‘17. MİLLETLERARASI PERSONEL SİNEMALARI FESTİVALİ’ LÜLEBURGAZ’DA BAŞLIYOR
Erdoğan: “Bazı Arkadaşlar, ‘Cumhurbaşkanı Faiz Politikalarında Ciddi Bir Değişime Mi Gidiyor’ Gibi Bir Yanılgının İçine Düşmesin. Ben, Burada Aynıyım”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bazı arkadaşlar, ‘Cumhurbaşkanı faiz politikalarında ciddi bir değişime mi gidiyor’ gibi bir yanılgının içine düşmesin. Ben, burada aynıyım. Ama Hazine ve Maliye Bakanımızın şu andaki düşüncesi noktasında, biz tabii kendisine burada atacağı adımları süratle, rahatlıkla Merkez Bankası ile atmasını kabullendik, hayırlı olsun dedik ve bu şekilde de enflasyonu tek haneye düşürmekteki kararlılığımızı da bildirdik. Bunu neye dayanarak söylüyoruz? Biliyorsunuz başbakanlığım döneminde biz (enflasyonu) tek haneye düşürdüğümüzde faiz 4,6’ydı, enflasyon da 6,2’ydi. O zaman yine bu işleri beraber yaptık ve şimdi de Sayın Bakanımıza bunları söyledik. Aynı şekilde bunu birlikte yapmalıyız. Biz, o zaman ‘düşük faiz, düşük enflasyon’ teorisiyle çalıştık. Şimdi de aynı anlayışla çalışıyorum, aynı düşüncedeyim ve bu şekilde bunu başarabiliriz diye inanıyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan’dan dönerken uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. İletişim Başkanlığı, Erdoğan’ın sorulara verdiği yanıtları bugün sitesinde yayınladı. İletişim Başkanlığı’nın açıklamasında, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmelerde, Ermenistan ile yürütülen normalleşme süreçlerinde kaydedilen mesafeleri değerlendirdiklerini, Azerbaycan-Ermenistan arasındaki barış sürecinin ilerlemesinin Türkiye’nin Ermenistan ile ilişkilerinin normalleşmesine önemli fayda sağlayacağını vurguladı” denildi. Açıklamada, Erdoğan’ın devamında şunları söylediği aktarıldı:
“Azerbaycan ile Stratejik İş Birliği Konseyi ve Karma Ekonomik Komisyon gibi mekanizmalarımızı işleterek ikili ilişkilerimizde yakalanan ivmeyi sürdürmek istiyoruz. Türk Devletleri Teşkilatı başta olmak üzere bölgesel iş birliği ve istişare mekanizmalarımızı daha da kuvvetlendireceğiz. Türk dünyasının birliği ve dirliği için Azerbaycan ile çalışmaya devam edeceğiz. Seçimler sonrasında yaptığımız bu tarihi ziyaretin mevcut dayanışmamızı güçlendirdiğine inanıyorum.”
Erdoğan’ın yeni dönemde izlenecek dış politikaya ilişkin soruyu, “Tüm dünyayla şu ana kadar sürdürdüğümüz ilişkilerimizi bundan sonraki süreçte de rahat ve ilkeli şekilde yürütmeye devam edeceğiz. Diyalog ve diplomasiyi öncelikli olarak kullanarak inisiyatif almayı, bölgemizde ve dünyada barışın ve istikrarın egemenliği için ne gerekiyorsa onu yapmayı inşallah temenni ediyoruz ve bunu yapmaya da çalışacağız. Tabii bu temelde milletimizin hakkıyla beraber tüm insanlığın hakkını, hukukunu, ortak menfaatlerini savunmak da bizim asli sorumluluğumuz olacaktır” diye yanıtladığı belirtildi.
“KARABAĞ DAHİL, AZERBAYCAN’IN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜ TANIYABİLECEKLERİNE İLİŞKİN İFADELERİ BU ANLAMDA ÖNEMLİYDİ”
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın, Erdoğan’ın göreve başlama törenine katılımı ve Türkiye-Ermenistan-Azerbaycan ilişkileri ile Zengezur Koridoru hakkında Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Başbakan Paşinyan ile bu törende ancak ayaküstü bir görüşme yapabildik. Bu ayaküstü görüşmede kendisinin bu davetimize icabeti sebebiyle teşekkürlerimizi ifade ettik. Bunun yanında, son olarak da Karabağ dahil, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü tanıyabileceklerine ilişkin ifadeleri bu anlamda önemliydi. Tabii bunu tanımaları önemli bir gelişme. Ama az önce ifade ettiğiniz gibi, Ermenistan’da da Paşinyan’a karşı takınılan tavır, bu da çok çok önemli. Şu ana kadar Paşinyan bu konuda geri adım atmadı. Zengezur Koridoru’na gelince, Ermenistan ile ilgili bir sorun değil. Zengezur Koridoru, İran ile ilgili bir sorun. Yani halkının kahir ekseriyeti Müslüman olan iki ülke. Burada İran’ın böyle bir tavır içerisinde olması gerek Azerbaycan’ı gerekse bizi üzüyor. Aslında onları da üzmesi lazım. Bir de burada vagon başına alınan ücretler filan da ne yazık ki çok çok yüksek. Temenni ederim ki bu sıkıntıyı da kısa zamanda aşarız. Buna olumlu yaklaşmış olsalar bugün gerek kara yolu gerek demir yoluyla burada Türkiye-Azerbaycan-İran birbiriyle bütünleşmiş olur ve belki de Pekin-Londra hattı da açılmış olur.”
Erdoğan’ın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim sürecinde açıkladığı tren yolu projesine ilişkin soruyu, “Kılıçdaroğlu, tren yolu, kara yolu filan, bu işlerden anlamaz. Biz, bu İpekyolu’nu Çin ile kaç yıl önce konuştuk. Biliyorsunuz Çin’in İpekyolu Projesi var. O davete ben de icabet etmiştim ve o hâlâ devam eden bir şey. Bu da bir yerden duymuştur. Bunu söylersem herhalde buradan bana biraz oy gelir diye düşünmüştür. Ne geldiği ortada” diye yanıtladığı aktarıldı.
Açıklamada, Erdoğan’ın, temmuz ayında Litvanya’nın Vilnius kentinde yapılacak NATO zirvesine katılacağını söylediği kaydedildi. Erdoğan, bir basın mensubunun İsveç’in NATO’ya üyelik sürecinde Türkiye’den olumlu bir beklentisi olduğunu anımsatması üzerine, “İsveç’in bu beklentileri, bizim bu beklentilere uyacağımız anlamına gelmez. Bizim bu beklentilere uymamız için, her şeyden önce İsveç’in üzerine düşen görevi yerine getirmesi lazım” dediği belirtildi. İstanbul’da NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile yaptığı görüşmeye değinen Erdoğan’ın değerlendirmesi şöyle:
“BİZ CUDİ’DE, GABAR’DA, TENDÜREK’TE, BESTLER DERELER’DE BU TERÖRİSTLERİN İNİNE ANAYASAYLA MI GİRDİK, YASAYLA MI GİRDİK? YOK”
“Kendisine söylediğimiz şey şu oldu; eğer bizim İsveç’in beklentilerine illa cevap vermemizi bekliyorsanız her şeyden önce İsveç’in bu terör örgütünün yaptıklarını bir defa yok etmesi lazım. Bunları bize Stoltenberg ifade ederken tam o esnada maalesef yine İsveç’te teröristler caddelerde gösteri yapıyorlardı. Daha sonra bizim İbrahim Bey, o görüntüleri de muhatabına gönderdi, ‘Stoltenberg ile şu anda Cumhurbaşkanımız görüşme yapıyor fakat teröristler yine İsveç’te gösteriler yapıyor’ dedi. Bunun neresinden tutacağız, neresinden ele alacağız ki Vilnius’ta ‘Tamam, hakikaten siz bu işi yoluna koydunuz ve bu teröristlere caddelerde gösteri yapma imkanı vermediniz. Dolayısıyla biz de iyi niyetle buna yaklaşalım’ diyelim. Şimdi biz, bu tablo içerisinde bu işe olumlu yaklaşamayız. Kaldı ki bu anayasa işi değil, yasa işi de değil. Bu ne işi? Kolluk kuvvetleri ne işe yarar? Kolluk kuvvetlerinin yapması gereken iş, işte bunların önünü kesmektir.
Biz Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te, Bestler Dereler’de bu teröristlerin inine anayasayla mı girdik, yasayla mı girdik? Yok. Zaten yasalarda da anayasalarda da kolluk kuvvetlerine verilmiş olan haklar var. Kullan bu hakları. Sen bu hakları kullanmayacaksın, bize ‘Gel İsveç’i NATO’ya al’ diyeceksin. NATO’nun terörle mücadele ayağı nerede? NATO’nun bunu bir defa halletmesi lazım. Bunu halletmedikten sonra Vilnius’ta filan biz kalkıp da el bebek gül bebek diyemeyiz. Bugün Başdanışmanım, Büyükelçi Akif Çağatay Kılıç; İsveç, Finlandiya ve NATO heyetiyle Daimi Ortak Mekanizma’nın dördüncü toplantısını yapacak. Onlara da şimdiden bu mesajı verecek; ‘Yani Cumhurbaşkanımızın kanaati budur, kesinlikle Vilnius’ta çok daha farklı bir şey beklemeyin.’”
“BİZ, DÜŞMANLARIMIZI ÇOĞALTMAK İÇİN DEĞİL, AZALTMAK İÇİN VARIZ”
Erdoğan’ın, bir basın mensubunun Türkiye-Yunanistan ilişkilerine dair sorusunu, “Bizi seçimden sonra Miçotakis aradı, tebrik etti. Böyle bir süreç oldu. Dolayısıyla şu anda Vilnius’ta böyle bir şey olması hâlinde biz görüşmekten çekinmeyiz. İki komşu ülkeyiz. Yeter ki zaman zaman ileri geri verilen mesajlar olmadıktan sonra, biz düşmanlıkları çoğaltmanın değil, azaltmanın peşindeyiz. Dolayısıyla onunla da orada bunları konuşuruz. Tabii burada bir şey var. Söyleyeceğimiz şeyler belli. Nedir o? ‘Sayın Başbakan, bu silahlanmayı bırakın artık. Yani bu silahlanmayla nereye varacaksınız? Durmadan Amerika, size bol bol silah veriyor. Bedava verdiği için mi alıyorsunuz, yoksa para pul istemiyor da böyle mi alıyorsunuz?’ Herhalde bunları bir konuşuruz. Şunu da bilin ki biz, düşmanlarımızı çoğaltmak için değil, azaltmak için varız. Türkiye budur, Erdoğan budur” diye yanıtladığı aktarıldı.
“BAZI ARKADAŞLAR, ‘CUMHURBAŞKANI FAİZ POLİTİKALARINDA CİDDİ BİR DEĞİŞİME Mİ GİDİYOR’ GİBİ BİR YANILGININ İÇİNE DÜŞMESİN”
Açıklamaya göre Erdoğan, yeni dönemde uygulanacak ekonomi politikaları, asgari ücret ve memur maaş zamlarıyla ilgili şunları söyledi:
“Her dönemde olduğu gibi bu dönemde de şüphesiz ki ekonomi, her zamanki o güçlendirme beklentisini yine aynen devam ettiriyor.
Bu konularla ilgili olarak bir taraftan da finans sektörümüzü güçlendirmenin gayreti içerisinde olacağız. Finans sektöründe kaynak arayışlarını devam ettiriyoruz, devam ettireceğiz. Bizim, bankalar noktasında sıkıntımız yok. Bizim bankacılık sektörümüz zaten güçlüdür. Fakat bütün mesele, şimdi finans yönetimini daha güçlü hâle getirelim ve finans yönetimini güçlü hale getirmek suretiyle bir defa enflasyondaki düşüşü de daha aşağı indirelim.
Bazı arkadaşlar, ‘Cumhurbaşkanı faiz politikalarında ciddi bir değişime mi gidiyor’ gibi bir yanılgının içine düşmesin. Ben, burada aynıyım. Ama Hazine ve Maliye Bakanımızın şu andaki düşüncesi noktasında, biz tabii kendisine burada atacağı adımları süratle, rahatlıkla Merkez Bankası ile atmasını kabullendik, hayırlı olsun dedik ve bu şekilde de enflasyonu tek haneye düşürmekteki kararlılığımızı da bildirdik. Bunu neye dayanarak söylüyoruz? Biliyorsunuz başbakanlığım döneminde biz (enflasyonu) tek haneye düşürdüğümüzde faiz 4,6’ydı, enflasyon da 6,2’ydi. O zaman yine bu işleri beraber yaptık ve şimdi de Sayın Bakanımıza bunları söyledik. Aynı şekilde bunu birlikte yapmalıyız. Biz, o zaman ‘düşük faiz, düşük enflasyon’ teorisiyle çalıştık. Şimdi de aynı anlayışla çalışıyorum, aynı düşüncedeyim ve bu şekilde bunu başarabiliriz diye inanıyorum.
“ASGARİ ÜCRETTE DE ELİMİZDEN GELEN GAYRETİ GÖSTERECEĞİZ”
Asgari ücrette de elimizden gelen gayreti göstereceğiz. İşçimiz bu noktada rahat olsun, huzurlu olsun. Şu anda çalışmalar yapılıyor, bir an önce de inşallah kararı vereceğiz. Memur maaşlarına ilişkin adım da zaten temmuz ayındaki görüşmelerde atılacak.”
Erdoğan, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Merkez Bankası Başkanlığı’na Hafize Gaye Erkan’ı atamasına ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
“MERKEZ BANKASI’NDA BİR DE BAYAN YÖNETİCİMİZ OLSUN DİYE DÜŞÜNDÜK”
“Yani ben bir göreve geldim; ne yapıyorum, kadromla geliyorum, bakan arkadaşlarımı seçiyorum, inceliyorum ve bununla da kalmıyorum, farklı bazı isimler varsa bunlar üzerinde de çalışmalar yürütüyorum ve buna göre de kabinemi oluşturuyorum. Bu kabineyi oluştururken şu anda benim bütün bakan arkadaşlarım kendi bakan yardımcılarını benim önüme getirmişlerdir ve o bakan yardımcılarını ben kendilerinden aldıktan sonra ayrıca istihbaratla da onlar üzerinde bir çalışma yapmışımdır. Nasıldır, ne var, ne yok filan… Ve aynı şekilde yurt içinde, yurt dışında… Eğer yurt dışındaysa orada da kimdir, nedir, nasıl birisidir, bütün bunların hepsini soruşturuyoruz.
Maalesef çok garip ataklar var. Bu ataklarda da bakıyorsunuz, aman yarabbi, neler uyduruyorlar neler. Biz, tabii artık, yani iğnenin deliğinden çok geçtik, bunları pek yutmuyoruz ama çalışıyoruz, ediyoruz. Ve bu kardeşimizin de başarılarını bizlere ilettiler, söylediler. Goldman Sachs’tan tut da oradaki bankacılık, finans sektöründeki çalışmalarına varıncaya kadar bu durumları söylediler. Ve Merkez Bankası’nda bir de bayan yöneticimiz olsun diye düşündük. Bu adımı hayırlısıyla attık. Kendisine de gerekli olan beklentilerimizi söyledik. Bu adımlarla birlikte de gerek Hazine ve Maliye Bakanımız gerek Merkez Bankası Başkanımız bizi mahcup etmeyecekler ve hayırlısıyla güzel neticeleri de alacağız diye düşünüyorum.”
“BEN AK PARTİ’NİN KAPTANIYIM, BANA AK PARTİ’Yİ SORUN”
CHP’deki değişim tartışmaları sorulan Erdoğan, “O partinin ne kaptanıyım ne güverte lostromosuyum. Ben AK Parti’nin kaptanıyım, bana AK Parti’yi sorun. Onu da Kılıçdaroğlu’nu yakaladığınızda ona sorun” dedi.
Erdoğan’ın anayasa değişikliği çalışmalarına ilişkin değerlendirmesi ise şöyle aktarıldı:
“Arkadaşlarımıza ben görevi veririm, arkadaşlarımız grup başkanlarıyla veya başkanvekilleriyle görüşmelerini yaparlar. ‘Böyle bir anayasa değişikliği için ne dersiniz’ diye sorarlar. Eğer böyle bir anayasa değişikliğine ‘evet’ derlerse biz de muhalefetle niçin anayasa değişikliğine gitmeyelim? Ki bunların içerisinde de en önemli maddemiz ailedir. Aile konusuna biz hassasiyetle eğiliyoruz. İki; Aile ve Gençlik Bankası çok çok önemli. Bu konuyu yine aynı şekilde kendilerine taşırız. Eğer buna olumlu yaklaşırlarsa bununla da ilgili adım atarız. Yani bunların bazıları anayasa değişikliği gerektirir, bazıları ise yasal düzenleme gerektirir. Ve şu anda anayasa değişikliği gerektiren konularda muhalefet bu işe ‘evet’ der mi sorusunun cevabına gelince, maalesef orada çok çok iyimser değiliz.”