Fitch Ratings Türkiye’deki Enflasyon Tahminini Açıkladı
Aydın Sezer; Erdoğan-Putin Görüşmesini Değerlendirdi: “Tahıl Anlaşması Konusunda Somut Bir Gelişme Olmadı. Putin’in Muhatabı Erdoğan Değil Bm, Amerika Ve İngiltere”
MAHİR BAĞIŞ
Dış politika analisti Aydın Sezer, dün Soçi’de yapılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Edoğan ile Vladimir Putin arasındaki görüşmeyi, “Ukrayna tahıl anlaşması konusunda somut bir gelişme olmadı. Hep söylediğimiz konu şu, tahıl anlaşmasında Putin’in, Rusya’nın muhatabı Erdoğan değil Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, Amerika ve İngiltere” sözleriyle değerlendirdi. Sezer, Erdoğan’ın bazı Afrika ülkelerine gönderilecek tahıl sevkiyatı üzerine yaptığı açıklamaya ilişkin de “Katar’dan 1 milyar dolarlık bir finans sağlandığı söyleniyor bu teyit edilmiş bir bilgi değil ama bu dün Putin’e anlatıldığında Putin de yeşil ışık yaktı, ‘kısa sürede bu anlaşmayı sonuçlandırabiliriz’ diye. Bu anlaşma ya da girişim tahıl anlaşmasının alternatifi değil” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, dün Soçi’de bir araya geldi ve açıklamalarda bulundu. Dış politika analisti Aydın Sezer, Soçi’de yapılan görüşmenin sonuçlarını, Türkiye-Rusya ilişkilerinde son dönemde yaşanan gelişmeleri ANKA Haber Ajansı’na değerlendirdi.
Soçi’de dün düzenlenen zirvenin Erdoğan’ın uzun süreden beri Putin ile gerçekleştirmeyi arzu etti bir görüşme olduğunu belirten Sezer, “2019’dan beri Erdoğan sürekli Rusya’ya gidiyor öncelikle bunun altını çizelim. Covid pandemisi, Rusya-Ukrayna savaşı gibi nedenlerle birlikte Putin’in Türkiye’ye beklenen ziyaretleri gerçekleşmemişti. Türkiye-Rusya ilişkileri Zelenski’nin Türkiye’ye temmuzda yaptığı ziyarete kadar son 1 yılda çok önemli gelişmeler kaydetti. Türkiye’nin Ukrayna savaşında tarafsız kalması nedeniyle Rusya, Putin tarafından takdir edildi ve seçim sürecinde Erdoğan’ın ihtiyacı olan finansal açıdan gerekli tüm yardımlar Rusya tarafından yapıldı. Akkuyu’ya gönderilen 3 milyar dolar civarındaki nakit paradan tutun da doğal gaz ödemelerinin ertelenmesine kadar” dedi.
Zelenski’nin Türkiye’ye ziyaretiyle birlikte Türk-Rus ilişkilerinde bir soğukluk dönemi başladığını kaydeden Sezer, “Zelenski’ye teslim edilen Türkiye’de kalması gereken Azov militanlarının Ukrayna’ya gönderilmesi Ukrayna ile Türkiye arasındaki askeri iş birliği anlaşmasının derinleştirilmesi Putin’in ve Kremlin’in tepkisine yol açtı. O nedenle de Putin’in ağustos ziyareti gerçekleşmedi” değerlendirmesini yaptı.
“RUSYA, TÜRKİYE’Yİ HAKAN FİDAN’IN ZİYARETİNDE RESMEN UYARDI ÜSTÜ KAPALI TEHDİT ETTİ”
Böyle bir soğukluk döneminde bu ziyaretin gerçekleşmesinin önemli bir gelişme olduğunu vurgulayan Sezer, “Rusya Türkiye’yi özellikle Hakan Fidan’ın yaptığı Rusya ziyaretinde de bir kez daha resmen uyardı hatta üstü kapalı tehdit etti de diyebiliriz. Zira Türkiye’nin Ukrayna ile askeri işbirliğinin olumsuz sonuçları olabileceğine dikkatimiz çekildi” dedi.
Sezer, Erdoğan’ın “Herkes bugün Türkiye-Rusya ilişkilerinde bu ziyaretimizde tahıl koridoru meselesine bakıyorlar. Buradan tahıl koridoruyla ilgili bugün ne çıkacak diye bunu bekliyorlar” açıklamasını hatırlatarak şu değerlendirmeyi yaptı:
“TAHIL ANLAŞMASI KONUSUNDA SOMUT BİR GELİŞME OLMADI. PUTİN’İN MUHATABI ERDOĞAN DEĞL BM, AMERİKA VE İNGİLTERE”
“Türk medyasında nedense tahıl anlaşması konusunda Erdoğan’a önemli bir rol verildi. Putin’i ikna edebileceği gibi bir izlenim verildi. Batı medyası da bundan etkilendi. Ama görüldüğü gibi Ukrayna tahıl anlaşması konusunda somut bir gelişme olmadı. Hep söylediğimiz konu şu tahıl anlaşmasında Putin’in, Rusya’nın muhatabı Erdoğan değil Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, Amerika ve İngiltere. Zira Rusya’nın öne sürdüğü şartları karşılaması gereken ülke veya kuruluşlar Batı’da, Türkiye’de değil. Bu şartlar da yeni değil Rusya’nın BM ile imzaladığı tahıl anlaşmasının şartları bunlar. Temmuz 2022 İstanbul’da Türkiye, Rusya ve Ukrayna ile Ukrayna tahılı için bir anlaşma imzaladı. Aynı gün aynı yerde Rusya Başbakan Yardımcısı ve BM Genel Sekreteri Rus tahılının ve gübresinin yurt dışına çıkışıyla ilgili başka bir anlaşma imzaladı.”
“BU ANLAŞMA YA DA GİRİŞİM AFRİKA ÜLKELERİNE GÖNDERİLECEK TAHIL TAHIL ANLAŞMASININ ALTERNATİFİ DEĞİL”
Sezer, yine Erdoğan’ın “Biz 1 milyon ton fakir ülkelere bu tahılı göndermeye varız. Bunun bütün lojistik çalışmalarını da yaptık ve bu lojistik çalışmalarıyla bu adımı atmaya hazırız’ dediler. Biz de kendilerine ‘Burada üzerimize ne görev düşüyorsa Türkiye olarak buna varız” sözleriyle anlattığı tahıl sevkiyatına ilişkin Katar vurgusunu belirterek şunları söyledi:
“Putin’in bu anlaşmadan çekilirken Batı’yı suçlaması özellikle Ukrayna tahılının fakir ülkelere değil Batı’ya gitmiş olduğunun altını çizmesi bu nedenle de 6 fakir Afrika ülkesine ücretsiz buğday vereceği sözünü açıklaması 1 milyon ton kadar, Türkiye’yi başka bir konuda da harekete geçirdi. Türkiye, Katar’dan sağlanacak maddi destekle bu fakir ülkelere gidecek buğdayın Türkiye’de un haline getirilerek, un olarak ulaştırma konusunda devreye girdi. Katar’dan 1 milyar dolarlık bir finans sağlandığı söyleniyor bu teyit edilmiş bir bilgi değil ama bu dün Putin’e anlatıldığında Putin’de yeşil ışık yaktı, ‘kısa sürede bu anlaşmayı sonuçlandırabiliriz’ diye. Bu anlaşma ya da girişim tahıl anlaşmasının alternatifi değil.”
Soçi zirvesinin Rus Devlet Başkanı Volodomir Zelenski tarafından tepkiyle karşılandığını da vurgulayan Sezer, “Bu da beklenen bir gelişmeydi. Türkiye; Rusya ile Ukrayna arasında ne tarafa yaslansa diğer tarafın tepkisiyle karşılaşıyor. Bunu da belli ölçüde anlamak gerekiyor. Ancak Ukrayna’ya silah taşındığı saptanan ya da saptandığı iddia edilen Türk gemilerinin Ruslar tarafından aranması hatta bazılarında patlayıcı madde izleri bulunması da somut olarak Türk-Rusya ilişkilerini geren bir faktör” diye konuştu.
Sezer, Türkiye ve Rusya gerek enerji gerek turizm gerekse birçok konuda birbirine bağımlığı hale geldiğini belirterek şöyle konuştu:
“NE ZAMAN TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİLERİ GERGİNLEŞSE ERDOĞAN RUSYA’YA UZATTIĞI YENİ BİR HAVUÇ”
“Ne zaman Türkiye-Rusya ilişkileri gerginleşse Erdoğan’ın Rusya’ya uzattığı yeni bir havuç. Daha önce S-400’de de Akkuyu’da da böyle oldu. Sinop Nükleer konusu yeni bir konu değil, Ruslar sıcak bakıyor, Ruslardan başka ilgilenen bir ülke yok. Önce Japonlar sonra Fransızlar, Sinop nükleerden çekilmişti.
“TÜRKİYE TÜM PETROL İTHALATINI NEREDEYSE RUSYA’YA ÇEVİRDİ”
Evet Türkiye-Rusya ilişkilerinde enerji bağımlılığı konusu öteden beri gündemde. Ancak bunu tek taraflı değil de karşılıklı bağımlılık olarak algılamak gerekiyor. Zira biz doğal gaza ne kadar muhtaçsak Rusya’da o doğal gazı Türkiye’ye göndermek ya da o nükleer santralleri kurma konusunda Türkiye’ye bağımlı hale geliyor. Ama bağımlılık sadece enerjiyle de ilgili değil. İktisadi anlamda mükemmel bir karşılıklı bağımlılık ilişkisi var. Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte Rusya’nın Türkiye’ye daha ucuz fiyattan petrol satıyor olması Türkiye’nin tüm petrol ithalatını neredeyse Rusya’ya çevirdiği anlamına geliyor.”