DEM Parti’den TBMM’de Kürsü Eylemi Kararı!
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan’dan ‘Can Atalay’ Çıkışı!
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Meclis’in Can Atalay ile ilgili olağanüstü toplanmasına ilişkin, “Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş hala TBMM Üyesi olan milletvekiline sahip çıkabilseydi itibar tartışmaları yapmıyor olurduk” dedi.
DEM Parti Merkez Yönetim Kurulu toplandı. Can Atalay, Bağdat-Ankara görüşmeleri ve yeni Anayasa tartışmalarının da ele alındığı toplantı sürerken Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan basın toplantısı düzenledi.
“Kurtulmuş, Can Atalay’ın özlük haklarını iade etmelidir”
Ayşegül Doğan, Can Atalay hakkında verilen AYM kararı için olağanüstü toplanan TBMM gündemine ilişkin konuştu. Emine Şenyaşar’ın Adalet Bakanlığı önünde sürdürdüğü eylemi Meclis’e taşıması sonrası “TBMM’nin itibarını zedeler” şeklinde açıklama yapan Numan Kurtulmuş’a yanıt veren Doğan şunları söyledi:
“Can Atalay, Hatay halkının iradesini temsil eden bir milletvekili. Biz DEM Parti olarak TBMM Başkanı’na çağrı yapıyoruz; Meclis’in itibarıyla ilgili kendisi endişelenmiş. Emine Şenyaşar’ın, adalet arayışının sembolüne dönen bir kadının hikayesine bakıp sorumluluk hissetmek yerine onun orada adalet arayışı sürdürmesini Meclis’in itibarını zedeleyen bir eylem olarak nitelendirmiş. Şimdi Sayın Kurtulmuş’a çağrı yapalım, TBMM’nin itibarını gerçekten düşünüyorsanız, TBMM’nin halen üyesi olan milletvekiline sahip çıkabilseydiniz bu tartışmaları yapmıyor olacaktık. Anayasa Mahkemesi dedi ki Can Atalay’la ilgili Meclis’in almış olduğu karar benim için yok hükmündedir. Can Atalay’la ilgili eski halin devamına demek istiyor AYM. Eski halin devamı milletvekilliğinin sürdürülmesidir. Yapılması gereken TBMM Başkanı sıfatıyla Sayın Kurtulmuş’un Hatay Milletvekili Can Atalay’ın özlük haklarını iade etmesidir. AYM kararı uygulanmalıdır.”
“Bu anlaşmanın kalbinde yatan şey Kürt meselesi”
Ayşegül Doğan, Türkiye ve Irak hükümetlerinin imzaladığı mutabakata ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
“İki ülkenin Savunma Bakanları Ankara’da yapılan görüşmenin ardından askeri güvenlik iş birliği ve terörle mücadeleye dair mutabakat zaptını imzaladı. Türkiye’nin daha çok üsse ihtiyacı yok. Orta Doğu’da da daha çok askeri üsle sorunlar çözülemez. Asıl ihtiyaç üs kurmak değil, barış ve dostluk köprüleri kurmaktır. Asıl ihtiyaç konuşarak meseleleri çözmektir. O yüzden DEM Parti olarak diyoruz ki askeri üs kurarak Türkiye güç tahkim edemez. Bu anlaşmanın kalbinde yatan şey ayan beyan ortada. Kürt meselesi olduğu ve bu anlaşmanın Kürtlerin kazanımlarına aynı zamanda ne yazık ki göz diktiğine ve Kürtleri de karşı karşıya getirmeyi çalıştığını görmek mümkün.”
“Hukuken şu an Türkiye’de bir Anayasa yok”
“Yeni Anayasa” tartışmalarına da değinen Doğan, bunun en geniş demokrasi ittifakıyla yapılması gerektiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Tavrımız net. En geniş demokrasi ittifakıyla, en geniş katılımla bir yeni Anayasa yapılması gerektiğini, Anayasa’nın gerçekten yeni olması gerektiğini düşünüyoruz. Bunun için en çok mücadele eden siyasi geleneğiz. Bunun için çok bedel ödeyen bir geleneğiz. Bu konuda çokça birikimi, tecrübesi olan ve bu çalışmalara çok yıllar önce başlamış olan bir partiyiz. Yeni Anayasa gündem değiştirmek için, mesaj vermek için gündeme alınıyor diye bizim tartışacağımız bir konu değildir. Bizim yeni Anayasa’ya yaklaşımımız gerçekten eskiden tamamen koptuğunu gösteren bir yaklaşım olmalı. Türkiye’de hükümet edenler bu ülkede en çok anayasa değişikliği yapan iktidar, buna rağmen hukuken şu an Türkiye’de bir Anayasa yok. Var olan Anayasa uygulanmıyor. Değişerek yeni olmuyor. En geniş demokrasi ittifakıyla bir Anayasa yapılması gerektiğini düşünüyoruz.”
DEM Parti’li belediyelerin ekonomik durumuna ilişkin soru üzerine Ayşegül Doğan, şunları söyledi:
“DEM Parti belediyeleri kayyum sonrası tahribatla uğraşıyor. Bir yandan da bir kayyum tehditi sürekli tepelerinde tutuluyor. Dolayısıyla DEM Parti belediyelerin ne durumda olduğunu görmek için kayyum sonrası ortaya çıkan ki Dem Partili belediyelerin periyodik bir biçimde yaptığı açıklamalarla kamuoyu bilgilendiriliyor. Ne kadar merkezi bir hükümet o kadar yerelde az nefes almak demek bunu yangınlarda gördük. Her şeyin bu kadar merkezileşmesi, tekelde toplanması ve merkezi bir yerden idare ediliyor olması yerelde de sizin istediğiniz kararları ve uygulanması için oluşturulan bütçelerin yine merkezi hükümete takılmasına yol açabiliyor.”
Kaynak: ANKA