DSP Genel Başkanı Önder Aksakal’ın Vekilliği Tehlikede Mi? Hakkında Suç Duyurusu!
Gökhan Günaydın: “Hiçbir Hakim Tbmm’nin Milletvekilline Ve Başkanına Ayar Veremez”
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, TBMM Genel Kurulu’nda; Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin TİP Hatay Milletvekili Can Atalay kararına dikkat çekerek, “Bu memleketin TBMM Başkanı’na aldığı doğru tutumdan dolayı Yargıtay kararı ile ayar veriliyor. Numan Kurtulmuş’a burada oy veren oldu, vermeyen oldu ama burada 600 milletvekilini temsilen Meclis Başkanı olarak seçildi. Farklı partilerden olabiliriz, aklımızı ve vicdanımızı tatile göndererek milletvekilliği yapamayız. Farklı durumlara göre farklı davranarak hiçbir yere de varamayız…Hiçbir hakim TBMM’nin milletvekiline ve Başkanına ayar veremez. Vermemelidir” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, TBMM Genel Kurulu’nda Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin TİP Hatay Milletvekili Can Atalay kararıyla ilgili konuştu. Günaydın, kararı eleştirerek, Yargıtay ile Anayasa Mahkemesi (AYM) kararı arasındaki çelişkiyi Türkiye’de herkesin konuştuğunu söyledi. Günaydın, Yargıtay’ın TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a “ayar verdiğini” belirterek, “Bu memleketin TBMM Başkanı’na aldığı doğru tutumdan dolayı Yargıtay kararı ile ayar veriliyor. Numan Kurtulmuş’a burada oy veren oldu, vermeyen oldu ama burada 600 milletvekilini temsilen Meclis Başkanı olarak seçildi. Farklı partilerden olabiliriz, aklımızı ve vicdanımızı tatile göndererek milletvekilliği yapamayız. Farklı durumlara göre farklı davranarak hiçbir yere de varamayız” diye konuştu.
Günaydın, HEDEP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ve CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu kararlarını hatırlatarak, “Ne oldu, Yargıtay onama kararı verdikten sonra bu karar alelacele Meclis’te okutuldu. Arkadaşlarımızın vekillikleri düştü. Sonra Anayasa Mahkemesi o kararlara ilişkin hak ihlali kararı verdi. Bu hak ihlali kararları ilk derece mahkemesine gitti. İlk derece mahkemesi TBMM’ye yazı gönderdi. Örneğin İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi. O yazıda burada bir kere daha okundu, TBMM’de vekilliklerini düşürdüğümüz milletvekillerini bu kez de ilk derece mahkemesinin kararıyla tekrar vekil yaptık. Soru şu kadar açıktır. Bu Meclis’e yakışıyor mu, yakışmıyor mu? Yakışmadığını düşünüyoruz” dedi.
“Yargıtay’ın 3. Ceza Dairesi hakimleri diyor ki ‘Sen nasıl olur da benim kararımı Meclis’te okutmasın’. Bu size garip gelmiyor mu” diye soran Günaydın, AKP ve MHP’li milletvekillerinin vicdanı ve aklına hitap etmeye çalıştığını kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hiçbir hakim TBMM’nin milletvekiline ve Başkanı’na ayar veremez. Vermemelidir. Bunu biz yalnızca kendi hukukumuzu korumak açısından söylemiyoruz. Demokrasi teorisi var. Demokrasi teorisi diyor ki, ‘Yasama, yürütme ve yargı arasında erkler ayrılığı vardır. Bu erkler birbirini denge, denetleme mekanizması içerisinde, birbirini denetleyerek demokrasiyi doğurmak zorundadır’. Şimdi yasama (yargı) bize emir veriyor, ‘Bunu niye yapmadın’ diye eleştiriyor. Biz de diyoruz ki arkadaşlar, gelin böylesine anormal bir durum var. Yargıda acayip şeyler oluyor. Yargı ve yasama arasında acayip şeyler oluyor. Biz bir genel görüşme açalım. Genel görüşmede fikirlerimizi karşılıklı olarak beyan edelim.”
“KİMİN HADDİNE Kİ”
Günaydın, Kurtulmuş’a “Danışma Kurulu’nu toplamayacaksın” denildiğini ileri sürerek, “Ben bu duruma üzülüyorum. Sadece yargı değil ki bize ayar veren. Yürütmeden bir arkadaş var. Hukuk Politikaları Kurulu’nun başkanvekiliymiş. Diyor ki ‘Bu bir turnusol kağıdıdır. Türkiye’nin yargısı milli yargı olacak mı, yoksa neoliberal batıcı bir yargı mı olacak. Buna karar vereceğiz’. Bir danışman, Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili şunu söylüyor: ‘Yargıtay’ın verdiği karar millidir, Anayasa Mahkemesi’nde bir grup üyenin verdiği karar batıcıdır, neoliberaldir’. Arkadaşlar kimin haddine ki, birinin verdiği kararı böyle, öbürünün verdiği kararı böyle tanımlamak” diye konuştu.
BAKAN NEBATİ’Yİ HATIRLATTI
Günaydın, eski Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’yi hatırlatarak, “Bir ekonomi politikası uygulandı arkadaşlar. Ben söze söyleyeyim. TÜİK rakamlarıdır, kendi rakamlarınız. 6 Şubat depreminde yıkılan 100 binlerce evin konut hasarı 56 milyar dolar. 56 milyar doları çarpar bölerseniz aşağı yukarı, 1,8 trilyon lira yapar. Yalnızca kur korumalı mevduata gömdüğünüz para 600 milyar lira. Yani siz, depremin yıktığı kentlerde uğradığımız zararın üçte birini kur korumalı mevduat üzerinde Türkiye hazinesine yük ettiniz. Bu müsebbibi ben olsaydım, bu sorumluluk duygusu beni öldürürdü. Ama Nebati Bey burada ‘Gözlerime bakın’ diyerek rahat rahat dolaşıyor. Memleketin gözlerine bakamıyoruz arkadaşlar sorun burada. Siz eğer Nebati’nin yatıklarını doğru buluyorduysanız niye Mehmet Şimşek’i getirdiniz. Siz eğer Süleyman Soylu’nun yaptıklarını doğru buluyorduysanız, niye Ali Yerlikaya’yı getirdiniz. Siz eğer rasyonel politikalara dönmeyi doğru buluyorsanız neden bu hukuki garabete sesiniz çıkamıyor” diye sordu.