EKREM İMAMOĞLU: “BİZ; EŞİMİZLE, DOSTUMUZLA, DAMADIMIZLA ÇALIŞMIYORUZ. BİZ, BU MİLLETİN EVLATLARIYLA ÇALIŞIYORUZ”
CANDAN YÜCEER: BİR İNANCI, O İNANCIN MENSUPLARI BELİRLER, SİYASAL İKTİDAR DEĞİL
CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, cemevlerine yönelik düzenlemelerin de yer aldığı torba yasaya ait, “Bu topraklarda yüzyıllardır yok sayılan, inkar edilen bir inancı artık yasalar eliyle yok saymaya çalışıyorsunuz. ‘Siz bir inanç değilsiniz, siz bir kültürsünüz, biz sizi böyle görüyoruz ve size bunu layık görüyoruz’ deniliyor bu teklifte. Bir inancı, o inancın mensupları belirler, siyasal iktidar değil” dedi.
Cemevlerine yönelik düzenlemelerin de yer aldığı torba kanun teklifi TBMM Genel Kurulu’nda dün kabul edildi. Genel Kurul’daki görüşmeler sırasında söz alan Candan Yüceer, “Alevilik, bu topraklarda yaşayan 25 milyon insanın inancı; cetlerimin, dedelerimin, annemin, babamın inancı, benim inancım. Siz ne hakla ve ne hadle bir inancı sorguluyorsunuz? Tanım etmeye, kategorize etmeye çalışıyorsunuz? Alevilik Aleviliktir. Alevilik, yaşayan bir inançtır, kalubeladan beri var olan kadim bir inanç. Aleviliğin tarife gereksinimi yoktur. Alevilerin, insan hakları, eşit yurttaşlık ve inanç özgürlüğü temelinde haklarının karşılanmasına, taleplerinin karşılanmasına muhtaçlığı vardır” diye konuştu.
“BİR DİNİ, O DİNE İNANLAR VAR EDER”
Yüceer, şunları söyledi:
“Milyonlarca insanı ilgilendiren, asırlardır inanç ve ibadet özgürlüğünden yoksun bırakılan, yok sayılan; her türlü baskı ve zulme, nefret söylemlerine maruz kalan, katliamlara uğrayan, kökleri tarihin derinliklerinde olan kadim bir sorunun hak ve özgürlükler kapsamında ilgili taraflarla temel bir kanun olarak kıymetlendirilmesi gerekirken birbirinden alakasız hususlarla bir torbaya tıkılarak getirilmesi hem o inanca hem o inancın mensuplarına, milyonlarca beşere yapılmış büyük bir saygısızlıktır, hakarettir. Aslında tek başına bu bile sizin Aleviliğe, inanç özgürlüğüne bakışınızı göstermesi açısından kafidir.
Diğer taraftan, geçmişe dayanan, binlerce yıl öncesine giden, Anadolu’nun, Trakya’nın öz, özgün bir inanışını, Alevi toplumunun taleplerini suya, elektriğe, betona, kültüre indirgeyen, bir inancı hor gören, o inancın mensuplarını ötekileştiren bir zihniyetle, bir anlayışla da karşı karşıyayız. Bu topraklarda yüzyıllardır yok sayılan, inkar edilen bir inancı artık yasalar eliyle yok saymaya çalışıyorsunuz. ‘Siz bir inanç değilsiniz, siz bir kültürsünüz, biz sizi böyle görüyoruz ve size bunu layık görüyoruz’ deniliyor bu teklifte. Bir inancı, o inancın mensupları belirler, siyasal iktidar değil. Bir dini, o dine inanlar var eder. İşte siyasal iktidar, tam olarak burada durmak zorundadır. Her türlü baskıya, zulme rağmen milyonlarca insan binlerce yıldır ‘Bu, benim inancım. Bu, benim ibadetim. Bu, benim ibadethanem’ diyor. Siz, ‘Yok, kültür. Yok, folklor. Yok, o. Yok, bu’ diyorsunuz”
“CEM İBADET, CEMEVLERİ İBADETHANEDİR”
“Alevilik, bu topraklarda yaşayan 25 milyon insanın inancı; cetlerimin, dedelerimin, annemin, babamın inancı, benim inancım. Siz ne hakla ve ne hadle bir inancı sorguluyorsunuz? Tanım etmeye, kategorize etmeye çalışıyorsunuz” diye soran Yüceer, şöyle devam etti:
“Alevilik Aleviliktir. Alevilik, yaşayan bir inançtır, kalubeladan beri var olan kadim bir inanç. Aleviliğin tarife muhtaçlığı yoktur. Alevilerin, insan hakları, eşit yurttaşlık ve inanç özgürlüğü temelinde haklarının karşılanmasına, taleplerinin karşılanmasına gereksinimi vardır. Aleviler ‘Bizim inancımız bu. Benim ibadetim bu. Benim ibadethanem bu’ diyorsa cem ibadet, cemevleri ibadethanedir; ötesi yok. Göreviniz, bir inancı tanımlamak değildir. Göreviniz, bir inancı tanımaktır. Göreviniz, bütün inançlara eşit arada durmaktır. Öbür inançlarda olduğu üzere, cemevlerinin de özgür ve güven içinde varlığını sürdürmesinin önünü açmaktır. İnanç özgürlüğü, demokratik devlet, laiklik böyle bir şeydir. Hiç kimse ‘Benim inancım, benim ibadetim, benim mezhebim daha üstündür sizden, daha iyidir’ deme hakkına sahip değildir. Hiçbir devlet, bir inancı baş tacı edip bir inancı hor göremez. Bunu yapanlar insan haklarından ve insanlıktan nasibini alamamış demektir.”
“LAFA GELİNCE ‘HEPİMİZ KARDEŞİZ’ DENİLİYOR”
“Lafa gelince burada ‘Hepimiz kardeşiz, hepimiz eşitiz’ deniliyor” diyen Candan Yüceer, “Allah aşkına, bu kardeşlerden birini kayırmak, ötekilerini görmezden gelmek olur mu? Yıllardır uygulamadığınız, yok saydığınız AİHM kararları; Yargıtay, Danıştay kararları ayrımcılığa, eşitsizliğe işaret ediyorken, hukuk tanımazlığınızı geçtim, bir inancı yok saymaya, cemevlerine ‘ibadethane’ diyemeyip ‘cümbüşevi, zikirevi, irfanevi, ucube, kültürevi’ derken, tek bir inancın tek bir yorumuna göre insanlara mecburî din dersini dayatmaya devam ederken nasıl eşit olacağız, nasıl ‘Kardeşiz’ diyeceğiz? Milyonlarca Alevinin de vergisiyle bugün birçok Bakanlığın önüne geçen Diyanet toplumun yalnızca aşikâr bir bölümüne hizmet veriyorsa, öbür bir inanış yokmuş üzere davranıyorsa hangi eşitlikten bahsedeceğiz? Bugün, kamuda hizmete erişimde, kamu yardımlarında, terfilerde, kamuya atamalarda Aleviler ayrımcılığa uğruyorsa; bugün Alevi tek bir vali yoksa kimse buraya çıkıp da kardeşlikten, eşitlikten bahsetmesin” dedi.
“‘DÖNEN DÖNSÜN, BEN DÖNMEZEM’ DİYENLER, SİZE BOYUN EĞMEZLER”
“Bir an önce bu teklifi bu torbadan çıkarın ve cemevlerine ibadethane statüsü tanıyarak, Alevi yurttaşlarımızın tüm taleplerini, haklarını tanıyarak temel bir kanun olarak getirin” çağrısında bulunan Yüceer, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı:
“Miting meydanlarında ‘Soy önemli, soy’ diyenler, yavrusunu kaybetmiş gözü yaşlı bir anneyi yuhalatanlar, ölmüş insanları bile mezhebine göre ayrıştıranlar; Sivas’ta, Maraş’ta, Çorum’da olayın gerçek yüzünü aydınlatmak yerine zamanaşımı oyunuyla kaçan sanıkları muhafazaya, kollamaya çalışanlar, ‘Zamanaşımı güzel olsun’ diyenler, bu ülkeye kardeşliği, eşitliği getiremezler; memleketin hiçbir meselesini da çözemezler. Tıpkı Alevi çalıştaylarında olduğu üzere, tıpkı getirdiğiniz bu düzenlemede yaptığınız üzere yalnızca aldatıyorsunuz. Aleviliği yeni baştan icat etmeye çalışıyorsunuz. Alevileri kontrol ve denetim altına almaya çalışıyorsunuz fakat boşuna; tuğlu padişahlara, Hızır paşalara boyun eğmeyenler, Pir Sultan’ın izinde ‘Dönen dönsün, ben dönmezem’ diyenler, size boyun eğmezler. Bugüne kadar hiçbir inanca yapılmamış bir şey yapıyorsunuz. Getirdiğiniz bu unsurla bir inancı ‘kültür’ diyerek, bir inancı yok sayarak en büyük ayrımcılığa, en büyük zulme imza atıyorsunuz.”