25 Eylül 2024 Çarşamba

Cevdet Yılmaz’dan Hakim Lokman Açıklaması!

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Hakim Lokman’ın öldürülmesine ilişkin açıklamasında “Terör propagandası hangi dilde yapılırsa yapılsın terör propagandasıdır ve suçtur. Sadece Kürtçe konuştuğu için bir şahsa yönelik saldırı olursa hepimiz bunun karşısında oluruz ve hukuki olarak gereği neyse yapılır. Böyle olmadığı halde, yaşanan bazı asayiş hadiseleri üzerinden kimlik siyaseti yapanlar, toplumsal fay hatları oluşturma gayreti içinde olanlardır” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Hakim Lokman’ın öldürülmesine ilişkin açıklamasında konunun Kürtçe ile herhangi bir bağlantısının bulunmadığını savundu.

“Terör propagandası hangi dilde yapılırsa yapılsın terör propagandasıdır ve suçtur” ifadesini kullanan Yılmaz, yaşanan olayın asayiş hadisesi olduğunu söyledi.

“Bizim Kürtçe konuşan vatandaşlarımızla veya herhangi bir kişiyle bir sorunumuz yok” diyen Yılmaz, “Sorunumuz emperyalist oyunlara alet olarak ülkemizi bölmeye çalışanlarla, milli birliğimize kastedenlerle ve terör odaklarıyladır” ifadesini kullandı.

Yılmaz’ın açıklamasının tamamı şu şekilde:

“Duhoklu Kürt iş insanı Hakim Lokman, sadece anadilini konuştuğu için İstanbul’da kalbinden bıçaklanarak katledilmiştir” şeklinde yapılan provokatif açıklamalar gerçeği yansıtmamaktadır. Yapılan çarpıtmalar ile hükümetimizin ve siyasi ittifakımızın hedef alınması ise bu iddiaları ortaya atanların asıl niyetlerini göstermektedir.

Bizim Kürtçe konuşan vatandaşlarımızla veya herhangi bir kişiyle bir sorunumuz yoktur. Sorunumuz emperyalist oyunlara alet olarak ülkemizi bölmeye çalışanlarla, milli birliğimize kastedenlerle ve terör odaklarıyladır.

Türkçe resmi ve ortak dilimizdir. Vatandaşlarımızın ana dilleri konusunda ise, yapılan çeşitli reformlarla geçmişin yasakçı zihniyetini ortadan kaldıran bizim hükümetlerimiz olmuştur.

Terör propagandası hangi dilde yapılırsa yapılsın terör propagandasıdır ve suçtur.

Sadece Kürtçe konuştuğu için bir şahsa yönelik saldırı olursa hepimiz bunun karşısında oluruz ve hukuki olarak gereği neyse yapılır. Böyle olmadığı halde, yaşanan bazı asayiş hadiseleri üzerinden kimlik siyaseti yapanlar, toplumsal fay hatları oluşturma gayreti içinde olanlardır.

Ayrıntılı bilgi edinmeden, yetkililerin açıklamalarını ve hukuki süreçleri beklemeden, kimlikler üzerinden siyasi istismar yapmak doğru değildir.

İlk edinilen bilgilere göre, İstanbul’da yaşanan üzücü cinayet hadisesinde hayatını kaybeden şahsın katil zanlısı Batmanlı bir vatandaşımızdır. Yapılan ilk incelemeler yaşanan hadisenin Kürtçe konuşma ile yakından uzaktan bir ilişkisi olmadığını, farklı tartışmalardan kaynaklandığını işaret etmektedir. Suçlu olanlar elbette ki adli süreçlerde belirlenecek ve karşılığını göreceklerdir.”

HATİMOĞULLARI VE BAKIRHAN AÇIKLAMA YAPMIŞTI

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları da konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi:

“Duhoklu Kürt Hakim Lokman’ın İstanbul’da ırkçı bir saldırıda hunharca katledilmesi, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde barışı daha güçlü haykırmamız gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Sadece son birkaç ayda, IŞİD militanları Amed’de kafe bastı, polis Kürtçe müzik eşliğinde halay çekiliyor diye düğün bastı, Kürtçe konuşan işçiler saldırıya uğradı ve son olarak Hakim Lokman, Kürtçe konuştuğu için katledildi. Bu yaşananlar tesadüf değil! JİTEM ittifakı ile nefret politikalarını derinleştiren iktidar, toplumda ırkçı-şoven yaklaşımların önünü açıyor. Bilinsin ki bizler, halkların birbirine düşman edilmesine asla izin vermeyeceğiz. Her koşulda barışı savunmaya devam edeceğiz.”

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan da konuya ilişkin açıklamasında Lokman’ın öldürülmesini kınadığını açıklamıştı.

Bakırhan, şunları söylemişti:

“Federe Kürdistan Bölgesi vatandaşı Hakim Lokman’ın, İstanbul’da bir kafede Kürtçe konuştuğu için 12 kişi tarafından hunharca katledilmesini kınıyorum. Hakim Lokman’ın kalbine vurulan bıçak Kürdün varoluşunu hedef alan bir saldırıdır. Siyasi ve toplumsal iklimi zehirleyen AKP-MHP iktidarının politikalarıdır. Son günlerde Kürt işçilere yönelik, Kürt dili, kültürü ve şarkılarına yönelik organizeli saldırıların müsebbibi iktidardır. JİTEM maskeli güruhlar savaşa gidercesine bir futbol müsabakasına gitme cesaretini bu iktidardan alıyor. İşte bu nefret iklimi bugün bir Kürdün daha yaşamına mal oldu. İktidarı uyarıyoruz; Irkçı ve şovenist söylem ve uygulamalarınızdan, toplumsal fay hatlarını germekten vazgeçin.”

Kaynak: BİRGÜN

İlgili Haberler