CHP Genel Lider Yardımcısı Fethi Açıkel, “Türkiye’nin tüm demokratları; Cumhuriyetçi toplumsal demokratları, milliyetçi demokratları, muhafazakar demokratları, Kürt demokratları, merkez sağın ve liberal sağın demokratları, bu kutuplaşma iklimini sona erdirmek için dayanışıyorlar, birlikte siyaset üretiyorlar” dedi.

Fethi Açıkel, Toplumsal Demokrasi Derneği’nin (SDD) bugün Ankara’da düzenlediği “Toplumsal Barış-Türkiye’de Siyaset ve Kutuplaşma” sempozyumunda konuştu.

Türkiye’nin hak etmediği bir kutuplaşma ile toplumsal barışın ortadan kaldırıldığı bir iklimle karşı karşıya olduğunu belirten Açıkel, “Biz, CHP takımları olarak, 2018 seçim bildirgemizde toplumsal barış çağrımızı, Genel Başkan’ımızın liderliğinde ve Cumhuriyet’imizin ikinci yüzyılı beyannamemizde en önemli mevzu başlıklarından biri olarak tespit etmiştik” diye konuştu. Fethi Açıkel, şunları söyledi:

“Türkiye’nin tüm demokratları; Cumhuriyetçi toplumsal demokratları, milliyetçi demokratları, muhafazakar demokratları, Kürt demokratları, merkez sağın ve liberal sağın demokratları, bu kutuplaşma iklimini sona erdirmek için dayanışıyorlar, birlikte siyaset üretiyorlar. Yeni bir yurttaşlık kültürünü harekete geçirebilmek için, yeni bir empati kültürünü hayata geçirebilmek için, 85 milyon yurttaşın tek bir adedini bile dışarıda bırakmamak için siyaset üretiyorlar… Yurttaşlığının hukukunu Anadolu’da tekrar ayağa kaldıracağız. Türkiye’nin tüm demokratlarını kucaklayan, onları memleketimizin yönetiminde bir kooperatif üyesi olarak, asli kurucu üye olarak tekrar konumlandıracak bir siyaseti, güçlendirilmiş parlamenter siyaseti ve onun alt bileşenlerini oluşturacağız. Bunun çabası içerisindeyiz.

Genel Başkan’ımızın Adalet Yürüyüşü üzere toplumsal kutuplaşmayı sona erdirmek üzere bir toplumsal barış ve helalleşme yürüyüşü içerisine ilerlediğimizi söyleyebiliriz. Adalet Yürüyüşü ve helalleşme yürüyüşünün akabinde, Cumhuriyet’imizi demokrasiyle taçlandırma, Cumhuriyet’imizin takımlarını, kurumlarını; liyakat unsurlarını bozulmuş ekonomik düzenini, fakirleştirilmiş milyonlarını, yine hak ettikleri düzeye taşıyacak bir Türkiye’yi tekrar inşa yürüyüşünün başlayacağını ve buna hazırlanmamız gerektiğini de söyleyebiliriz. Bu bizim yalnızca ahlaki bir yükümlülüğümüz değil, Türkiye’nin ve dünyanın içine girdiği karanlık otoriter dönemden çıkış için önümüze koyduğumuz bilimsel bir amaç.

Gezi Davası’nın tutuklularından, onların yakınlarından Roboski’de, Uludere’de, Ergenekon ve Balyoz kumpas davalarında mağdur edilen insanlara, hayatını kaybeden yurttaşlarımıza; IŞİD’in şehit ettiği askerlerimizden emekli amirallere ve ailelerine, 28 Şubat mağdurlarına, Suruç’ta ve Ankara Gar katliamında hayatını kaybeden onlarca yurttaşlarımıza ve yakınlarımıza bu helalleşme, toplumsal barış çağrımızı taşımak bizim yükümlülüğümüz. Bu çağrımız, bu yürüyüşümüz, Seyahat Davası’nda tutuklanan Tayfun Kahraman’ın küçük kızı Vera’yı babasıyla kucaklaştırma sözümüz.”

İlgili Haberler

İnan Kıraç ve Soylu Gizlice Görüştü

Özgür Özel: “İşçi Hareketlerini, Sendikal Mücadeleyi Konuşmayan; Yanında, Sağında, Solunda Olanlara Benzeyen Bir Cumhuriyet Halk Partisi, Her Geçen Gün Biraz Daha Küçülür”

KENAN NUHUT: “KURULAN SPOR KONSEYİNİN HEDEFİ SİYASET YAPMAK DEĞİL TAM BİLAKİS SİYASETİN SPORA KATKILARINI TARTIŞMAK. SPORUN SİYASETLERİNİ BELİRLEMEK”