor, suç işliyor.
AKP ve AKP yandaşı yapılar iki sihirli sözcükle aile ve terör ile medyayı da yargıyı da yerel yönetimleri de ve hatta parlamentoyu da baypas etmenin yolunu bulmuştur. Oysa aile tarihin hiçbir döneminde AKP döneminde olduğu kadar ekonomik, sosyal ve psikolojik olarak korumasız kalmamış ve incitilmemiştir.
“ANKARA’NIN, İSTANBUL’UN ORTA YERİNDE IŞİD HÜCRE EVLERİNDE KIZ ÇOCUKLARINI DERİN İNTERNET AĞLARI ÜZERİNDEN SATIŞA ÇIKARIYOR. AİLE Mİ DEDİNİZ? TERÖR MÜ DEDİNİZ”
AKP ve MHP İktidarı bugün tüm üyelerinin kendisinin atadığı AYM üyelerini bile beğenmediği kararları nedeniyle terörist imalarıyla itham ediyor. Ciddiyetsizlik mi diyelim buna ne diyelim? Şiddete kesin biçimde mesafeli olmuş yüzlerce barış akademisyeni hukuksuz biçimde işlerinden ve hayatlarından edinirken, mahkeme kararlarına rağmen işlerine döndürülmez iken cihatçı çete mensupları Ankara’nın, İstanbul’un orta yerinde IŞİD hücre evlerinde kız çocuklarını derin internet ağları üzerinden satışa çıkarıyor. Aile mi dediniz? Terör mü dediniz?
“LİYAKATİNİ HİÇ BİLMEDİĞİMİZ TAMER KARADAĞLI DEVLET TİYATROLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE GETİRİLİYOR”
Konser sezonları yasaklarla geçiyor gerekçeleri vahim. Başına milli ve yerli getirdiğinizde her suçu işleyebileceğiniz bir distopya yaşanıyor. Her ne kadar kültürün bağrına taş fırın erkeklik figürü ile bağdaş kurmuş olsa da bunun dışında liyakatini hiç bilmediğimiz Tamer Karadağlı Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğüne getiriliyor.”