Millilerimizin 1 Ağustos Paris Olimpiyat Oyunları Günlük Programı
Cevdet Akay: “Vatandaşın Sırtındaki Vergi Yükünü Daha Da Büyüten Akp, Mültecilere Geçtiği Kıyaklarla Da Kayıt Dışı Ekonomiyi Kendi Eliyle Besleyip Büyütüyor”
CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, “Gece yarısı yayımladıkları Cumhurbaşkanı Kararnameleri ve TBMM’den geçirdikleri kanunlarla vatandaşın sırtındaki vergi yükünü daha da büyüten AKP, mültecilere geçtiği kıyaklarla da kayıt dışı ekonomiyi kendi eliyle besleyip büyütüyor” dedi.
CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, bugün TBMM’de mülteci sorununa ilişkin basın toplantısı düzenledi. Türkiye’nin Avrupa’nın mülteci kampı haline gelmesinin AKP iktidarı olduğunu söyleyen Akay, şöyle konuştu:
“Mülteci ve sığınmacı meselesini ırkçılığa indirgemek asla kabul edilemez; sığınmacı ve mülteciler hakkında yapılan her değerlendirme, ülkemizin geldiği durum hakkındaki tahliller de ırkçılık olarak değerlendirilemez.
Bu krizin yaşanmasının; ülkemizin Avrupa’nın mülteci kampı haline gelmesinin birinci derece sorumlusu AKP iktidarıdır. Kamera karşısına ne zaman geçse milliyetçilik dersi vermeye kalkan, ülke bekasını ağzından düşürmeyenler konu mülteci ve sığınmacılara gelince ağızlarına kilit vuruluyor, gerçek beka sorunu karşısında tek kelime dahi etmiyorlar. ‘Beka’ diye dört dönenlere asıl ‘Beka sorunumuzu’ anlatmaya çalışacağım.
“2002 YILINDA TÜRKİYE’DE, 5 BİN DOLAYLARINDA MÜLTECİ VE SIĞINMACIYA EV SAHİPLİĞİ YAPARKEN BU RAKAM 21 YIL SONRA RESMİ VERİLERE GÖRE 6 MİLYONU AŞMIŞ DURUMDA”
Yaklaşık 20 yıldır, savaşın hâkim olduğu ve paramparça ettiği komşu ülkeler Irak ve Suriye başta olmak üzere Afganistan, Pakistan, Bangladeş, Fas ve Yemen olmak üzere dünyanın dört bir yanından ülkemize yapılan mülteci ve göçmen akını, Türkiye’yi ‘Mültecilerin Başkenti’ haline getirdi. 2002 yılında Türkiye’de, savaş ve iç karışıklığın hâkim olduğu komşu ülkeler başta olmak üzere 5 bin dolaylarında mülteci ve sığınmacıya ev sahipliği yaparken bu rakam 21 yıl sonra resmi verilere göre 6 milyonu aşmış durumda. Kayıt dışı ve belgesiz mültecileri de bu tabloya eklediğimizde dudak uçuklatan bir tablo karşımıza çıkıyor. Resmî rakamlara göre, mülteciler artık Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 7’sine tekabül ediyor. Bu tabloyu dünyanın hiçbir yerinde göremezsiniz, çünkü bu durumun dünyanın herhangi bir yerinde, başka bir örneği yok.
“100 MİLYAR DOLARIN ÜZERİNDE BİR RAKAMIN HARCANDIĞINI SÖYLEMEK MÜMKÜN”
Türkiye’nin bu kadar çok mülteciye ev sahipliği yapmasının ekonomik yükü oldukça ağır. İktidarın en son açıkladığı verilere göre, sığınmacılara öz kaynaklarından yaklaşık 45 milyar dolar harcadığını açıklamış olsa da bu rakam inandırıcı ve gerçekçi değildir. Sadece mülteci çocukların eğitiminin yılda 1,5 milyar liranın üzerinde bir rakama mal olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda barınma, tıbbi bakımı da eklediğimizde 100 milyar doların üzerinde bir rakamın harcandığını söylemek mümkün.
“KENDİ VATANDAŞINA KARŞI OLDUKÇA KETUM VE OTOKRAT OLAN İKTİDAR, MÜLTECİ VE SIĞINMACILARA KARŞI ‘PAMUK ŞEKER’ DURUMUNDA”
Avrupa Birliği, mülteciler için 2016 ile 2019 yılları arasında altı milyar avro (6,1 milyar dolar) verdi ve 2021-2024 için de üç milyar avro (3 milyar dolar) daha vaat etti. Fakat yukarıda bahsettiğimiz gibi AB’den gelen para bizim öz kaynaklarımızdan harcadığımız paranın yanında deve de kulak kalmaktadır. AKP iktidarının herhangi bir göç politikası olmaması ve mülteci ile sığınmacılara karşı ‘Açık Kapı’ politikası yürütmesinden dolayı sınırlarımızı kevgire dönmüş durumda. Kendi vatandaşına karşı oldukça ketum ve otokrat olan iktidar, mülteci ve sığınmacılara karşı ‘pamuk şeker’ durumunda. ‘İl Bazlı Koruma Sistemine’ göre sığınmacı ve mültecilerin yalnızca kayıtlı oldukları şehirlerdeki hizmetlerden ve haklardan yararlanabilmeleri gerekiyor. Fakat iktidar kanlarımızı döktüğümüz, canlarımızı feda ederek kurduğumuz bu topraklara soktuğu mülteci ve sığınmacılara ‘hukuku tanımayın, kurallara uymayın’ diyor.
“VATANDAŞIN SIRTINDAKİ VERGİ YÜKÜNÜ DAHA DA BÜYÜTEN AKP, MÜLTECİLERE GEÇTİĞİ KIYAKLARLA DA KAYIT DIŞI EKONOMİYİ KENDİ ELİYLE BESLEYİP BÜYÜTÜYOR”
Mülteci ve sığınmacılar ülkemizdeki kurallara riayet etmeyerek kayıt dışı ekonomide iş bulabilecekleri ve iş kurabilecekleri şehirlere akın ediyorlar. Gece yarısı yayımladıkları Cumhurbaşkanı kararnameleri ve TBMM’den geçirdikleri kanunlarla vatandaşın sırtındaki vergi yükünü daha da büyüten AKP, mültecilere geçtiği kıyaklarla da kayıt dışı ekonomiyi kendi eliyle besleyip büyütüyor. Bunun acısını ise güzel ülkemin insanları çekiyor. Ülkemizdeki mültecilerin neredeyse tamamı kayıt dışı çalışıyor. Bu durum da Türkiye’nin kayıt dışı ekonomisinin önemli ölçüde genişlemesine neden oldu; kayıt dışı ekonomi bugün genel ekonominin üçte birlik kısmını oluşturuyor. Bu durum ülkemiz için büyük bir tehlike oluşturuyor. Kayıt dışı ekonominin genişlemesi, işçiler için güvenliksiz ve genellikle güvencesiz koşullar yaratmanın yanı sıra, Türkiye’nin ekonomik büyümesi önünde de engel teşkil ediyor.
“TÜRKİYE’DE DOĞMUŞ VE FİİLEN VATANSIZ DURUMDA OLAN TAHMİNEN 750 BİN SURİYELİ ÇOCUK VAR”
Aşağı yukarı 200 bin Suriyeli mülteci Türk vatandaşlığı aldı ve bu kişilerin büyük çoğunluğunun ülkemizde oy kullanma hakkı var. Türkiye’de doğan mülteci çocuklar otomatik olarak Türk vatandaşlığına geçmediğinden, Türkiye’de doğmuş ve fiilen vatansız durumda olan tahminen 750 bin Suriyeli çocuk var. Diğer milletleri de eklediğimizde bu sayı 1 milyonu aşmaktadır.
“SAĞLIK BAKANI’NIN AÇIKLAMASINA GÖRE 3 MİLYON SURİYELİ’YE YATAKLI TEDAVİ, 2.6 MİLYON SURİYELİ’YE AMELİYAT OLMAK ÜZERE SIĞINMACILARA 97 MİLYON POLİKLİNİK HİZMETİ VERİLMİŞ DURUMDA”
Sağlık Bakanı’nın açıklamasına göre 3 milyon Suriyeliye yataklı tedavi, 2.6 milyon Suriyeliye ameliyat olmak üzere sığınmacılara 97 milyon poliklinik hizmeti verilmiş durumda. Yine yıllık 1 Milyar liranın üzerinde ilaçlarını karşılıyoruz. Peki onlar ne yapıyor ücretsiz aldıkları bebek mamalarını at çiftliklerine satıyor.
“BİZİM EVLATLARIMIZ; ‘CİDDİ BARINMA YOKSUNLUĞU OLAN ÇOCUK NÜFUS ORANINDA’ DA AVRUPA ÜLKELERİ ARASINDA BİRİNCİ SIRADA”
Bizim evlatlarımız; ‘Ciddi Barınma Yoksunluğu Olan Çocuk Nüfus Oranında’ da Avrupa ülkeleri arasında birinci sırada, ‘Yoksulluk ve Sosyal Dışlanma Riski Altında Olan Çocuk’ sıralamada Avrupa ülkeleri arasında üçüncü sıraya yerleşip, ekmek ve makarnayla beslenip yoksulluk ve yokluk kıskacında çırpınırken; kendi çocuklarımıza vermeyip onlara verdiğimiz destekleri satıyorlar.
“ÇOCUKLARIMIZ TACİZE, TECAVÜZE UĞRUYOR, KAÇIRILIYOR; EVLATLARIMIZ ARTIK KORKUDAN SOKAĞA ÇIKAMAZ OLDU”
Mültecilerin karıştığı suçlara ilişkin veriyi en son Aralık 2021’de Süleyman Soylu açıklamıştı, o günden bugüne kadar da bir veri açıklanmıyor. Açıklanmama sebebi de herkesin malumudur. Bakan Soylu ne demişti, ‘3,7 milyon Suriyeliden 2020’de 37 bin 418, 2021’de 50 bin 231’inin suça karıştı’ demişti. Çocuklarımız tacize, tecavüze uğruyor, kaçırılıyor; evlatlarımız artık korkudan sokağa çıkamaz oldu. Gasp ve hırsızlıktan vatandaşımızı illallah etti. Her gün sokaklarda vatandaşlarımız öldürülüyor.
“MÜLTECİ VE SIĞINMACILAR MAFYALARINI, ÇETELERİNİ, SUÇ ÖRGÜTLERİNİ OLUŞTURMUŞ DURUMUNDA”
Mülteci ve sığınmacılar mafyalarını, çetelerini, suç örgütlerini oluşturmuş durumunda. Sokaklarda uyuşturucu satıyor, evlatlarımızı zehirliyorlar. Peki bu tablonun sorumlusu kim? Biz mi, AKP iktidarı mı? İktidarın kendi elleriyle bekamızı tehlike atmıştır. 2017’de ülkeden gitmek istemeyen mülteci oranı sadece yüzde 17 iken, bu oran şimdi yüzde 78’e yükselmiştir.
“DEMOGRAFİK BOZULMANIN YANI SIRA EKONOMİK ÇÖKÜNTÜYE DE HAZIRLANMAK GEREK DOĞAL OLARAK”
Suriyelilerin doğum oranı 5,3. Türklerin yaklaşık 5 katı. Resmi kaynaklara göre 15 yıl sonra Türkiye’deki Suriyeli sayısı 41 milyon olacak. Ülkemizde sadece Suriyeli yok. Sayıları milyonlara ulaşan yabancı var. Bu insanların barınması için konut gerek gıda gerek su gerek ve daha birçok gereksiniminin karşılanması gerek. Demografik bozulmanın yanı sıra ekonomik çöküntüye de hazırlanmak gerek doğal olarak. Toplumda huzursuzluk, kaygı, suç oranlarındaki artış gibi nice sorunla mücadele gerek. Ne için? Sizlere soruyorum bu beka tehlikesi değildir de nedir? Bunların altında temel olarak yatan problem ise AKP’nin bizzat kendisidir. Kevgire dönmüş sınırlarımızdan akın akın geçen mülteciler başta olmak üzere mülteci meselesi ülkemizin bekası için büyük bir tehdittir. Mülteci meselesi üzerine tutarlı bir hükümet politikası olmayışı yüzünden asli vatandaşlarımızın ikinci sınıf vatandaş konumuna getirilmesi asla kabul edilemez. İktidarı binlerce kez uyardık, buradan bir kez daha uyarıyoruz: ülkemizin geleceği açısından büyük tehlike oluşturan bu duruma artık çözüm bulması elzemdir.”