22 Kasım 2024 Cuma

ENSAR AYTEKİN: “DOYMADILAR. ARTIK MECLİS’E SUNDUKLARI TEKLİFLE GİDERAYAK DÜNYALIKLARINI YAPMAYA ÇALIŞIYORLAR”

CHP Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin, TBMM Genel Kurulu’nda; “Doymadılar, artık Meclis’e sundukları teklifle giderayak dünyalıklarını yapmaya çalışıyorlar. Rüşvet alanı büyükelçi atadılar, paklık materyaliyle devleti dolandıran Bakanı akladılar, suç örgütü önderinden ayda 10 bin dolar maaş aldılar. ‘Faiz sebep, enflasyon sonuç’ diyerek kendi servetlerine yükselen dövizle bol sıfırlı kazançlar yarattılar. Adalet ve kalkınma diye çıktıkları yolda adaleti kendilerine, kalkınmayı çocuklarına miras bıraktılar” dedi.

TBMM Genel Kurulu’nda, bugün Cumhurbaşkanlığı ile bağlı kuruluşların bütçesi görüşülüyor. Görüşmelerde CHP Kümesi ismine Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin ve Tokat Milletvekili Kadim Durmaz söz aldı. Aytekin, şöyle konuştu:

“Bütçe muhasebe işidir; hesabının sorulacağı, verileceği yer de burasıdır. Buraya gelip yirmi yıl önceyle bugünü kıyaslayanlara bir de biz bakalım. Yirmi yıl önce halka yalnızca parmağındaki yüzüğü gösterenler bugün saraylarda oturuyor, halkın ismini dahi bilmediği yemekleri yiyorlar. Yirmi yıl önce ‘bu fakir’ diye söze başladılar, yirmi yıl sonra 13 uçak, 3 saray, onlarca makam aracı elde ettiler. ‘Daha Adil Bir Dünya Mümkün’ diye kitap yazdılar, kendi maaşını 100 bin lira, vatandaşı 5.500 liraya mahkûm ettiler. Yirmi yıl içinde kendi çocuklarını, torunlarını lüks içinde yaşattılar, milletin çocuklarının donarak ölmesine sessiz kaldılar. SMA’lı çocukların ilaçlarını karşılamayıp anneleri valilik kapılarında kampanya için kuyruklara soktular. Konutu yangında kül olan ve sele kapılan vatandaşın başına çay fırlattılar. Yirmi yıl sonra günde 10 milyon TL harcayıp 2.500 lirayla geçinen emekliye ‘Porsiyonu küçültün’ dediler, üniversiteliyi 6 zeytine, ilkokul öğrencisini açlığa mahkûm ettiler. Yirmi yıl önce öğretmenin iş sıkıntısı yokken yirmi yıl sonra atanamayan öğretmenler lüks inşaatlarda işçi olarak can verdiler. Son model araçlarla pudra şekeri çeken kuşaklar yarattılar. ‘İsraf haramdır’ diye çıktıkları yolda şemsiyeye bile Cumhurbaşkanlığı forsu basıp ‘İtibardan tasarruf olmaz’ dediler. Taban ücretliye ‘Şükredin’ deyip zırhlı araçlarla vaaz vermeye gittiler, kılıçla minbere çıkıp 5 yıldızlı otellerde toplantılar yaptılar. 6 yaşında çocukların tarikatların güdümünde evlenmesine iki yıl sessiz kaldılar, çocuklara tecavüz edilirken ‘Bir defadan bir şey olmaz’ dediler, üstünü kapattılar.

Geçilmeyen yol, kullanılmayan köprü, gidilmeyen hastaneler, hayalet havaalanları yaptılar; faturasını halka ödettiler. 5’li çeteyi yaratıp halkı sömürdüler. ‘Kupon toprakları bana sormadan satamazsın’ deyip ülkeyi parsel parsel sattılar. Okuyup tabip olan gençleri hastanelerde şiddete kurban ettiler, can güvenliği olmayıp yurt dışına gitmek zorunda kalan tabiplere sıkılmadan ‘Giderlerse gitsinler’ dediler. Ülkede milyonları işsiz bıraktılar, bir o kadar Suriyeliye minimum ücretten düşük maaş verip utanmadan, sıkılmadan ‘Ekonomimizi onlar ayakta tutuyor’ dediler. Çocuk mamasına kilit vurdular, milleti tanzim kuyruklarına sokup yoksulluğuyla dalga geçerek ‘İşte, varsıllık kuyruğu’ dediler. Arjantin’den hayvan, Gürcistan’dan saman, Afganistan’dan çoban ithal edip Türkiye’yi çiftlik üzere gördüler. ‘Cennet annelerin ayağının altındadır’ dediler, oğlunun mezarına sarılan anneyi yuhalattılar. Madencileri rant için öldürdüler, göçükleri mezar yaptılar. Zeytinlikleri maden şirketlerine 3 kuruş için peşkeş çekip Kaz Dağları’nı delik deşik ettiler.

“DOYMADILAR, ARTIK MECLİSE SUNDUKLARI TEKLİFLE GİDERAYAK DÜNYALIKLARINI YAPMAYA ÇALIŞIYORLAR”

Doymadılar, artık Meclis’e sundukları teklifle giderayak dünyalıklarını yapmaya çalışıyorlar. Rüşvet alanı büyükelçi atadılar, paklık gereciyle devleti dolandıran bakanı akladılar, suç örgütü başkanından ayda 10 bin dolar maaş aldılar. ‘Faiz sebep, enflasyon sonuç’ diyerek kendi servetlerine yükselen dövizle bol sıfırlı kazançlar yarattılar. Terör örgütü FETÖ’yle kol kola yürüdüler, ne istedilerse verdiler, binlerce insanı sorgusuz sualsiz işten attılar, FETÖ borsası kurdurdular, kendilerine gelince ‘Allah affetsin’ dediler. İki oy alabilmek için İmralı’ya mektup yazdırıp terörist başının kardeşine okuttular, hendekler kazılırken kör oldular, Habur’dan bayrak indirilirken izlediler. Kendilerini devlet sanıp devletin ayarlarıyla oynadılar. Yargıyı bahçe, polisi sopa, askeri kelle diye gördüler. 2 askerimizi yakan IŞİD’den hesabını soramadılar. Yirmi yıl sonunda halkı perişan, üreticiyi köle, öğrenciyi düşman, pazarcıyı terörist, emekliyi mahkûm, çalışanı mağdur ettiler. Adalet ve kalkınma diye çıktıkları yolda adaleti kendilerine, kalkınmayı çocuklarına miras bıraktılar.

“TARİHİN HER DÖNEMİNDE TEK ADAM SİSTEMİ, HALKLA GİRDİKLERİ SAVAŞI DAİMA KAYBETMİŞTİR”

Şimdi, karşımızdaki bu bütçe veda bütçesidir. Bir avuç saray soylusu doysun diye milyonlarca beşere vergi ve ceza olarak dönenlerin bütçesidir. Tarihin her döneminde tek adam sistemi, halkla girdikleri savaşı daima kaybetmiştir. Halkın öfkesi milyonlarca liradan, kasalarınızdaki paradan daha büyüktür ve tekrar halk kazanacaktır. Tarih hak, hukuk, adalet için direnenlerin, iktidarı nasıl değiştirdiğini altı ay içinde altın harflerle demokrasi mücadelesini yazacaktır ve halkın servetini çalanlardan adalet önünde tek tek hesap sorulacaktır.”

“HER İKİ SİYASİ PARTİ KÜMESİ BU AYMAZLIĞA DUYARSIZ KALMAYA DEVAM EDİYORSUNUZ”

Tokat Milletvekili Durmaz ise şunları söyledi:

“Cumhurbaşkanı’nı saraylara doyurmak mümkün mü? Alışılmış ki hayır. Beştepe’de saray, Marmaris’te saray, senede 1 gün gidilen Ahlat’ta saray, uçan saraylar, yüzen saraylar, tekrar, en son, bu da yetmiyor, İstanbul’da İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ilişkin müzeleri ve en çok gelir getiren müzelerden Topkapı Sarayı’nı da Kültür Bakanlığı’ndan kendine bağladı. 2023 yılı Cumhurbaşkanlığı bütçesi 6 milyar 637 milyon yani bir günlük ayrılan bütçe 18 milyon 183 bin 561 lira. Yetmiyor, örtülü ödeneğin de kapısı sonuna kadar açık. Artık, müzelerin gelirlerine de göz diktiniz. Sizler, her iki siyasi parti kümesi bu aymazlığa duyarsız kalmaya devam ediyorsunuz.

Sayıştay bu bağlanan sarayların hesaplarını orta sıra incelemeye almış ve aldığında da bakın, incelemiş hesapları Fotoğraf Müzesi, Beykoz Cam ve Billur Müzesi, Saray Koleksiyonları Müzesi, Aynalıkavak Musîkî Müzesi, Dolmabahçe Saat Müzesi ve Ankara Palas’ta sergilenen tarihî yapıtların ne acı ki yerinde olmadığını tespit etmiş. Yani siz ve Cumhurbaşkanlığı makamı kendine bağladığı saraylardaki o yapıtlara dahi sahip çıkamamışsınız; tarihimizi, kültürümüzü, millete ilişkin olan bu yapıtları talan ettirdiniz, sahip çıkamadınız. Genel Liderimiz Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun işte, şuradaki Atatürk’ün ‘Egemenlik kayıtsız koşulsuz milletindir’ sözüne olan hassasiyeti, bedelli Küme Lider Vekillerimiz ve Cumhuriyet Halk Partisi Kümesi bu sarayların aziz milletten alınıp Cumhurbaşkanı’na bağlanmasını Anayasa Mahkemesi’ne götürdüler ve sonuna kadar bunun takipçisiyiz, tekrar orada yazdığı üzere aziz millete vereceğiz. Artık milletin olanı tekrar millete verme günleri yaklaştı. Millet İttifakı iktidarıyla Gazi Meclisimize Atatürk’ün söylediği bu sözü yerine getirip yine bu sarayları aziz millete ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bağlayacağız.”

İlgili Haberler