MURATPAŞA BELEDİYESPOR BAYAN VOLEYBOL EKİBİ, YEŞİLYURT’U MAĞLUP ETTİ
DP’Lİ İLAY AKSOY, TOKATKÖY’DE EVLERİ YIKILAN VATANDAŞLARI ZİYARET ETTİ: “İNSANLAR İLAÇLARINI, REÇETELERİNİ BİLE ALAMAMIŞLAR”
Haber: GAYE ŞEYMA CAN – Kamera: SADIK KARAKULOĞOLU
Demokrat Parti (DP) Genel Başkan Yardımcısı İlay Aksoy, İstanbul’da AKP’li Beykoz Belediyesi’nin mahkemenin yürütmeyi durdurma kararına rağmen Tokatköy Mahallesi’nde evlerini yıktığı vatandaşları ziyaret etti. Aksoy, “İnsanların özel eşyaları yıkıntıların içinde kalmış. İlaçlarını bile alamamışlar. Reçeteleri, tahliye kararları, özel eşyalar var; çocuklarının fotoğrafları var. Burada belli ki bir proje karşılığında bir nüfus değişimi yaşanıyor. Buradaki halk, esasen asimile oluyor şu an. Dolayısıyla burada çok büyük bir mağduriyet, insan hakları ihlali var” dedi.
İlay Aksoy, bugün, Beykoz Belediyesi’nin mahkemenin yürütmeyi durdurma kararına rağmen kentsel dönüşüm kapsamında yıkımına başladığı Tokatköy Mahallesi’ne gitti. Mahalleli, Aksoy’a, kira bedellerini karşılayamadıklarını, haklarını alamadıklarını ve sokakta kalan insanlar olduğunu aktardı.
Yıkılan evi hakkında konuşurken gözyaşlarını tutamayan Havva Algın, şunları söyledi:
“BELEDİYE BAŞKANI ‘EVİNİ TERK ET’ DEDİ: Belediye Başkanı denk geldi, nikah kıyıyordu. Kendisiyle birebir konuştuk, ‘Evini terk et, muvafakatnameyi imzala, haklarını al’ diyor. Ne yapacağım ya? Benim burada 5-6 tane odam vardı. Kaç metrekareydi? Bir de bahçemiz vardı. Ya bakın, evim 110 metrekare. Bahçem, bir dönüm arazi. Arkaya doğru uzun benim bahçem. Her şey, hani komşularımız iyi olsun, biz iyi olalım dedik. Komşularımızla da bizi ikiye böldüler, ayırdılar. Biz, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değil miyiz?
ZORLA ÇIKARTILDIK: Zorla çıkartıldık, zorla. İnsan gibi bize konuşsaydın, biz insan değil miydik? Burada insanlar yaşıyor, hayvanlar değil. Eşyalarımızın çoğunu bırakmak zorunda kaldık. Kırıldı, döküldü hepsi.
İNSANLARI SÜRÜKLEYE SÜRÜKLEYE POLİS ZORUYLA GÖTÜRDÜN: 110 metrekare arazim var, 1 artı 1 daire veriyor, onu da bana parayla satıyor. 20 senede ben onu nasıl ödeyeceğim emekli maaşımla? Biliyor, bu kısmın hepsi emekli maaşlı, herkes emekli burada. Bildiği için burayı bastı zaten. Buradan rant sağlayacak. Ne olacak? Biz ne yapacağız? Sen kendi yakanı kurtaracaksın. Ben ne yapacağım? Benim gibi bir sürü arkadaşlarım ne yapacak? Komşularım ne yapacak? İnsanları sürükleye sürükleye polis zoruyla götürdün. Ortada proje bile yok.
BURASI TOKATKÖY’ÜN CENAZESİ: Ben vergi veriyorsam, T.C. vatandaşıysam ben her türlü hakka sahip değil miyim? Sen gelip beni zorbalıkla çıkartamazsın ki hakkın yok buna. Ben burada aç, susuz bir tuğla taşırken sen neredeydin? Ben kum çekerken sen neredeydin? Ben savaşırken sen neredeydin? Şimdi neredesin? Soruyorum; Belediye Başkanı, Cumhurbaşkanı, gerekirse en büyük merciler olsun: Şimdi neredesiniz? Hadi buyurun gelin. Cenazeye bekliyorum hepinizi. Burası Tokatköy’ün cenazesi.”
“BÖYLE KENTSEL DÖNÜŞÜM MÜ OLUR”
Bir başka mağdur Ayşenur Bilgiç ise kentsel dönüşüme karşı olmadıklarını berkiterek şöyle konuştu:
“Kendimizi parçaladık sesimizi duyurmak için. Nerede bu insanlar? Bu vicdan nerede kaldı? Buradaki insanlar sadece çok düşük emekli maaş alan insanlar, hiçbir gelirleri yok. Bu insan ne yapsın? Hiç mi merhamet kalmadı insanlarda ya? Bu, Türkiye’nin her yerinde, İstanbul’un birçok kesiminde yapılıyor ve aynı anda yapılıyor. Böyle bir kentsel dönüşüm olur mu ya? ‘İnsanları yerleştirirsin’ diye biz bu teklifleri de yaptık belediyeye, hiçbirini kabul etmedi. Sadece ‘benim dediğim dedik, çaldığım düdük’ dediler.”
Durumu değerlendiren DP Genel Başkan Yardımcısı İlay Aksoy da şöyle konuştu:
“İNSANLARIN ÖZEL EŞYALARI YIKINTILARIN ARASINDA KALMIŞ: Vatandaşlar bir kere kentsel dönüşüme karşı değiller, güvenli binalarda oturmak istiyorlar ama bu izinsiz bir şekilde, muvafakatnameyi imzalamadıkları için, belediyeler devreye giriyor. Evler tahliye ediliyor, insanlar gece yarısı saat 02:00’de adeta apar topar evlerinden tahliye ediliyor. Yani burada savaş tahliyeleri mi var? Terör baskını mı oldu ki bu kadar hani apar topar insanlar çıkarılıyor. Şimdi biz burada, boşaltılan evlerin arasında böyle biraz dolaştık. İnsanların özel eşyaları yıkıntıların içinde kalmış. İlaçlarını bile alamamışlar. Reçeteleri, tahliye kararları, özel eşyalar var; çocuklarının fotoğrafları var. Yani burada bir hukuksuzluk var.
BURADAKİ HALK ESASINDA ASİMİLE OLUYOR: Buradaki insanların tek istediği şey şu; ‘Biz kentsel dönüşümü evet istiyoruz ama öncelikle hakkımız korunsun ve bize insan gibi buradan ayrılma fırsatı verilsin’. Fırsat verilmemiş ki insanlara, yani resmen apar topar çıkartılmış. Birçoğunun zaten şu an kalacak yeri de yok. Eşyalarını bile emaneten dükkanlara bırakmışlar, arkadaşlarına bırakmışlar. Burada belli ki bir proje karşılığında bir nüfus değişimi yaşanıyor. Buradaki halk, esasen asimile oluyor şu an. Onu da göz önünde bulunduralım. Yani bu ücretleri ödeyemeyerek insanlar, bu bölgeden sürülüyor. Başka bölgelerde olduğu gibi bir demografik değişim yaşanıyor burada. Dolayısıyla burada çok büyük bir mağduriyet, insan hakları ihlali var.”