İsrail, Suriye’de operasyona devam ediyor: Karadan havaya atılan füzelerin yüzde 90’ı imha edildi
CHP’li Bakan’dan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriyeliler açıklamasına yanıt: “Herkes kendi vatanında var olsun, vatanlarının inşasında görev alsınlar”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönmeleri ile ilgili “Ülkemize katkı yapmak isteyen; ekonomik, sosyal ve kültürel olarak bizlere zenginlik katan Suriyeli kardeşlerimizin elinden tutmaya devam edeceğiz” açıklamasına tepki gösterdi. Bakan, “Kendi ülkelerinin ekonomisine, ticaretine ve üretimine katkı versinler ve kendi ülkelerinde mutlu yaşasınlar” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 10 Ocak İdareciler Günü nedeniyle düzenlenen programda, Suriyelilerin geri dönüşleri ile yaptığı konuşmada, “Ülkemize katkı yapmak isteyen; ekonomik, sosyal ve kültürel olarak bizlere zenginlik katan Suriyeli kardeşlerimizin elinden tutmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Erdoğan’ın bu sözlerine, CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, yaptığı yazılı açıklama ile yanıtı verdi. Bakan, iktidarın hızla sığınmacıların geri dönüş süreçlerini hızlandırmak için kapsamlı ve zorlayıcı politikaların uygulanması gerektiğini vurguladı.
Bakan, Suriyelilerin, birçok ülkenin sığınmacıların geri dönüşlerini hızlandırmak için tedbir aldığını vurgulayarak açıklamasında, şu ifadeleri kullandı:
“Biz hiçbir zaman ‘3 milyon kişiyi otobüslere, trenlere doldurup ülkelerine gönderin’ demedik. Bu insanlar yıllardır ülkemizdeler, burada ev kurdular, yuva kurdular, iş kurdular. Ancak Esat’ın zulmünden kaçıp gelmişlerdi, Esat gitti, artık ülkelerine dönmeliler. Türkiye, madem Suriye’nin yeniden inşasında rol üstlenecek, kendi ülkesindeki sığınmacıların ülkelerine dönmesi noktasında da aynı tutumu göstermeli; bu insanların makul bir sürede evlerini taşıyabilecekleri, işlerini tasfiye edebilecekleri ve ülkelerine dönebilecekleri bir süreci başlatmalı. Almanya, Belçika, Birleşik Krallık, Fransa, Yunanistan, Hollanda, İtalya, Norveç, İsviçre, Finlandiya, İsveç, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti ve Danimarka gibi ülkeler, Suriyelilere yönelik sığınma başvurularını askıya aldıklarını açıkladı. Ayrıca, pek çok ülke sığınmacıların geri dönüşlerini hızlandırmak için alacakları tedbirleri kamuoyuyla paylaştı. Buna karşın, Cumhurbaşkanı, dönüşleri hızlandıracak politikalar ya da zorlayıcı tedbirler açıklamak yerine, ‘Burada kalmak isteyenlerin başımızın üstünde yeri var’ gibi ifadeler kullanıyor.
“Kapsamlı, teşvik edici ve zorlayıcı politikalar uygulanmalı”
İktidarın hızla sığınmacıların geri dönüş süreçlerini hızlandırmak için kapsamlı, teşvik edici ve zorlayıcı politikalar uygulaması gerekiyor. Bir takvim belirleyip, geri dönüşü teşvik edecek seçenekler sunmalısınız. Aynı zamanda geri dönüşü sağlayacak zorlayıcı tedbirler de alınmalı. Örneğin; ülkesine dönmeyen Suriyelilerin Türkiye’deki sağlık, sosyal güvenlik gibi birtakım hizmetlerden yararlanmaları noktasında kısıtlayıcı ve zorlayıcı tedbirler uygulanabilir. Kararlı ve sınırları belli bir uygulama ortaya koymazsanız, kimse ülkesine dönmez ve sığınmacı krizi hem maddi hem manevi olarak topluma yük olmaya devam eder. Bu sürecin başlatılmamasının ve iktidarın hala bir şekilde Suriyeli sığınmacıların burada kalmalarına yönelik verdiği desteğin bir yorumunun da; bir yandan onları AB’den para koparmak için araçsallaştırdığı, diğer yandan da gerektiğinde Batı’ya karşı ‘kapıları açarız tehdidini’ elinde tuttuğu olduğunu söylemek gerekiyor.
“Bir taraftan teşvik, diğer taraftan zorlayıcı tedbirler ile ülkelerine dönmelerini talep etmek ırkçılık değildir”
Cumhurbaşkanı’nın Suriyeli sığınmacıların ülkemize ekonomik, sosyal ve kültürel olarak zenginlik kattığı yönündeki görüşüne katılmak da mümkün değil. Sosyal ve kültürel olarak zaten entegre değiller, kendi gettolarında yaşıyorlar. Suriyelilerin, Türkiye’nin demografik ve sosyal yapısını olumsuz yönde etkilediğini ve çok yüksek bir ekonomik maliyeti olduğunu cesurca ifade etmek gerekiyor. Bunu bu şekilde söylemek ve Suriyeli sığınmacıların bir taraftan teşvik diğer taraftan zorlayıcı tedbirler ile ülkelerine dönmelerini talep etmek ırkçılık değildir. Türkiye fazlasıyla kaynak ayırdı, fazlasıyla misafirperverlik gösterdi. Herkes kendi vatanında var olsun, vatanlarının inşasında görev alsınlar. Kendi ülkelerinin ekonomisine, ticaretine ve üretimine katkı versinler ve kendi ülkelerinde mutlu yaşasınlar.”
Kaynak: ANKA