Tüik: Dış Ticaret Açığı Temmuz Ayında Yüzde 14,2 Artarak, 12 Milyar 217 Milyon Dolara Yükseldi
Cevdet Akay: “Bu Enflasyonist Ortamda Asgari Ücretin Yoksulluk Sınırına Tekabül Etmesi Ve İkinci Bir Zammın Da Mutlaka Yapılması Gerekiyor”
CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, TBMM Genel Kurulu’nda; “Şu anda enflasyon ve deflasyonu bir arada yaşıyoruz, stagflasyon içerisindeyiz, hiper enflasyondayız; emekli, işçi, esnaf, çiftçi mağdur durumda, bütün halk mağdur durumda. Bu enflasyonist ortamda bu asgari ücretin en az 2 kişi çalıştığını düşünerek yoksulluk sınırına tekabül etmesi ve ikinci bir zammın da mutlaka yapılması işçimizin, emeklimizin, esnafımızın, çalışanımızın ezilmemesi açısından gerekiyor” dedi.
CHP Karabük Miletvekili Cevdet Akay, TBMM Genel Kurulu’nda çalışan emeklilere 5 bin lira ikramiye verilmesi ve ekonomiyle ilgili düzenlemeler içiren torba kanun teklifinin 64. maddesi üzerinde söz aldı. Akay, şunları söyledi:
“64’üncü madde kur korumalı mevduat hesaplarıyla ilgili vergi istisnasının 30/6/2024 tarihine kadar uzatılmasıyla alakalı. Burada da yine Cumhurbaşkanımıza geniş yetkiler verilmiş. Burada bu süre bitiminde altı aydan fazla olmamak üzere ve 3 kere tekrar uzatma yetkisi var yani Cumhurbaşkanı bu maddenin uzatım süresi dolduğunda tekrar bunu 3 kere uzatabilecek.
“KKM NEDENİYLE 112 MİLYAR CİVARINDA BİR VERGİDEN YANİ VERGİ ALACAĞIMIZDAN VAZGEÇMİŞ OLACAĞIZ”
Maliyet açısından kur korumalı mevduatın bize ne getirdiğine bir bakalım: Bu vergi istisnasıyla ilgili olarak 112 milyar civarında bir vergiden yani vergi alacağımızdan vazgeçmiş olacağız. Bunun, işte, 2022 yılına tekabül eden kısmı 36, 2023 yılında 60 milyar olması tahmin ediliyor, 2024 Haziran itibarıyla da 20 milyar civarında bir vergi alacağımızdan vazgeçeceğiz. Hangi alacağımızdan vazgeçiyoruz? Sermaye kesiminin, zenginin gelirinden vergi almaktan vazgeçiyoruz; oysaki emekliden, işçiden, asgari ücretliden, çiftçiden, esnaftan çok yüksek miktarlarda vergi almaya devam ediyoruz. Bu kur korumalı mevduatın sadece vergiden dolayı bir maliyeti yok. Burada 2022 ve 2023 yılında ülkemize olan maliyeti yaklaşık 312 milyar TL civarında. Bunun 2022 yılına tekabül eden kısmı 165 milyar civarında, 2023 yılına tekabül eden kısmının da Merkez Bankası Başkanımız bize Haziran sonu itibarıyla 150 milyar olduğunu söylemişti fakat Haziran sonunda yani Temmuz itibarıyla Hazinenin ödediği kur giderleri de Merkez Bankası’na devredildi.
“KKM’NİN BİLİNEN MALİYETİ ŞU ANDA 404 MİLYAR CİVARINDA”
Peki, kur korumalı mevduatın ülkemize maliyeti ne oldu? Bilinen maliyeti şu anda 404 milyar civarında, bir de bu 20 milyar, 2024 Haziran sonu itibarına kadar geldiğinde onu üstüne ilave edeceğiz fakat şöyle bir hesap yaptığımız zaman da aşağı yukarı 600 milyar civarında ülkemize bir maliyeti olduğunu görüyoruz, bu çok yüksek bir maliyet. Bir de bütçe açığıyla ilgili bunu kıyaslamamız gerekecek. Bütçe açığını biz 2023 yılı için 600 diye tahmin etmiştik, 659 milyar olacağı ifade ediliyor. Hazinenin ödediği kur farkını siz Merkez Bankası’na devrederseniz bütçe açığı da aşağıya gelir.
“MERKEZ BANKASI ZARARI 821 MİLYAR TL VE KKM’YLE İLGİLİ BU KUR FARKLARINI ÖDEMEK İÇİN DE PARA BASMAK ZORUNDA”
671 milyarlık vergi topladık, bu vergilerin harcamasıyla ilgili kısımda ne yaptık? Baktık ki, konut üretimiyle ilgili, depremlerin altyapısıyla ilgili giderlerinin karşılanmasıyla ilgili yani yıkımların giderilmesiyle ilgili program dahilinde gidilmedi, programın gerisinde kalındı, buradaki harcamalar da aşağıya çekilmiş oldu ve böylece, bütçe sanki tahmin edilenden daha az açık vermiş gibi bir durumla karşı karşıyayız ama Merkez Bankası bilançosuna baktığımız zaman da Merkez Bankası zararının 821 milyar TL’ye ulaştığını görüyoruz. Merkez Bankası zararı 821 milyar TL ve KKM’yle ilgili bu kur farklarını ödemek için de para basmak zorunda. Hem bir taraftan sıkı para politikalarıyla enflasyonu düşürmeye çalışıyorsunuz, bir taraftan da para basarak enflasyonu körüklüyorsunuz.
“BU ENFLASYONIST ORTAMDA BU ASGARI ÜCRETIN YOKSULLUK SINIRINA TEKABÜL ETMESİ VE İKİNCİ BİR ZAMMIN DA MUTLAKA YAPILMASI GEREKİYOR”
Biz maalesef, şu anda enflasyon ve deflasyonu bir arada yaşıyoruz, stagflasyon içerisindeyiz, hiper enflasyondayız; emekli, işçi, esnaf, çiftçi mağdur durumda, bütün halk mağdur durumda. Bu itibarla kur korumalı mevduat yükü de kabul edilebilir bir yük değil. Biz teklif etmiştik, emeklimize de yeterli ödemeleri, ikramiyeleri yapıp kök ücretlerine ilave edin diye. Önümüzde asgari ücret var, korkarım asgari ücret de yeterli seviyede olmayacak. Bir kere yapacağınızı söylüyorsunuz, bu kabul edilemez; bu enflasyonist ortamda bu asgari ücretin en az 2 kişi çalıştığını düşünerek yoksulluk sınırına tekabül etmesi ve ikinci bir zammın da mutlaka yapılması işçimizin, emeklimizin, esnafımızın, çalışanımızın ezilmemesi açısından gerekiyor.”