KILIÇDAROĞLU, ALTILI MASAYI ANLATTI: “ÖZEL EKİPLERİMİZ VAR, EMEKLİ BÜROKRATLAR, FİİLEN ÇALIŞAN BÜROKRATLAR VAR, ONLARIN DESTEKLERİ VAR”
Erhan Adem: “Sarıkaya’da Çiftçilerle Yaptığım Görüşmede 20 Gün Olmuş Sökülen Pancar Hâlâ Tarlada Bekliyordu. Bu Hem Tonaj Kaybına Hem Çiftçinin Eksik Para Almasına Neden Olur”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, pancar üreticisinin ürününün tarlada beklediğini belirterek “Sarıkaya ilçemizde çiftçilerle yaptığım görüşmede, tarladan 20 gün olmuş sökülen pancar hâlâ tarlada bekliyordu. Hem bu üründe tonaj kaybına neden olur, çiftçinin zarar etmesine, alacağı paradan eksik para almasına neden olur. Zaten zor şartlarda üretim yapıyorlar. Gübre pahalı, akaryakıt pahalı, mazotun 40 lira olduğu bir yerde pancar çiftçisinin kâr etmesi zaten imkansız hâlde. Bir de siz hem emek verdiği ürünü kaldırmayıp tarlada bıraktırıyorsunuz hem randevu veriyorsunuz randevunuza uymuyor, 20 gün olmuş tarlada kalıyor veya çamurdan çıkamayacağını düşünerek yağmur yağar endişesiyle bir yükleme yapıyor tarlasından ve köyünün içine getirmiş, dökecek yeri yok” dedi.
CHP Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, pancar üreticilerinin sorunlarına ilişkin ANKA Haber Ajansı’na konuştu. Geçen günlerde kendisinin Yozgat’ın Sarıkaya ilçesi, CHP Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’ndan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu’nun Sivas ve CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal’ın ise Erzincan’da olduğunu belirten Adem, şunları söyledi:
“Oradaki pancar üreticileri de fabrikaların pancar alımlarını çok yavaşlattığını, hatta almadığını konuştular. Sarıkaya ilçemizde çiftçilerle yaptığım görüşmede, tarladan 20 gün olmuş sökülen pancar hâlâ tarlada bekliyordu. Hem bu üründe tonaj kaybına neden olur, çiftçinin zarar etmesine, alacağı paradan eksik para almasına neden olur. Zaten zor şartlarda üretim yapıyorlar. Gübre pahalı, akaryakıt pahalı, mazotun 40 lira olduğu bir yerde pancar çiftçisinin kâr etmesi zaten imkansız hâlde. Bir de siz hem emek verdiği ürünü kaldırmayıp tarlada bıraktırıyorsunuz hem randevu veriyorsunuz randevunuza uymuyor, 20 gün olmuş tarlada kalıyor veya çamurdan çıkaramayacağını düşünerek, yağmur yağar endişesiyle bir yükleme yapıyor tarlasından ve köyünün içine getirmiş, dökecek yeri yok. Sokaklara dökmüş, sokaklarda bekletiyor. İkinci bir nakliye bedeli ödeyerek fabrikaya götürecek. Fabrika ne zaman alacak belli değil. Yani, siz kota veriyorsunuz, ekim yaptırıyorsunuz çiftçiye ama ürettiği ürünü almıyorsunuz, çiftçiyi rezil ediyorsunuz. Bu şekilde şeker üretimi, şeker fabrikalarının bu politikası yanlış. Zaten en baştan özelleştirmeler yanlıştı. Şeker fabrikası ekonomik anlamda Türkiye’ye çok büyük katkılar sunacak fabrikalardı ama maalesef özelleştirme yoluna giderek yanlış bir sisteme geçildi. Özelleştirilen fabrikalar keşke imkan olsa tekrar devletleştirilse. O zaman piyasada bir etkiniz olur, o zaman daha iyi bir şekilde tarım yapılmasına sebebiyet verirsiniz. Çiftçileri bu kadar mağdur etmezsiniz.
“HEM ÇİFTÇİMİZ HEM VATANDAŞIMIZ AŞIRI DERECE MAĞDUR”
Yüzde 72 ile gıda enflasyonu almış başını gitmiş, ikinci ve üçüncü aylarda, ben yüzyılın rekorunun kırılacağına inanıyorum gıda enflasyonunda. Tarım üreticilerinin bu şekilde mağdur edilmesi ve bu şekilde destek verilmemesiyle, tüketici daha yüksek fiyatlarla gıdaya erişmeye çalışacak ve çok zorlanacaklar. Sanmayın ki çiftçiler de çok para kazanıyor. Çiftçi de para kazanmıyor aslında. Hem çiftçimiz hem vatandaşımız aşırı derecede mağdur.”