Murat Emir: “90’Lı Yıllar Hepimizin Hafızasında Kazınmış Ağır İnsan Hakları İhlalleriyle Geçti. ‘Tsk’ye Kimse Laf Edemez’ Mi Dememiz Lazım, Yoksa Tsk’yi Hak Ettiği Hâle Dönüştürmek İçin Üzerindeki Lekeleri İtinayla Temizlememiz Mi Lazım?”
Can Atalay’ın Avukatları: “Artık Dilekçe Vermeyeceğiz, Talebimiz Yoktur. Anayasa Mahkemesi Kararı Apaçık Ortada Beklemektedir. Karar Açıktır. Artık Avukatlar Olarak Mahkemenizi Bulmanızı Ve Karar Vermenizi Bekleyeceğiz”
GAYE ŞEYMA CAN
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın avukatları, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) hak ihlali kararına karşın cezaevinden tahliye edilmemesine ilişkin, “Artık dilekçe vermeyeceğiz…Talebimiz yoktur, Anayasa Mahkemesi vardır ve gerçektir. Uygulanmak üzere Anayasa Mahkemesi kararı apaçık ortada beklemektedir. Karar açıktır. Çok anlaşılır bir karardır ve tane tane yapılacak olanları tek tek göstermiştir. Uygulayacak mahkeme aranmaktadır. Artık avukatlar olarak mahkemenizi bulmanızı ve karar vermenizi bekleyeceğiz. Hukuka aykırılıklara, insan hakları ve özgürlüklerin süreklilik kazanan ihlallerine ortak olmayacağız” açıklamasını yaptı.
TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın Avukatları Avukat Evren İşler, Avukat Yalçın Deniz Özen, Avukat Akçay Taşçı ve Avukat Fikret İlkiz, Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) hak ihlali kararına vermesine karşın 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin karar vermeyerek dosyayı Yargıtay 3. Ağır Ceza Dairesi’ne göndermesine ilişkin bugün açıklama yaptı.
Avukatların açıklaması şöyle:
“GENEL KURUL KARARINDAN SONRA YARGI ORGANLARINDAN HUKUKİ BİR TALEPTE BULUNMAYACAĞIZ: Biz aşağıda imzası bulunan avukatlar olarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesinin 25 Ekim 2023 tarihli Şerafettin Can Atalay hakkındaki Genel Kurul kararından sonra yargı organlarından hukuki bir talepte bulunmayacağız. Biz aşağıda imzası bulunan avukatlar olarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesinin 25. Ekim 2023 tarihli Şerafettin Can Atalay hakkındaki Genel Kurul kararından sonra yargı organlarından hukuki bir talepte bulunmayacağız. Eğer mahkemesi bulunabilirse Anayasa Mahkemesi kararının uygulanmasını bekleyeceğiz. Eğer mahkemesi bulunabilirse, eğer Anayasa Mahkemesi kararını yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına inanmış yargıçlar ortaya çıkarsa, mahkemeler ve yüksek dereceli mahkemeler tarafından Anayasa Mahkemesi kararı yerine getirilirse herkesin kişi özgürlüğü ve güvenliğinin korunduğunu varsayacağız. Özcesi; Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde insan haklarına saygılı olmalı ve korumalıdır. Anayasanın başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu tekrar hatırlatıyoruz. Hukuk sisteminin gereği gibi işlediği hakkında yaratılan izlemini savunma makamı olarak kabul edemeyiz. Dilekçe vermek, tahliye istemek gibi olup biten hukuka aykırılıkları meşru kılmayı, hukuku varsaymayı içimize sindiremeyiz.
AYM KARARINDA HAK İHLALLERİ YAZILIDIR: Anayasa Mahkemesi kararında tüm aşamalar ve seçilmiş milletvekilinin başına gelenler ve hak ihlalleri yazılıdır. Tekrarlamayı gereksiz sayarız. Ancak hukuka inancımızı, adalete olan güvenimizi yitirmedik. Anayasa Mahkemesi kararını uygulayın. İnsan haklarının yargı organları eliyle sürekli ihlalini önleyin. Anayasa Mahkemesi Başvurucu Can Atalay’ın Anayasa’nın 67. maddesinde güvence altına alınan seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının ve Anayasa’nın 19. maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir. 26 Ekim 2023 ve 27 Ekim 2023 tarihlerinde Anayasa Mahkemesi kararı gereğince Can Atalay hakkında hükmün infazının durdurulması ve bulunduğu cezaevinden salıverilmesine karar verilmesi iki ayrı dilekçeyle talep edilmiştir. Mahkeme bu taleplerimizle ilgilenmemiştir. .
AYM KARARINI UYGULAYACAK MAHKEME ARANMAKTADIR: Can Atalay hakkındaki (B.B 2023/53898. Tarih 25.10.2023) Anayasa Mahkemesi Genel Kurul kararının uygulanması için İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiş olmasına rağmen hiçbir karar vermeden bekleten Mahkeme 30 Ekim 2023 tarihli yazısıyla; bireysel başvuruya konu olan ihlalin Yargıtay 3. Ceza Dairesinin kararından kaynaklandığını, ‘…ayrıca bireysel başvuru yapıldıktan sonra ilgili Ceza Dairesince dosyanın esastan incelendiği ve karara bağlandığı, bu sebeple oluşan yeni hukuki durum karşısında Yargıtay 3. Ceza Dairesince yeni bir değerlendirme yapılmasının zorunlu olduğu anlaşıldığından” dosya Yargıtay’a gönderilmek üzere hiçbir karar alınmadan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir. Görülmüş değildir ama sadece Mahkeme Başkanı imzasıyla ‘kararı Yargıtay 3. Ceza Dairesi versin’ diyerek dosya Yargıtay’a gönderilmiştir. Anayasa Mahkemesi kararını uygulayacak mahkeme aranmaktadır. Ancak mahkeme kararı ile değil sadece bir mahkemenin başkanı tarafından imzalanmış bir yazıyla Anayasa Mahkemesi kararını uygulayacak mahkeme aranıyorsa; hukuk devleti yok demektir. Anayasa Mahkemesi kararı uygulanmıyorsa, karar yerine getirilmiyorsa; karar verecek mahkeme bulunamıyorsa, karar vermeye dahi gerek görülmüyorsa; herkesin güvencesi olan mahkemelerin tarafsızlığı ve bağımsızlığı ilkesi yok demektir. Yargı; temel insan hak ve özgürlüğünün, güvenliğinin, hukuk devletinin teminatı olması gerekirken hak ihlaline neden olamaz. Anayasa Mahkemesi kararı verilmiştir ve bu karar uygulanmadan orta yerde durmaktadır. Hangi Mahkeme ne zaman karar verecek? Anayasa Mahkemesi kararı mahkemesini arıyor. Milletvekili seçilmiş ama siyaset yapma hakkı elinden alınmış Can Atalay’ın hapishaneden Meclise yani asıl görevine dönmesini sağlayacak Anayasa Mahkemesi kararına rağmen; karar verecek mahkeme aranıyorsa, bulunamıyorsa ve hangi mahkemenin karar vereceği bilinemiyorsa; karar vermesi gerekenler karar vermiyorsa, hiç kimsenin hukuki güvencesi kalmamış, hukuk devletinin temelleri çürümüş demektir. Milletvekili Can Atalay’ın avukatları olarak bizler yok sayıldığımız bir yerdeyiz. Savunma olarak Anayasa Mahkemesi kararı ortada durup dururken neden aynı taleplerimizi tekrarlayarak, neden mahkemelere, yüksek dereceli yargı organlarına, dilekçeler vererek kendi kendimizi ‘varsayılan’ olarak değersizleştirelim?
ARTIK DİLEKÇE VERMEYECEĞİZ: Artık dilekçe vermeyeceğiz…Talebimiz yoktur, Anayasa Mahkemesi vardır ve gerçektir. Uygulanmak üzere Anayasa Mahkemesi kararı apaçık ortada beklemektedir. Karar açıktır. Çok anlaşılır bir karardır ve tane tane yapılacak olanları tek tek göstermiştir. Uygulayacak mahkeme aranmaktadır. Artık avukatlar olarak mahkemenizi bulmanızı ve karar vermenizi bekleyeceğiz. Hukuka aykırılıklara, insan hakları ve özgürlüklerin süreklilik kazanan ihlallerine ortak olmayacağız. Artık herhangi bir talepte bulunmayacağız. Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmama yolunu biz avukatlar açmadık. Sorunu bizler yaratmadık. Yok sayıldığımız bir yerde hukuk devleti varmış gibi var sayılmayı kabul edemeyiz. Ancak bunca hukuksuzluk ve adaletsizlik karşısında dahi; hukuk devletinin gereğinin yerine getirileceğini umuyor ve varsayıyoruz. İnsan hakları adalet yaratır, hukuku var eder. Anayasa Mahkemesi kararını yerine getirecek bir mahkeme bulunmasını, laik demokratik hukuk devleti ve demokrasi için karar verilmesini bekleyeceğiz, bekliyoruz.”