Narin Güran’ın cinayetine ilişkin soruşturma devam ederken, sosyal medyada cinayetin ‘’Tavşan Tepe’’ isminde İbranice yazılmış ezoterik bir kitaptan esinlenerek, sapkın bir ayini gerçekleştirmek için işlendiği iddiaları yayıldı. Aslında kitap 1945 yılında Amerikalı Robert Lawson tarafından İngilizce olarak yazılmış bir çocuk kitabıydı. Kitapta, baş karakter küçük tavşan Georgie, ağaçkakan Porkey, kokarca Phewie’nin yaşadıkları tepedeki maceraları anlatılıyordu.
Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinin Tavşantepe mahallesinde 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesiyle ilgili soruşturma devam ederken, sosyal medyada cinayetin “Tavşantepe” isminde, İbranice yazılmış ezoterik bir kitaptan esinlenerek sapkın bir ayini gerçekleştirmek için işlendiği iddiaları yayıldı.
Enver Aysever’in Youtube yayınına konuk olan Merve Sanay adlı bir kişi de cinayetin arkasında sapkın bir ritüelin olabileceğini öne sürdü:
“Kitap’ta tavşan üstünden şüphe, korku ve nefret konu ediliyor. Kitap, İbranice bir metinle dolaşımda deniyor. Bu kitap yüzeysel bir hikayenin ötesinde derin, mitolojik ve sembolik anlamlar da taşıyan bir anlatıya sahip. Buraya şuradan da geleceğim. Biliyorsunuz bir ahır olayı var. Ahırdaki çuval ve narinin kopmuş bacağı söz konusu o bacak nasıl koptu? Niye o bacak koptu? Bu eserde tavşanlar, yani tavşan burada çocuk oluyor. Ahıra kilitlenmiş ve bir kurtuluş mücadelesi vermektedirler. Kitap bu tavşanların kaderini belirleyen bir gemiyi ve bu gemiye ulaşma mücadelesini detaylandırarak fedakarlık ve kurtuluş temalarını işler. Su kenarına yanaşan gemi tavşanların kurtuluşu için bir umut kaynağıdır. Ama gemiye ulaşmak her zaman kolay değildir. Tavşanlar arka bacaklarından yakalanarak tepe taklak edilirler.
“Kitabın özetinde 19 sayısının çok önemli, kutsal olduğu ve çocuklar kurban verildiği söyleniyor. Ve şimdi de 17 sene önce ölen başka bir çocuğun babası çıktı ve dedi ki ‘Benim çocuğumun da 19 gün sonra, aynı yerde cesedi bulundu. Apar topar dosyayı kapattılar. Hiçbir şey yapılmadı. Ben çocuğumun boğulduğunu düşünmüyorum.’ Bu kitapta 19 sayısı çok önemli görülüyor. Narin de aynı yerde, 19 gün sonra ölü bulundu.’”
Orijinal adı “Rabbit Hill” yani “Tavşan Tepesi” olan kitap 1945 yılında Amerikalı hikaye yazarı Robert Lawson tarafından İngilizce olarak yazılmış bir çocuk kitabıydı.
Amerikan çocuk edebiyatının en seçkin kitaplarına verilen “Newberry madalyası” kazanarak mükemmellik ödülü kazanan “Tavşan Tepesi” nin anlatılan türden de bir içeriği yok.
Kitabın orijinal basımı.
Kitabın başkahramanı olan tavşan küçük Georgie, ailesiyle birlikte tepede yaşamaktadır. Babası konuşmayı seven Güneyli bir beyefendi, annesi ise “amansız bir evhamlıdır.’’
Ağaçkakan Porkey, kokarca Phewie, tarla fareleri, geyikler, tilkiler, köstebekler, kuşlar ve sincaplar da dahil olmak üzere tepede başka birçok hayvan arkadaşla birlikte yaşamaktadırlar.
Köhne çiftliği yeni bir ailenin devralacağı haberi yayılınca hayvanlar heyecanlanır. Anne, yeni insanların evcil hayvanları ya da çocukları olursa ya da hayvanları zehirlemeye çalışırlarsa her şeyin ters gidebileceğinden endişelenir. Ancak diğer hayvanların çoğu, bol yiyeceğin olduğu yeni bir dönemi umut etmektedir. Yeni gelen aile “kaliteli insanlar”dır. Hayvanlar da onlara karşı saygılı olmaya karar verir. Karanlık bir gecede hayvanlar, insanların arabasının Küçük Georgie’ye çarptığını görür. Yas tutulur. Tepeyi bir kasvet duygusu kaplar. Birkaç gün sonra ise bir tarla faresi, Küçük Georgie’nin yaşadığını ve ailenin evinde ayağında tellerle kadının kucağında yattığını anlatır. Hayvanlar umutlarını yeniden kazansalar da ölüm ihtimalinden de korkarlar. İşçiler büyük bir tahta sandık getirdiğinde, hayvanlar bunun kendilerini yok etmek için tuzaklar ve zehirler içerdiğini düşünür. Analdas Amca, bunun Küçük Georgie’yi asmayı planladıkları darağacı olduğunu bile iddia eder. Ancak Küçük Georgie sağlığına kavuşarak geri döner. Sandıktan da koruyucu bir heykel ve herkese yetecek kadar yiyecek olduğunu belirten bir not çıkar. İnsanlar her gün hayvanlara yiyecek getirirler. Tepeyi ziyaret eden işçiler, yeni insanların bahçesine çitler, zehirler ya da tuzaklar olmadığını ve hayvanlara dokunulmadığını görünce şaşırırlar. Adamlar bunun acemi şansı olduğunu söylerler.”