Türkiye Barolar Birliği: “Açık Hilafet Ve Şeriat Çağrısı Yapmasının Görmezden Gelinmesi Kabul Edilemez”
Gülizar Biçer Karaca: Adalet Bakanlığı’nın Tozlu Rafları Eylem Planları İle Dolu. Eylem Planı Yazmak, Bozulan Adalet Terazisini Düzeltmiyor
TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a “Adalet Bakanlığı’nın tozlu rafları eylem planları ile dolu sayın Bakan. Eylem planı yazmak, bozulan adalet terazisini düzeltmiyor. Tozlu rafları ‘süsleyen’ eylem planlarını uygulayacak siyasi iradenin olmadığı, ülkemizin dört bir yanında yaşanan adaletsizlik, haksızlık ve hukuksuzluklarla tescillenmiş durumda” açıklaması ile seslendi.
TBMM Grup Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, 28. yasama döneminde TBMM’ye çok sayıda düzenleme geleceğini ve “Türkiye Yüzyılı”nın İlk Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin de Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanacağını katıldığı bir televizyon programında anlatan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a yaptığı çağrıda, eylem planlarının işlevsiz olduğunu belirtti. Biçer Karaca’nın konuya ilişkin yazılı açıklaması şöyle:
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ DEMOKRATİK, LAİK, SOSYAL BİR HUKUK DEVLETİ OLMA NİTELİĞİNİ ÖRSELEMEKTEDİR”
“Adalet Bakanlığı’nın tozlu rafları eylem planları ile dolu sayın Bakan. Eylem planı yazmak, bozulan adalet terazisini düzeltmiyor. Tozlu rafları ‘süsleyen’ eylem planlarını uygulayacak siyasi iradenin olmadığı, ülkemizin dört bir yanında yaşanan adaletsizlik, haksızlık ve hukuksuzluklarla tescillenmiş durumda.
Asıl eksik olan eylem planları değil biz bunu yine Partili Cumhurbaşkanı tarafından masal anlatır gibi açıklanmış olan İnsan Hakları Eylem Planı’ndan biliyoruz. Bu ülkedeki adaletsiz düzene son verilmesi, yargı üzerindeki siyasi baskının sona erdirilmesi, milletin hak hukuk ve adalete olan güvenini sağlayacak somut adımların atılması, sorumluluğu olan siyasi iradenin önceliği olmak zorundadır. Ancak yazılanla yapılanlar arasındaki fark her geçen gün açılmakta; Türkiye Cumhuriyeti Devleti demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olma niteliğini örselemektedir.
Yüzünü Saraya, yönünü tek adam talimatlarına çeviren karar alıcılar olmak yerine Adalet Bakanı’nın anayasal görevlerini yerine getirme sorumluluğuyla hareket etmesi, samimiyet testinden geçmesini sağlayabilir. Mesela Anayasa’nın amir hükümlerine rağmen Hataylı seçmenlerin iradesi olan Can Atalay’ı derhal tahliye ermek, haber yapmak dışında, halkın haber alma hakkının gereğini yerine getirmek dışında hiçbir suçu olmayan Merdan Yanardağ’ı, denetimli serbestlik hakkı gasp edilen okurlarından ve evladından koparıp hapse gönderilen Barış Pehlivan’ı derhal tahliye ederek başlayabilirsiniz.
“HALKIN SORUNLARININ ÇÖZÜMÜ İÇİN SARAYIN TALİMATLARININ ÇARE OLMADIĞI ORTADADIR”
Halkın sorunlarının çözümü için Sarayın talimatlarının çare olmadığı ortadadır. Yasamanın merkezi TBMM’dir, 600 milletvekilinin temsil ettiği her bir yurttaşımızın beklentisinin karşılık bulacağı adres TBMM’dir. Beklentilerin ‘lütuf’ ile değil ‘TBMM iradesi’ ile karşılanabilmesi ve yurttaşlarımızın haklarının teslimi için eylem planlarını işlevsizlikten kurtarmak da, TBMM’den çıkacak tekliflerin hayata geçirilmesini sağlamak yönünde tutum almak da Adalet Bakanı’na samimi önerimizdir.”