TUNCAY ÖZKAN’DAN BAKAN BOZDAĞ’A: “SAYIN BAKANIM ÇOK HOŞ BİR KONUŞMA HAZIRLAMIŞ, HAFIZIN SESİ ÇOK HOŞ, İCRAAT SIFIR”
EĞİTİM-İŞ, ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU’NUN GERİ ÇEKİLMESİ İÇİN ‘ÖĞRETMENE SAYGI’ EYLEMLERİNE BAŞLIYOR: “SINAVLI YA DA SINAVSIZ BU KANUN TARİHİN ÇÖPLÜĞÜNE GÖNDERİLMELİDİR”
Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun geri çekilmesi için ülke genelinde yapacakları ‘Öğretmene Saygı’ eylem programını açıkladı. 1 Eylül’de Burdur, 2 Eylül’de İzmir, 3 Eylül’de İstanbul, 5 Eylül’de Samsun, 7 Eylül’de Diyarbakır’da, 9 Eylül’de Milli Eğitim Bakanlığı önünde olacaklarını kaydeder Özbay, “Sınavlı ya da sınavsız bu kanun tarihip çöplüğüne gönderilmelidir” dedi.
Eğitim-İş Genel Merkezi Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun geri çekilmesi için tüm Türkiye’de yapacakları eylem programını açıkladı. Ulus Meydanı’nda yapılan basın açıklamasıyla duyurulan programda konuşan Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, şunları söyledi:
“Bugün 81 ilde örgütümüz alanda, öğretmene saygı eylemliliğimizi tüm kamuoyuna ilan ediyoruz. 1 Eylül’de Burdur’da Fakir Baykurt’un kentinden ‘Öğretmen el açmaz, yalvarmaz, boyun eğmez ders verir’ diyeceğiz. 2 Eylül’de İzmir’de, 3 Eylül’de İstanbul’da, 5 Eylül’de Samsun’da, 7 Eylül’de Diyarbakır’da olacağız. Bütün bölgelerden gelen örgütümüzle, öğretmen arkadaşlarımızla ve inanıyorum ki bize destek olacak tüm yurttaşlarımızla öğretmenlere saygı duyulmasını bir kez de alanlardan ders vererek anlatacağız. 9 Eylül’de Ankara’da olacağız. Saat 10.00’da bakanlık önünde bütün çabalarımıza rağmen kafalarını kuma gömen, kendisi eğitimci olmayıp o koltuğu kendine hak gören kendi yeterliliğinden bihaber bakana bir de Bakanlığın önünden haykıracağız. Saat 15.00’de başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’e saygı duruşu gerçekleştireceğiz. Eğitim-İş olarak bizim buradaki çağrımızı aynı işi yapan öğretmenlerin kategorize edilmesine karşıyız.
“SINAVLI YA DA SINAVSIZ BU KANUN TARİHİN ÇÖPLÜĞÜNE GÖNDERİLMELİDİR”
Sınavlı ya da sınavsız bu kanun tarihin çöplüğüne gönderilmelidir. Bir kez daha ilan ediyoruz, bu süreç 20 yıldır sistematik olarak cumhuriyet değerleriyle hesaplaşmayı kendine görev edinmiş siyasi iktidarın cumhuriyetin en önemli değerlerinden biri olan baş öğretmenlik ünvanını sıradanlaştırma çabasında olduğunu görüyoruz. Üretimden gelen gücü kullanmaya gerekirse iş bırakmaya gerekirse greve hazır olduğumuzu buradan da tüm eğitim bileşenlerimize ve yurttaşlarımıza destek olmaya sunuyorum.”
Basın açıklamasını okuyan Eğitim-İş Ankara 1 No’lu Şube Başkanı Turgay Kaçan ise şunları söyledi:
“OKULLARI DA MÜCADELEMİZİN BİR PARÇASI HALİNE GETİRECEĞİZ”
“Bu kanun adaletsizdir. Kanun zaten sözleşmeli, ücretli, kadrolu diye kategorize edilerek sömürülen öğretmenleri bu kez de uzman öğretmen, başöğretmen diye bölmeyi hedeflemektedir. Öğrenciler ve veliler dahi, hangi unvana sahip öğretmenlerin sınıfında eğitim gördüğüne göre ayrışacaktır. Buradan suni bir rekabet ve muhtemeldir ki tıpkı bağış adı altında toplanan kayıt paraları gibi, illegal bir ekonomi doğacaktır. Oysa öğretmenlerin yeni unvanlara değil, insanlık onuruna yaraşır bir ücretle çalışmaya, liyakatsizce atanan yöneticilerin mobbinglerinden ve keyfi soruşturmalarından kurtulmaya, anayasal bir hak olan güvenceli istihdama erişmeye, uydurulmuş kriterlere değil kıdeme göre ücret artışı almaya, öğrencilerini iktidarın sırtını sıvazladığı tarikatların elinden almaya ihtiyacı vardır.
“ÖĞRETMEN BİTERSE GELECEK BİTER”
Bugün itibariyle Türkiye genelinde tüm şube ve temsilciliklerimize ‘Öğretmene saygı’ yazılı pankartlarımızı astık. Pankartlarımız bu utanç tablosu ortadan kalkıncaya dek asılı kalacak. Çalışma alanımız olan okulları da mücadelemizin bir parçası haline getireceğiz. 5-9 Eylül arasında tüm üyelerimiz okullara ‘Mesleğimiz onurumuzdur’ yazan kokartlarla gidecek ve yine aynı tarihler arasında düzenlenecek olan öğretmenler kurul toplantılarında meslek kanununa karşı bir metin okunup tutanaklara geçirilecek. 12-16 Eylül arasında ise öğretmenlerimiz okullarına ‘Her öğretmen uzmandır’ yazan kokartlarla gidecek.
Bilinsin ki mesleğimize hakaret, emeğimize saldırı niteliğindeki bu meslek kanunu geri çekilmedikçe ya da biz eğitim emekçilerinin talepleri doğrultusunda yeniden düzenlenmedikçe, mücadelemizin yoğunluğunu artırmaktan da üretimden gelen gücümüzü kullanmaktan da geri durmayacağız. Hayatımıza sokulan bu garabet, Öğretmenlik Meslek Kanunu değil öğretmenlik mesleğini bitirme kanunudur. Öğretmen biterse gelecek biter.”