02 Nisan 2025 Çarşamba

Flash Haber TV ruhani dolandırıcılık dosyasını açıyor

Muhabir: Yasemin Tekin
Hazırlayan: Muhammed Ali Gökmen

Flash Haber TV ruhani dolandırıcılık dosyasını açıyor. Kimi aşk acısını dindirmek, kimi geleceğini öğrenmek, kimi çaresizliğine çare arıyordu. Ancak karşılaştıkları tek şey sahte vaadler ve büyük bir dolandırıcılık oldu. Kendini ruhabi rehber olarak tanıtan bu kişiler duygular üzerinden kurdukları oyunlarla insanları ağlarına düşürüyor. Flash Haber TV mağdurlar, hukukçular ve psikologlarla bu karanlık dünyanın perde arkasını inceledi.

ECE GÜREL’İN ÖLÜMÜ FİTİLİ ATEŞLEDİ

Karanlık bir ormanda hiçbir iz bırakmadan kaybolmuştu Ece Gürel. Türkiye onu günlerce süren arama çalışmalarının ardından tanıdı. Bir sabah evinden çıktı ve bir daha da geri dönmedi. Arama ekipleri günlerce Belgrad Ormanı’nda iz sürdü. Ve günün sonunda bulunan tek şey onun nefes almakta zorlanan ve yardım bekleyen bedeni oldu. Genç kadının ölümü sosyal medyada bambaşka bir tarışmanın fitilini ateşledi. Ece Gürel sıradan biri değildi. Kaybolduktan sonra spiritüel öğretilerle ilgilendiği hatta cadılık eğitimi aldığı iddia edildi. Onun ölümüyle birlikte Türkiye bambaşka bir konuyla karşı karşıya kaldı; ruhani dolandırıcılık…

Sahte hocalar, büyücüler, enerji şifacıları, falcılar… Sosyal medyada her gün milyonlarca insan “Kaderini değiştirmek” isteyen umutsuz kişileri hedef alıyor. Kimileri aşk, kimileri sağlık, kimileri de hayatını düzene sokmak için bu kişilere başvuruyor. Ama geriye kalan tek şey umut tacirlerinin ağında kaybolmuş hayatlar…

MAĞDURLARDAN BİRİ CENGİZ ARSLAN

Bir insanın hayatı tek bir umut kırıntısıyla altüst olabilir. Bunu en iyi bilenlerden biri 55 yaşındaki Cengiz Arslan. Onun hikayesi ruhani dolandırıcılığın en büyük örneklerinden biri. Flash Haber TV’ye konuşan Cengiz Arslan başına gelenleri şöyle anlattı:

“Ben Ankara’da bir kız seviyordum. Kötü işler ile uğraşıyordu yani bırakmıyordu pis işleri kısaca. Kayseri’de önceden itimat ettiğim hoca diye bildiğim, Kur’an okuyup namaz kılan güya bir hocaya, sürekli ‘ben onu düzelteceğim, ayet yazacağım, mezarlığa kilit göndereceğim, onu bağlayacağım, pis işlerden soğutacağım, kurban keseceğiz’ falan vesaire dediği için yıl sürekli para gönderdim. Toplamda 250 bin lira civarında param gitti. Böyle şeylere itibar etmeyin yani bunu yaşayarak bu yaştan sonra öğrendim. Allah kimseye böyle bir şey göstermesin.”
Yaşadığı sürece dönüp baktığında yaptıklarına inanamadığını söyleyen Arslan yaşadığı hayal kırıklığını şu ifadelerle dile getirdi:

“Mesela bu hocanın sözde hocanın yani diyelim bana diyordu ki önce sana sevgisini yükselteceğim sabahları ayet yakacağız seher vakti ben yapacağım bu işlemleri sevgisi yükselince başkasına bakmayacak ilk sıralar öyle diyordu. Sonra beni şöyle sevdiğini böyle sevdiğini söylüyordu onun için tabi her işlem için para gönderiyorum 2 bin lira 3 bin lira 5 bin lira 7 bin lira. Ertesi gün yine aynı devam ediyor hiçbir şey yok. Diyorum bu olmadı tutmadı. Bu içki içiyor eğlence yerinde çalıştığı için dedim ya pis işlerle uğraştığı için. İçki içtiği için ayet tutmuyor ben başka türlü bir şey yapacağım. Kurban keseceğiz derisine ayet yazacağım mezarlığa gömeceğim. O deri çürüdükçe bunun kötü işleri de içinde çürüyecek yani temizlenecek düzgün bir insan olacak. Bu da olmadı mesela kurban bu arada en kötüsü 10 bin lira o zaman 3-4 tane galiba hatırlamıyorum tam. Öyle bir kurban keseceğiz, işte etini şey yapacağız falan filan. Halbuki bu arada bana eski videolardan kurban kestim diye video atıyormuş. Böyle bir şey yaptığı da yok yani tamamı sahte ve para için olduğu belli. İşte ben ona bakım yapacağım yani hangi birini sayayım ayet yazacağım bunu diyor işte ine batıracaksın bir şeylere yani anlatırken ürperiyorum bile şu anda bunun yaptığı işlere, kendime de şaşırıyorum. Yani asıl büyülenen benmişim gibi oldu.Ben yandım siz yanmayın yani çok üzücü bir durum aşırı üzücü bir durum. Böyle işlerle uğraşmayın, uğraşmayın, uğraşmayın. “

SAHTE HOCALARA NASIL ULAŞILIYOR?

Cengiz Arslan mağdur olan tek isim değil. Türkiye’de her yıl yüzlerce insan ruhani hırsızların tuzağına düşüyor. Peki bu sistem nasıl işliyor? Sahte hocalar, büyücüler, falcılar insanlara nasıl ulaşıyor? Flash Haber TV muhabiri internette arama yapınca onlarca ruhani hırsızın karşısına çıktığını tespit etti. Onlardan biriyle görüşen muhabirimiz duyduklarına inanamadı. Kendine ruhani danışman diyen kişi muhabirimize verdiği eğitimleri anlatıp alacağı ücreti söyledi. ‘Size formülü gösteriyoruz, kullanıp kullanmamak size ait’ diyen dolandırıcı, derslerin 1 online ders olarak yapıldığını dile getirdi. Ders ücretinin 4 bin lira olduğunu belirten dolandırıcı ayrıca verilen eğitimin sonunda kişinin 21 günde enerjiyi hissedeceğini de belirtti.

Birçok ruhani danışman sadece birkaç saatlik seansla binlerce lira kazanırken, sosyal medya reklamlarıyla müşterilerini buluyor; korku ve umut duygusunu kullanarak tabiri caizse insanları avlıyor. Bu kişiler kendilerini, medyum, şifacı, enerji uzmanı olarak tanıtıyor. Ancak yaptıkları tek şey insanları duygularını kullanarak para kazanmak.

HUKUKÇULAR NE DİYOR?

Ruhani dolandırıcılık sadece maddi kayıplara değil, psikolojik kayıplara da neden olabiliyor ve bazen bu ölümle bile sonuçlanabiliyor. Bunun hukuki yaptırımlarını avukat Tolga Akkaya anlattı. Ruhani dolandırıcılığın hangi suç kapsamına girdiğini açıklayan Akkaya, şöyle konuştu:
“Büyü yapmak, büyü bozmak, cin çıkarmak gibi eylemlerle mağdurların dini inanç ve duygularının istismar edilmesi dolandırıcılık suçunun nitelikli halini oluşturur. Suçun oluşması için mağdurların dini inançlarının manipüle edilerek bunlardan hile ile kandırılarak maddi menfaat elde edilmesi gerekmektedir. Türk Ceza Kanunu’nun 158’inci maddesine göre bu suçu işleyenler 3 yıldan 10 yıla kadar hapis ve adli para cezası ile cezalandırılır. Kanun metninde hapis ve adli para cezası dediği için hapis cezası ile adli para cezası da ödemek durumunda kalırlar.”

ETKİN PİŞMANLIK HÜKÜMLERİ

Mağdurların şikayetleri üzerine, genellikle sosyal medya üzerinden zaten bu tür ilanlarla paralarını kaptıranların şikayeti üzerine bu kişiler hakkında re’sen soruşturma açıldığını belirten Akkaya, “Sosyal medya üzerinden olduğu durumlarda bu kişilerin kimliklerine erişiliyor ve maddi menfaat boyutunda zarar tazmini içinde işlemler yapılabiliyor. Suç kapsamında tabi ki zararın tazmin edilmesi yani şüphelilerin yani şüphelilerin ya da sanıkların mağdurların zararlarını gidermesi etkin pişmanlık yükümlerinden faydalanmalarını sağlıyor. Bu da mahkemenin vereceği cezada bir indirim sebebidir. Ancak sadece parayı geri ödemeleri yani maddi olarak mağdurların uğradıkları zararları geri ödemeleri hiç ceza almayacakları anlamına gelmiyor. Sadece cezada indirime sebebiyet verir” dedi.

KLİNİK PSİKOLOG ANLATIYOR

Klinik psikolog İrem Yüksel, şifalanma adı altında temeli olmayan çalışmalar yapıldığını belirterek, orada kişilerin aldığı hasarı psikoterapi seanslarında düzeltmeye çalıştıklarını dile getirdi. İnsanların bir şifa arayışı varsa kesinlikle gidilecek mercinin psikoterapistler veya psikiyatrılar olması gerektiğini belirten Yüksel, “İnsanlar bu şekilde şifa arayışına girdiklerinde ne yazık ki var olan rahatsızlıklar çok daha kötü bir hale gelmiş olabiliyor. Yani şöyle düşünün; sizin zaten hali hazırda bir yaranız var metaforik olarak söylüyorum, orayı daha fazla intihap kaptırma ihtimaliniz olabiliyor açıkçası. Bu yüzden bilmeyen ellerin dokunmaması gerekiyor diyebilirim” diye konuştu.

Travmanın aslında kelime itibariyle yara demek olduğunu belirten Yüksel, “Her travmatik olayda travma yaratacak diye bir şey yok ama biz travmatik etki gördüğümüzde orası o kadar çok hassas bir alan haline gelmiş oluyor ki eğer benim kolumda bir yara varsa biri oraya dokunduğunda illa ki normale göre çok daha fazla canım yanacaktır. Peki bilimsellik nedir? Bilimsellik, aynı deney tekrar tekrar yapıldığında bilimsel verilere dayanarak tekrarlandığında aynı sonuçları alabilmemiz dolayısıyla geçerliliği ve güvenliliği olması demektir aslında. Şimdi bu noktadan baktığımızda bize ilk psikoterapi eğitimlerinde verilen şeylerden biri şudur; travmayı eğer ki açtığınızda düzeltemeyecekseniz temizleyemeyecekseniz yani orada ki o yaralanmayı şifalandıramayacaksanız hiç açmayın. Aslında burası o kadar hassas bir alan . Bu kadar hassas bir alanında ne yazık ki nereden eğitim aldığını bilmediğimiz hangi üniversiteyi, hangi eğitimleri tamamladığını bilmediğimiz kişilerce yapılması kişilerin var olan probleminin çok çok daha büyük şeylere çok çok daha büyük sıkıntılara yol açabileceğine açabilmesine sebep olabiliyor ne yazık ki” şeklinde konuştu.

TUZAKLARDAN KAÇMANIN YOLLARI

Sahte hocalar, falcılar, medyumlar… Kimileri umut dağıtıyor kimileri korku yayıyor. Ancak bu tuzaklardan kaçmanın yolları var. İşte o yollar:
Bilinçli olun. Gerçekçi olun. Doğaüstü güçlerin hayatınızı değiştirmeyeceğini unutmayın. Sosyal medyada sahte ilanlara dikkat edin. Şüpheli bir durum olduğunda yasal haklarınızı kullanın.

Kaynak: HABER MERKEZİ