BAĞKURLU ESNAFTAN, EYT REAKSİYONU: “YANIMIZDA ÇALIŞAN BİR ÇALIŞANIN 5 BİN GÜNLE EMEKLİ OLMASINA BİZ KARŞI DEĞİLİZ. LAKİN BİZ BİR PATRON OLARAK 9 BİN GÜNE TABİ TUTULUYORUZ”
Ali Mahir Başarır: “Erdoğan, Torununa Bin Lira Harçlık Verse ‘Ne Yapıyorun Dede’ Diye Sorar Torunları. Ama Emeklimize Bin Lira Fark Veriyor”
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, emeklilerin bayram ikramiyesine bin liralık artış yapılmasına tepki göstererek, “Erdoğan, torununa bin lira harçlık verse ‘ne yapıyorsun dede’ diye sorar torunları. Ama emeklimize bin lira fark veriyor, bununla 2 kilo et alabiliyor emekli. Biz ne dedik, en azından 17 bin 2 lira bayram ikramiyesi verin dedik. Çok şey mi istedik, hayır. Utanç verici bir tablodur bu. İliç faciasında Kanadalı şirkete aslında bağışlanan altınların değeriyle çok rahat 17 bin lira verebiliriz ama ne emekli ne işçi Erdoğan’ın umurunda değil. O bin lirayı ona buradan iade ediyorum” dedi.
Ali Mahir Başarır, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, şunları söyledi:
“ERDOĞAN’IN ÜLKEMİZDE BİR AYDA VERDİĞİ ZARAR SADECE 101 MİLYAR”
“Erdoğan’ın halkımıza ocak ayında verdiği zarar 101 milyar oldu. Devletin bütçesi ocak ayında 150 milyar açık verdi. Hazinen verilerine göre söylüyorum ocak ayında 142 milyar net borçlanmaya gidilmiş. Döviz kurundaki farktan dolayı borçlarımız 243 milyar artmış. Aradaki fark 101 milyar yani Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkemizde bir ayda verdiği zarar sadece 101 milyar. Bu ucube sistem geldiği tarihte devletin iç borcu 561 milyar bunun sadece binde 1’i döviz borcuydu. Bugün devletin borçlarının 3’te 1’inin döviz ve altın cinsinden olduğunu görüyoruz. 2018 tarihten bu yana devletin bütçesi 2.2 trilyon lira açık vermiş ama döviz ve altın cinsinden borçlandığımız için bu borç 6 trilyona çıkmış. Bu artışın sebebi kim; yine tek adam. Çünkü faiz sebep enflasyon sonuç şeklimdeki akıl dışı teorisi bu ülkeyi bu hale getirdi. Bu borcu sadece bugün yaşayanlar değil, doğmamış çocuklarımıza, torunlarımıza bu borç kalacak.
“ÇOK ŞEY Mİ İSTEDİK”
Bizde en düşük emekli maaşı 10 bin lira, 298 Euro’ya denk geliyor, Alman emeklisi 242 lira (kilo) kıyma alacakken bizim emeklimiz 25 kilo kıya alabiliyor. Durum böyleyken 2 bin lira olan bayram ikramiyesini 3 bin lira yapmış beyefendi, bin lira artırmış. Ben buradan soruyorum, fark bin lira. Bugün çocuğuna, torununa bu bin liralık farkla bayramda bir kıyafet alabilir mi, alamaz. Erdoğan, torununa bin lira harçlık verse ‘ne yapıyorsun dede’ diye sorar torunları. Ama emeklimize bin lira fark veriyor, bununla 2 kilo et alabiliyor emekli. Biz ne dedik, en azından 17 bin 2 lira bayram ikramiyesi verin dedik. Çok şey mi istedik, hayır. Utanç verici bir tablodur bu. İliç faciasında Kanadalı şirkete aslında bağışlanan altınların değeriyle çok rahat 17 bin lira verebiliriz ama ne emekli ne işçi Erdoğan’ın umurunda değil. O bin lirayı ona buradan iade ediyorum.
“YEREL MAHKEME BİLE ANAYASA MAHKEMESİ’NE DİNLEMİYOR”
Yargı paketi geldi komisyondan geçti, ülkenin yargıyla, adaletle ilgi sorunlarını çözmekten başka her madde gelmiş. Can Atalay rezaletini hepimiz gördük, Yargıtay AYM’ye kafa tuttu. Bugün görüyoruz ki Muğla’da bir yerel mahkeme Erdoğan’a hakaretten bir gazeteciye ceza veriyor, AYM hak ihlali diyor, yerel mahkeme bile bugün AYM’yi dinlemiyor. Sorunlar bu kadar büyümüşken, uzun süren davalar, keyfi tutuklamalar varken gelen yargı paketi sorunlarımızı çözecek… Hayır. Türkiye’de bir adalet sorunu vardır, bu adaletsizliğin sebebi tek adamdır. Paket olarak bize adalet değil sarayın paketi gelmektedir. Böyle bir şey olmaz.
“31 MART’TA ERDOĞAN’A BİR ŞANS DAHA VERİRSEK 4,5 YIL GEÇMEZ”
31 Mart’tan sonra seçim zamanında yapılırsa yaklaşık 4,5 yıl daha seçim yok. Eğer bu iktidara bir uyarıyı sandıkta yapmazsak, yapılan bu zulmün hesabını 31 Mart’ta sormazsak, insanları açlığa terk eden Erdoğan’a bir şans daha verirsek 4,5 yıl geçmez. Hemen seçimden sonra iğneden ipliğe kadar kat be kat zam gelecek. O yüzden diyoruz ki 31 Mart’ta 85 milyon sandığa. 2019’da olduğu gibi uyarıyı, tepkiyi 31 Mart’ta sandıkta yapalım.”
Başarır, açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. İliç’teki maden faciasına ilişkin açıklama yapan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, bölgenin fay hattının üzerinde olduğunu bilmediğine ilişkin sözleri ve eski Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un “Faaliyet iznini biz vermiyoruz ÇED raporu ile toprak kaymasının ne alakası var” açıklamasına dair sorulara Başarır, şöyle yanıt verdi:
“BUNLAR TEFLON TAVA GİBİ BUNLARA HİÇBİR ŞEY YAPIŞMIYOR”
“Siz bir bakan mısınız? Ne bakanı olduğunuzun farkında mısınız? Fay hattının geçtiğinden haberi yokmuş. Sen Türkiye’de tüm işletmeleri, yapıları kontrol edeceksin, fay hattı nerede bir bakacaksın. Bakana bak. Kurum’a gelelim, bu zekayı İstanbul’a aday yaptılar bu zeka İstanbul’u yönetecek. İstanbul’u büyük bir deprem bekliyor, ÇED raporundan mı oldu… Tabii ki ÇED raporundan oldu. Sen ÇED raporunu vermeseydin, fay hattı dahil buradaki tehlikeyi görseydin reddetseydin bu olmayacaktı. Ama bunlar teflon tava gibi bunlara hiçbir şey yapışmıyor. Ben İstanbulluya sesleniyorum, İliç’e bakın, İmar affına bakın sakın kendinizi Murat Kurum’a teslim etmeyin.”
“KURUM’U ÖNE SÜRMÜŞ RECEP TAYYİP ERDOĞAN ASIL ADAY BENİM DİYOR”
İstanbul’da İBB Başkan Adayı Murat Kurum’un fotoğraflarının Erdoğan’ınki ile asılması ile ilgili soruya da Başarır, “İstanbul’da şöyle bir karışıklık var onu ben de anlıyorum. Recep Tayyip Erdoğan mı aday Kurum mu aday belli değil. Bence Kurum’u öne sürmüş Recep Tayyip Erdoğan asıl aday benim diyor, hele şu açıklamalardan sonra Recep Tayyip Erdoğan sadece kendi resmini paylaşsa daha hayırlı bir iş yapmış olur” yanıtını verdi.