22 Kasım 2024 Cuma

Fethi Açıkel: Akp, 24 Kasım’da Öğretmenlerin Yaşadığı Karanlık Tabloyu Beyaz Önlüklerle Örtemez

CHP İstanbul Milletvekili Fethi Açıkel, 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, “Hayat pahalılığı ve 44 bin 500 TL’yi geçen yoksulluk sınırının altında ücret alan yüz binlerce öğretmenimiz, aynı şekilde asgari ücretin altında bile çalışmak zorunda kalan özel okullardaki öğretmenlerimiz, sözleşmeli öğretmenlerimiz, ücretli öğretmenlerimiz bu durumdan son derece rahatsız. Buna rağmen AKP Milli Eğitim Bakanlığı aracılığı ile tüm öğretmenlerimize beyaz önlük seferberliği başlattı. AKP bu kara ve karanlık tabloyu öğretmenlere gönderdiği beyaz önlüklerle örtemez” dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Fethi Açıkel, 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle açıklama yaptı. Açıkel’in açıklamasında şunları söyledi:

“24 Kasım Öğretmenler Gününü çok buruk bir şekilde kutluyoruz. Türkiye’de öğretmenlerimiz, tüm eğitim camiası maalesef AKP tarafından bir denek olarak ve bir kobay olarak kullanılır hale geldi. Değişen müfredatlar, değişen sınav sistemi ve Öğretmenlik Meslek Kanunu tarafından bile kimlikleri örselenen öğretmenlerimiz bu bayramı buruk bir şekilde kutluyor.

Hayat pahalılığı ve 44 bin 500 TL’yi geçen yoksulluk sınırının altında ücret alan yüz binlerce öğretmenimiz, aynı şekilde asgari ücretin altında bile çalışmak zorunda kalan özel okullardaki öğretmenlerimiz, sözleşmeli öğretmenlerimiz, ücretli öğretmenlerimiz, bu durumdan son derece rahatsız. Bu burukluk Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kara bir karnesi olarak tarihe geçecektir. Buna rağmen AKP Milli Eğitim Bakanlığı aracılığı ile tüm öğretmenlerimize beyaz önlük seferberliği başlattı. Şunu 24 Kasım’da söylüyoruz, AKP bu kara ve karanlık tabloyu öğretmenlere gönderdiği beyaz önlüklerle örtemez. Bu durumun sorumlusu öğretmenler değildir, AKP’nin yapboz düzenidir. AKP’nin tutarsız, keyfi ve liyakatsiz yapboz bakanlığına dönüştürdüğü bakanlık mantalitesidir. Öğretmenler Günü, başka başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, şehitlerimiz cefakar öğretmenlerimiz ve tüm öğretmen camiamızın kutlu olsun. Buruk bir şekilde de olsa ülkemiz öğretmenleriyle yeniden ayağa kalkacak, Cumhuriyetimiz ancak meşale olarak eğitimi taşıyan öğretmenlerimizle bu ülkeyi ve demokrasimizi kalkındıracak.”

Açıkel, öğretmenlerin yaşadığı sorunlara ilişkin de bir çalışma yaptı. Açıkel’in çalışmasında yer alan tespitler şöyle:

“TÜRKİYE’NİN ATANMAYAN ÖĞRETMEN AYIBI DEVAM EDİYOR: Atanmayan 1 milyonu aşkın genç öğretmenimiz var.

ÖĞRETMENLER YOKSULLUK, HATTA AÇLIK SINIRINDA: Kamuda çalışan öğretmenlerimiz, yoksulluk sınırının altında; özel sektör öğretmenlerimiz ise açlık sınırının altında, asgari ücretin altında maaşa mahkum ediliyor. Ücretli öğretmen olarak görev yapan öğretmenlerimiz ise adeta Milli Eğitim Bakanlığının paryası haline dönüştürüldü.

GENCECİK ÖĞRETMEN ADAYLARIMIZ MÜLAKAT KALKACAK DENİLEREK KANDIRILDI: Öğretmenler, seçim döneminde ‘mülakatlar kaldırılacak’ denilerek kandırıldı ve mağdur edildi. Eğitim, fen ve sosyal bilimler fakültesi mezunu formasyon sahibi öğretmenlerimiz, PDR ve tüm branş öğretmenleri, KPSS’den yeterli puan almalarına rağmen mülakatlardaki haksızlıklar ve siyasi kayırmacılıklar yüzünden atanamıyor. Gelecekleri ve hakları gasp ediliyor.

21 YILDA 8 KEZ MEB BAKANI DEĞİŞTİ: AKP, yirmi bir yılda 8 kez Milli Eğitim Bakanı değiştirdi. Mevcut Bakan görevi üstlenen 9. Milli Eğitim Bakanıdır. Değişen bakanlarla birlikte sınav sistemleri, tüm müfredatlar, tüm kadrolar çok ciddi yapısal değişikliklere maruz bırakılmıştır.

EĞİTİMDE ÖZELLEŞME, ÖĞRETMENLERİ VE ÖĞRENCİLERİ MAĞDUR EDİYOR: Özel okul sayısı yüzde 206; özel okullarda kayıtlı öğrenci sayısı ise yüzde 211 oranında artmıştır. Bu, eğitimde kamunun ağırlığının azaldığının, piyasalaşmanın arttığının ve Türkiye’de sınıf eşitsizliğinin, eşit yurttaş yaratma ve meslek sahibi kılarak fırsat eşitliğiyle ülkenin bölgesel ve sınıfsal adaletsizliğini gidermenin önündeki en önemli kaldıracın kaybedildiğinin bir göstergesidir.

MEB’İN TUTARSIZ POLİTİKALARI BEYİN GÖÇÜNÜN NEDENİ: Yönetimdeki liyakatsizlik ve keyfi kayırmacı politikalara ek olarak, dogmatizm ile malul ÇEDES gibi projelerle merdiven altı zihniyet yapılarının önü açılırken; kimi köhne çevrelerin dogmatik hedefleri, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde hayata geçiriliyor. Bu yıkıcı politikalar yüzünden, Türkiye çağdaş medeniyeti ıskalıyor, Orta Doğu’nun ve Orta Asya’nın geri kalmış ülkelerinden göç alan fakat kendi eğitimli genç mühendis, doktor ve yazılımcılarını ise batıya kaptıran bir ülke konumuna düşürülüyor.”

İlgili Haberler