12 Kasım 2024 Salı

Erdoğan: “2024 Yılında Deprem Bölgesi İçin 1 Trilyon Liralık Kaynak Tahsis Edeceğiz”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara’da düzenlenen 26. Geleneksel Tüketici Ödülleri Zirvesi’nde; “Meclisimize sunduğumuz ek bütçede bölgeye 762 milyar lira ayırmıştık. 2024 yılında deprem bölgesi için 1 trilyon liralık kaynak tahsis edeceğiz. Önümüzdeki 3 yıl boyunca depremzede şehirlerimizin ihyası için toplam 3 trilyon lira tutarında bir kaynak kullanacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara TOBB Şura Salonu’nda düzenlenen 26. Geleneksel Tüketici Ödülleri Zirvesi’ne katıldı. Erdoğan şöyle konuştu:

“3 YIL BOYUNCA DEPREMZEDE ŞEHİRLERİMİZİN İHYASI İÇİN TOPLAM 3 TRİLYON LİRA TUTARINDA KAYNAK KULLANACAĞIZ”

“Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, aziz milletimize başsağlığı diliyorum. 11 ilimizde yaşayan 14 milyon insanımızı doğrudan etkileyen bu büyük felaketin yaralarını sarmak için gece gündüz demeden çalışıyoruz. Kabine toplantılarımızın ilk gündem maddesini daima deprem bölgesinde yürütülen inşa ve ihya faaliyetleri oluşturuyor. Orta Vadeli Program’da olduğu gibi ekonomi ile ilgili hazırladığımız yol haritalarında da önceliği daima bölgenin ayağa kaldırılmasına veriyoruz. Meclisimize sunduğumuz ek bütçede bölgeye 762 milyar lira ayırmıştık. 2024 yılında deprem bölgesi için 1 trilyon liralık kaynak tahsis edeceğiz. Önümüzdeki 3 yıl boyunca depremzede şehirlerimizin ihyası için toplam 3 trilyon lira tutarında bir kaynak kullanacağız.

Türkiye salgın krizini istihdam, ticaret, üretim, turizm dahil tüm boyutlarıyla en başarılı şekilde yöneten ülkelerden biri olmuştur. Bu kritik süreçte muhalefetin tüm baskısına rağmen ekonomide vahim sonuçları olabilecek fevri adımlardan uzak durduk. Geniş yelpazede verdiğimiz destek ve teşviklerle çarkların kesintisiz dönmesini sağladık.

“EKONOMİK HİÇBİR GEREKÇEYLE AÇIKLANAMAYACAK AFAKİ RAKAMLAR GÖRDÜK”

Tüm dünyada son 60-70 yılın en yüksek rakamlarına ulaşan enflasyon oranları bizleri de olumsuz etkiledi. Hâlen de etkiliyor. Avrupa’dan Amerika’sına herkes istihdam kaybına yol açmadan enflasyonu dizginlemeye dönük politikalar uyguluyor. Biz bu muhataralı süreci son dönemde biraz daha ağır yaşadık. Küresel sıkıntılara tamamen tamahkarlıktan ve fırsatçılıktan kaynaklı fiyatlama davranışları eklenince bizim yükümüz daha da arttı. Ortada ekonomik hiçbir gerekçeyle açıklanamayacak afaki rakamlar gördük. Farklı bahanelerin arkasına gizlenerek vatandaşın malına, rızkına, lokmasına kast eden açgözlülerle karşılaştık. Seçimlerden sonra yeni kabinemizin en öncelikli meselelerinden birisi bilhassa belli sektörlerde oluşan bu balonu söndürmekti. Attığımız kararlı adımlarla otomobil fiyatlarından başlayarak birçok alanda ciddi mesafe aldık. Alınan tedbirler, kesilen cezalar ve diğer engellemeler sayesinde otomotiv piyasasında yaşanan spekülatif fiyat artışları ortadan kalkmaya başladı.

“KONUT VE KİRA SEKTÖRÜNDE FAHİŞ FİYAT ARTIŞLARINA YOL AÇAN KİŞİ VE KURUMLARA YÖNELİK AĞIR YAPTIRIMLAR UYGULAYACAĞIZ”

Benzer bir durumun konut ve kira fiyatlarında da yaşanacağına inanıyoruz. Konut ve kira sektöründe piyasanın dengesini bozan fahiş fiyat artışlarına yol açan kişi ve kurumlara yönelik ağır yaptırımlar uygulayacağız.

Milletimizi haksız fiyat artışlarından, stokçuluktan, güvensiz ürünlerden ve aldatıcı ticari uygulamalardan korumaya kararlılıkla devam edeceğiz.

Tüketici hakkının bir kul hakkı olduğunun düsturundan hareketle İBB Başkanı olduğum dönemde Zabıta Tüketici Hakları Birim Amirliği’ni ilk defa biz kurduk ve çok güzel çalışmalar yaptık. İstanbul’da başlayan bu uygulama bugün birçok belediyemizde Zabıta Tüketici Hakları Birim Amirliği kurulmasına da vesile oldu. Bu tavrımızı hükümete geldiğimizde de devam ettirdik. 85 milyon vatandaşımızı sağlıksız ve güvensiz ürünlerden, satıcı ve sağlayıcıların haksız uygulamalarından ve aldatıcı vaat ve reklamlarından korumak maksadıyla birçok adım attık. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu’nu 2014 yılında tümüyle yenileyerek geliştirdik. Vatandaşlarımızdan gelen şikayetler ve talepler doğrultusunda bu hukuki çerçeveyi idari düzenlemelerle sürekli güçlendiriyoruz. Bu süreçte teftiş ve kontrol faaliyetlerini de arttırarak sürdürüyoruz. Bu denetimler içerisinde yıllık hacmi 800 milyar liraya ulaşan ve genel ticarete oranı yüzde 17,7’ye yükselen elektronik ticaret alanında faaliyet gösteren firmalar da yer alıyor. Burada ne serbest piyasa ekonomisi kurallarından taviz verecek ne de piyasada tekelleşmelerin ortaya çıkmasına göz yumacağız.

Türkiye’de üretilen malların ve hizmetlerin kullanımı ülke ekonomisine ciddi katkı sağlarken istihdamımızı artıyor, en can sıkıcı meselemiz olan dışa bağımlılığı bu azaltıyor. Yerli üretimin önemi milletimiz tarafından günden güne çok daha iyi anlaşılıyor.”

 

İlgili Haberler