DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, son dönemde ülke genelinde yaygınlaşan yasa dışı sanal kumarın bitirilmesi gerektiğini belirterek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a çağrıda bulundu.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek, “Ben buradan Sayın Erdoğan’a ve ülkeyi yönetenlere sesleniyorum. Eğer ortaklığınız, bu işlerden menfaatiniz yoksa bu gece 00:00’da bunların fişini çekin. Yasadışı kumar bahsini gece yarısı bitirin. Eğer bitirmiyorsanız menfaatiniz vardır. Teknoloji falan hiç anlatmayın; külahıma anlatın onu…” dedi.
“Instagram ve Twitter’ın fişini çeken devlet, sanal kumarın da çekebilir”
Flash Haber TV’de Fatih Ertürk ile “Türkiye Nereye” programında değerlendirmelerde bulunan Babacan, sanal kumarhanelere ilişkin “Instagram, Twitter, Facebook’un fişini çeken devlet bunun da fişini çeker. Yapılabilir bu ve derhal yapsınlar… Yapmıyorlarsa demek ki ortaksınız diyorum ben de… Ortak değilseniz çekin fişini” ifadesini kullandı.
“Devlet işine gelenlerden haberdar olup, işine gelmeyenlerde kulağının üstüne yatamaz”
Ali Babacan şunları söyledi: “Bugün bırakın 18 milyon takipçili hesabı sadece 500 kişinin takip ettiği bir hesaptan, Sayın Erdoğan’a bir hakaret tweeti atılsa, polis sabah 5’te kapısında belirmiyor mu? Sabah kapısını kırıp açmazlar mı? Alıp götürmezler mi? 18 milyon takipçili hesap böyle yasadışı işlerin içinde de neden kimse bir şey yapmıyor?
Benim haberim yoktu bilmiyorum, külahamıza anlatsınlar. Eğer menfaatiniz yoksa, bunlarla ortak değilseniz derhal son verin, bitirin. Devlet istediği zaman yapar. İşine geldiğinde haberdar, işine gelmediğinde kulağının üzerine yatıyor… Böyle bir şey kabul edilemez…”
“Ülkeyi yönetenlerin çoğu şahsi menfaat peşinde”
“İş bilenin kılıç kuşananın. Şu anda ülkeyi yönetenlerin kahir ekseriyeti, ‘ülke yönetiyorum ama bundan benim şahsi menfaatim ne olacak’ diye bakıyor meseleye… Devlet bir yerde para mı harcıyor? Bu paradan benim payım ne olacak diye bakıyorlar… Depremde bile… Ben depremin üçüncü ayında Adıyaman’a gittiğimde bu gerçekle karşı karşıya kaldım ve üzüldüm. Mühendisler ve Mimarlar Odası… Genç genç çocuklar bana geldiler, rakamları ortaya koydular, hayret ettim.
Depremden daha üç ay sonra hemen aceleyle birilerine verilmiş ihalaler değil, ‘Sen yap’ diye birilerine veriliyor. 2022’nin 6 Şubat’ında deprem oldu, o tarihlerde ilgili Bakanlık bir inşaat maliyet raporu çıkarıyor. O tabloda bir dairenin maliyeti 600-700 bin TL. Verilen rakam ne kadar? 1 buçuk milyon, 1 milyon 800 bin lira… Daha depremin üçüncü ayı genç genç mimar ve mühendisler bu gerçeği bana anlattı… Sonra furya arttı gitti Türkiye’nin her yerinde…
Deprem mağdurları üzerinden bile rant devşirme söz konusu. İçimiz yanıyor, yazık… Fukaranın ekmek alırken KDV’sini bütçeye kaydediyorsun, asgari ücretlinin ödediği gelir vergisini bütçeye kaydediyorsun. Ama harcarken her türlü yanlışlık var. Yönetenlerin kahir eksereyiyeti dürüst değil, işi bilmiyor. Hem işi bilmeyince hem dürüst olmayınca problemler artıyor. Kahir ekseriyette diyorum hala dürüst insanlar var. Ama onların da yapacağı fazla bir şey yok çünkü azınlıktalar.”
“Cumhurbaşkanı olursam bu işler üç ayda biter”
“Ben bugün Cumhurbaşkanı olayım, bu işler üç ayda biter. Bütün mevzuatı hazırlamak üç aylık bir iştir. Talimatı verdiğinizde mümkün mü, kimse kıpırdayabilir mi? Çıkar yasayı, cezayı da koy… Sistemi sisteme kontrol ettireceksin. Bir işi yapanlar olacak, bir de denetleyenler olacak. İşi yapanların uymak zorunda olduğu kurallar budur, uymayanın cezası budur, bunu denetleyecek de budur… Yürütmenin kendi içinde denetleme mekanizması olur. Artı, yargının da görevi vardır; yargı da denetim mekanizmasıdır. Hatta en büyük denetim mekanizmalarından biri TBMM’dir. Demokrasilerde meclisler aynı zamanda bir denetim mekanizmasıdır. Ancak hiçbirisi çalışmıyor şu anda.”