Atatürk ve Türk Bayrağı hassasiyet kameralarda!
ATATÜRKÇÜ FİKİR DERNEĞİ MENEMEN ŞEHİDİ KUBİLAY’I ANDI: “KUBİLAY’IN PAK KANI İLE ÇİZDİĞİ YOLDA YÜRÜMEYE, KARŞI İHTİLAL İHANETİNE GEÇİT VERMEMEYE KARARLIYIZ”
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), “Türk İstiklâlini, Türk Cumhuriyetini ebediyen koruma ve müdafaa etmenin mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli olduğu şuuru ve olanca gücüyle Kubilay’ın pak kanı ile çizdiği yolda yürümeye, Karşı İhtilal ihanetine geçit vermemeye kararlı” olduğunu açıkladı.
Atatürkçü Düşünce Derneği, 92 yıl önce Menemen’de yaşanan Cumhuriyet rejimi tersi gerici ayaklanmanın bastırılmasında şehit düşen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay ile bekçi Şevki ve Hasan’ın şehit edilmesini andı. ADD’nin yazılı açıklaması şöyle:
“23 Aralık 1930 günü Ulusumuz yabanî bir şeriatçı isyan ihanetiyle sarsıldı. Derviş Mehmet isimli alçak önderliğinde, kadim ‘Din elden gidiyor’ çığlıkları ve yeşil paçavraları ile ayaklanan Atatürk, Cumhuriyet ve Aydınlanma İhtilalleri aykırısı gerici güruh, Menemen’de Öğretmen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay ile Bekçi Şevki ve Hasan Beyefendileri katlettiler. Kubilay’ın bağ bıçağı ile gövdesinden ayırdıkları başını bir sırığa geçirerek ağızlarından salyalar saça saça Menemen sokaklarında gezdirdiler. Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetin ilanının akabinde başlattığı Aydınlanma Devrimleri’nin gerici çevrelerce engellenmek isteneceğini çok uygun biliyordu. Bu nedenle, 20 Ekim 1927’de Büyük Nutuk’unu Gençliğe Hitabe ile sonlandırırken Ulusunu muhtemel namüsait şartlar ve tehlikelere karşı uyarmış, ‘Ey Türk İstikbalinin Evladı, işte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır’ sözleriyle de görevini tanımlamıştı. Kubilay, bu görev şuuruyla dikildi asilerin karşısına.
“HAİNLER HAK ETTİKLERİ BİÇİMDE CEZALANDIRILDI.
İsyanı, Kubilay’ın kabulü olanaksız katlini ve henüz birkaç yıl önce Yunan işgalinden kurtarılmış Menemen halkının bir kısmının da hainleri desteklediğini duyduğunda Atatürk’ün çok sert reaksiyon verdiği, hatta ‘Menemen’i yakın’ dediği bilinir. Büyük Önder, orduya gönderdiği taziye bildirisinde da ‘Büyük ordunun kahraman, genç zabiti ve mefkureci muallim heyetinin değerli uzvu Kubilay Beyefendi, pak kanı ile Cumhuriyetin hayatiyetini tazelemiş ve kuvvetlendirmiş olacaktır’ diyerek Cumhuriyetin ve ihtilallerin ebediyen korunacağına olan inancını yinelemiştir. Nakşibendi Piri Esat isimli yobazın kışkırttığı ayaklanma -benzerleri gibi- Laik Cumhuriyetin kararlı duruşu ve çelik iradesi ile bastırıldı, hainler hak ettikleri biçimde cezalandırıldı.”
“SONUÇTA ELBETTE KUBİLAYLAR KAZANACAKTIR”
“Osmanlı döneminde de Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında da Cumhuriyetin ilanında da Aydınlanma İhtilalleri sürecinde de çok partili döneme geçildikten sonra da ve nihayet 15 Temmuz 2016’da da bu Karşı İhtilal kalkışmalarıyla daima karşılaştık. Tamamının emperyal güçlerce tertiplenip yerli işbirlikçilerce sahnelediğini de biliyoruz. Hiçbir vakit maksatlarına ulaşamadılar, asla ulaşamayacaklar. Batı Emperyalizmi 100 yıldır, Atatürk Cumhuriyeti’ni Antiemperyalist Tam Bağımsız Üniter Ulus Devlet özünden kopararak uydusu olacak bir Din Devletine dönüştürme çabasını sürdürmektedir. Yıllardır yaşadığımız, emperyalizm ve işbirlikçilerinin bu amaçlı Derviş Mehmetler yetiştirme çabası ile Laik Cumhuriyetin Kubilaylar yetiştirme iradesinin mücadelesidir. Sonuçta elbette Kubilaylar kazanacaktır. Atatürkçü Düşünce Derneği, Türk İstiklâlini, Türk Cumhuriyetini ebediyen koruma ve müdafaa etmenin mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli olduğu şuuru ve olanca gücüyle Kubilay’ın pak kanı ile çizdiği yolda yürümeye, Karşı İhtilal ihanetine geçit vermemeye kararlıdır. Milletçe kalbimizde yaşattığımız, sonsuza dek yaşatacağımız Menemen şehitlerimizi minnetle yad ediyor, aziz anıları önünde hürmetle eğiliyoruz.”