TARSUS’DA ZEYTİN GEN BAHÇESİ OKULLARA MESKEN SAHİPLİĞİ YAPMAYA DEVAM EDİYOR
Burcu Meltem Arık: “Sınav Sistemi Baskısı Olan Bir Ülkede, Deprem Bölgesine Daha Adil Yaklaşılması İçin Bölgenin Hassasiyetini Düşünmemiz Gerekiyor”
Eğitim Reformu Girişimi’nden Eğitim Gözlemevi Koordinatörü Burcu Meltem Arık, “Deprem bölgesinde çocuklarda ciddi bir travma var. Çocuklar eğitime eşitsiz koşullarda devam ederken çevrelerindeki yıkımla ve travmalarıyla uğraşıyorlar. Travmaya duyarlı planlama yapılması son derece kritik. Çoğu derslikte dersler 40 dakika süremiyor. Çocukların odaklanması, tetiklenmeleri, algılamaları değişti. Sınav sistemi baskısı olan bir ülkede, bu bölgeye daha adil yaklaşılması için bölgenin hassasiyetini düşünmemiz gerekiyor. Çok zor koşullarda görev yapmaya çalışan öğretmenlerin barınma ve ulaşım meselelerine önem vermek gerekiyor” dedi.
Gazeteci Semra Topçu’nun Youtube kanalında yayınlanan “Yaşasın Çocuklar” programının “Çocuğun yeri okuldur” temalı üçüncü bölümünde konuk olan Arık, deprem bölgesine özel ilgi gerektiğini belirtti. Deprem bölgesinde saha çalışması yapan Burcu Meltem Arık, şunları söyledi:
“Beslenme, ısınma, eğitime erişim konularında kamu iradesinin paydaşlarıyla, belediyelerle birlikte çalışmak gerekiyor. Deprem bölgesinde çocuklarda ciddi bir travma var. Çocuklar eğitime eşitsiz koşullarda devam ederken çevrelerindeki yıkımla ve travmalarıyla uğraşıyorlar. Travmaya duyarlı planlama yapılması son derece kritik. Çoğu derslikte dersler 40 dakika süremiyor. Çocukların odaklanması, tetiklenmeleri, algılamaları değişti. Sınav sistemi baskısı olan bir ülkede, bu bölgeye daha adil yaklaşılması için bölgenin hassasiyetini düşünmemiz gerekiyor. Çok zor koşullarda görev yapmaya çalışan öğretmenlerin barınma ve ulaşım meselelerine önem vermek gerekiyor. Sınıflar kalabalıklaştı, sadece belli mekanlarda eğitim veriliyor, çocuklar toplanarak gidiyor. Küçük yaştaki çocuklar için uygulanan ulaşım sistemi onların yaşlarına ve gelişimlerine de uygun değil.”
“EĞİTİM BÜTÇESİNİN ARTMASI GEREK”
Okul dışına itilen çocukları kazanmak için yapılacakları da anlatan Arık, “Eğitim bütçesinin artması gerek. Burası çok net ama eğitimin sorunlarının çözümü, eğitime ayrılan bütçeyle de sınırlı değil” ifadelerini kullandı ve öğretmenlerin özlük haklarının güçlendirilmesi, kapasitelerinin artırılması, meslektaş dayanışmasına alan açılması gibi gerekliliklerin de eğitim hakkını etkilediğini ekledi.
Toplumsal cinsiyet eşitliği konulu derslerin müfredattan silindiğini söyleyen Arık,
kız çocuklarının okullaşma oranındaki düşüşe yönelik önlem almak gerektiğini de vurguladı ve kız çocukların okullaşmasında yerel özelliklere ve hassasiyetlere dikkat edilmesi gerektiğini, zira yerel kanaat önderleri ve yerel yetkililerin desteğini alan projelerin geçmişte başarılı olduğunu hatırlattı. Arık, “‘Haydi Kızlar Okula’ gibi başarılı projelere ihtiyaç var, bu projeler gibi kız çocuklarını okula döndürecek farklı projeler gerekli” dedi.
SEMRA TOPÇU: “ANAYASAL BİR HAK OLAN EĞİTİM, SİVİL TOPLUMA DA ÖZEL OKULLARA DA DEVREDİLEMEZ”
Gazeteci Semra Topçu da “Anayasal bir hak olan eğitim, sivil topluma da özel okullara da devredilemez. Eşit ve ücretsiz şekilde sağlanmalıdır. Ama devlet asli görevi olan eğitimden çekilip sivil topluma bırakmakla övünüyor” diye konuştu.
MENEKÇE TOKYAY: “NİTELİKLİ EĞİTİMİ SAĞLAYACAK ENTELEKTÜEL ARKA PLANIMIZ GÜÇLÜ”
Programda gazeteci-çocuk hakları uzmanı Dr. Menekşe Tokyay da bu yıl Birleşmiş Milletler’in 2030 yılına kadar koyduğu sürdürülebilir kalkınma hedeflerinden birinin nitelikli eğitim olduğunu hatırlattı. Tokyay, “BM yaşam boyu eğitimi de kapsayacak kadar erişilebilir ve nitelikli bir eğitimin yaygınlaştırılmasını hedefliyor. Köy Enstitüleri gibi radikal bir eğitim deneyiminden gelmiş bir ülkeyiz; nitelikli eğitimi sağlayacak entelektüel arka planımız güçlü” ifadesini kullandı.