ÇORLU’NUN DÜŞMAN İŞGALİNDEN KURTULUŞUNUN 100. YIL DÖNÜMÜ KUTLANDI
DİYANET İŞLERİ BAŞKANI ALİ ERBAŞ’IN SÖZLERİNİ ELEŞTİREN İZMİR BAROSU’NA “DİNİ DEĞERLERİ ALENEN AŞAĞILAMA” SUÇLAMASIYLA DAVA AÇILMASI İSTENDİ
Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı, İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel ve yönetim kurulu üyeleri hakkında Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın sözlerini eleştiren açıklamaları nedeniyle “Dini değerleri alenen aşağılama” suçlamasıyla iddianame hazırladı. İzmir Barosu Yönetim Kurulu, “Mazisi 114 yıl geriye giden İzmir Barosu olarak açıklıyoruz, kayıp savcılar bulunmuştur. Bedeli ne olursa olsun, yurttaşlarımızın haklarını, demokratik ve laik cumhuriyeti korumaya devam edeceğiz. Bize parmak sallamayın. Korkutamazsınız” açıklaması yaparak iddianameye tepki gösterdi.
Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın “İslam, zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lutiliği, eşcinselliği lanetliyor” sözlerine karşı “Nefrete inat, yaşasın hayat” başlıklı açıklama yayınlayan İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel ve yönetim kurulu üyeleri hakkında “Dini değerleri alenen aşağılama” suçlamasıyla dava açılmasını talep etti.
“KAYIP SAVCILAR BULUNDU”
İzmir Barosu Yönetim Kurulu, “Kayıp savcılar bulundu. İzmir Barosu Başkan ve yönetimi ağır ceza mahkemesinde yargılanacak” başlıklı yazılı bir açıklama yaparak dava istemine tepki gösterdi. Barodan yapılan açıklama şöyle:
“Diyanet İşleri Başkanı tarafından 24.04.2020 tarihinde yapılan ayrımcı ve hedef gösterici konuşmaya karşı baromuzca ayrımcılık yasağını anımsatarak yapılan açıklama nedeniyle 2020 yılında görev yapan yönetim kurulunun yargılanması isteniyor. Soruşturma merciinin; ‘Suç işlendiğini gösteren delil yok, o nedenle kovuşturma gerekmez’ diyerek gönderdiği evrak, bakanlığın kovuşturma izni vermesi üzerine iddianameye dönüştü. İddianamede Baro başkanımız Av. Özkan Yücel ve on yönetim kurulu üyemizin ‘Dini değerleri alenen aşağılama’ suçlamasıyla Türk Ceza Kanunu’nun 216/3 maddesi uyarınca cezalandırılmaları istenmiştir. Şimdi Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesi, son soruşturma açılıp açılmayacağına karar verecek. Bir devlet görevlisi şahsın, yurttaşların bir kesimini hedef gösterici, şiddeti meşrulaştırıcı, ayrımcılığı doğallaştırıcı söylemi açıkça dile getirmekten çekinmediği yerde, baroların savunmasız kalan yurttaşların haklarını korunmak için öne çıkması, kanundan kaynaklanan görevleridir.
“PARMAK SALLAMAYIN, BİZİ KORKUTAMAZSINIZ”
Baromuzun bugün yargılama konusu yapılmak istenen açıklaması tam da bu amaçla hazırlanmış bir metindir ve hiçbir şekilde bir suç unsuru taşımamaktadır. Biliyoruz ki yurttaşlarımız haftalardır yürütmenin her basamağından insanların karıştığı rüşvet ve yolsuzluk iddialarına karşı sessiz kalan savcılar nerede diye haykırıyorlar. Mazisi 114 yıl geriye giden İzmir Barosu olarak açıklıyoruz, kayıp savcılar bulunmuştur. Çevre katliamlarında, kadın cinayetlerinde, çocuk istismarlarında, rüşvet ve yolsuzluk iddialarında ortadan kaybolan savcılar, bugün adlarının başındaki ‘Cumhuriyet’ sıfatının manasını unutmuş, öğretmenlerin, sendikacıların, akademisyenlerin, öğrencilerin, sanatçıların ve şimdi de İzmir Barosu yönetiminin peşine düşmüştür. Bütünüyle siyasallaşmış, talimatsız iş göremez hale gelmiş yargıyı yeniden inşa edecek, cumhuriyetin liyakatli savcılarını ve yargıçlarını yetiştirecek güç, ülkemiz hukukçularında mevcuttur. Geldiğimiz bu noktada yargının bağımsız kalmış tek unsuru olan savunmanın temsilcileri sıfatıyla bir kez daha yüksek sesle ifade ediyoruz: Bedeli ne olursa olsun, yurttaşlarımızın haklarını, demokratik ve laik Cumhuriyeti korumaya devam edeceğiz. Bize parmak sallamayın. Korkutamazsınız!”