22 Kasım 2024 Cuma

AKŞENER: ADI GEÇEN HİÇBİR ADAYA YÖNELİK, SAYIN KILIÇDAROĞLU BAŞTA OLMAK ÜZERE, HİÇBİR İSMİ GEÇEN KİŞİYE YÖNELİK EN KÜÇÜK BİR ÖN YARGIMIZ YOK

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Altılı Masa’nın göstereceği ortak cumhurbaşkanı adayına ilişkin, “Hiçbir önyargımız yok. Adı geçen hiçbir adaya yönelik, Sayın Kılıçdaroğlu başta olmak üzere, hiçbir ismi geçen kişiye yönelik en küçük bir ön şartımız, ön yargımız yoktur. Bu seçim, son seçim. Bu seçim, parlamenter sistemin konuşulacağı son seçim. Bu seçimi alamadığımız takdirde bundan sonraki bütün seçimler, bu ucube sistem üzerinden yarışmaya döner. Türkiye ölmez, bitmez ama bu ucube sistem üzerinden konuşarak, rekabet ederek seçimler olur” dedi. Akşener, MHP Genel Başkanı Bahçeli’ye, “İktidar ile İmralı’nın görüştüğüne dair bir duyumum var. Sayın Bahçeli’nin önüne küt diye bir mektup düşer, 31 Mart İstanbul seçimlerinin ikinci turunda olduğu gibi. Ondan sonra ‘bunu nasıl güzelleyeceğim’ diye zora düşülür. Ortağına dikkat çekmesinde fayda var” diye seslendi.

Meral Akşener, Fox TV’de bugün yayınlanan Çalar Saat programında İlker Karagöz’ün sorularını yanıtladı. Akşener, Altılı Masa’da çatlak olmadığını, İYİ Parti’nin de masadan ayrılmayacağını vurguladı. Akşener’in konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle: 

“ÇATLAK YOK: (Altılı Masa’da çatlak var mı?) Hayır, çatlak yok.

ÖYLE BİR ŞEY YOK: (İYİ Parti’de masadan kalkmak gibi bir yaklaşım var mı?) Hayır, öyle bir şey de yok.

TARTIŞACAĞIZ, BİZ CUMHUR İTTİFAKI GİBİ DEĞİLİZ: (Aday, liderler masasından mı olacak?) Sayın Kılıçdaroğlu; Cumhurbaşkanı adayını Altılı Masa’daki altı liderin seçeceğini ilk kamuoyuyla o paylaştı. Arkasından biz, o masada olanlar da bunu olumlu bulduk. Dolayısıyla karar o masadan çıkacak. Adayı Altılı Masa belirleyecek ama o masayı oluşturan liderlerin o karara katılımı, elbette arkalarında bulunan hem seçmenlerinin hem sahada gördüklerinin bir sonucu olacak. Tartışacağız, biz Cumhur İttifakı gibi değiliz. Altılı Masa, ortak akıl platformu.

BEN ADAY DEĞİLİM: (Seçime ortak adayla girme fikri sürüyor mü?) Zaten öyle olmalı. Ben, tam bir yıl evvel, eylül ayında, cumhurbaşkanı adayı olamayacağımı ifade ettim. Başbakanlığa aday olduğumu ifade ettim. Sebebi de 2018’de muhalefeti destekleyen seçmenin inanılmaz bir mutluluk, heyecan, ‘birinci turda aldık’… Sonuçta Sayın İnce’nin, benim ve Temel Bey’in, üçümüzün oyunun Ekmeleddin Bey kadar olması, ‘eyvah yine kaybettik’ diyen bir seçmen kitlesi… O seçimin ‘artık biz bunu başaramayız’ ruh halinden çıkartılması için 31 Mart’ta CHP ile birlikte yerel seçimlere ortak gitme… Bunların tamamı o seçmeni ayağa kaldırmak üzereydi. Bir yıl evvel, ‘Ben aday değilim’ dedim.

Amacım, parlamenter sisteme geçişin gerçekten bu masa tarafından yapılacağını ve bunun tartışılması gerektiğini… İkincisi ise mutlaka tek aday ile gidilmenin seçimi kazanmak için büyük avantaj olacağı… Hâlâ tek adayla gitmenin hem Cumhurbaşkanlığı’nı hem de parlamentoyu kazanmanın çok önemli olduğuna inanıyorum.

13. CUMHURBAŞKANI, BUGÜN ADI ALTILI MASA, YARIN İTTİFAK OLACAĞINI ÜMİT ETTİĞİM BU ALTI PARTİNİN ADAYI OLACAK İNŞALLAH: (Aday mı, sistem mi?) Her ikisi de diyebiliriz. Kazanacak bir aday ve parlamenter sisteme geçilmesi konusunda irade koyacak, verdiği sözü tutacak bir aday… Çünkü bir protokolü imzalayıp hep birlikte, bir aday da dahil olmak üzere kamuoyuyla paylaşacağız biz. Tecrübesi olan bir adayımız, 13. Cumhurbaşkanı, bugün adı Altılı Masa, yarın ittifak olacağını ümit ettiğim bu altı partinin adayı olacak inşallah.

SAYIN KILIÇDAROĞLU, BEN DAHİL BÜTÜN O DİĞER BEŞ LİDERİ ZİYARET EDECEK: (2 Ekim öncesi CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşme olacak mı?) Şu ana kadar biz herhangi bir telefonlaşma yapmadık ama bütün bu 2 Ekim öncesinde şu yapılacak. Sayın Kılıçdaroğlu, ben dahil bütün o diğer beş lideri ziyaret edecek. Sistemimizi öyle yaptık. Dolayısıyla masada neler konuşulacağına dair de fikir teatisi oluyor. Çok iyi bir şey. Sayın Kılıçdaroğlu ile böyle bir görüşme yapacağımız kesin. Ama tarihini bilmiyorum.

HEPSİ YÜZDE 50 DÜŞTÜ: (İşsizliğin düştüğüne şaşıranlardan mısınız?) Hayır, düşmüyor. Artık o kadar umutsuz ki insanlar, özellikle gençler, iş aramaktan vazgeçiyor. Evli olan genç erkekler ve kadınlar iş aramaya devam ediyor ama evli olmayan, çoluk çocuğu olmayan gençlerin iş aramadan vazgeçtiğini ben gezdiğim yerlerde görüyorum. Çok uzun zamandır esnaf geziyorum ben. O dükkanlarda şöyle bir şey oluyordu. Küçük bir market, işletmecisi diyor ki ‘Ben ve iki kişi daha çalışıyor’. Lokanta, fırın, buralarda en az 15 kişi çalışıyordu başladığımızda, şu anda bunların hepsi yüzde 50 düştü. Yani elektrik faturasından şikayet, kiraların uçmasından şikayet… 10 TL’den satışa koyuyor, bu sefer 15 TL’den tekrar yenisi geliyor, üzerine kârını koyduğu zaman müşteri ile kavga… Alım gücü düşmüş durumda. Dolayısıyla bir keşmekeş ve kaos var. İşsizlik artıyor.

İNANIYORSA DURUM ÇOK VAHİM: (AKP’li Mehmet Özhaseki’nin ‘Ekmek 1 lirayken alamıyordunuz, ekmek 5 lirayken alabiliyorsunuz’ açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?) İnandığını zannetmiyorum. Propaganda yapmak başka bir şey. Zaten inanıyorsa durum çok vahim. Ya gerçeklik duygusundan koptu; vatandaşla, milletle, insanla alakası kalmadı.

SARAY BİR PARALEL EVRENDİR, AYRI BİR HAYAT TARZIDIR: Bu ucube sistem, bir saray hayatı yarattı. Saray, bir paralel evrendir, ayrı bir hayat tarzıdır. Bu paralel evrende bu ucube sistemi kararnamelerle yöneten zihniyetin temsilcisi de bugün bu sözleri söyleyebilir.

ZATEN EVLERİMİZE DE BUNLAR SAYESİNDE GİRDİK: (Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın beyaz eşya verilerini paylaşmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?) Bu arkadaş, hakikaten şaka gibi bir insan tipi. O, trol başıydı ya trollük ruhunu atamadı üzerinden. Dolayısıyla sanayi ve teknoloji dediğiniz şey, çok önemli iki kavramdır. Türkiye’nin en önemli iki başlığıdır. En önemli bakanlıklarından da birisidir. Düşünün, 249 bin yeni kurutucu var, 2002’ye kadar hiçbir şey yok. Bu iktidarın ortağı ne diyecek acaba? MHP, 2002’ye kadar iktidardı. Bu kurutucuyu verememişler mi? Bu arkadaşlar almışlar. Zaten evlerimize de bunlar sayesinde girdik. Böyle bir şey var mı ya… Buzdolapları var ama içi boş. Makarna var, mercimek çorbası var, köyden gönderilmişse tarhana çorbası var. O tarhana ve mercimek çorbasının içinde de yağ yok. Böyle bir şey yok.

3 AY EVVEL, ‘1 YIL İÇİNDE YÜZDE 10 CİVARINA ENFLASYON DÜŞER’ DİYORDUK: (Enflasyon, siz iktidara gelirseniz ne olacak?) Ekonomi manasında çok iyi hazırlıklı bir siyasi partiyiz. Altılı Masa’daki bütün siyasi partilerin de çok iyi ekonomi programları var. Ama ben, kendi partimi anlatmak zorundayım… Üç ay evvel, ‘Bir yıl içinde yüzde 10 civarına enflasyon düşer’ diyorduk. Ama bu gidişatla şu anda ‘Ancak yüzde 20’ye düşer’ diyoruz. Biz, seçmenimize yalan söylememe, aldatmama kararlılığındayız. Ama güven geldiği andan itibaren, demokrasi gerçekten uygulanıyor hale geldiği andan itibaren, hukukun üstünlüğü, adaletin sağlandığı andan itibaren Türkiye’nin güven puanı yükselecektir. Türkiye’nin risk puanı düşecektir. Sadece sıcak paradan bahsetmiyorum, Türkiye’ye yatırım yapma anlamında da hem yerli hem yabancı kaynak gelecektir.

DÜNYANIN HİÇBİR YERİNDE ÖĞRETMENİN İTİBARSIZLAŞTIRILMASI SÖZ KONUSU OLAMAZ: (Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in öğretmenlere yönelik ‘Mühendis olarak atanamayanlar böyle ağlamıyor’ sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?) Ben, ilkokul öğretmenliği eğitimi almış bir insanım. Ondan sonra lise öğretmenliği yaptım. Sonra 15 yıl üniversitede hocalık yaptım. Kendimi ilkokul öğretmeni gibi görürüm. Öğretmeni yeter sayıda, birinci sınıf yetiştireceksiniz. Hurra, üniversiteler açıp istihdam fazlası öğretmen yetiştirmeyeceksiniz. Öğretmeni tayin edeceksiniz. Öğretmen, devlette çalışabilme imkanına sahip olacak. Siz, ona bugününüzü, geleceğinizi emanet ediyorsunuz. Sayın Özer’in çocuğu da sizin çocuğunuz da ona emanet. Dünyanın hiçbir yerinde öğretmenler çok yüksek maaş almaz ama hiçbir yerinde sürünmezler, ağlatılmaz. Dünyanın hiçbir yerinde öğretmenin itibarsızlaştırılması söz konusu olamaz.

İKTİDAR İLE İMRALI’NIN GÖRÜŞTÜĞÜNE DAİR BİR DUYUM VAR: Bu dış güçleri ben hiç görmedim, hiç merhabamız olmadı. Eskilere de dönmek istemiyorum. Sayın Bahçeli’ye tavsiyem, bizlerle uğraşmak yerine, aldığımız bazı duyumlar var, iktidar partisinin İmralı ile görüşme trafiğini başlattığına dair. Yarın küt diye önüne bir mektup gelir. Ben, açılım nedir bilmiyorum. Duyum olarak söylüyorum. İktidar ile İmralı’nın görüştüğüne dair bir duyumum var. Sayın Bahçeli’nin önüne, yarın önüne küt diye bir mektup düşer, 31 Mart İstanbul seçimlerinin ikinci turunda olduğu gibi. Ondan sonra ‘bunu nasıl güzelleyeceğim’ diye zora düşülür. Ortağına dikkat çekmesinde fayda var.

6 AY VAR ADAYIN AÇIKLANMASINA: (2 Ekim’de aday açıklanacak mı?) Hayır, düşünmüyorum. 6 ay var adayın açıklanmasına. 9 ay var seçimlere. ‘İlle de aday aday’ diye tutturanlar kim, baktığınız zaman Cumhur İttifakı’nın bileşenleri.

SAYIN KILIÇDAROĞLU BAŞTA OLMAK ÜZERE, HİÇBİR İSMİ GEÇEN KİŞİYE YÖNELİK EN KÜÇÜK BİR ÖN ŞARTIMIZ, ÖN YARGIMIZ YOKTUR: Hiçbir önyargımız yok. Adı geçen hiçbir adaya yönelik, Sayın Kılıçdaroğlu başta olmak üzere, hiçbir ismi geçen kişiye yönelik en küçük bir ön şartımız, ön yargımız yoktur. Bu seçim, son seçim. Bu seçim, parlamenter sistemin konuşulacağı son seçim. Bu seçimi alamadığımız takdirde bundan sonraki bütün seçimler, bu ucube sistem üzerinden yarışmaya döner. Türkiye ölmez, bitmez ama bu ucube sistem üzerinden konuşarak, rekabet ederek seçimler olur.”

İlgili Haberler