KOLOKYUMDA ESKİŞEHİR TEPESİ
Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu: “Bu Ülkenin Kaynakları 20 Yıl Boyunca Betona Harcandı. Ülkenin Kaynaklarını Sanayici Yerine Bir Avuç Yandaş Müteahhide Harcadınız”
CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, TBMM Genel Kurulu’nda, “Sanayinin payı düşmüş, imalat sanayisinin payı düşmüş, yüksek teknolojili ürünlerin ihracattaki payı düşmüş. 2053 yılı için konulan hedeflere 2023 yılında yani Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında ulaşmak mümkünken neden şimdi biz bu durumdayız? 20 yıl boyunca; bol bol AVM açıldı, yazlık-kışlık saraylar yapıldı, verimsiz bir sürü yatırım yapıldı. Yani bu ülkenin kaynakları 20 yıl boyunca betona harcandı. Yap-işlet-devret ve yap-kirala-devret yöntemleriyle hasta garantili şehir hastaneleri açıldı, araç geçiş garantili otoyollar, köprüler, tüneller yapıldı. Yolcu garantili havalimanları yapıldı. Bu ülkeye çok büyük kötülük yaptınız. Bu ülkenin kaynaklarını sanayici yerine bir avuç yandaş müteahhide harcadınız” dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor. Genel Kurul’da bugün Ticaret Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçeleri görüşülüyor. Ticaret Bakanlığı bütçesi üzerine söz alan CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu şunları söyledi:
“2002 YILINDAN BU ZAMANA YÜKSEK TEKNOLOJİLİ ÜRÜNLERİN İMALAT SANAYİ İHRACATI İÇİNDEKİ PAYI YÜZDE 6,2’DEN YÜZDE 3,5’LERE KADAR DÜŞMÜŞ”
“Elimizdeki verilere baktığımız zaman 2022 yılında gayri safi yurt içi hasılanın içinde sanayinin payı yüzde 26,4. En son üçüncü çeyrekte bu oran yüzde 21,5’e düşmüş, 9 aylık ortalamaya baktığımız zaman da yüzde 22. Yani yaklaşık 4,5 puanlık bir düşüş söz konusu. 1998 yılında milli gelirin içerisindeki sanayinin payı yüzde 25 idi, bugün yüzde 22. İktidarın 2053 hedefleri arasında imalat sanayisinin milli gelir içerisindeki payını yüzde 30’a çıkartmak gibi bir iddiası vardı. 2022 yılında bu oran 22,1. Üçüncü çeyrekte 18,6’ya düşmüş durumda. 9 aylık ortalaması yüzde 19,5. 1998’de bu oran yüzde 22,2. Ciddi bir düşüş söz konusu.
2053 hedeflerinden birisi yüksek teknolojili sanayi ürünlerinin imalat ihracatındaki yüzde 3’lük oranı yüzde 17’ye çıkartmak. Bugün TÜİK’in 2023 Ocak-Ekim ihracat verilerine baktığımız zaman yüksek teknolojili ürünlerin ihracattaki oranı yüzde 3,7. 2015’te 3,4, 2016’da 3,3. Oysa 2002 yılında bu oran yüzde 6,2’ymiş. 2002 yılından bu zamana kadar yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ihracatı içindeki payı yüzde 6,2’den yüzde 3,5’lere kadar düşmüş. 2002 yılında yüzde 6,2 olan oran 21 yıl içerisinde neden yüzde 17 olmadı.
“BU ÜLKENİN KAYNAKLARI 20 YIL BOYUNCA BETONA HARCANDI”
Sanayinin payı düşmüş, imalat sanayisinin payı düşmüş, yüksek teknolojili ürünlerin ihracattaki payı düşmüş. 2053 yılı için konulan hedeflere 2023 yılında yani Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında ulaşmak mümkünken neden şimdi biz bu durumdayız? 20 yıl boyunca; bol bol AVM açıldı, yazlık-kışlık saraylar yapıldı, verimsiz bir sürü yatırım yapıldı. Yani bu ülkenin kaynakları 20 yıl boyunca betona harcandı. Yap-işlet-devret ve yap-kirala-devret yöntemleriyle hasta garantili şehir hastaneleri açıldı, araç geçiş garantili otoyollar, köprüler, tüneller yapıldı. Yolcu garantili havalimanları yapıldı.
Bu ülkede Kütahya’da Zafer Havalimanı yapıldı. 50 bin yolcunun bir yıl içinde kullandığı bir havalimanına eğer siz 1 milyon yolcu garantisi verirseniz 50 milyon euroya mal ettiğiniz bu havalimanına dönem sonunda 250 milyon euro gelir garantisi verirseniz bu memlekette kimse imalatta sanayiyle uğraşmaz. Bu ülkeye çok büyük kötülük yaptınız. Bu ülkenin kaynaklarını sanayici yerine bir avuç yandaş müteahhide harcadınız.
“SON 20 YILDA KAYNAKLARI ETKİN YATIRIMLAR YERİNE BİR AVUÇ YANDAŞ MÜTEAHHİDE HARCADINIZ”
Son 20 yılda kaynakları etkin yatırımlar yerine bir avuç yandaş müteahhide harcadınız, nitelikli, bilimsel eğitimi rafa kaldırdınız. Güveni ortadan kaldırdınız. Doğrudan yabancı yatırımcıyı bu ülkeden kaçırdınız. Sonuç olarak bugün dünyanın gelişmiş ekonomileri ve firmaları dijital ve yeşil dönüşümü yakalamaya çalışırken Türkiye sanayisi ise yanlış politikalar yüzünden endüstri 3.0’a yetişebilme telaşı içindedir.”