Karakırmızı adlı yapıtıyla 37. Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü’nü alan şair Ertuğrul Özüaydın, teşekkür konuşması yapmak yerine Kansu için mektup yazdığını dile getirerek mektubunda “Cumhuriyetin 100. yılında hâlâ Cumhuriyete ve Cumhuriyet devrimlerine karşı olan gericiler ve Atatürk düşmanları var. Hiç karamsar değiliz, mutluluğun ve başarının inanan insanların olacağına inancımız tam. Senin dediğin gibi, bir ulusun suladığı, beslediği yediveren bağımsızlık gülünü yaşatacağız. Benim için Ceyhun Atuf Kansu adıyla birlikte anılmak büyük bir onurdur” dedi. Törenin açılış konuşmasını yapan Kansu’nun kızı Prof. Dr. Bahar Gökler de “Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödül Törenini cumhuriyetimizin 100. yılına ulaştırmış olmak bizler için ayrıca çok anlamlı ve coşku vericidir” diye konuştu.
Covid-19 pandemisi sebebiyle 2021 yılı hariç, 1986’dan bu yana her yıl yapılan Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödül Töreni, bugün Ankara’da Çankaya Belediyesi Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde düzenlendi. Bu sene 37’ncisi düzenlenen ödül töreninin açılış konuşmasını Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Ankara Şube Başkanı Fürüzan Bilir ve Ceyhun Atuf Kansu’nun kızı Prof. Dr. Bahar Gökler yaptı.
ÇYDD Ankara Şube Başkanı Fürüzan Bilir şunları söyledi:
“YURDUNU GERÇEKTEN DOĞASIYLA, KÜLTÜRÜ İLE SEVMEYE ÇALIŞMIYOR İNSANIMIZ. SEVENLER DE DEVLET ELİYLE BASKI VE ZULÜM GÖRÜYOR”
“Kansu’nun Anadolu ve doğa sevgisi, Atatürkçülüğü tüm şiirlerine, tüm yazılarına yansımıştır. O Anadolu’ya, gelmiş geçmiş uygarlıklarına, Yunus’a, Karacaoğlan’a, Aşık Vesyel’e tutku ile bağlıdır. Yazılarında, şiirlerinde Anadolu’yu gezmeye, öğrenmeye, anlamaya teşvik eder çünkü ona göre bilginin yarısı söz ize, yarısı da gözdür. Oysa bugün insanlarda ne söz kaldı ne de göz… Yurdunu gerçekten doğasıyla, kültürü ile görmeye, sevmeye, anlamaya çalışmıyor insanımız. Sevenler de Akbelen’de, Kaz dağlarında devlet eliyle baskı ve zulüm görüyor. Onlar doğayı devlete ve şirketlere karşı koruyor.
“GENÇLERİMİZİ, KANSU’NUN DEYİMİ İLE DİNAMİK ATATÜRKÇÜLER OLMASI İÇİN GAYRET EDİYORUZ”
Kansu Atatürkçülüğün uygarlık anlayışının temelinin Anadolu’daki tüm uygarlıkların üzerine yeni bir uygarlık yaratmak olduğunu, Orta çağ İslam uygarlığından çıkıp çağdaş uygarlığa ulaşmak olduğunu söyler. Oysa bugün geldiğimiz noktada bu anlayıştan adım adım, bilinçli olarak nasıl uzaklaştırıldığımızı daha iyi görüyoruz. Atatürk’ün hedeflediği çağdaş bir uygarlığa erişmenin yolunda ne kadar çok engel ile karşılaşırsak karşılaşalım Atatürkçülük dinamiktir. Devrim süreklidir. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği olarak gençlerimizi, Atatürk ilkelerinin ışığını taşıyan, bu ilkeleri anlayarak geliştirip devrimi sürdüren, daha ileriye götüren Kansu’nun deyimi ile dinamik Atatürkçüler olması için gayret ediyoruz.”
Kansu’nun kızı Bahar Gökler de şunları dile getirdi:
“CEYHUN ATUF KANSU ŞİİR ÖDÜL TÖRENİNİ CUMHURİYETİMİZİN 100. YILINA ULAŞTIRMIŞ OLMAK BİZLER İÇİN AYRICA ÇOK ANLAMLI”
“Bugün Kansu ailesi olarak Ceyhun Atuf Kansu Şiir Törenimizin 37’ncisini gerçekleştirmenin mutluluğu ve kıvancını yaşıyoruz. Bu törenlerin biz Kansu ailesi için anlamı öncelikli olarak sevgili babamızı anmak. Ancak Ceyhun Atuf Kansu topluma açılmış bir yazar, ozan olduğundan, onu ve yapıtlarını toplumla yeniden buluşturmak, adına konulmuş olan şiir ödülü yoluyla şiirini başka ozanlarla buluşturarak bir şiir kucaklaması yaratarak ülkemiz şiir evrenini genişletmektir. Babamız Ceyhun Atuf Kansu bir Atatürk devrimcisi, cumhuriyet değerlerini özümsemiş, pek çok yapıtında işlemiş, yorumlamış ve topluma aktarmış olan bir sanatçı, bir düşünürdür. Bütün yaşamı boyunca bir yazar, bir yurtsever olarak Mustafa Kemal ve cumhuriyet öğretisini topluma ulaştırmayı bir özgörev olarak benimsemiş olan gerçek bir cumhuriyet aydınıdır kendisi. 1986 yılından bu yana düzenlediğimiz Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödül Törenini cumhuriyetimizin 100. yılına ulaştırmış olmak bizler için ayrıca çok anlamlı ve coşku vericidir. Ülkemizin içinden geçtiği bu çok karanlık ve zorlu günlerde Ceyhun Atuf Kansu gibi barışçıl ancak ödün vermez bir cumhuriyet devrimcisinin adına düzenlenen bu etkinliğin hepimiz için bir umut, dayanışma, cumhuriyet buluşması olmasını diyorum.”
Bu yıl “Karakırmızı” adlı yapıtıyla Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödül’üne değer görülen Ertuğrul Özüaydın’a ödülünü Gazeteci-yazar aynı zamanda Ceyhun Atuf Kansu’nun oğlu Işık Kansu takdim etti. Ödülünü alan Özüaydın, dil bilimci ve edebiyat araştırmacısı Emin Özdemir’in vefatından önce tüm ödül törenlerinde Ceyhun Atuf Kansu’ya mektup yazdığını anımsatarak, bu geleneği sürdürmek istediğini söyledi. Teşekkür konuşması yapmak yerine Kansu için yazdığı mektubu okuyacağını dile getiren Özüaydın mektupta şunları ifade etti:
“SENİN DEDİĞİN GİBİ, BİR ULUSUN SULADIĞI, BESLEDİĞİ YEDİVEREN BAĞIMSIZLIK GÜLÜNÜ YAŞATACAĞIZ”
“Sevgili Ceyhun Abi,
Bugün bir geleneğin sürmesi için sana bu mektubu yazmak istedim. Bu ödül törenlerinde sana daha önce mektup yazan sevgili arkadaşın Emin Özdemir artık aramızda değil. Adnan Binyazar abimiz ise çok çok uzaklarda. Emin Özdemir’den dinlediğimiz o mektupları da özleyeceğiz. Burada senin adına toplanmış bulunuyoruz. Bu nedenle Ceyhun Atuf Kansu şiir ödülünü düzenleyen ve yaşatan Sayın Bahar Gökler’e ve Işık Kansu’ya ve destekleyen ÇYDD’ye hem kendi adıma hem de Türk şiiri adına teşekkür ederim. Senin şiirlerinle büyüdük, severek okuduk. Bağımsızlık tutkun, Cumhuriyet devrimlerine inanmış Kuvay-i Milliye’ci kişiliğin şiirlerine de yansımıştı. Bunu bugün vurgulamayı özellikle istedim. Cumhuriyetin 100. yılında hâlâ Cumhuriyete ve Cumhuriyet devrimlerine karşı olan gericiler ve Atatürk düşmanları var. Hiç karamsar değiliz, mutluluğun ve başarının inanan insanların olacağına inancımız tam. Senin dediğin gibi, bir ulusun suladığı, beslediği yediveren bağımsızlık gülünü yaşatacağız.
“BENİM İÇİN CEYHUN ATUF KANSU ADIYLA BİRLİKTE ANILMAK BÜYÜK BİR ONURDUR”
Ceyhun Abi seni tanımadım, tanımayı çok isterdim. Tanıyan arkadaşlarımın kısa kısa anılarından ve ancak şiirlerinden biliyorum seni. Bu yıl adına düzenlenen şiir ödülüne ‘Karakırmızı’ adlı dosyamı değer gördüler. Biliyorsun ki ödül şiire verilir, şair şiirinin ödülünü alır. Sonraki sorumluluğu ödülün ağırlığını taşıyabilmektir. Şiirini daha ileriye götürebilmektir. Bu anlamda işi hiç de kolay değildir. Şiirimi böylesi bir ödüle değer gören tüm seçici kurul üyelerine kendim ve şiirim adına teşekkür ederim. Benim için Ceyhun Atuf Kansu adıyla birlikte anılmak büyük bir onurdur. Savaş yıllarından sonra büyüyen ve gelişen Türkiye’nin yokluk ve yoksulluğunu yaşayan o çok sevdiğin çocuklara seslenişini nasıl unuturuz? Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum, kır ve dağ çiçeklerini istiyorum, kaderleri bana benzeyen. Yalnızlıkla açarlar, kimse bilmez onları, geniş ovalarda kaybolur kokuları. Yurdumun sevgili ve adsız çiçekleri. İşte ben de senin o adsız çiçeklerinden biri olarak yazdığım mektubu selam ve sevgilerimle sana gönderiyorum. Saygılarımla.”
Ayrıca törende açılış konuşmalarının ardından Prof. Dr. Hikmet Özdemir Atatürk’ü Anlamak-Anlatmak: Ceyhun Atuf Kansu konulu sunum yaptı. Tören çellist Sinancan Özkamahlı ve gitarist Emre Kaykaç’ın müzik dinletisi ile son buldu.