04 Temmuz 2024 Perşembe

Emeklilerden Erdoğan’a Sitem: “İnsanca Yaşayacağımız Bir Ücret İstiyoruz”

AK Parti iktidarı enflasyonla mücadeleyi dar ve sabit gelirlinin üzerine yıkarken, Türkiye’de yaklaşık 15 milyon emeklinin çok önemli bir bölümü 10 bin liralık aylıkla adeta yaşam mücadelesi veriyor. İstanbul Kasımpaşa’da belediyenin açtığı Emeklievi’ne gelen emekliler,  her fırsatta ‘‘Vatandaşımızı enflasyona ezdirmedik’’ diyen Erdoğan’a sitem etti

İstanbul Ticaret Odası (İTO) verilerine göre, İstanbul’un haziran ayı enflasyonunu açıkladı.

Verilere göre perakende fiyatlar haziranda yüzde 3,42, toptan fiyatlar yüzde 3,85 artış gösterdi.

Türkiye’de milyonlarca emekli ise 3 Temmuz’da açıklanacak haziran ayı enflasyonuyla, son 6 aylık enflasyon oranını bekliyor.

3 Temmuz’da, memur, memur emeklisi, SSK ve Bağkur emeklilerinin son 6 ay için alacakları enflasyon farkı belli olacak. Emekli zammının, memur ve memur emeklileri için yüzde 20-21, işçi emeklileri için ise yüzde 25-26 oranlarında olması bekleniyor. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çocukluğunun geçtiği İstanbul Kasımpaşa’da belediyenin açtığı Emeklievi’ne gelen emekliler ise adeta açlığa mahkûm edildiklerini dile getiriyor.

“Hani bu sıkıntılar çözülecekti?” diyerek tepkilerini dile getiren emekliler “Bize bir simit, çayı çok görüyorlar diyerek AK Parti iktidarına tepki gösterdi.

KARIN TOKLUĞUNA YAŞAM

Esra Akgün: “Herkes stres içinde. Türkiye’de evlilikler durdu. Eskiden biz her hafta iki gün düğüne gidiyorduk. Şimdi düğün dernek yok. Gençlikler öldü, yazık günah” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çocukluğunun geçtiği İstanbul Kasımpaşa’da, Beyoğlu Belediyesi’nin açtığı Emeklievi’ne gelenler, dertlerini paylaştı. Çayın 1 TL, kahvenin 5 TL’ye satıldığı, ilçenin ilk Emeklievi’nde emekliler, Kasımpaşa’dan Erdoğan’a çarpıcı mesajlar verdi.

Emekliler, şunları söyledi:

İbrahim Keleş: Mart’ı gördünüz, bundan sonra daha martları da göreceğiz. Bunun hesabını emekli soracak. Şu anki yönetim şeklimiz görünürde tek adam. Ben emekliyim ve çalışıyorum.

 

Fikret Canker: Onlara para yetmiyor ki bize versinler. Kendileri üçer, dörder maaş alıyorlar, bize 2 bin lirayı reva bile görmüyorlar.

Bekir Topal: Emeklinin ayakta duracak hali kalmamış ki. Eğer bu şartlarda bu emekliler bu iktidara tekrar oy veriyorsa emekliler hak ediyor demektir. İnsanların en azından geçim derdi olmaması lazım. İnsanca yaşayacağımız ücret vermeleri lazım. Yoksa 10 bin lira emekli maaşı, 15 bin lira ev kirası olursa nasıl olacak bu iş?

“BİZİ YÖNETENLERE HAKKIMI HELAL ETMİYORUM”

Yunus Kurtel: 30 sene çalıştım, vergi verdim 8 bin 80 gün prim ödedim şimdi sürünüyoruz. 22 senedir Ak Parti bizi sömürdü. Evvela yalanla dolanla aklımızı aldı, sonra kanımızı emdi, şimdi iliklerimize girdi onu emiyor. Bu iktidar başta olduğu müddetçe bize ne ekmek var, ne yaşam hakkı var. Bunlar bizim paramızla dışarıda İngiltere’de, Amerika’da yabancı ülkelerde villalar, mahalleler alıyorlar. Emekliye 10 bin lira veriyor. korumalar falan harcanan paranın haddi hesabı yok. Türkiye’de satılan bütün kaynaklar, bütün fabrikalar, cumhuriyetin bütün kazanımlarını yedi bitirdiler. Eğer bu iktidar değişse bile 50 sene aklımız başımıza gelmez. Ben, bizi yönetenlere kesinlikle hakkımı helal etmiyorum. Bunlar olduğu müddetçe hiçbir şey düzelmez. Kesinlikle buna eminim. Bütün insanlar da biliyor. Halkımızın yüzde 20’si yeni yeni uyanıyor. Yüzde 60’ı halen uyuyor. Ne zaman uyanırsak, ne zaman hesap sorarsak, ne zaman sorgularsak o zaman aman düzlüğe çıkarız.

LOKANTAYI ZATEN UNUTTUK, MEYVEYİ MANAVDA SEYREDİYORUZ”

Süleyman Bozkurt: Emekli seçimlerde gereğini yapacak inşallah. Bize o refah payını vermeyen, zam vermeyenlere biz de yapmamız gerekeni yapacağız. Bize bir simit, çayı çok görenlere gereği yapılır. Emeklievi çıktı da geleceğimiz bir yer oldu. Yani çay olmuş 20 lira, simit olmuş 15 lira. Lokantayı zaten unuttu emekli. Nereye gideceksin, gidebilir misin? Torunlarımıza harçlık veremiyoruz. Meyveyi manavda seyrediyoruz. Etin zaten kasapta fiyatını unuttuk, kasaba giden yok. Durum bu.

“GEÇİNEMİYORUM, MARKET MARKET GEZİYORUM”

Mustafa Çakır: Geçinemiyorum. Ne yapacağım? Hayat pahalı. Market market geziyorum. Ürünün 5 lira ucuzu neredeyse onu arıyoruz. 1 lira ucuzunu arayan da var. Adam akşam çöpten meyve, salatalık topluyor. Bu duruma düşürenler utansın.

Esra Akgün: Sayın Cumhurbaşkanım, biz emekliler 10 bin lirayla ne yapabiliriz? Sen mantıklı bir adamsın, düşün, görüşmeni yap. Bir Amerikalı, bir Çinli adam geliyor Türkiye’ye dövizini bozdurup dünyayı geziyor. Biz Erzincan’a senelerdir gidemiyoruz. Alıyoruz parayı gidiyoruz markete. Markette hiç kimsenin yüzü gülmüyor. Bütün herkes stresli. Karı koca bir birine giriyor. Yazık günah değil mi? Türkiye’de evlilikler durdu. Eskiden her hafta iki gün biz düğüne gidiyorduk. Şimdi düğün dernek yok. Gençlikler öldü, yazık günah.

İsmini vermek istemeyen bir emekli: Benim aldığım 10 bin lira. Bir kasapa gidip de et alamıyorum. Sadece ben değil, bütün vatandaşlar söylüyor bunu. Hani çözülecekti bu sıkıntılar? Bir vatandaş 10 bin lira alıyor, sen vatandaşa zam yapacağım dedin. Nerede bunlar? Emekli habire sürünüyor. Yazık günah. 10 bin lira maaş alsan, sen 10 bin lira kira versen nasıl geçineceksin? Ben ilaç almaya gittim, ilacımı alamadım. İlaç 2 bin 200 lira. Alamadım ilacımı.

 

Kaynak: ANKA