LÜLEBURGAZ BELEDİYE BAŞKANI GERENLİ: BU, BİR YETKİ GASPIDIR. İMAR PLANLARINI YEREL YÖNETİMLER YAPAR
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Tbmm Plan Ve Bütçe Komisyonu’nda 12. Kalkınma Planı’nın Sunumunu Yaptı: “Dünyanın 10 Büyük Ekonomisi Arasında Yer Almayı Hedefliyoruz”
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından hazırlanan 12. Kalkınma Planı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’na sunuldu. Planın sunumunu yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Üst gelir grubu ülkelerinden biri olarak dünyanın 10 büyük ekonomisi ve satın alma gücü paritesine göre ilk beş ekonomisi arasında yer almayı hedefliyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından hazırlanan ve 2024-2028 yıllarını kapsayan 12. Kalkınma Planı’nın TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sunumu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından yapıldı. Yılmaz, sunumunda özetle şunları söyledi:
“Bu yıl itibarıyla On Birinci Kalkınma Planı’nın uygulama dönemi sona ererken önümüzdeki beş yıllık döneme ilişkin yeni yol haritamız olan On İkinci Kalkınma Planı Sayın Cumhurbaşkanımızın imzasıyla yüce Meclisimizin onayına sunulmuş bulunmaktadır. Küresel ölçekte belirsizliklerin arttığı bir ortamda planların ileriye dönük karar alma süreçlerine yardımcı olma işlevi daha da önemli hale gelmiştir. Kalkınma planları daha yüksek refah seviyesine ulaşılmasında topluma yol göstermekte, kısa vadeli yaklaşımların ötesine geçerek uzun vadeli temel amaç ve öncelikleri ortaya koymaktadır. Bu doğrultuda, ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkınma süreci bütüncül, kapsayıcı ve çok boyutlu bir bakış açısıyla ele alınmıştır.
ON İKİNCİ KALKINMA PLANI, KAMU KESİMİ, ÖZEL KESİM, SİVİL TOPLUM TEMSİLCİLERİYLE AKADEMİK ÇEVRELERİN KATKILARIYLA HAZIRLANMIŞTIR
On İkinci Kalkınma Planı, Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın koordinasyonunda katılımcı bir yaklaşımla kamu kesimi, özel kesim, sivil toplum temsilcileri ile akademik çevrelerin katkılarıyla hazırlanmıştır. Plan hazırlık çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen 87 özel ihtisas komisyonu ve çalışma grubu toplantılarına yaklaşık 8 bin 500 kişi katılım sağlamıştır. Ayrıca, internet üzerinden gerçekleştirilen vatandaş anketi yoluyla 43 bin kişiyi aşkın katılımcıdan plan önceliklerine dair görüş ve öneriler alınmıştır. Anket sonuçlarını incelediğimizde, vatandaşlarımızın ilk tercihinin ‘afetlere dirençli yaşam alanlarının oluşturulması’ olduğunu görmekteyiz. Altını çizmekte fayda görüyorum, afetlere dirençli yaşam alanları oluşturulması konusu planda ana eksenlerden biri olarak ele alınmış ve bu kapsamda gerçekleştirilecek politika ve tedbirler hassasiyetle belirlenmiştir.
“DÜNYANIN 10 BÜYÜK EKONOMİSİ VE SATIN ALMA GÜCÜ PARİTESİNE GÖRE İLK BEŞ EKONOMİSİ ARASINDA YER ALMAYI HEDEFLİYORUZ”
Önümüzdeki 30 yılda dünyayı şekillendirmesini beklediğimiz bu gelişmeleri dikkate alarak ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma hedefimiz doğrultusunda kapsamlı ve uzun vadeli bir yol haritasını On İkinci Kalkınma Planı’yla beraber yüce Meclisimize sunuyoruz. Vizyonumuz; Türkiye Yüzyılında ‘Dünyadaki başlıca bilim, teknoloji, üretim, ticaret, kültür ve sanat merkezlerinden biri olarak insanlığa katkı sunan, milli ve manevi değerlerini koruyarak bölgesinin ve dünyanın barış, huzur ve refahı için küresel gelişmelere yön veren etkili, güçlü, müreffeh bir Türkiye’dir. Bu vizyona ulaşma yolunda 2053 hedeflerimizi belirlemiş bulunmaktayız. Bu kapsamda; üst gelir grubu ülkelerinden biri olarak dünyanın 10 büyük ekonomisi ve satın alma gücü paritesine göre ilk beş ekonomisi arasında yer almayı hedefliyoruz. İmalat sanayinin milli gelirdeki payını yüzde 30’un üzerine çıkarmayı, küresel mal ticaretinden yüzde 2’nin üzerinde pay almayı, yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ihracatından yüzde 17 pay almayı ve kalkınma önceliklerimize halel getirmeden net sıfır emisyon hedefine ulaşmayı öngörüyoruz. İnsani Gelişme Endeksi’nde ilk 20 ülke arasına girmeyi, ailenin güçlendirilmesini, gelir dağılımında adaleti sağlamayı, çalışma çağındaki her bireyin üretkenliğinden faydalanarak işsizlik oranını yüzde 5’in altına düşürmeyi hedefliyoruz. Bunun yanı sıra, dünyanın en değerli 100 markası arasında en az beş markamızın yer almasını, en az beş üniversitemiz dünyanın ilk 100 üniversitesi arasında olmasını, ülkemizin Küresel Yenilik Endeksi’nde ilk 10 ülkeden biri olmasını ve Ar-Ge harcamalarının milli gelirdeki payının yüzde 4 düzeyine çıkmasını öngörüyoruz. Ayrıca, İstanbul’un bilim, teknoloji, kültür, sanat, turizm, ticaret ve finansta küresel bir merkez olmasını, ülkemizin turizm gelirlerinde dünyada ilk üç ülkeden biri ve sağlık turizminde dünyanın merkezi konumunda olmasını da hedeflemekteyiz.
“NİTELİKLİ BEŞERİ SERMAYEYLE AZAMİ İSTİHDAM OLUŞTURAN İSTİKRARLI BİR BÜYÜME MODELİ UYGULANACAKTIR”
On İkinci Kalkınma Planı, ülkemizin sürdürülebilir kalkınma sürecinin stratejik bir yaklaşımla yönetilmesini teminen mevcut kaynakların ekonomik ve sosyal açıdan en fazla katma değer üreten alanlara yönlendirilmesi için yol gösterici bir işlev üstlenecektir. Kalkınma Planı, toplumun tüm kesimleri için uzun vadeli bir perspektif ve hedef birliği sağlamaya hizmet edecektir. Kalkınma sürecinde insan odaklılık, katılımcılık, kapsayıcılık, hesap verebilirlik ve şeffaflık ilkelerini esas alan bütüncül bir yaklaşım izlenecektir. On İkinci Kalkınma Planı milletimizin temel değerlerini ve beklentilerini esas alarak kalkınma hedeflerimize ulaşılmasını sağlayacak kapsamlı bir yol haritası olacak, ülkemizin muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarılması temel hedefimiz olmaya devam edecektir. Bu kapsamda yeşil ve dijital dönüşümü odağa alan, sanayi sektörünün tarım ve hizmetler sektörleriyle bütünleşik olarak başat rol üstlendiği, ülkemizin dünya ticaretindeki konumunun güçlendiği, kaliteli finansman imkânlarının sağlandığı, nitelikli beşeri sermayeyle azami istihdam oluşturan istikrarlı bir büyüme modeli uygulanacaktır.
“ON İKİNCİ KALKINMA PLANI; BEŞ ANA EKSENDEN OLUŞMAKTADIR”
On İkinci Kalkınma Planı genel çerçevesinde;
-Hukukun üstünlüğünü, demokrasiyi, temel hak ve hürriyetleri güçlendirmek,
-İyi yönetişim anlayışını kurumsallaştırmak,
-Beşeri ve sosyal yapımızı geliştirmek,
-Afete dirençli yaşam alanları, akıllı ve sürdürülebilir şehirler oluşturmak,
-Ekonomide istikrar ve sürdürülebilirliği sağlamak,
-Her alanda yeşil ve dijital dönüşüm odaklı rekabetçiliği tesis etmek,
-İhracata dayalı nitelikli büyümeyi sağlamak,
-Enerji ve gıda arz güvenliğini tesis etmek ve uluslararası işbirlikleri ile stratejik ortaklıkları güçlendirmek konularında somut adımlar atılacaktır.
On İkinci Kalkınma Planı; “istikrarlı büyüme, güçlü ekonomi”, “yeşil ve dijital dönüşümle rekabetçi üretim”, “nitelikli insan, güçlü aile, sağlıklı toplum”, “afetlere dirençli yaşam alanları, sürdürülebilir çevre” ve “adaleti esas alan demokratik iyi yönetişim” olmak üzere beş ana eksenden oluşmaktadır.
“DÖNEM SONUNDA KİŞİ BAŞINA GELİRİN 17.554 DOLARA ULAŞMASI HEDEFLENMEKTEDİR”
2022 yılı itibarıyla Satın Alma Gücü Paritesi cinsinden GSYH büyüklüğüne göre dünyanın en büyük 11’inci ekonomisi olarak konumlanan Türkiye ekonomisi yaklaşık 906 milyar dolar cari GSYH büyüklüğü ile dünyada 19’uncu sırada yer almakta, 2023 yılında ise IMF tahminlerine göre 17’nci sıraya yükselmesi beklenmektedir. Plan döneminde, sanayi sektörünün verimlilik ve rekabetçiliği odağına alan üretim yapısıyla başat rol üstlendiği, hizmetler sektöründe döviz kazandırıcı alanların çeşitlendirildiği ve tarım sektöründe gıda arz güvenliğinin sağlandığı bir yapı tesis edilecektir. Bu çerçevede, Plan döneminde büyüme oranının yıllık ortalama yüzde 5,0 oranında gerçekleşmesi ve dönem sonunda kişi başına gelirin 17.554 dolara ulaşması hedeflenmektedir. Büyümenin Plan döneminde dengeli bir yapıda gerçekleşmesi, üretim faktörleri yönüyle verimlilik, üretim sektörleri yönüyle sanayi sektörü ve harcamalar yönüyle ise yatırımların ve ihracatın artırılmasına yönelik politikalar hayata geçirilecektir. Üretimde yapısal dönüşümün sağlanmasına yönelik sektörel önceliklendirme yaklaşımı aktif sanayi politikalarıyla sürdürülecektir. İmalat sanayii kapasitesinin geliştirilmesine odaklanılarak sanayi sektörünün GSYH içerisindeki payının 2023 yılı için öngörülen 24,7 seviyesinden Plan dönemi sonunda yüzde 26,9’a ulaşması sağlanacaktır.
“CARİ İŞLEMLER DENGESİNDE SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR İYİLEŞME SAĞLANMASI AMAÇLANMAKTADIR”
Küresel ticarette yeşil dönüşüm ve dijitalleşme, dünya genelinde önemli bir odak noktası haline gelmiş durumdadır. Bu bağlamda, Türkiye’nin değer zincirlerindeki konumunun daha ileri seviyelere taşınması yoluyla katma değeri yüksek ihracat potansiyelinin artırılması, enerji ve imalat sanayisinde ithalat bağımlılığının düşük seviyelere indirilmesi, turizmin yanı sıra yazılım gibi alanlarda hizmet gelirlerinin çeşitlendirilmesi ve böylece cari işlemler dengesinde sürdürülebilir bir iyileşme sağlanması amaçlanmaktadır. Gümrük Birliği’nin güncellenmesine yönelik Avrupa Birliği kurumları ve üye ülkeler nezdinde çalışmalara devam edilecektir. Plan döneminde uygulamaya konulacak politika ve tedbirlerle ihracatın 375,4 milyar dolara, ithalatın ise 481,4 milyar dolara ulaşması ve turizmde hedeflenen gelir artışıyla cari işlemler açığının milli gelire oranının dönem sonunda yüzde 0,2 olarak gerçekleşmesi öngörülmektedir.
“HAYAT PAHALILIĞININ YOL AÇTIĞI ZORLUKLARI TELAFİ EDECEK GEREKLİ POLİTİKALAR DA HAYATA GEÇİRİLECEKTİR”
Bütüncül bir anlayış içerisinde para ve maliye politikası araçlarının etkin şekilde kullanımıyla enflasyonla mücadeleye kararlılıkla devam edilerek enflasyonun orta vadede tek haneli rakamlara düşürülmesi ve fiyat istikrarının sağlanması birincil önceliğimizdir. Bu doğrultuda, parasal aktarım mekanizmasının etkin işleyişi için tüm politika araçları kararlı ve bağımsız bir şekilde kullanılmaya devam edilecek, dalgalı döviz kuru rejimi sürdürülürken belirlenen hedefin gerektirdiği fiyat istikrarının sağlanması için gerekli ön koşullar tesis edilecektir. Enflasyonla mücadelemizi sürdürürken, hayat pahalılığının yol açtığı zorlukları telafi edecek gerekli politikalar da hayata geçirilecektir. Memurumuzu, işçimizi ve emeklimizi hiçbir şekilde enflasyona ezdirmeyecek, vatandaşlarımızın refah seviyelerini artıracak politikalar önceliklendirilecektir. Dezenflasyon sürecinin başarıyla hayata geçirilmesi ile kalıcı sosyal refahın zemini güçlendirilecektir.
“5 MİLYON İLAVE İSTİHDAM SAĞLANARAK İŞSİZLİK ORANININ DÖNEM SONUNDA YÜZDE 7,5’E GERİLEMESI HEDEFLENMEKTEDİR”
Çalışma çağında olup iş gücünün dışında yer alan bireylerin iş gücüne dâhil olma imkânları genişletecektir. Dönüşen iş gücü piyasasının ihtiyaçlarına yönelik olarak nitelikli ve odaklı eğitimin yaygınlaştırılması ile beceri uyumu artırılacaktır. Plan dönemi boyunca iş gücüne katılım oranlarındaki artışa rağmen 5 milyon ilave istihdam sağlanarak işsizlik oranının dönem sonunda yüzde 7,5’e gerilemesi hedeflenmektedir.
“PLAN DONEMİ SONUNDA YURT İÇİ TASARRUFLARIN MİLLÎ GELİRE ORANININ YÜZDE 32’NİN ÜZERİNE ÇIKARILMASI HEDEFLENMEKTEDİR”
On İkinci Plan döneminde yüksek oranlı ve istikrarlı büyümenin sağlanmasında finansmanın sürdürülebilir ve sağlıklı kaynaklardan temin edilmesi önem arz etmektedir. Plan dönemi sonunda yurt içi tasarrufların millî gelire oranının yüzde 32’nin üzerine çıkarılması hedeflenmektedir. Bu çerçevede, BES daha cazip hale getirilecek, sürdürülebilir tüketim davranışlarının toplumda yaygınlaştırılması desteklenecek, finansal okuryazarlığın artırılması amacıyla hane halkı ve firmalarda tasarruf yapma farkındalığı geliştirilecektir.
“SERMAYE PİYASALARI GELİŞTİRİLECEK, FİNANSAL TEKNOLOJİ EKOSISTEMİ GÜÇLENDİRİLECEK VE FAİZSİZ FİNANSIN SEKTÖR İÇERİSİNDEKİ AĞIRLIĞI ARTIRILACAKTIR”
Plan döneminde ulaşılması öngörülen büyüme hedefleri doğrultusunda finansal piyasaların reel sektörün finansman ihtiyacını düşük maliyetle karşılayacak ve çeşitli finansal araçları kullanıma sunacak bir yapıya kavuşması amaçlanmaktadır. Sanayide yapısal dönüşümün hedeflendiği bu dönemde, hem finansal piyasaların ortaya konulan politikaların hayata geçirilmesinde etkili olması hem de ülkemizin küresel bir finans merkezi olma yönünde kararlı adımlarla ilerlemesi sağlanacaktır. Bu kapsamda, sermaye piyasaları geliştirilecek, finansal teknoloji ekosistemi güçlendirilecek ve faizsiz finansın sektör içerisindeki ağırlığı artırılacaktır.
“KAMU AÇIĞI, MALİ KONSOLİDASYON UYGULAMALARIYLA KONTROL ALTINDA TUTULACAK, MALİ DİSİPLİN PLAN DÖNEMİNDE MAKRO EKONOMİK İSTİKRARIN ÖNEMLİ BİR ÇIPASI OLMAYA DEVAM EDECEKTİR”
Kamu maliyesinde öngörülebilir bir yaklaşımla istikrarlı ve sürdürülebilir yapının güçlendirilmesi On İkinci Kalkınma Planı döneminin temel amacıdır. Maliye politikası, enflasyon hedefi ve cari işlemler dengesiyle uyumlu büyüme ortamını destekleyecek şekilde uygulanacaktır. Afet sonrası iyileştirmeye ve risklerin azaltılmasına yönelik harcamalar hariç kamu açığı, mali konsolidasyon uygulamalarıyla kontrol altında tutulacak, mali disiplin Plan döneminde makroekonomik istikrarın önemli bir çıpası olmaya devam edecektir. Harcama programları gözden geçirilerek rasyonelleştirilmeye devam edilecek, vergi tahsilatında etkinlik artırılacak, vergi adaletini güçlendirici ve vergi tabanını genişletici reformlar yapılacaktır. Kamu maliyesi, para politikasıyla uyumu da gözetilerek fiyat istikrarının sağlanması, yeşil ve dijital dönüşümü yakalayan sürdürülebilir kalkınma ve büyüme ortamının tesisi, cari işlemler açığının kontrol altında tutulması ve gelir dağılımında adaletin sağlanmasında etkin bir araç olarak kullanılmaya devam edilecektir. Bu çerçevede; Plan dönemi sonunda, GSYH’ya oranla, 2023 yılında yüzde 6,4 olarak öngördüğümüz kamu kesimi borçlanma gereğinin yüzde 1,8’e, 2023’te yüzde 6,4 olarak öngördüğümüz merkezi yönetim bütçe açığının ise yüzde 2’ye gerileyeceği öngörülmektedir.
“ÜRÜN BAZLI ÇALIŞMALAR YAPILARAK ARA MALI, STRATEJİK ÜRÜN VE TEKNOLOJİLER İÇİN YATIRIM YOL HARİTALARI HAZIRLANACAKTIR”
Plan dönemi boyunca başta öncelikli sektörler olmak üzere sanayide teknoloji, yenilikçilik, ürün kalitesi, verimlilik ve ihracat kapasitesi artışı, endüstriyel kapasitenin dönüştürülmesi, iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi ve rekabetçiliğin artırılmasını hedeflemekteyiz. İmalat sanayinde başta öncelikli sektörler olmak üzere tüm sektörlerde yeşil ve dijital dönüşüm ekseninde rekabet gücünün ve verimliliğin artırılması suretiyle yüksek katma değerli üretim yapısını sağlamak amacıyla sanayi envanteri oluşturulacak, sanayi ana planı hazırlanacak, veriye dayalı sanayi politikaları oluşturulacaktır. Ürün bazlı çalışmalar yapılarak ara malı, stratejik ürün ve teknolojiler için yatırım yol haritaları hazırlanacaktır. Gübre ve petrokimya başta olmak üzere sanayinin ihtiyaç duyduğu yeni yatırımlar hayata geçirilecektir. Başta OSB’ler olmak üzere uygun yatırım yerlerinin geliştirilmesi, artırılması, kiralama ve tahsis süreçlerinin kolaylaştırılması sağlanacaktır. Demiryolu yük taşımacılığının payı artırılacak, limanlar ve lojistik merkezleri ile iltisak hatları kurulacaktır. Savunma alanındaki teknolojik kabiliyetlerin sivil alanda kullanımı sağlanacaktır.
“TARIMSAL ALTYAPININ GÜÇLENDİRİLMESİ AMACIYLA 750 BİN HEKTAR ALAN SULAMAYA AÇILACAK VE BÖYLECE SULAMAYA AÇILAN BRÜT TARIMSAL ALAN KÜMÜLATİF OLARAK 7,85 MİLYON HEKTARA ULAŞACAK, EKONOMİK OLARAK SULANABİLECEK ALAN MİKTARI OLAN 8,5 MİLYON HEKTARIN YÜZDE 92,4’Ü SULANABİLECEKTIR”
Tarım sektöründe;
– Tarım ve gıda sektöründe; üretimin ekonomik, sosyal ve çevresel boyutlarını bütüncül olarak ele alan,
– Teknoloji kullanım düzeyi ve verimliliği yüksek, örgütlü, rekabetçi, arz-talep dengesi çerçevesinde planlı üretim yapılan,
– Doğal kaynakları etkin ve sürdürülebilir kullanan ve
– Toplumun yeterli ve dengeli beslenmesini sağlayan bir tarım sektörü hedeflenmektedir. Tarımsal altyapının güçlendirilmesi amacıyla 750 bin hektar alan sulamaya açılacak ve böylece sulamaya açılan brüt tarımsal alan kümülatif olarak 7,85 milyon hektara ulaşacak, ekonomik olarak sulanabilecek alan miktarı olan 8,5 milyon hektarın yüzde 92,4’ü sulanabilecektir. Suyun tarımda etkin ve verimli kullanılması amacıyla mevcut sulama sistemlerinin modernizasyonu ve rehabilitasyonu yapılacak, suyun hacimsel olarak fiyatlandırılması çalışmaları yapılacak ve tasarruf edilen su ile ilave alanların sulamaya açılması sağlanacaktır. 2,5 milyon hektar tarım arazisinin toplulaştırılmasına yönelik çalışmalar yürütülecek ve arazi kullanım planlarının hazırlanması tamamlanacaktır. Üretici örgütlenmesi güçlendirilecek, sera gazı salımının azaltılması için çevre dostu tarımsal uygulamalar desteklenerek yaygınlaştırılacaktır. Sürdürülebilir orman yönetimi ve düşük karbonlu kalkınma hedefi çerçevesinde orman varlığı koruma-kullanma dengesi gözetilerek artırılacak ve elverişli arazilerde endüstriyel ağaçlandırma faaliyetleri sürdürülecektir.
Orman ürünlerinin döngüsel ekonomi çerçevesinde mümkün olan en uzun süreli kullanımı teşvik edilecek ve geri dönüşümü artırılacaktır. Orman yangınlarını önleyici tedbirlerin artırılması sağlanacak, karar destek sistemleri güçlendirilecek ve kara ve hava taşıt filosunun artırılmasına devam edilecektir. Yangınlarla mücadelede önümüzdeki yıllarda, yerli imkânlarla üretilecek yangın söndürme helikopterleri envantere katılacaktır.
“ULUSLARARASI ENERJİ TİCARETİNDE STRATEJİK KONUMUMUZU GÜÇLENDİREN REKABETÇİ BİR ENERJİ SEKTÖRÜ YAPISINA ULAŞMAYI HEDEFLİYORUZ”
Bu Planda enerji sektörü öncelikli gelişme alanlarımıza dahil edilerek enerjinin sürekli, kaliteli, sürdürülebilir, güvenli ve karşılanabilir maliyetlerle arzını, enerji temininde kaynak çeşitlendirmesini sağlayacağız. 2053 yılı net sıfır emisyon hedefini esas alarak yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarını değerlendirerek enerjide kendine yeterliliğini en üst seviyeye yükselten, nükleer teknolojiyi elektrik üretiminde kullanan, enerji verimliliğini artıran, enerji teknolojilerinde yerlileşmeyi önceleyen, yeni teknolojileri entegre eden ve uluslararası enerji ticaretinde stratejik konumumuzu güçlendiren rekabetçi bir enerji sektörü yapısına ulaşmayı hedefliyoruz. Bu çerçevede, enerjinin her alanda verimli kullanımına yönelik çalışmalar sürdürülecektir. Akkuyu Nükleer Güç Santrali bütün üniteleri ile devreye alınacak ve ilave nükleer santral kurulumlarına yönelik çalışmalara devam edilecektir. Tuz Gölü Doğal Gaz Yeraltı Depolama Tesisi’nin kapasitesi artırılacak ve Sakarya Doğal Gaz Sahası’ndan üretilecek doğal gazın ekonomiye kazandırılmasına yönelik faaliyetler sürdürülecektir. Madencilik alanında yerli kaynaklara yönelik arama, üretim ve Ar-Ge faaliyetleri artırılacaktır. Madencilik ürünlerinin yurt içinde işlenmesine ve uç ürün geliştirilmesine öncelik verilecek, denizlerde petrol ve doğal gaz arama faaliyetleri kapsamında sismik ve sondaj çalışmaları yoğunlaştırılacaktır. Yurt dışında uygun yatırım ve üretim imkânları belirlenerek maden, petrol ve doğal gaz arama ve yatırım konularında işbirlikleri geliştirilecektir.
“SAVUNMA SANAYİ İHRACATININ 6 MİLYAR DOLARDAN 11 MİLYAR DOLARA ÇIKARILMASI SAĞLANACAK, SAVUNMA SANAYİ YERLİLİK ORANI YÜZDE 80’DEN 85’E YÜKSELTİLECEKTİR””
Savunma sanayisi alanında ülkemizin savunma ve güvenlik ihtiyaçlarını milli teknolojilerin ve yeteneklerin azami ölçüde kullanımını temin ederek karşılamak, savunma ve havacılık sanayinin rekabetçiliğini küresel ölçekte artırmak, savunma sanayinde edinilen kabiliyetlerin sivil sektöre yayılımını da sağlayarak ülkemiz için önemli ekonomik değer üreten bir seviyeye taşımak temel amacımızdır. Bu kapsamda, savunma sanayi ihracatının 6 milyar dolardan 11 milyar dolara çıkarılması sağlanacak, savunma sanayi yerlilik oranı yüzde 80’den 85’e yükseltilecektir.
“2028 YILINDA 82,3 MİLYON TURİST VE 100 MİLYAR DOLAR TURİZM GELİRİ NE ULAŞILMASI SAĞLANACAK, KİŞİ BAŞINA ORTALAMA HARCAMA 905 DOLARDAN 1.215 DOLARA ÇIKARILACAKTIR”
Turizm öncelikli alanında değişen tüketici eğilimleri doğrultusunda turizmin çeşitlendirilmesi ve geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Bununla birlikte sezon süresinin uzatılması, hizmet kalitesinin yükseltilmesi ve daha fazla harcama eğilimi olan ziyaretçinin ülkemize çekilmesiyle ziyaretçi başına turizm gelirinin artırılması hedeflenmektedir. Bu kapsamda 2028 yılında 82,3 milyon turist ve 100 milyar dolar turizm gelirine ulaşılması sağlanacak, kişi başına ortalama harcama 905 dolardan 1.215 dolara çıkarılacaktır. Ziyaretçi başına turizm gelirinin artırılması amacıyla daha fazla gelir bırakan turizm çeşitleri geliştirilecek; gastronomi, golf, alışveriş, kruvaziyer, kültür, kış, sağlık gibi türler başta olmak üzere turizmin çeşitlendirilmesi suretiyle on iki aya yayılması sağlanacak, yeni kaynak pazarlara yönelik tanıtım faaliyetlerine ağırlık verilecektir.
“PLAN DÖNEMİNDE, KARASAL YÜK TAŞIMACILIĞINDA DEMİR YOLUNUN PAYI YÜZDE 5,76’DAN 7,60’A ÇIKARILACAK”
Ulaştırma ve lojistik alanında Türkiye’nin coğrafi avantajından en iyi şekilde faydalanarak güvenli, erişilebilir, bütüncül, çevre dostu ve düşük maliyetli bir ulaştırma sisteminin tesis edilmesi ve lojistikte bölgesel bir üs olma potansiyelimizden azami düzeyde faydalanılması amaçlanmaktadır. Bu çerçevede, imalat sanayi başta olmak üzere ekonomi genelinde üretim, tüketim ve ticaret merkezlerinin birbirine bağlanması amacıyla modlar arası taşımacılığın yaygınlaştırılması, demir yolu yatırımlarında yük taşımacılığına odaklanılması ve lojistik maliyetlerin azaltılması yoluyla verimliliğin ve rekabetçiliğin artırılması sağlanacaktır. Plan döneminde, karasal yük taşımacılığında demir yolunun payı yüzde 5,76’dan 7,60’a çıkarılacak, devam eden demir yolu projeleri tamamlanacak ve mevcutlar modernize edilecek, demir yollarında elektrikli hat oranı yüzde 52’den yüzde 72’ye, sinyalli hat oranı ise yüzde 58’den yüzde 80’e çıkarılacaktır.
“E-İHRACATIN İHRACAT İÇİNDEKİ PAYININ 2022 YILINDAKİ YÜZDE 0,86 SEVİYESİNDEN YÜZDE 10’A ÇIKARILMASI HEDEFLENMEKTEDİR”
Ülkemizin alıcı ve satıcıların etkin bir biçimde buluşturulduğu, fiyatların etkin işleyen sağlıklı piyasa koşullarında belirlendiği, üretici ve tüketici haklarının korunduğu, kalite odaklı, kolay ve düşük işlem maliyetli bir ticaret ortamına sahip olması sağlanacaktır. E-İhracatın ihracat içindeki payının 2022 yılındaki yüzde 0,86 seviyesinden yüzde 10’a çıkarılması hedeflenmektedir. Bu kapsamda, Türkiye e-İhracat Platformu ve e-İhracat Konsorsiyumları hayata geçirilecek, şirketlerin, pazaryerlerinin ve perakende e-ticaret sitelerinin yurt dışında satış yapabilmeleri desteklenecek, e-ihracat gümrük işlemleri sadeleştirilecek, e-ticaret hacminin düşük olduğu illerin e-ticarete katılım oranı artırılacaktır. Ticaret hizmetlerinde iş ve işlemlerin etkin biçimde yapılabilmesi ancak tüketici haklarının gözetildiği ve korunduğu bir ortamla mümkündür. Bunun için tüketici hakem heyetleri 81 il merkezinde olacak şekilde yeniden yapılandırılacaktır. Tüketici Şikâyet Platformu oluşturularak tüketici uyuşmazlıklarının elektronik ortamda çözülebilmesi sağlanacak, piyasa gözetim ve denetimi faaliyetleri etkinleştirilecektir. Bu çalışmalarla birlikte tüketici ürünlerindeki güvensizlik oranı yüzde 1,3’e düşürülecektir. Gümrük hizmetleri yeşil ve dijital dönüşüme uygun bir yapıya kavuşturulacaktır. Gümrük idarelerinde sürdürülen modernizasyon ve yapım projelerinin tamamlanarak yeni gümrük tesislerinin hizmet vermesi sağlanacaktır. Kalite odaklı bir yaklaşımla gümrük işlemlerinin hız kazanması ve ticaret erbabı ile tüketicinin haklarının gözetilmesi sağlanacaktır.
“DÜNYA AKADEMİK BAŞARI SIRALAMALARINDA 2028 İTİBARIYLA EN AZ 10 ÜNİVERSİTEMİZİN İLK 500’E GİRMEK SAĞLANACAKTIR”
Bu çerçevede eğitim sisteminde bireylerin kişilik ve kabiliyetlerini geliştiren, fırsat eşitliğine dayalı, kaliteyi yükselten bir dönüşüm programı uygulanmaktadır. Kapsayıcı, fırsat eşitliğine dayalı kaliteli bir eğitime ve hayat boyu öğrenme imkânlarına erişimin sağlanması en önemli eğitim politikaları arasındadır. Çalışma çağındaki nüfusta işgücüne katılımın dışında yer alan kesimlerin iş gücüne dâhil olmalarına imkân sağlanacaktır. Daha kaliteli eğitim ve yaygınlaştırılmış mesleki ve odaklı eğitim imkânlarıyla işgücünün yetkinlikleri ve iş hayatıyla uyumu geliştirilecektir. Yükseköğretim sistemimizin bu plan döneminde de güçlenmesi ve ülkemizin gelişimi için temel aktörlerden biri olmaya devam etmesi sağlanacaktır. Bu kapsamda dünya akademik başarı sıralamalarında 2028 itibarıyla en az 10 üniversitemizin ilk 500’e girmesi sağlanacaktır.
“ÜNİVERSİTE HASTANELERİNİN YÖNETİM MODELİ EĞİTİM, ARAŞTIRMA VE HİZMET SUNUM FONKSİYONLARI İTİBARIYLA ETKİN VE SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR YAPIYA KAVUŞTURULACAKTIR”
Kalkınma hedeflerine ulaşılmasında önemli unsurlardan biri de sağlık hizmetleridir.
Sağlık hizmeti sunumunda bölgeler arası dağılımın iyileştirilmesi, fiziki altyapının ve insan kaynağının niteliği ve niceliğinin artırılması sağlanacaktır. Bu çerçevede, aile hekimlerince sunulan sağlık hizmetlerini nitelik ve nicelik olarak iyileştirmek suretiyle aile hekimi başına nüfusun 3.040’dan 2.700’e düşürülmesi hedeflenmektedir. Sağlık tesislerine yönelik yatırım planlanmalarıyla fiziki altyapının dengeli dağılımı sağlanacak, mevcut hastane yataklarının kullanım etkinliği yükseltilerek fiziki altyapının dengeli dağılım oranı 1,42’den 1,38’e düşürülecektir. Özel gereksinimi ve nadir hastalığı olan bireylere sunulan sağlık hizmetlerinin kapasitesi güçlendirilecektir. Aktif yaşlanmaya yönelik koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetlerinin kapasitesi iyileştirilecek, yaşlıların sağlık hizmetlerine ulaşımı kolaylaştırılacak, yaşlı sağlığı (geriatri) ve palyatif bakım hizmetleri sunan merkezlerin sayısı artırılacaktır. Ülkemizin bulaşıcı hastalıklara, ani sağlık şoklarına, afet ve acil durumlara hazırlık ve müdahale kapasitesi güçlendirilecektir. Bağımlılıkla mücadele kapsamında sunulan hizmetlerin kapasitesi ile kalitesi iyileştirilecek, bu hizmetlere erişilebilirlik artırılacak ve hizmetlerin tamamlayıcı şekilde sunulması sağlanacaktır. Dijital sağlık çözümlerinin sağlık sistemi içerisinde etkin ve verimli kullanımı sağlanacak, dijital sağlık teknolojilerinin kullanımı yaygınlaştırılacak, hastanelerin dijitalleşme altyapısı desteklenecektir. Üniversite hastanelerinin yönetim modeli eğitim, araştırma ve hizmet sunum fonksiyonları itibarıyla etkin ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulacaktır. Ülkemizin sağlık turizmi alanında tanınırlığı ve tercih edilirliği artırılacak, sağlık turizmi hizmet kapasitesi nitelik ve nicelik olarak geliştirilecektir.
“TÜRK SİNEMASININ DÜNYADA TANINAN BİR MARKA HALİNE GELMESİ İÇİN SİNEMA ENDÜSTRİSİNİN GELİŞİMİ SAĞLANARAK ULUSLARARASI REKABETÇİLİĞİ ARTIRILACAKTIR”
Kültür ve sanat mirasımızın zenginlik ve çeşitliliğinin korunup geliştirilerek gelecek nesillere aktarılması, millî kültür ve kadim medeniyetimizin ortak değerleri etrafında toplumsal bütünlüğün ve dayanışmanın güçlendirilmesi, kültür ve sanat faaliyetlerinin toplum genelinde yaygınlaştırılarak kalkınmadaki çok boyutlu etkisinin artırılması temel amaçtır. Yurt içi ve yurt dışındaki somut ve somut olmayan kültür mirasımız; toplumun kültür, tarih ve estetik bilincini geliştirecek, kültür turizmine katkı sağlayacak ve afet riskini dikkate alacak şekilde korunacaktır. Kültürel altyapı unsurlarının daha verimli ve etkili kullanılabilmesi için mimarisi, işletme ve yönetim modeli işlevsel hale getirilecek, farklı etkinliklere imkân veren esnek mekânsal tasarımlar geliştirilecektir. Türkçe’nin zenginliği ortaya çıkarılarak dünyada yaygın ve geçerli bir dil haline gelmesi ve hayatın her alanında doğru kullanımı sağlanacaktır. Türk sinemasının dünyada tanınan bir marka haline gelmesi için sinema endüstrisinin gelişimi sağlanarak uluslararası rekabetçiliği artırılacaktır. Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerin meydana getirdiği tahribatın giderilmesi çalışmalarında yerleşik kültürü yaşatan nüfusun ikametlerine dönmesinin sağlanması, tarihi ve kültürel dokunun bütüncül olarak ihya edilmesi ve tarihi dokunun bulunduğu eski kent bölgeleriyle yeni kent yerleşimleri arasındaki ilişkinin güçlendirilerek devam ettirilmesi sağlanacaktır.
“ADALET, EŞİTLİK, ÖDEME GÜCÜ VE ARTAN ORANLILIK İLKELERİ GÖZETİLEREK VERGİLEMENİN GELİR DAĞILIMINI İYİLEŞTİRİCİ ETKİSİ PERÇİNLENECEKTİR”
On İkinci Kalkınma Planı döneminde ekonomik büyümenin toplumsal refaha dönüşmesi doğrultusunda tüm refah bileşenlerini toplum içinde adil dağıtmayı sağlayacak ve genel yaşam standardını önemli ölçüde yukarıya çekecek mali ve finansal politikalar yoluyla gelir dağılımının iyileştirilmesi hedeflenmektedir. Bu doğrultuda, enflasyonla mücadelede kullanılacak makroekonomik politikaların gelir dağılımını iyileştirici yönde uygulanması ve sosyal transferler aracılığıyla fırsat eşitliğinin artırılması sağlanacaktır. Adalet, eşitlik, ödeme gücü ve artan oranlılık ilkeleri gözetilerek vergilemenin gelir dağılımını iyileştirici etkisi perçinlenecektir.
“GÖÇ YÖNETİMİNE İLİŞKİN KURUMSAL KAPASİTE GÜÇLENDİRİLECEK, VİZE VE İKAMET UYGULAMALARI DÜZENLİ GÖÇÜ SAĞLIKLI YÖNETMEK, DÜZENSİZ GÖÇÜ ÖNLEMEK ÜZERE PLANLI, ÖNGÖRÜLÜ VE ETKİN OLARAK YÜRÜTÜLECEKTİR”
Bilindiği üzere, ülkemiz sahip olduğu coğrafi konum ve tarihî geçmiş sebebiyle geçmişten bugüne göç olaylarıyla karşı karşıya kalmaktadır. On İkinci Kalkınma Planı döneminde, bütüncül, özgün, değişen ihtiyaç ve şartlara göre yenilenebilen, etkin ve sürdürülebilir bir göç yönetimi sağlanarak düzensiz göçün önlenmesi amaçlanmaktadır. Göç yönetimine ilişkin kurumsal kapasite güçlendirilecek, vize ve ikamet uygulamaları düzenli göçü sağlıklı yönetmek, düzensiz göçü önlemek üzere planlı, öngörülü ve etkin olarak yürütülecektir. Türkiye’de bulunan geçici koruma ve uluslararası koruma altındaki kişilerin sosyal, ekonomik ve kültürel hayata uyumları desteklenecektir.
“KAHRAMANMARAŞ VE HATAY DEPREMLERİNDEN ETKİLENEN ŞEHİRLERİN, ŞEHİRCİLİK GELENEKLERİNE UYGUN, İKLİM DOSTU VE AFETE DİRENÇLİ ŞEHİRCİLİK ANLAYIŞI İLE YENİDEN İNŞASI GERÇEKLEŞTİRİLECEK”
Şehirleşme çalışmaları kapsamında mekânsal planların yapımında ve uygulanmasında iklim değişikliğine ve afetlere karşı dirençliliğin sağlanmasında dikkate alınacak önlem ve kriterlerin belirlenmesi ve bu doğrultuda yerleşme ve yapılaşma koşullarına ilişkin usul ve esaslar hayata geçirilecektir. Bununla birlikte mekânsal planlamanın etkinleştirilmesi için ihtiyaç duyulan bilgi sistemlerine ilişkin beşeri ve teknik kapasite geliştirilerek mekânsal planlamada dijital dönüşüm tamamlanacaktır. Kahramanmaraş ve Hatay depremlerinden etkilenen şehirlerin, şehircilik geleneklerine uygun, iklim dostu ve afete dirençli şehircilik anlayışı ile yeniden inşası gerçekleştirilecek, tüm ülkede tek koordinat sistemine geçilerek kadastro modernizasyonu tamamlanacaktır.
“PLAN DÖNEMİNDE DAR VE ORTA GELİRLİLERE YÖNELİK EN AZ 375 BİN SOSYAL KONUT ÜRETİMİ HEDEFLENMEKTEDİR”
Kentleşme, nüfus artışı, yenileme ve afetten kaynaklanan konut ihtiyacının arz talep dengesi gözetilerek karşılanmasını temel bir politika olarak benimsiyoruz. Plan döneminde dar ve orta gelirlilere yönelik en az 375 bin sosyal konut üretimi hedeflenmektedir.
“KÖYDES PROJESİ KAPSAMINDA 145 BİN KM KÖY YOLUNUN YAPIMI VEYA ONARIMI TAMAMLANMIŞ OLACAKTIR”
On İkinci Kalkınma Planı döneminde sürdürülebilir kırsal kalkınma anlayışıyla, kırsalda yaşayan üretici birlikleri ve aile işletmelerinin üretim kapasitesinin ve kırsal işgücünün istihdam edilebilirliğinin artırılması ve yaşam kalitesinin iyileştirilmesi temel amaç olarak benimsenecektir. 2028 yılı itibarıyla KÖYDES Projesi kapsamında 145 bin km köy yolunun yapımı veya onarımı tamamlanmış olacaktır. 85 bin ünite içme suyu tesisi yapılmış veya onarılmış olacaktır.
“OBJEKTİF ÖLÇÜTLERİN VE LİYAKAT İLKELERİNİN HAKİM OLDUĞU, DEĞİŞEN KOŞULLARA UYUM SAĞLAYAN KAMU PERSONEL SİSTEMİNİN OLUŞTURULMASI AMAÇLANMAKTADIR”
Kamuda insan kaynakları önem verdiğimiz bir başka alandır. Yüksek verimlilikle kaliteli hizmet sunan insan kaynağına sahip, objektif ölçütlerin ve liyakat ilkelerinin hâkim olduğu, değişen koşullara uyum sağlayan kamu personel sisteminin oluşturulması amaçlanmaktadır. Bu amaçla kamu sektöründe stratejik insan kaynakları yönetimi geliştirilecek, kamu personelinin verimliliğinin artırılmasına yönelik çalışmalar yapılarak iyi uygulamalar yaygınlaştırılacaktır.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte, yürütmenin etkin ve hızlı karar alma mekanizmaları aracılığıyla On İkinci Kalkınma Planı’nın etkili bir şekilde uygulanması amaçlanmaktadır. Kalkınma Planı, başta orta vadeli program olmak üzere diğer üst politika belgeleri ile kurumsal strateji belgelerinin temel dayanağını oluşturmakta ve kamu idarelerine önceliklerini belirlemede yön verecek bir politika seti sunmaktadır. Kalkınma Planı, aynı zamanda, bütçe sürecinde kaynak tahsisi açısından orta vadeli programlar için temel çerçeveyi oluşturmaktadır. Bu kapsamda, kamu idareleri yatırım ve cari harcamalarını, kurumsal ve hukuki düzenlemelerini Planda öngörülen politika ve tedbirleri dikkate alarak gerçekleştirecektir. Kalkınma Planının izlenmesi ve değerlendirilmesi Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın koordinasyonunda ve ilgili tüm kamu idareleriyle işbirliği içerisinde Cumhurbaşkanlığı yıllık programları aracılığıyla gerçekleştirilecek, Plan hedeflerine ilişkin gerçekleşmeler yıllık olarak raporlanacaktır.”
GÖRÜŞMELERE BEŞ GÜN ARA VERİLDİ
Cumhurbaşkanı Yılmaz’ın sunumunun ardından görüşmelere beş gün ara verildi. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, 5 gün sonra plan bölümler halinde görüşülecek.
de yapılacak.